Gazeteci-yazar Rahim Er'den Gündeme İlişkin Açıklamalar - Son Dakika
Politika

Gazeteci-yazar Rahim Er'den Gündeme İlişkin Açıklamalar

Gazeteci-yazar Rahim Er\'den Gündeme İlişkin Açıklamalar

Türkiye Gazetesi yazarı ve AK Parti İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayı Rahim Er, "Yetkilerden dolayı Sayın Erdoğan şuan yarı başkanlık rejimini işletmekte.

09.03.2015 19:48

Türkiye Gazetesi yazarı ve AK Parti İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayı Rahim Er, "Yetkilerden dolayı Sayın Erdoğan şuan yarı başkanlık rejimini işletmekte. Türkiye yarı başkanlık rejimindedir. Bu rejimle yönetiyor. Yani 10 Haziran 2014'ten bugüne yarı başkanlıkla yönetilmektedir" dedi.

Türkiye Gazetesi yazarı ve AK Parti İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayı Rahim Er, İhlas Haber Ajansı (İHA) ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'a gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan gezisi ve umre sırasında yaşananlara ilişkin Er, "Ashab-ı Suffe orada Sayın Cumhurbaşkanımız ile beraber diz çöktük sohbet ettik. Güzel bir hatıra olmuş oldu. Cumhurbaşkanımızın, bakanlarımızın, bugün bu ülkeyi yöneten devlet erkanının birer peygamber sevdalısı olmaları, Allah'ın huzuruna varmaları, orada aciz kul olduklarını beyan etmeleri bunlar bizim hasretinde olduğumuz. Bu hasreti yaşamayanlar bu anın ne demek olduğunu bilemezler. Diğer atfedeceğimiz hususta, bu ülkenin Cumhurbaşkanının gittiği bir başka ülkede halk tarafından büyük bir rağbetle karşılanması, muhabbetle karşılanması. İnsanlar fotoğraf çekiyorlar. Duygularını dile getiriyorlar. Sevgilerini ifade ediyorlar. keza Türkiye'den gerek oraya umre için gerekse oraya çalışmak için bir şekilde orada bulunan vatandaşlarımızın o sevgileri ayrıca görülmeye değer. İnsan malum yurt dışında olunca vatana muhabbeti, bağlılığı, ilgisi daha çoğalmakta. Birde orada kendi Cumhurbaşkanını görmesi ve Cumhurbaşkanının birde içinde yaşadığı toplum tarafından sevildiğine şahit olması. Bizim vatandaşlarımız uzaktan bağırıyorlar ancak ilginç olan şu vatandaşlarımızdan bir kişi sadece 'Sayın Cumhurbaşkanım' dedi. O da normal. Hep 'Sayın Başkanım' çıktı. Arapça'da aslında ikisi de aynı" ifadelerini kullandı.

"AK PARTİ KADROLARINA SAYIN GÜL'ÜN GELMESİ İSABETLİ OLACAKTIR, DEĞERLİ OLACAKTIR"

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün AK Parti'ye dönüp dönmeyeceğiyle ilgili ise Er, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sayın eski Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ile alakalı olarak daha Cumhurbaşkanı iken bizim yazdığımız yazılar var. Bunu kendileriyle de paylaştık. Şimdi Sayın Arınç ne dedi 'Meclis Başkanı olabilir', doğru olabilir. Fakat biz o yazılarımızda bugünde öyle daha öteye taşıyoruz. Sayın Gül bugün bir Türk markasıdır. O markayı misal ve en ideali Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yapabiliriz, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri yapabiliriz. Biliyorsunuz şuan İslam İşbirliği Teşkilatı ne yazık ki adı kalıp, kendisi olmayan konumuna düşmüş bir teşkilat. Geçmişte de Sayın Gül o teşkilatta çalışıyordu ama ideal olan BM Genel Sekreteri olmasıdır. Avrupa Konseyi Başkanı olabilir. Böyle bir ismin zaten kurucularından olduğu kendi partisine Meclis çatısı altında dönmesi partiye ve grubuna güç katacaktır. Öyle isimler vardır ki onların her an her saniye gündemde olmasına ihtiyaç olmayabilir ama onlar varlıklarıyla, akil adamlıklarıyla, bilge kişilikleriyle, tecrübeleriyle yol gösterici olurlar. Danışıcı insana ihtiyaç vardır. Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi; 'Kendi takdirleridir ama hayırlı olur' dedi. Kelimeye dikkat etmek lazım. Bizde aynı kanaatindeyiz. AK Parti kadrolarına Sayın Gül'ün gelmesi isabetli olacaktır, değerli olacaktır, AK Parti daha bir zenginleşecektir."

"SAYIN KILIÇDAROĞLU FİKRİ BİR HAZIRLIK OLMADAN, YAPILMADAN AYAKÜSTÜ KONUŞMAKTA"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Abdullah Gül'ün siyasete dönmesinin Başbakan Ahmet Davutoğlu'na alternatif olduğu yönündeki açıklamasına ilişkin Er, "Asla Sayın Kılıçdaroğlu'nu veya bir CHP'liyi rencide etmek adına söylemeyeceğim, şimdi ifade edeceğim cümleyi. Biz yazarız. Yazar nedir, müşahede eder, gözlemler ve kendi bilgi birikimiyle gözlemiyle bu yapılan hareketi ve söylenen sözü tahlil eder sütununda, ekranında, mikrofonunda, konferansında, her neyse sohbetinde. Bizim gördüğümüz o ki Sayın Kılıçdaroğlu fikri bir hazırlık olmadan, yapılmadan ayaküstü konuşmakta. Halbuki biraz daha hazırlıklı konuşulsa mutlaka danışmanları vardır. Bu mesele üzerine biraz daha kafa yorularak bir beyan ortaya getirilse daha isabet edilir. Şimdi Davutoğlu meselesine gelince özür dileyerek kendimizden söz ediyormuşuz gibi lütfen anlaşılmasın. Çünkü yazdıklarımız artık arşive girmiştir, tarihe mal olmuştur, ortadadır. Sayın Erdoğan'ın köşke çıkması mevzu bahis olduğunda daha Başbakan ismi olarak kimse geçmezken biz ilk defa sütunumuzda Sayın Ahmet Davutoğlu'nu başbakan olarak teklif ettik, sonra bunu birkaç kez daha tekrarladık ve 'bilge adamdır, milli insandır, yerli insandır' dedik üstüne basa basa. Sonra parti o 'bilge adamdır' sözünü aldı sloganlaştırdı. Bizde Sayın Erdoğan'ın yerinde olsaydık mevcut kadro içinde Sayın Davutoğlu'nu seçerdik. Bunu bütün samimiyetimizle söylüyoruz. Yerli insandır, milli insandır, kumaşı sağlamdır. Bunlar çok önemli kavramlar, çok önemli ifadelerdir" diye konuştu.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN MENSUPLARI OLARAK BU TARZ KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ TASARRUFLARA UZAK OLMAMIZ İCAP EDER"

CHP'nin kapatılması tartışmaları ile ilgili ise Er, "Sayın Başbakan birkaç yerde cevabını çok güzel verdi. En son Gaziantep'te verdi. Ne dedi; 'Madem kapatılmak istemiyorsunuz ki gayet doğru, niye biz dün bu teklifi getirdiğimizde imtina etiniz. Bu gün fikir değiştirdiyseniz partilerin kapatılmasına karşıysanız, öyleyse gelin hemen şu an, şu dakika, hatta 3 saat içinde' dedi Sayın Başbakan, 4 parti bir araya gelelim anayasanın ilgili maddesini değiştirelim ve bundan sonra Türkiye gündeminden parti kapatma gibi bir ayıp çıksın. Ne olmuştu geçmişte? Son 50 yılda partiler ya darbelerle kapatıldı ya da Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Biz böyle çifte maceralar yaşamış bir maziye sahibiz. Artık 2071, yani dünya cihan devleti olmayı hedef almış bir millet, bir devletin devamı mahiyetindeki Türkiye Cumhuriyeti'nin mensupları olarak bu tarz küçük düşürücü tasarruflara uzak olmamız icap eder" değerlendirmesini yaptı.

"TÜRKİYE YARI BAŞKANLIK REJİMİNDEDİR"

Gazeteci-Yazar Er, Türkiye modeli başkanlık sistemiyle ilgili şunları kaydetti:

"Bu başkanlık modeli tartışması, bu Sayın Erdoğan'ın bir şahsi temayülü değil, arzusu değil. Bu zamanın amil hükmü. Bazıları zannediyor ki Sayın Erdoğan cumhurbaşkanlığını çok sevdi, dolayısıyla hiç buradan gitmemek adına başkan olmak istiyor. Yetkilerden dolayı Sayın Erdoğan şuan yarı başkanlık rejimini işletmekte. Türkiye yarı başkanlık rejimindedir. Bu rejimle yönetiyor. Yani 10 Haziran 2014'ten bugüne yarı başkanlıkla yönetilmektedir. Başkanlık döneminin ihtiyacı ilk defa Turgut Özal zamanında dile getirildi ve daha sonraki liderler dile getirdi. Bunları o dönemlerde gerek sütunlarımızda ele aldığımız yazılarda, gerekse televizyon konuşmalarında hep işledik, hep konuştuk. Bugün konuştuğumuz başkanlık sisteminin 30 yıllık bir geçmişi var. Fikri mazisi var. 30 yıldan beri konuşuyoruz bunu. Bizim kanaatimiz şu; biz bugün bir yerlerden bu topraklara gelmiş, bir kalabalık kitle değiliz, biz bir milletiz. Bir milletin sahip olduğu her ne var ise onlara sahip olan yeryüzünün nadir milletlerinden biriyiz. Bilhassa ifade etmek istiyorum. Devlet-i ebed müddet şudur; devirlere göre rejimlerin adı değişebilir. Rejimlerde, demokrasilerde halka hizmet edebildiği nispette kıymetlidir. Hanın da, hakanın da, sultanın da, emirin de, padişahın da karşılığı başkandır. Cumhurbaşkanlığı reisi cumhurluk bu anlamda baktığımızda 80-90 yıllık bir geçmişe sahip uygulamadır. Bu fikrimizden çıkarılacak sonuç şudur; esas olan başkanlık rejimidir. Başkanlık rejiminde parlamento var, demokrasi var, bakan var. Bunlar yapılırken ne olacak ki Türkiye modeli ortaya çıksın. Bu modelin ortaya çıkabilmesi için bizim tarihteki devlet yönetim şekillerimizin çok iyi bir biçimde incelenmesi icap eder. Oradan alacağımız mutlaka güzel dersler, ibretler vardır. Mevzubahis olan bizim bir yeni anayasa yapmak ve o anayasadan hareketle bir başkanlık modeline geçmek ve bu başkanlık modelinin de yerli ve milli olması. Biz Türkiye modeli bir başkanlık sistemi, ki doğrusu bu, bu vücuda bu elbisenin uyması lazım. Kollar uzun, paçalar kısa, garip karikatür model ortaya çıkarsa o ayrı sancılara sebebiyet verir. Bunun için üzerinde iyi çalışılması icap eder. Bizim devlet olarak geçmişteki uygulamalarımızdan dersler devşirmek. Hukuk olmayan, adalet olmayan, memnuniyet olmayan, refah olmayan bir cemiyetin imparatorluk olabilmesi düşünülebilir mi? İki Amerika Afrika'daki başkanlık kim olursa olsun hangisindeki hikmet bizim işimize yarıyorsa hiç yadırgamadan onları alır ve bünyemize uydururuz. Buda kendi havanımızda dövmekle kendi modelimiz ortaya çıkar."

"BİZ MECLİS'E GİRDİĞİMİZDE FİKİR TAŞIYACAĞIZ, UFUK TAŞIYACAĞIZ, YENİLİKLER TAŞIYACAĞIZ, PROJELER TAŞIYACAĞIZ"

Siyasete girerse nasıl bir siyasetçi olacağına ve Meclis çatısı altında yapacaklarına ilişkin ise Er, "Rabbimden hayırlısını dilerim. Kimler layık ise onlara nasip olsun. Onlardan biri biz isek inşallah bizde gireriz. Biz Meclis'e girdiğimizde fikir taşıyacağız, ufuk taşıyacağız, yenilikler taşıyacağız, projeler taşıyacağız. Biz kavga adamı olmayacağız. Orada gönül adamı, denge adamı olmaya gayret edeceğiz. Ortaya koyduğumuz ana fikirler var. 2023 'büyük Türkiye', 2071 cihan devleti Türkiye. En son Osmanlı diasporası inşa etmek diye bir fikir ortaya koyduk. İnşallah bu defa TBMM zemininde bu nazariyeleri uygulamaya gideceğiz" şeklinde konuştu. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika Gazeteci-yazar Rahim Er'den Gündeme İlişkin Açıklamalar - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement