Laiklik-Domuz Gribi Kıyası!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki 2010 yılı görüşmeleri sert tartışmalara sahne oluyor. CHP’li komisyon üyeleri Bakan Dinçer’i cumhuriyet ve laiklik karşıtı olmakla eleştirirken, “Cumhuriyet ve laiklik karşıtları değil domuz gribinden en kötü kanserden bile daha kötüdür” denildi.

İlk olarak CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Bakan Ömer Dinçer’e;  bürokrat olmadan önce yazdığı makalelerinden dolayı Başbakanlık Müsteşarlığı döneminde Cumhuriyet düşmanı ilan edildiğini anımsattı. Hamzaçebi, “Bu ağır bir suçlama. Sizin yargıya gidip böyle olmadığınızı iddia etmenizi bekledim. Ama bugüne kadar size bu suçlamayı yönetenler hakkında dava açmadınız. Bunun sebebini öğrenmek istiyorum” dedi.

CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin ise Bakan Dinçer’e 1995 yılında yaptığı bir konuşmayı anımsatarak, “Siz cumhuriyet karşıtı mısınız? Eğer böyle iseniz bir Cumhuriyet hükümetinde nasıl bakanlık yapıyorsunuz? Memurların yüzde 36’sının vasıfsız olduğunu ve bunların domuz gribinden daha tehlikeli olduğunu söylediniz. Ama ben de size şunu söylüyorum, cumhuriyet ve laiklik karşıtları değil domuz gribinden, en kötü kanserden bile daha tehlikelidir. Bu nedenle bakanlığınızla ilgili eleştiri yapma gereğini asla duymuyorum” dedi.

'Ekonomi teröristleriyle mücadele edin!'

DTP Milletvekili Hasip Kaplan ise 1 milyon üyeli KESK’in yönetiminin illegal bir örgütmüşçesine içeri tıkıldığını belirterek, “Siz sendikalarla değil, ekonomi teröristleriyle mücadele edin” dedi.

İşsizin parasının GAP’a aktarılmasını da eleştiren Kaplan, Hasankeyf’i sular altında bırakan barajların yapımına yurtdışından finansman bulunduğuna göre GAP’a da bulunabileceğini söyledi.  “İşsizin parasını işsizlik sorununu gidermek için kullanın” diye konuştu. İşsizliğin Türkiye için kader olduğu söylemini eleştiren Kaplan, Türkiye’nin değil 70 milyona 700 milyona istihdam sağlayacak bir potansiyeli olduğunu belirtti.

Kaplan, Başbakan’ın istediği gibi üç çocuk yapan bir asgari ücretli ailenin yılda kaç kere tatile gidebildiğini, kaç kere tiyatroya gidebildiğini kaç kitap satın alabildiğini sordu.