Kılavuzu Karga Olanın İbrahim?i Delirir - Son Dakika
Spor

Kılavuzu Karga Olanın İbrahim?i Delirir

Kılavuzu Karga Olanın İbrahim?i Delirir

Futbolda İkinci Yarının Başlamasıyla ‘başkan Feryatları' Vizyona Girdi.

16.02.2011 02:00
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Futbolda ikinci yarının başlamasıyla ‘başkan feryatları' vizyona girdi.

Çok konuşanın, en fazla haykıranın, etrafa çatanın, yasa tanımayanın haklı konuma geçtiği bu ülkede futbolun marka değerinden bahsetmek mümkün değildir.

Değil 321 milyon dolar, 3 trilyon 21 bin dolar marka değerin olsa yine hava!

Para ile ‘fair play' satın alınmaz.

Şampiyon olunmaz.

İnsani değerleriniz yoksa şampiyon da olsanız kıymeti olmaz!

Spor kamuoyu mutlu değil. İnsanların içinde hep bir kuşku var.

Kim dolap döndürüyor?

Kimler perde arkasından oyun oynuyor?

TFF kimin emrinde?

Haksız da değiller.

Yaşananlar bütün bu kuşkuları kamçılıyor.

Önüne gelen konuşuyor, konuşmayı bırakın herkes birbirine meydan okuyor.

Millet de ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyerek kuşku deryasında geziyor.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama kitaplara sığmaz.

Nasıl olsa yaşadıklarımızı hepimiz biliyoruz.

Fazlasını yazmaya gerek yok.

Medya da bir alem

Her gün on gazete alın, on tv izleyin bir konu hakkında doğruyu asla bulamazsınız.

Çünkü medya haber değerini, yorum kalitesini bırakmış, birilerinin kayığına binmiş gidiyor.

Kışkırtma, laf ebeliği ve saptırma kana girmiş bir kere.

Medya görevini gereği gibi yapsa kamuoyu da bu kadar şüphede kalmayacak…

İnsanlar kime inanacağını şaşırmış vaziyette.

TFF ile yayıncı kuruluş el ele,

Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete!

Özgener konuştu gitti!... Soru almadı!

Tam despot idare.

Koskoca TFF Başkanı basın toplantısı yapacağını ilan ediyor. Çıkıyor kameraların karşısına içini boşaltıyor. Çekip gidiyor.

Niye topladın basını o zaman?

Yazsaydın bir metin yollasaydın Anadolu Ajansı'na…

Ya da çıksaydın yandaşın Ligtv kamerası karşısına dökseydin içini.

Soru sormak yok, ne demek!

Düpedüz yasaklama!

Neden korkuyorsunuz ki?

Bırakın medya sorsun siz cevaplayın.

Gerçekler çıksın ortaya.

Canı yananın bağırması normal değil mi?

Bırakın faulü, penaltıyı, atılan gol verilmiyor.

Ertesi gün de MHK hakkında söylenmedik söz kalmıyor.

TFF ne yapıyor?

Konuşana basıyor cezayı!

Hakeme ne yapıyor?

Ya alt gruplarda maç veriyor ya dinlendiriyor.

Kaybedilen puanların hakemi dinlendirmekle eşitlenmesi mümkün değil.

Hak geçiyor.

Hatayı affedersin ama hakkı koruyamazsan vicdan kanar…

Tamam, hakem hata yapar ama bu ülkede hakem hataları da tavan yapıyor.

Hem de kasıt aranacak boyutlarda…

Bunu önleyecek de TFF.

Ne yapıyor TFF?

Basıyor cezayı,

Kaçıyor.

Onun için de TFF Başkanı'nın 3. nolu sıkıyönetim tamimi gibi basın toplantısı yapması yadırganıyor.

Üstelik TFF Başkanı Mahmut Özgener talihsiz ve yakışıksız bir beyanla futbolda demokrasi yoktur diyor.

Bunu anlamak mümkün değil!

Futbolda demokrasi yoksa;

O zaman TFF'de diktatörlük var.

Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de bunu söylüyor zaten.

Haksız mı?

Niye ceza veriyorsunuz ki adama?

Büyük makamların koltuğunu işgal edenler söyledikleri söze dikkat edecek.

Ya da medyayı davet ettiği basın toplantısını yarıda bırakıp kaçarcasına gitmeyecek.

Arkasından konuşturmayacak!

Koltuğa oturmaya devam etmek istiyorsa o zaman da medyayı bilgilendirecek.

Özgener'in demokrasi tanımlaması yanlış anlaşıldı

İşin bir de başka boyutu var.

Aslında;

TFF Başkanı Özgener; futbolda demokrasi yoktur derken şunu demek istedi;

Maçlardan sonra o kadar çok konuşuluyor, hakemlere o kadar çok tecavüz oluyor ki bu yanlış bir tutumdur. Hakemler bir maçın mutlak hakimidir onların arkasından bu kadar konuşmak olmaz. Hakemi küçük düşürme gayreti içinde olmak hak ve hürriyetlere tecavüz anlamı taşır ki bu da demokratik haklarla izah edilemez. Bunun adı demokrasi olamaz. Hakem hata yapar. Bütün dünyada bu böyledir. Hakemler üzerinden bu kadar vaveyla koparmak –eleştiriyi aşan hakarete ve suçlamaya varan söylemler- demokratik hak değildir.

Bunu demek istediyse Mahmut Özgener çok haklı.

İzah edememiş olması da başka bir talihsizlik.

İnsanın aklına şu soru da geliyor;

TFF Başkanı'nın hiç mi danışmanı yok, hiç mi akıl vereni yok!

O kadar çok maaş alan var ki TFF'den…

Keşke Mahmut Özgener basına soru sorma fırsatı verseydi de yanlış anlaşılabilecek bu ifadesini düzelterek kamuoyunu rahatlatsaydı.

TFF böyle yönetilmez

TFF'nin başı basiretli, dirayetli, sözü dinlenir olmalı.

Bir ağırlığı olmalı.

MHK'ya, PFDK'ya meydanı boş bırakmamalı, basından kaçmamalı,

Ki başkanlar çıkıp ona meydan okuyamasın.

O da söyleyeceklerini on dakikada ferman gibi okuyup meydandan tüymesin!

Türk futbolunun bu kaostan kurtulması için TFF kendisine meydan okuyan bireylerle uğraşmak yerine asli görevi olan; adaleti, eşitliği, saygınlığı sağlamalı ve Türk futboluna sadece sponsor bulup, yayıncı kuruluşla hataları örtmecesine el ele tutuşmak yerine Türk gençliğinin geleceği için futbolda önemli kararlar almalı.

Yabancılara 6+2+2 ile kapıları sonuna kadar açmak yerine,

Cumhuriyetin emanet edildiği Türk gençlerinin önünü açmalı.

TFF hassas dengeleri elden kaçırmamak için Guus Hiddink'in de gelmesini altı ay geciktirmişti.

Hatırlayın.

Milli takımın hali meydanda…

Bunları yazınca bazılarının işine gelmiyor ama gerçeklerden kaçamazsınız.

TFF her yöne kavuk sallayarak yönetilmez.

Başkan Özgener de saygın bir şahsiyet ama mahşer yerine dönmüş futbol dünyası da kolay yönetilmez. Özgener'e de haksızlık etmek istemiyorum.

Ancak;

Hamama giren terler.

Terleyecek ama başaracak olan da Özgener'dir.

Saygın başkanlar lütfen susun artık!

Hakemler sizin can simidiniz oldu!

Takımlarınızı yönetirken tonlarca hata yapıyorsunuz bunun ceremesini hakemlere çektiriyorsunuz.

Yazıktır ayıptır günahtır.

Milyonların umutlarını kemirdiğinizin farkına varın.

Susun lütfen.

Futbolda akıtılan tere saygılı olun.

Unutmayın ki yönetemediğiniz kulüpler sayesinde her gün gündemdesiniz.

Kim tanırdı sizleri bu yönetimlere girmezden önce?

Şimdi sizi çok iyi tanıyorlar.

Not bile düşüyorlar karakter hanenize.

Dallı budaklı söylemler ahtapot gibi sardı her yanımızı

Yıldırım Demirören TFF Başkanı'na şu soruyu yöneltirken bu kez de haklı çıkıyor;

Soyunma odaları basılır, hakemler hakarete uğrarken neden toplantı yapmadınız?

Taşı gediğine çok güzel oturtuyor ama yönetim Kurulu'ndaki arkadaşı Adalı da ‘soyunma odalarını basmayı tasvip etmiyoruz ama basarsak alasını basarız' diyebiliyor.

Hakkımızı yiyen kadı!

Kimi kime şikayet edeceğiz.

Hata hatayı doğuruyor İbrahimler birbirini yumrukluyor

İbrahim Üzülmez; değil 37 yaşında, 137 yaşında olsa emekleri bir tahtada silinir.

Bir insan ki sebebi ne olursa olsun, kader birliği etmiş arkadaşını dövmek için üzerine yürür; o adamın medeni dünyada yeri yoktur!

İnsanları hayvandan ayıran akıllarıdır.

Sözle halledeceğin durumları, kaba kuvvete dökmek insan tarifine sığmaz!

Bu bir karakter zafiyetidir.

İbrahim Üzülmez bunu kaç keredir yapıyor.

Üstelik çok saygın bir kulübün de kaptanı.

Kaptan böyle yaparsa çımacılar ne yapar.

Durmadan ‘takım oyunu, takımdaşlık deyip duruyoruz.

Birbirine kenetlenmenin başarıyı getireceğini söylüyoruz.

Ya uygulama?

Sen istediğin kadar dünya yıldızlarını getir, kıskanıldığını san!

Kıskanılmıyor, ayıplanıyorsun…

Almeida, Fernandes, Quaresma, Guti, Simao kim bilir neler anlatacak dünyaya…

Kaptan İbrahim Üzülmez takım arkadaşını dövüyor.

Nasıl birlik beraberlik kurulur bu takımda?

Yazık değil mi Beşiktaş'a?

Kendini kontroldan aciz insanların fasulye kadar kıymet-i harbiyesi yoktur.

Yöneticiler bunları derhal kapının önüne koymalı ve kötüyü iyilerin arasından cımbızla çekip tard etmelidir.

Schuster de bunu yaptı.

Bravo Schuster'e…

Basın toplantıları ayağa düştü!

Evde kapıcısına kızan, yolda ayağı taşa takılan anında basın toplantısı yapıyor.

Üslup da;

Onu öyle demezler, kabilinden…

TFF Başkanı'na meydan okuyan Yıldırım Demirören galiba Beşiktaş'ın da başına çorap örecek.

Demirören gaf üstüne gaf yapıyor.

O da TFF başkanı gibi akım derken çakım diyor!

Otoriteyi, hakkaniyeti, vefayı birbirine karıştırıyor.

İbrahim Üzülmez'le birlikte basın toplantısı yapmak da neyin nesi?

Koruyor mu, kovuyor mu, ödüllendiriyor mu belli değil.

Demirören'in şu sözü yaşananların en büyük açılımıdır.

Beşiktaş Başkanı takımdan attığı ‘deli' lakaplı İbrahim Üzülmez'in gönlünü almak için şu teklifte bulunuyor;

Gel istersen alt yapıda çalış!

Eyvah ki ne eyvah!

Arkadaşını döveni çocukların başına geçirecek.

Kavga alt yapıdan başlayacak!

Bravo başkan.

Ne demişler;

Kılavuzu karga olanın İbrahim'i delirir

(Bu söz bütün futbol camiası için geçerlidir)

Kaynak: Haberler.Com

Son Dakika Spor Kılavuzu Karga Olanın İbrahim?i Delirir - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement