Davutoğlu: Kapılarımız Tüm Suriyelilere Açık - Son Dakika
Güncel

Davutoğlu: Kapılarımız Tüm Suriyelilere Açık

Başbakan Davutoğlu "Kapılarımız tüm Suriyelilere açık. Etnik veya mezhepsel farklılıkları asla gözetmeden sadece kapımızı değil, kalplerimizi de Suriyelilere açtık" dedi.

12.01.2015 21:16  Güncelleme: 08:14
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kapılarımız tüm Suriyelilere açık. Etnik veya mezhepsel farklılıkları asla gözetmeden sadece kapımızı değil, kalplerimizi de Suriyelilere açtık" dedi.

Davutoğlu, Körber Vakfındaki etkinlikte katılımcıların sorularını yanıtladı. "Bize Suriye krizinin çözülmesiyle ilgili bilgi verebilir misiniz? Suriye krizini çözme konusunda fikirleriniz neler? Annan planının tekrar başlatılması söz konusu mu" sorusu üzerine Davutoğlu, Suriye krizinde 3 dönem yaşandığını bildirdi.

Ocak 2011-Şubat 2011 arasından, Eylül 2011'e kadar yaşanan dönemde bölgede demokratik taleplerin arttığını ve Suriye'de tıpkı Tahrir Meydanı'ndaki gibi bazı barış dolu taleplerin bulunduğunu aktaran Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bu dönemde bizim Esed ile ilişkilerimiz çok iyiydi. İyi bir komşu ve dost bir liderdi. Ben bu dönemde Suriye'nin kendi halkına karşı güç kullanmaması için nisan ve ağustosta Beşşar Esed'i ziyaret ettim. Kendisiyle ofisinde 7 saat geçirdim. Daha sonra toplantıda ayrı bir 4 saat geçirdim. Kendisine seçime gitme önerisinde bulundum. Seçime gitmiyorsa da bazı reformlar gerçekleştirmesini önerdim. Böylece taleplerin bir kısmını karşılayabilecekti. Biz Türkiye olarak onları ekonomik ve siyasi açıdan destekleyeceğimizi söyledik. Hatta Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seçime giderseniz gelerek sizi destekleyeceğim mesajını verdi. Tek istediğimiz insanlarına karşı askeri müdahalenin yapılmamasıydı. Maalesef kendisi bizi dinlemedi."

Davutoğlu, bu süreçte uluslararası topluluğun da Türkiye'nin çabalarını desteklemediğini ve Esed'in de orduyu kullanma konusunda ısrarcı davrandığını aktardı.

İkinci dönemde Esed'in askeri müdahale gerçekleştirdiğini, birçok kişinin rejimden uzaklaştığını ve bu saldırılara karşı, ordunun halkına, hava saldırılarına karşı direniş başlattığını anlatan Ahmet Davutoğlu, bu noktada Türkiye'nin muhalifleri desteklediğini ancak uluslararası topluluğun hiçbir destek göstermediğini bildirdi.

Davutoğlu, "Suriye'nin dostlarından bahsediyorum. Aslında o dönem değişiklik yapabilmek için yeterli bir muhalefet vardı. Ülkelerin ismini vermeyeyim ama zaten biliyorsunuz. Ancak bu dönemde ılımlı demokrasi yeterince destek almadı. İlk dönemde Esad'ı ikna etme konusunda başarılı olamadık. İkinci aşamada yeterince güçlü bir muhalefet yoktu" değerlendirmesini yaptı.

Üçüncü aşamada ise DEAŞ ve terörist grupların ortaya çıktığını ifade eden Başbakan Davutoğlu, ülkedeki ılımlı güçlerin de gitgide zayıfladığını belirterek, "Maalesef şu an üçüncü dönemdeyiz. Kimyasal silahlar kullanıldı. Suriye rejimine açık bir mesaj verilebilseydi o dönem şu an DEAŞ gibi organizasyonlar ortaya çıkmazdı. Yani aslında değişimle ilgili umut kaybedildiğinde radikal hareketler ve terörist organizasyonlar güçlendi" diye konuştu.

-"İnsanlık krizi olacak"-

Geçen yıl Şubat ayında ikinci Cenevre görüşmeleri gerçekleştirildiğini ancak Suriye yönetimine yeterince baskı yapılamadığını ifade eden Davutoğlu, şunları belirtti:

"Aslında çok anlamlı bir metin vardı. Hükümetin ortak karar ile kurulması öneriliyordu ancak maalesef Suriye bunu kabul etmedi. Bugün neyle karşılaşıyoruz? Karşımızda bir terör tehdidi var. Bir diğer yandan da acımasız bir rejim var. Bu acımasız rejim gerektiği kadar insanı öldürmeye açık. Suriye'deki duruma baktığımızda bunun sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Halkın yüzde 25'i mülteci. Çok büyük bir trajediden bahsediyoruz. Uluslararası topluluk bunu tam olarak anlamıyor."

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'de barış nasıl olabilir? Eğer bir gün yeni bir politik durum ortaya çıkarsa yani mülteciler ülkeye geri dönme kararı alırsa istikrarlı bir gelecek umudumuz olabilir. Bunun için kim bir şeyler yapmalı? Ben hiçbir tarafa sorumluluk yüklemek istemiyorum, suçlamak istemiyorum. Ancak P5 çok önemli. P5'in içindeki müdahale edememe aslında DEAŞ'a karşı zayıflığın sebebi. İşte tam bu yüzden Birleşmiş Milletler sisteminde bir değişikliğe ihtiyaç var diyorum. Bir ülke bile ret oyunu kullandığı zaman her bir ülke istediği kadar kişiyi katledebilir. Biz Suriye ve Filistin krizinden bunu öğrendik. Bir ülke ret oyunu kullanıyor ve her türlü süreç duruyor.

Bugün yapmamız gereken şey Suriye'nin geleceği için entegre bir strateji. Entegre strateji ne demek? Uluslararası terörizme karşı mücadele etmek. Yabancı savaşçıları önlemek. Aynı zamanda Suriye rejimini gerçek bir politik değişime zorlamak ve bu şekilde de tüm ılımlı güçlerin bir arada olduğu bir sistemin kurulması. Bunun içinde muhalifler de olmalı, politik sistem içindeki kişiler de olmalı. Ama bu kişilerin insanlığa karşı suçlar işlememiş olması lazım. Mümkün mü? Geçtiğimiz yıl belki daha kolay olabilirdi ancak bugün daha hızlı bir şekilde karar vermemiz ve harekete geçmemiz lazım. Yoksa bu sadece Suriye krizi olmayacak, önümüzdeki yıllarda devam edecek insanlık krizi olacak maalesef."

Bir katılımcının "Sayın Başbakan, ben kendi adıma ve Suriye Koalisyonu, Türkiye ve tüm dünyadaki Suriyeli mülteciler ve Suriye halkı adına, size, hükümetinize, ülkenize, herkese bu açık kapı politikanız dolayısıyla teşekkür etmek istiyorum. Suriyeli halkların buna çok ihtiyacı var. Lütfen bu politikanızı asla durdurmayın" değerlendirmesi üzerine Davutoğlu, endişe edilmemesi gerektiğini belirterek, "Krizin ilk gününden itibaren biz bu ilkemizi söyledik. Kapılarımız tüm Suriyelilere açık. Etnik veya mezhepsel farklılıkları asla gözetmeden sadece kapımızı değil, kalplerimizi Suriyelilere açtık. Sadece Suriyelilere değil, bütün bu acımasız saldırıların mağdurlarına açık. Saddam zamanında da birçok kişi Türkiye'ye gelmişti. Miloseviç'ten mağdur olan birçok kişi yine Türkiye'ye geldi. Türkiye bu tarz menfur saldırılara maruz kalan herkese açıktır" dedi.

Suriye ile Türkiye arasında duvarlar olmadığını, köyler bulunduğunu aktaran Davutoğlu, ne olursa olsan Türkiye'nin her zaman Suriye halkının destekçisi olacağını bildirdi.

-"Güvenli liman olmaya devam edeceğiz"-

Suriye, Irak ve bölgedeki sorunun çözümünde Türkiye'nin yapıcı muhtemel rolüne ilişkin soru üzerine Başbakan Davutoğlu, Suriye'deki acımasız saldırılar ve Mısır'daki darbe yüzünden bu ülkelerde gitgide daha otoriter rejimlerin ortaya çıktığını vurguladı.

Ilımlı muhaliflerin desteklenmediğine vurgu yapan Davutoğlu, "Biz ne yapıyoruz? Olumlu bir değişim olduğunda destekliyoruz. Irak ile olan ilişkimiz de bu şekilde" diye konuştu.

Geçen yıl Kasım'da Irak'ı ziyaret ettiğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz elimizden gelen her şeyi yapacağız Irak'ın istikrarı için. Politik sistemin çok mezhepli olmasını destekliyoruz. Şu an çok iyimserim. Çünkü şu an hükümet yapısında çok güçlü politik liderler var. Ancak tabii ki ülkenin kimi bölgelerini yönetemiyorlar. Şimdi Türkiye'nin rolü nasıl? Bizim Irak'taki liderlerle çok iyi rolümüz, iyi bir ilişkimiz var. Hükümetin kurulması konusuna da destek verdik. Bu sürece yardımcı olmak için liderlerle de konuştuk. Ne zaman güvenilir bir lider olursa biz her zaman destekleyeceğiz. Bütün Türk şirketlerine yeniden inşaat faaliyetlerine devam etmek için Irak'a davet ediyoruz."

Bölgede hangi ülkede kriz yaşanırsa mağdurların Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Davutoğlu, "Biz, güvenli liman olmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

Uluslararası toplumla terörizme karşı mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Barış dolu müzakerelerle çalışmaların olumlu bir şekilde  devam etmesine destek vereceğiz. Sadece Türkiye'nin çabaları yeterli olmayacaktır. Geçmişte elimizden gelen her şeyi yaptık. 2010'da birden çok mekanizma işliyordu. Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün arasında dört taraflı vizelerin serbest olduğu ve ticaretin serbest olduğu bir mekanizmaya çok yakındık. Bu çok vizyonel bir yaklaşım ancak maalesef olumsuz olaylar da oluyor. Bunların kısıtlanması da lazım. Zorluklara rağmen bence gelecekte yine kimi fırsatlar ortaya çıkacaktır. Daha istikrarlı, demokratik bir şekilde seçilen ülkelerin çalışması için."

-" Kırım'ın işgalini tanımıyoruz"-

Ukrayna'nın doğusunda ve Kırım'daki gelişmeler hatırlatılarak, Türkiye'nin bu konudaki yerinin sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Bizim tutumumuz oldukça açık. Biz Kırım'ın işgalini tanımıyoruz" cevabını verdi.

Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklediklerini vurgulayan Davutoğlu, şunları bildirdi:

"Bunun içinde Kırım da var. Kırım'ın buna dahil olmaması düşünülemez. Krizin daha ilk günlerinde Türkiye her iki tarafla da iyi ilişkiler içerisindeydi. Türkiye, Avrupa'da bir ülke olan ve iki tarafla da iyi ilişkileri olan tek ülkeydi. Kırımlılarla Kırımlı Tatarlarla tarihi bir bağımız var ve tarihin getirdiği sorumluluklarımız var. Şu anda Türkiye'de Tatar kökenli çok kişi var. Şu an hala da Kırım'da yaşayan 300 bin kadar Kırım Tatarı var. Onların refahı, esenliği bizim için çok önemli. Kırım, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün içerisindedir ve biz bunu destekliyoruz. Bizim Ukrayna ile ilişkilerimiz çok iyi, Rusya ile de ilişkilerimiz çok iyi. Bu noktada bahsettiğim temeller üzerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz."

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Davutoğlu: Kapılarımız Tüm Suriyelilere Açık - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement