CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözleri nedeniyle hakkında açılan soruşturmaya ilişkin, "O cumhuriyet savcısına seslenmek isterim; sarayın kapı kulluğunu yapan adama cumhuriyet savcısı denmez. Sanıyor ki 'davayı açtık bunlar korkacaklar', sen kim dava kim? Biz bu yola çıktıysak, ölümüne demokrasiyi savunacağız" dedi.

19.01.2016 16:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözleri nedeniyle hakkında açılan soruşturmaya ilişkin, "O cumhuriyet savcısına seslenmek isterim; sarayın kapı kulluğunu yapan adama cumhuriyet savcısı denmez. Sanıyor ki 'davayı açtık bunlar korkacaklar', sen kim dava kim? Biz bu yola çıktıysak, ölümüne demokrasiyi savunacağız" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısındaki konuşmasına, "Keşke mümkün olsa da her günümüz bayram havasında geçse, keşke mümkün olsa da hepimiz sokaklarında, caddelerinde özgürce gezdiğimiz bir Türkiye'yi mübarek ellerimizle yaratabilsek, keşke mümkün olsa da herkesin işi, aşı olabilse, keşke mümkün olsa da herkesin 'ay sonunu nasıl getireceğim?' diye düşünmediği bir Türkiye olabilse ama bunların hemen hemen hiçbirini yaşamıyoruz" sözleriyle başladı.

CHP'nin 35. Olağan Kurultayı'nın karamsar bir ortamda gerçekleştiğini belirten Kılıçdaroğlu, bugün gazetelerde 6 şehit haberinin bulunduğunu, 7 Haziran'dan bu yana 200'ün üzerinde güvenlik görevlisinin şehit olduğunu hatırlattı.

Güvenlik güçlerinin, Türkiye'de birlik ve beraberlik olsun diye hayatlarını feda ettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Elbette ki onlara Allah'tan rahmet dileyeceğiz, onlar başımızın tacı, o aileler büyük bir onuru paylaşıyor ama şu soruyu kendimize sormak zorundayız, neden Türkiye bu halde" dedi.

İktidarın Türkiye'yi, 2002'de sıfır terörle devralmasına rağmen, bugün ülkenin kan gölüne döndüğünü savunan Kılıçdaroğlu, "13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? 13 yıldır kim tek başına iktidarda?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, eskiden dağda olan terörün, şehir merkezine indiğini, güvenlik güçlerinin kentlerden terör örgütü mensuplarını temizlemeye çalıştığını vurgulayarak, bölgeden gelen fotoğrafların, " Suriye'den, Beyrut'tan gelenlerle" farkının olmadığını söyledi.

-"Şimdi aslan kesiliyorlar"

"O şehir merkezleri silah deposu haline getirilirken, valilere ve kaymakamlara 'sakın ha bunlara dokunmayın' diye talimatı veren bu iktidar sahiplerini hiç mi sorgulamayacaksınız?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, sözlerin şöyle sürdürdü:

"Şehitlerimizin kanları onların yakalarında ve alınlarındadır. Bunu hepimizin çok iyi bilmesi lazım. Terör örgütleri kendi bölgelerinde vergi mahkemesi kurarken bunlar seyrediyorladı. Mahkemeler kurarken seyrediyorlardı. Şimdi kalkmış aslan kesiliyorlar. Önce bunun hesabını vereceksin, bu memleketi bu hale nasıl getirdin kardeşim, niçin getirdin kardeşim? Bunun hesabını vereceksin."

Türkiye'de kimsenin yüzünün gülmediğini, herkesin "can ve güvenlik" kaygısı taşıdığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye yazık, günah değil mi?" dedi.

Kılıçdaroğlu, parlamento açılmasına rağmen şu ana kadar Plan Bütçe Komisyonu dışında hiçbir komisyonun çalışmadığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Meclis Başkanına şimdi sormak istiyorum; siz parlamentoyu çalıştırmaktan yana mısınız, değil misiniz? Eğer Parlamento, komisyonlar çalışacaksa diğer komisyonlar niye bu tasarılara bakmıyorlar? Verilen cevap ne biliyor musunuz? 'Efendim, zaman yetmiyor' 24 saat neyiniz eksik? Oturun çalışın" ifadesini kullandı.

-"Dink cinayetinin gerçek failleri ortaya çıkarılmalı"

Er ve erbaşların aylıklarının asgari ücrete endekslendiğini, artışın buna göre yapıldığın anımsatan Kılıçdaroğlu, "Asgari ücret arttı, 'Bunların aylıkları o kadar artmamalı.' Ne yaptılar? Bir kanun getirdiler, bunların aylıklarını asgari ücrete değil, memur aylıklarına bağladılar. Çünkü o kadar artmasını istemiyorlar. Bu insanlar hayatlarını feda ediyorlar, terörle mücadele ediyorlar. Sen nasıl olur da bunların aylıklarına göz diker hale geliyorsun? Buradan uzman er ve erbaş arkadaşlarıma sesleniyorum; sizin davanızı takip edeceğiz, gerekirse Anayasa Mahkemesine kadar taşıyacağız, haklarını koruyacağız" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Hrant Dink'in ölümünden bu yana 9 yıl geçtiğini anımsatarak, gerçek failin arkasındaki güçlerin çıkarılmasını istedi.

Uğur Mumcu'nun, Ahmet Taner Kışlalı'nın, Necip Hablemitoğlu'nun böyle katledildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu güçler ortaya çıkarılmadıkça, bu tür olayların engellenemeyeceğini vurguladı.

Demokratik bir ülkede, faili meçhullerin kara bir leke olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Dink cinayetinin bütün belgelerini ortaya koyan kitap yazan Nedim Şener'in, Silivri'de hesabını verdiğini ileri sürdü.

-"208 faili meçhul var"

Kılıçdaroğlu, AK Parti döneminde faili meçhullerin sayısının 208 olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ya 'Bizde faili meçhul, bizde beyaz Toros yok.' 208 ne peki? En belirgini de Hablemitoğlu. Ankara'da, Çankaya'da herkesin gözleri önünde vuruldu. Fail ortada yok" dedi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin de faili meçhule gittiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu dosyanın da mutlaka aydınlatılması gerektiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, bir yerde haksız yere katledilen varsa, onun faillerini ortaya çıkarmanın devletin temel görevi olduğunu vurguladı.

Bütün bu karamsar havaya karşı hafta sonu güzel bir kongre yaptıklarını, bu konuda gazetelerde yazılan çizilenlere en ufak bir alınganlık duymadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Evine demokrasiyi getirmeyen bir siyasal parti, ülkeye demokrasiyi zaten getiremez. Biz evimize demokrasiyi getirdik. 462 arkadaşımız Parti Meclisi'ne üye olmak istedi, ne kadar güzel" diye konuştu.

"Eğer biz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz sözünü verdiysek, evimizde demokrasi olduğu için bu sözü veriyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, CHP'de lider sultasının, asmanın, kesmenin olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede birinci sınıf demokrasi istiyorum" diyenlerin yönünü döneceği tek adresin CHP olduğunu bildirdi.

-"Söz veriyorsak, arkasında dururuz"

Parlamenter sistemin Osmanlı'dan bu yana olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Parlamenter sistem Türkiye'de şu anda iyi çalışıyor mu? Hayır, iyi çalışmıyor. Darbe yasaları nedeniyle iyi çalışmıyor. Darbe yasalarını gelin değiştirelim mi? Evet, değiştirelim. Davutoğlu'na açık, net çağrıda bulundum, aynı çağrıyı şimdi CHP grubundan tekrar yapıyorum; Parlamenter sistemin gerçek anlamda çalışmasını istiyorsanız, gel hep beraber darbe hukukunu tümüyle ele alalım ve darbe hukukundan Türkiye hukuk sistemini arındıralım. Çok açık, net, açık çek veriyoruz. Diyorsanız ki 'darbe hukuku uzun iş.' Uzun iş değil darbe hukuku, biz sana söz veriyorsak, sözümüzün arkasında dururuz. Ben senin ne kadar demokrat olup olmadığını, demokrasiyi ne kadar savunup savunmadığını öğrenmek istiyorum. Demokrasiyi savunuyorsan gel kardeşim, beraber yapalım, kaçamak yok, kaçmak da yok, bu kadar açık, net söylüyorum."

Mısır Parlamentosu'nun üç yıl sonra ilk kez Kahire'de toplandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Kahire'de Mısır Parlamentosu toplanırken, eş zamanlı olarak İstanbul'da da bir başka Mısır Parlamentosu'nun toplanmasını eleştirdi.

Türkiye, arka kapıda Mısır'la ilişkileri düzeltmek için kulis yapan, dış politikaya "böyle bir iki yüzlülüğün yansımaması" gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu konuda TRT'nin yaptığı haberlere dikkat çekerek, bunların doğru olmadığını iddia etti.

Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda bu ay sonunda gerçekleştirilecek toplantıda, önce kan akmasının durdurulması, sonrasında da bu krize çözüm bulunması hususunda çalışmalar yapılacağını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de burada olacak. Biz hükümetten şunu istiyoruz; Suriye'deki Türkmenlerin hakkını sonuna kadar savunun ve koruyun. Bakalım bu güç sizin elinizde ne kadar kaldı" diye konuştu.

-"Allah'tan başka kimseden korkmayız"

Kurultayın ana tartışma konusunun, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptığı eleştiriler" olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, kurultaydaki sözlerini okudu.

Bunun üzerine, Cumhurbaşkanlığı'ndan, AK Parti kanadından, bakanlardan, gençlik kollarından, sosyal medyadan yaygın bir saldırı başladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bu arada cumhuriyet savcılığı da soruşturma açmış. Önce o cumhuriyet savcısına seslenmek isterim; sarayın kapı kulluğunu yapan adama cumhuriyet savcısı denmez. Sanıyor ki 'davayı açtık bunlar korkacaklar', sen kim dava kim? Biz bu yola çıktıysak, ölümüne demokrasiyi savunacağız" dedi.

Kurultayda, "Türkiye'ye birinci sınıf demokrasi getireceğiz" dediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanıyorlar ki kendilerinden korkacağız. Savcı da olsa cumhurbaşkanı da olsa başbakan da olsa kim olursa olsun Allah'tan başka kimseden korkmayız. Aslında kızdığı nokta kendisine 'diktatör' dediğim için değil, 'diktatör bozuntusu dediğim için bozuluyor. Çünkü diktatör bile olamıyor, onunu için. Çünkü ben kendisine 'diktatör' sözünü ilk kez Aydın'daki mitingde söylemiştim, tık yoktu, memnundu hayatından. Ne zaman ki 'Sen diktatör bozuntususun, diktatör bile olamazsın' dedim, o zaman bozuluyor, 'Bana neden bunu söylüyorsun' diye. Mahkemeye vermiş, hiçbir şey yapmayacağım, sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı yeminin kasetini göndereceğim. Diyeceğim ki 'Bu yemini eden ben değilim, yemini eden o. Tarafsızlık, namusu ve şerefi üzerine yemin etti. Ben de kendisine hatırlatıyorum.' Namus ve şerefi neden hatırlatıyorum? Namus ve şeref kavramı bizim için çok önemlidir. Ölümüne arkasında durduğumuz iki kavram varsa biri namus, biri şereftir. Hakime göndereceğim. Tabi diyeceğim ki 'Bunu sadece ben seyretmedim, milletin, dünyanın, herkesin önünde yapılan bir yemin ve o yemini ben yapmadım, o yaptı.' Dolayısıyla hesabını kim verecek? O verecek. Ben kendisine neyi hatırlatıyorum? 'Arkadaş yeminine sadık kal diyorum.' Yeminine sadık kalırsa ne olur? Saygı duyarız, saygı gösteririz. Sadık kalmazsan sana namus ve şeref kavramını hatırlatmak da bana düşüyor."

-"Bremen mızıkacıları gibi saldırıya geçtiler"

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimlerde tarafsızlığını korumadığını, "400 milletvekili istediğini" iddia etti. Kılıçdaroğlu, YSK'nın cesaret edip de "Sen tarafsızlığını koruyacaksın" diyemediğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Koca koca hakimler diyemediler. Bu ülkenin Yüksek Seçim Kurulu söyleyemiyorsa, kimse cesaret edemiyorsa, kim cesaret edecek?" diye konuştu.

Milletin en önemli iki değeri olan "namus ve şeref" kavramını kimsenin ayaklar altına alamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, böyle bir ayıbın bu topraklarda, dinde, ahlakta yerinin olmadığını söyledi.

"Hemen Bremen mızıkacıları gibi saldırıya geçtiler, her kanattan" diyen Kılıçdaroğlu, "Önce havuz medyası, onlara da talimat vermişler bir kanaldan 'Siz de saldırın' diye, onlar da saldırmışlar. Hatta birisinin başlığını okurken biraz tebessüm ettim 'Diktatör Kemal' diye yazmış. Nasıl bir şeyse, neye dayanıyorsa onu da bilemiyoruz ama..." ifadesini kullandı.

-" Kenan Evren'in de yüzde 92 oyu vardı"

Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, bu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Eleştiri değil, edepsizliğin, ahlaksızlığın ve terbiyesizliğin ifadesidir" sözlerini kullandığını aktararak, şunları kaydetti:

"Ne zamandan beri namusa ve şerefe bağlı olmamak, edepsizlikle eşleşti? Ne zamandan beri insanlara, namusuna ve şerefine sahip çık diye uyarı geldiğinde edepsizlik oldu? 'Efendim onun arkasında yüzde 52 milletin oyu var, millete hakaret edildi' deniyor. Kenan Evren'in arkasında yüzde 92 oy vardı, ona sen 'diktatör' demiyor muydun. Diyordun. Peki nasıl oluyor bunların hepsi? Millete bir şey söyleyecekseniz, doğruyu söyleyeceksiniz. Millet, yüzde 52 oyu namusuna ve şerefine sadık kalsın, tarafsızlığını korusun diye verdi, yoksa istediğin gibi konuş diye değil. Cumhurbaşkanlığı makamı 'Delidir, ne yapsa yeridir' makamı değildir."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement