İnsanı hayatta tutan en büyük beceri: Adaptasyon

Tıpkı şu an bizimde tanık olduğumuz bu sürece adapte olmaya çalışıp su an evde kalmaya çalıştığımız gibi.

Şu an ki durumumuza baktığımızda bir bilinmeyene doğru ilerleyen bir sürecimiz olduğunu görüyoruz. Kaygı yaratan, tedirgin eden huzurumuzu kaçıran gerginlik kaynağı olan bir süreç.

Adaptasyon günümüzde bir zeka ölçütü olarak kabul ediliyor. Eskiden problem çözdürülür, farklılıklar baktırılır, rakamlarla uğraştırılırdı. Ama bir durum vardı, kağıt üzerindeki başarı çoğunlukla sosyal olarak görülmüyordu. Dolayısıyla anlamını karşılamıyordu. Artık sosyal durumlara ne kadar adapte olabildiğimize bakılıyor. Bir duruma adapte olabiliyorsanız zekisiniz, o duruma çabuk adapte olabiliyorsanız siz çok zekisiniz anlamına geliyor.

Nasıl oluşuyor bu adaptasyon diye bakarsak burada çeviklik kapasitesini burada görüyoruz. Duygusal çeviklik, dayanıklılık kapasiteleri ile sosyal zeka kavramları adaptasyon çerçevesi içinde bir araya geliyor.

Bizi ne mi bekliyor; bilin ki karnınızı doyurmak ve çocuğunuzu okutmak için kafanızı çalıştırıp bir yollar bulacaksınız. Yani adapte olacaksınız. İkinci olarak muhakkak cebinizde olduğunu bilmeniz gereken bir şey daha var: daha önce de toplumlar salgınlar yaşadı ve biliyoruz ki hepsi geçti. Bu da geçecek. O yüzden bu günlerin geçeceğini bilin.

İşte bunların hepsi birer öğrenme. Bunları içselleştirebildikten sonra kaygı dolu başlangıçlara sahip cümlelerin hepsinin yok olduğunu görüyoruz. Duruma adapte olmaya adım atıyoruz.

İkinci adım olarak artık şu bilinçle yaklaşıyoruz "Geçeceğini bildiğiniz bir süreci yönetebiliyor olmanın rahatlığıyla yaşamaya başlıyoruz."

Bunu okumak bile rahatlatıcı. Buradaki soru şu; "Bu günleri birey olarak nasıl geçirelim ki her şey bittiğinde az zararla veya karla ya da olan durumu korumuş olalım? "

Böylelikle adaptasyon sağlamak için kendimiz ve hayatımızla ilgili biraz bilgiye sahip olabiliriz.

Günün sorusu bu olsun. Cevaplarınızı ve yorumlarınızı aşağıya yazabilirsiniz.

Sağlıklı, sabırlı gün diliyorum.