Bana Ağabey Deyin!
Kızmayın. Gerçek Bu. - Son Dakika
Spor

Bana Ağabey Deyin!
Kızmayın. Gerçek Bu.

Bana Ağabey Deyin!<br> Kızmayın. Gerçek Bu.

Beni Okuma Zahmetine Katlanan Bütün Okurlarıma Teşekkür Borçluyum.

22.02.2011 18:00
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Beni okuma zahmetine katlanan bütün okurlarıma teşekkür borçluyum. İlginiz beni mutlu ediyor. E postalarınız bazen posta atmaya dönüşse de iyi ki varsınız…

Ancak anlamadığım bir şey var;

Fikre saygı ne zamandan beri şahsi kine dönüştü?

Fikrine ters gelene bas gamatayı!...

Her fikre karşı bir fikir varsa o zaman gamatayı basana da basarlar gamatayı!...

Bu ülke insanının çözemediği şey budur; fikre saygı.

İşine gelir-gelmez bilinmez ama gerçekler de göz ardı edilmez!

Her alanda ama her alanda karşı fikrin olduğunu inkar, insanı düşünce yoksunu kılar.

Benim işim saygın kişilerle diyalogdur.

Bunun için de Fenerbahçeli dostlarımın Beşiktaş galibiyetini kutlarım.

Fevkalade güzel oynadılar eksik kalmış Beşiktaş'ı İnönü'de 4-2 yendiler ve şampiyonluğu bu günden kutladılar.

Helal olsun diyorum çünkü erken alkışlanmak Fenerbahçelilerin hoşuna gidiyor.

Ama gerçekleri göremedikleri için geçen yıl da şampiyonluğu ancak üç dakika kutlayabiliyorlar.

Meramım odur ki; inşallah bu sene gerçekleri görürler ve hak ettikleri şampiyonluğa ulaşırlar.

O zaman ben de takdirle ve gönülden alkışlarım!

Nedir gerçekler?

Giden bir maçta eksik kalan Beşiktaş'ı ancak yenebilmek…

Bir Alex'e dayalı kalmak,

Her transfer ayında o büyük Fenerbahçe camiasına kan kusturan, hele hele Young Boys'a elenmesine çanak tutan Lugano'nun Fenerbahçe'nin saygınlığına ve futboluna gölge düşüren ‘her maçta rakibi sportmenlik dışı davranışlarla taciz eden' tavırlarını görmezden gelmek.

Bitmedi;

Beşiktaş'ta işlerin iyi gitmediği zaten ortada. Beşiktaş'ı; Eskişehir de, İBB de yendi, Dinamo Kiev de… Fenerbahçe de…

Ayrıca; rakip de hakem de hata yapınca Fenerbahçe durumu değerlendirdi.

Bunu olağanüstü bir zafermiş gibi göstermek Fenerbahçe'yi yanıltır.

Devamı var;

Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı hem de İnönü'de 4-2 yenişi, altı gollü bir derbide alkış alır. Ama Kanarya'nın ötüşü kesik kesiktir. Şakımamıştır. Lugano'nun taciz tuzağına Ferrari düşmese o an durum 2-1 Beşiktaş'ın lehinedir. ve Fenerbahçe zor zahmet gitmektedir. Bu biline!

Ayrıca; Fenerbahçe'nin attığı ilk iki gol de Beşiktaş'ın hediyesi…

Necip'in kendi kalesine attığı ve Ferrari'nin hediye penaltısı…

Daha da önemlisi;

Hakem Cüneyt Çakır'ın gözlemci notu; 7.8'dir. Yani; kötü…

Hem de maçın 60. dakikasında Simao'ya yaptığı hareketten ötürü Gökhan Gönül'ü kırmızı kartla oyundan atmadığı için.

O zaman da Fenerbahçe on kişi kalacaktı.

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun bir düşünün;

Gökhan Gönül atılmıyor, Ferrari'nin dirseğinden önce arkasındaki tacizci Lugano'nun kabahatine hiç bakılmıyor ve Beşiktaş 10 kişi kalıyor.

Allah'tan reva mı?

Bir de Alex var;

Aykut Kocaman'ın bile yollamak üzere olduğu ve Allah'ın günü emekleri tartışılan Alex olmasa Fenerbahçe üç golü nereden bulacak?

Sanmayın ki bunları Fenerbahçe'yi üzmek için söylüyorum.

Dost acı söyler.

1-Penaltı!...

2-Hızır gibi yetişip çakılan kafa golü…

3-Rüştü'yü de çalımlayıp sıfıra kadar inerek yok açıdan atılan gol!

Bu üç gol Alex'in marifetler manzumesidir.

Al Alex'i dışarı…

Sevinçler kursaklarda kalır.

Maça bir bütün olarak bakmak gerek.

Bunlar da görmezden geliniyorsa o zaman geriye tek; fanatizm kalır.

O fanatik de ben değilim!

İyi ki varım!... Kendime teşekkür borçluyum

Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonlu ve diğer bütün takımların renklerine gönül verenler benim dostlarım.

Mesleğim de kavuk sallamak değil!

Rekabette ters köşe olmazsa renklerin cümbüşü neye yarar.

Bana bunu anlayacak dostlar gerek.

Karşı fikre ve espriye alışacağız.

Bunu kişilik açmazı haline sokmadan, söyleneni anlamazdan gelerek ters yöne çekmeden, kendimize duyduğunuz güveni başkasını aşağılayarak ispat etmeden yapabilirsek futbolun güzelliğine varırız.

Kendime teşekkür borçluyum; iyi ki varım.

Tartışmayı öğrenmek, karşı fikre saygı duymak Fenerbahçelilere yasak değil ki…

Bu Galatasaray için de geçerli…

Galatasaraylılar rakip olarak sadece Fenerbahçe'yi görmez ki…

Dünyada başka takımlar da var; Arsenal gibi, Real Madrid gibi…

Ama bir Galatasaraylıya göre en saygın rakip Fenerbahçe'dir çünkü göbeği beraber kesilmiştir.

Hatta Fenerbahçelilerin Galatasaraylılara ‘Ağabey' deme borçları vardır.

Malum tevellüt meselesi…

1905

Hitaplarımızı ayarlayalım lütfen!

Boy, pos, saç, sakal, bıyık eşkaldir, mühim olan onları taşıyan bedendeki kimlik, kimlikteki saygınlık, vicdandaki doğruluktur.

Hukuk eşkale değil, suça ceza verir.

Bıyıklılar onuruyla gezerken, bıyıksızlar hapis bile yiyebilir…

İlahi adalet de zaman içinde yerini bulur.

Hayatta bir mazlum vardır bir de zalim…

Hakarete uğrayan mazlumdur ahı tutar!

Dünyada zalimler tarihe geçer!

Bu da bir serzeniştir!

Nasılsa adresine gider.

Bir not daha;

Bıyıklarıma kadınların daha çok ilgi duyduğunu da biliyorum.

Yani;

Bıyık muhabbetine alışığım…

‘Bam telini' tıraşı bol berber bilir!

Bir fıkra;

Adamın biri öfkelenmiş… Tartıştığı adama ‘bak beni kızdırma s.çarım senin bam teline!' deyivermiş.

Adam bir şey anlamamış ama bu laf da aklına takılmış;

S.çarım bam teline….

Sormuş soruşturmuş, aramış taramış nedir bu bam teli diye…

Bir gün berberde tıraş olurken berbere sormuş; nedir bu bam teli?

Berber gülmüş…

Sakalın dudağa en yakın telidir demiş…

Adamda jöton düşmüş;

Desene az daha ağzımıza s.çıyormuş herif!...

Kiminde bıyık var kiminde yok…

Ama her erkekte sakal var.

Biline!

Bırakın da futbolun tadına varalım.

Alınganlık espri yoksunluğundan kaynaklanır.

Bu ülkede aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık!...

Bütün delikanlı dostlarıma gönül dolusu muhabbetler…

Başta Fenerlilere…

Kaynak: Haberler.Com

Son Dakika Spor Bana Ağabey Deyin!
Kızmayın. Gerçek Bu. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement