Davutoğlu: Terör Tehdidinin Her Yerde Olduğunu Hatta, Paris'te Bile Olduğunu Görüyoruz" (2) - Son Dakika
Güncel

Davutoğlu: Terör Tehdidinin Her Yerde Olduğunu Hatta, Paris'te Bile Olduğunu Görüyoruz" (2)

Davutoğlu: Terör Tehdidinin Her Yerde Olduğunu Hatta, Paris\'te Bile Olduğunu Görüyoruz" (2)

Dış POLİTİKA İKİ TEMEL ÜZERİNE KURULU Almanya'daki temasları kapsamında Körber Vakfı'ndaki etkinlikte konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eğer BM sistemi Suriye'de rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçları engelleyemiyorsa Ortadoğu'da ve diğer bölgelerde terörist örgütlerin ortaya çıkmasını engelleyemiyorsa o zaman yeni bir yaklaşıma ihtiyaç bulunuyor" dedi.

13.01.2015 00:26
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Dış POLİTİKA İKİ TEMEL ÜZERİNE KURULU

Almanya'daki temasları kapsamında Körber Vakfı'ndaki etkinlikte konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eğer BM sistemi Suriye'de rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçları engelleyemiyorsa Ortadoğu'da ve diğer bölgelerde terörist örgütlerin ortaya çıkmasını engelleyemiyorsa o zaman yeni bir yaklaşıma ihtiyaç bulunuyor" dedi.. Konuşmasında ekonomik bağımlılıklar kurulmadığı sürece barışı tesis etmenin zor olacağını belirten Davutoğlu, Ortadoğu'daki kaynakların heba edildiğini dile getirdi. Davutoğlu, "Ekonomik kaynaklar, kalkınma için değil, totaliter rejimlerin operasyonların devamı için harcanıyor. Evet, çok kültürlü toplumlarımızın olması gerek. Türk dış politikası iki temel üzerine kuruludur. Bunlardan biri insani bakış açısı. Başarıyı sağlamak için kesin değerlere ihtiyacımız var. İkinci ise istikrara dayanan stratejik boyut. Tüm dünya liderlerinin, uluslararası sistemde normatif bir değerler sistemi oluşturulacak şekilde gerçekliği değiştirmek sorumluluğuna sahiptir" diye konuştu.

"HİÇ KİMSE MİLYONLARCA MÜLTECİYİ KABUL ETMEK İSTEMEDİ"

Suriye krizine de değinen Davutoğlu, "Suriyeli mültecilere kapımızı açtığımızı ilan ettiğimizde, hiç kimse milyonlarca mülteciyi, Suriye'den kaçanları kabul etmeyi istemedi. Bizim duruşumuz açık ve net. Suriye rejimi masum insanları bombalamaya, Scud füzeleri atmaya ve saldırmaya başladığında biz bir seçim yapmak zorunda kaldık. Biz asla halkını öldüren otoriter rejimlerle işbirliği yapmayacağız" dedi.

"ULUSLARARASI TOPLUM ORTADOĞU HALKLARININ DEMOKRATİK TALEPLERİNİ DESTEKLEMEDİ"

Davutoğlu Arap Baharı'na ilişkin, "Maalesef, uluslararası toplum tarafından Ortadoğu halklarının demokratik talepleri ekonomik ve siyasi olarak yeterince desteklenmedi. Size, demokratik geçiş konusunda Doğu Avrupa'nın yaşadığı bir başarı örneğini gösterebilirim. Doğu Avrupa, Avrupa Birliği'nin ekonomik ve politik desteklerinden, NATO'nun savunma şemsiyesi ile geçiş sürecini başarılı şekilde gerçekleşti. Maalesef, Ortadoğu'da geçiş sürecinde herhangi ekonomik ve stratejik bir destek gerçekleşmedi" dedi.

"SURİYE'DE İNSANLIĞA KARŞI TÜM SUÇLAR İŞLENMİŞTİR"

Suriye konusunda Birleşmiş Milletlerin tutumunu eleştiren Davutoğlu: "Binlerce Suriyeli sivilin öldürülebileceğini, onları öldüren kişinin ise hala koltuğunda oturabileceğini, hatta bazı ülkelerin onun iktidarını memnuniyetle karşılamaya devam edeceğini hiç düşünemezdik. Suriye'de insanlığa karşı tüm suçlar işlenmiştir. Bu BM sisteminin başarısızlığının bir göstergesidir. Aynı zamanda uluslararası sistemde, uluslararası örgütlerde reforma gitme ihtiyacını da açıkça göstermektedir. Bugün bu hepimizin karşı karşıya olduğu en büyük sınamadır. Eğer BM sistemi Suriye'de rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçları engelleyemiyorsa Ortadoğu'da ve diğer bölgelerde terörist örgütlerin ortaya çıkmasını engelleyemiyorsa o zaman yeni bir yaklaşıma ihtiyaç bulunuyor. Bu yaklaşımda idealler ve insani değerler, istikrar için temel oluşturacaktır" diye konuştu.

Davutoğlu, Suriye halkı için açık kapı politikasının sürdürüleceğini bbelirtirken, "Ancak kendi vatandaşlarını öldürmüş olan bir rejimin herhangi bir şekilde meşru görülmesini asla kabul etmeyeceğiz" diyere şöyle devam etti:

"Türk dış politikası bir yandan, son 20 yılda oluşan jeopolitik, güvenlik, ekonomik ve sosyopolitik depremlerin yol açtığı sorunlara çözümler aramaktadır. Aynı zamanda da istikrar ve ekonomik kalkınma için yollar ve enstrümanlar geliştiren yeni bir dış politika yaklaşımı geliştirmektedir. Son 12 yılda Türk ekonomisi, dünyadaki krize rağmen, 4 kat büyümüştür. Türkiye ve Almanya, iki istikrar sağlayıcı unsuru olarak, birlikte çalışmalıdır. Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Karadeniz'de ve Ortadoğu'da yeni bir dönem için Almanya ile AB ile ve tüm uluslararası partnerlerle birlikte çalışmaya hazırız. Aksi takdirde bu jeopolitik kaymalar, aynı zamanda bazı devletlerin yapılarındaki kırılganlıklar uluslararası toplumu yeni sorunlarla karşı karşıya bırakabilir."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin Suriye'de ya da dünyanın başka bölgelerinde terörist faaliyetlere hiçbir müsamaha gösterdiği yönünde kimse hiçbir delil gösteremez" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Avruğa Birliği hakkında ise, " Paris'teki tablo, tüm Avrupalı liderlerin teröre karşı olduğuydu. Türkiye Başbakanı olarak liderlerle teröre karşı yürüdüm. Bu, diğer kültürler ve dinlere yönelik önyargılara ve teröre karşı tablo çok netti. Daha sonraki konuşmamda 'Türkiye AB üyesi olsaydı Paris'teki bu tablo Brüksel'de olacaktı ve tüm Avrupalılara doğru mesaj verilmiş olacaktı' dedim. Türkiye'nin AB üyeliğinin Müslümanların, Hıristiyanların, Yahudilerin ve tüm dinlerin AB şemsiyesi altında birlikte yaşayabildikleri gösterecek küresel barış projesi olduğunu söyledim. Fakat laik ve ılımlı bir ülke olan Türkiye, kültürel önyargılar nedeniyle AB'ye kabul edilmezse, Avrupa halkına ve dünyaya, kültürel ve dini farklılıklar eksenli bölünme konusunda gerçekten çok olumsuz bir mesaj verilmiş olacak. Bu bir tehlikedir" diye konuştu.

"BİZİM İÇİN HAMAS TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR"

Başbakan Davutoğlu bir gazetecinin sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Halid Meşal 2 hafta önce Konya'daydı. Bugün Mahmud Abbas Ankara'da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü. Yarın kendisiyle görüşeceğim. Türkiye Filistin halkının büyük dostu. Tüm Filistinli liderlerle temasımız var. Bizim için Hamas terör örgütü değildir, hiçbir terör eylemi yapmamıştır. Hatta dün Paris'teki terör saldırısını Hamas çok net şekilde kınadı. Eğer toprakları işgal edilmemiş olsaydı Filistinlilerin bu tür örgütlere ihtiyacı olmayacaktı."

Filistin meselesine de değinen Davutoğlu, "Bana demokrasiyle ilgili birçok soru sordunuz. Evet, her türlü soruyu cevaplamaya açığım. Fakat İsrail tarafına şu soruyu sorduk mu? Filistinli bakanı hangi sebeple öldürdüler? İsrail tarafına böyle bir soru soruldu mu? Böyle bir ölümle ilgili kendilerine hiç soru sorulmadı" dedi.

Davutoğlu Suriye meselesiyle ilgili 2011'deki döneme değinerek, "Bu dönemde bizim Esed ile ilişkilerimiz çok iyiydi. İyi bir komşu ve dost bir liderdi. Ben bu dönemde Suriye'nin kendi halkına karşı güç kullanmaması için nisan ve ağustosta Beşşar Esed'i ziyaret ettim. Kendisiyle ofisinde 7 saat geçirdim. Daha sonra toplantıda ayrı bir 4 saat geçirdim. Kendisine seçime gitme önerisinde bulundum. Seçime gitmiyorsa da bazı reformlar gerçekleştirmesini önerdim. Böylece taleplerin bir kısmını karşılayabilecekti. Biz Türkiye olarak onları ekonomik ve siyasi açıdan destekleyeceğimizi söyledik. Hatta Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seçime giderseniz gelerek sizi destekleyeceğim mesajını verdi. Tek istediğimiz insanlarına karşı askeri müdahalenin yapılmamasıydı. Maalesef kendisi bizi dinlemedi" diye konuştu.

ESAD ÜLKESİNE KARŞI ORDUYU KULLANDI

Esad'ın ordusunu kendi halkına karşı kullandığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu: "Suriye'nin dostlarından bahsediyorum. Aslında o dönem değişiklik yapabilmek için yeterli bir muhalefet vardı. Ülkelerin ismini vermeyeyim ama zaten biliyorsunuz. Ancak bu dönemde ılımlı demokrasi yeterince destek almadı. İlk dönemde Esad'ı ikna etme konusunda başarılı olamadık. İkinci aşamada yeterince güçlü bir muhalefet yoktu. Maalesef şu an üçüncü dönemdeyiz. Kimyasal silahlar kullanıldı. Suriye rejimine açık bir mesaj verilebilseydi o dönem şu an DEAŞ gibi organizasyonlar ortaya çıkmazdı. Yani aslında değişimle ilgili umut kaybedildiğinde radikal hareketler ve terörist organizasyonlar güçlendi. Hükümetin ortak karar ile kurulması öneriliyordu ancak maalesef Suriye bunu kabul etmedi. Bugün neyle karşılaşıyoruz? Karşımızda bir terör tehdidi var. Bir diğer yandan da acımasız bir rejim var. Bu acımasız rejim gerektiği kadar insanı öldürmeye açık. Suriye'deki duruma baktığımızda bunun sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Halkın yüzde 25'i mülteci. Çok büyük bir trajediden bahsediyoruz. Uluslararası topluluk bunu tam olarak anlamıyor" dedi.

Suriye'de barışın tesisinin önemini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'de barış nasıl olabilir? Eğer bir gün yeni bir politik durum ortaya çıkarsa yani mülteciler ülkeye geri dönme kararı alırsa istikrarlı bir gelecek umudumuz olabilir. Bunun için kim bir şeyler yapmalı? Ben hiçbir tarafa sorumluluk yüklemek istemiyorum, suçlamak istemiyorum. Ancak P5 çok önemli. P5'in içindeki müdahale edememe aslında DEAŞ'a karşı zayıflığın sebebi. İşte tam bu yüzden Birleşmiş Milletler sisteminde bir değişikliğe ihtiyaç var diyorum. Bir ülke bile ret oyunu kullandığı zaman her bir ülke istediği kadar kişiyi katledebilir. Biz Suriye ve Filistin krizinden bunu öğrendik. Bir ülke ret oyunu kullanıyor ve her türlü süreç duruyor. Bugün yapmamız gereken şey Suriye'nin geleceği için entegre bir strateji. Entegre strateji ne demek? Uluslararası terörizme karşı mücadele etmek. Yabancı savaşçıları önlemek. Aynı zamanda Suriye rejimini gerçek bir politik değişime zorlamak ve bu şekilde de tüm ılımlı güçlerin bir arada olduğu bir sistemin kurulması. Bunun içinde muhalifler de olmalı, politik sistem içindeki kişiler de olmalı. Ama bu kişilerin insanlığa karşı suçlar işlememiş olması lazım. Mümkün mü? Geçtiğimiz yıl belki daha kolay olabilirdi ancak bugün daha hızlı bir şekilde karar vermemiz ve harekete geçmemiz lazım. Yoksa bu sadece Suriye krizi olmayacak, önümüzdeki yıllarda devam edecek insanlık krizi olacak maalesef."

"SADECE KAPIMIZI DEĞİL KALPLERİMİZİ SURİYELİLERE AÇIK"

Davutoğlu Suriye'de yaşanan insanlık dramı ile ilgili olarak da, "Krizin ilk gününden itibaren biz bu ilkemizi söyledik. Kapılarımız tüm Suriyelilere açık. Etnik veya mezhepsel farklılıkları asla gözetmeden sadece kapımızı değil, kalplerimizi Suriyelilere açtık. Sadece Suriyelilere değil, bütün bu acımasız saldırıların mağdurlarına açık. Saddam zamanında da birçok kişi Türkiye'ye gelmişti. Miloseviç'ten mağdur olan birçok kişi yine Türkiye'ye geldi. Türkiye bu tarz menfur saldırılara maruz kalan herkese açıktır" dedi.

"GÜVENLİ LİMAN OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Başbakan Davutoğlu Irak konusunda ise, "Ne zaman güvenilir bir lider olursa biz her zaman destekleyeceğiz. Bütün Türk şirketlerine yeniden inşaat faaliyetlerine devam etmek için Irak'a davet ediyoruz. Biz, güvenli liman olmaya devam edeceğiz" dedi.

"KIRIM2IN İŞGALİNİ TANIMIYORUZ"

Ukrayna'nın doğusu ile alakalı olarak Türkiye'nin bölge politikasının sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Bizim tutumumuz oldukça açık. Biz Kırım'ın işgalini tanımıyoruz" cevabını verdi. "Kırımlılarla Kırımlı Tatarlarla tarihi bir bağımız var ve tarihin getirdiği sorumluluklarımız var" diyen Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı:

"Şu anda Türkiye'de Tatar kökenli çok kişi var. Şu an hala da Kırım'da yaşayan 300 bin kadar Kırım Tatarı var. Onların refahı, esenliği bizim için çok önemli. Kırım, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün içerisindedir ve biz bunu destekliyoruz. Bizim Ukrayna ile ilişkilerimiz çok iyi, Rusya ile de ilişkilerimiz çok iyi. Bu noktada bahsettiğim temeller üzerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz." - Davutoğlu

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Davutoğlu: Terör Tehdidinin Her Yerde Olduğunu Hatta, Paris'te Bile Olduğunu Görüyoruz' (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (1)

  • Kenan : Dahis esitir akp hazirliyan sizdiniz destek verip dunyanin basina bêla saran turkiye cuhuriyetiydi sucu kime atiyorsun 0 0 Yanıtla

Advertisement