"3 Dönem Üst Üste İktidar Olacağız" - Son Dakika
Politika

"3 Dönem Üst Üste İktidar Olacağız"

"3 Dönem Üst Üste İktidar Olacağız"

Kongre Havasında Genel Seçim Stratejisini Belirledi, Bu Kez Ebced Hesabı Yapmadan Söyledi.

31.10.2010 16:49  Güncelleme: 20:21

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği" toplantısında 2011 genel seçimlerinde partinin nasıl bir yol izleyeceğini anlatırken MHP'den bir şekilde ayrılan, darılan ve kırılanlara Türkiye'nin geleceği için geri dönme çağrısı yaptı.

MHP'nin "Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği" toplantısı Atatürk spor salonunda gerçekleştirildi. Gövde gösterisine dönen toplantıya partililer saatler önce geldi.

2011 genel seçim stratejilerinin belirlendiği toplantıda bahçeli yaklaşık 1.5 saat konuştu. Konuşmasının başında 81 ilden gelen seçmenlere her ilin özelliğini anlatarak hoş geldin mesajı verdi. Bahçeli, "Bozkurt bir kez daha başını kaldırıyor" sözleriyle ülkücülerin Türk milletinin bir kez daha tercümanlığını yapacağını dile getirerek, "Elbette buradan çıkacak gür ses zalimi korkutacak. İhanetin kafasına Seyit Onbaşı'nın güllesi gibi düşecek. Şımaran ve cüret kazanan hıyanet sinecek. Bölücü mihraklar ve bunlara çanak tutan gafiller pusacak. Hüküm süren eşkıya titreyecek ve inine saklanacak. İnanıyorum ki, Türk milletinin özlemlerine bugün tercüman olacağız. Hüzünleri, endişeleri ve korkuları Allah'ın izniyle bitireceğiz" dedi.

-"ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ"-

Bahçeli MHP'nin sloganı haline gelen "Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez nidalarıyla cihana sesleneceğiz" diyerek hükümetin başlattığı demokratik açılıma vurgu yaptı. BDP'nin bir süre önce federasyon devleti istediklerini hatırlatan Bahçeli şunları söyledi:

"Türk milleti birdir, devleti tektir, dili Türkçedir, başkenti Ankara'dır kabul ve inancıyla durmaksızın tam yol ilerleyeceğiz. Rüzgar bekleyen Türk bayrağını bedeli ne olursa olsun sonsuza kadar dalgalandıracağız. Türkiye'yi yaşatacağız, milletimizi koruyacağız. İşte Ülkücüler bunun için var, Milliyetçi Hareket'in esas gayesi bunlardan ibaret. Vatanımın her köşesinden hilalleri getirdiniz ve üst üste yığdınız. Ülkülerinizi taşıdınız, milletimizi umutlandırdınız. Üç Hilal'i coşturdunuz, yüreklendirdiniz. Asla pes etmediniz, katiyen geri çekilmediniz, hiç bir tereddüt göstermediniz. Kurulan tuzakları muhataplarının başına geçirdiniz. Oynanan oyunları, çevrilen dolapları, düzenlenen tertipleri hilal bakışınızla bozdunuz. Düzenbazları durdurmak ve fitneyi mağlup etmek için güç birliği yaptınız. Bugün yeni bir güç birliğine destek vermek için buradasınız. Yılmadınız, yıkılmadınız, yorulmadınız, yenilmediniz. Kim aksini düşünüyorsa gelsin bu muhteşem coşkuya baksın. Ülkücülerin, Türk milliyetçilerinin vatanına ve ilkelerine nasıl sahip çıktığını eğer biraz hayaları kalmışsa görsün ve itiraf etsin. Siz muhterem ülkü arkadaşlarımla ne kadar övünsem azdır."

-"EVET' DİYEN ÜLKÜCÜLERİN GÖNLÜNÜ ALDI-

MHP Lideri Bahçeli 12 Eylül referandumunda evet oyu vereceklerini açıklayan ülkücülere yönelik söylediği sert sözleri bir anlamda geri aldığı mesajını vererek onları yeniden güç birliğine katkı vermeye çağırdı. Bahçeli, evet oyu vereceklerini açıklayan ülkücülere sahip çıkan Başbakan Erdoğan'a da şu sözlerle yüklendi:

"Binlerce dava arkadaşımızın bir hilal uğruna toprağa düşmesini sorarım sizlere gözlerimiz yaşarmadan nasıl anlatalım?... Unutacak mıyız bu ülkü abidelerini? Hafızamızdan çıkaracak mıyız? Unutsak Allah affetmez, kul bağışlamaz. Beddualar, kahırlar yakamızı bırakmaz. Bugün yolumuz tehlikelerle dolu olsa da sorumluluğumuz büyük, görevimiz ağır, üzerimizdeki vebal çok fazladır. Onlar rahmetli Hüseyin Nihal Atsız'ın dediği gibi; Yataklarında ölmeyi akıllarından çıkaran büyük ruhlardı. Döşekleri kara toprak, yorganları da kar oldu. Ve ruhlarını Tanrı Dağı'nda buluşturmak için adeta söz birliği etmişçesine bedenlerine veda ettiler. Göçüp gittiler en taze zamanlarında. Feda ettiler hayatlarını, armağan ettiler Türk milletine canlarını. "Bozkurtların Ölümü'nde konu edilen; Onbaşı Karabudak'ın oklanışı, Yüzbaşı Sancar'ın son gülüşü onlarda somutlaştı. Kuru simidi paylaştılar. Ülkü yuvalarında yere serdikleri gazete parçaları üzerinde peyniri ekmeklerine katık ettiler. Tanımayan bilmez, içimizde olmayan anlamaz. Ülkücülerin hayatı bambaşkadır."

-"TÜRKİYE HİÇ BU KADAR SAHİPSİZ KALMADI"-

Bahçeli Türkiye'nin hiç bu kadar sahipsiz kalmadığına vurgu yaparak Başbakan Erdoğan'a ve AKP'ye sert sözlerle yüklendi. Milletin sıkıntılı bir dönem geçirdiğini dile getiren Bahçeli, AKP'yi Türkiye'yi bölmek isteyenlerle kol kola olmakla suçladı. Bahçeli şöyle devam etti:

"Türkiye bu iktidarla yorulmuştur, hırpalanmıştır, ezilmiştir ve mağdur olmuştur. Milletimiz aldatılmış, kandırılmış ve ileri demokrasi sözleriyle ayrışmanın eşiğine kadar getirilmiştir. Ekonomiden güvenliğe, sanattan spora, siyasetten kültüre tahrip olmadık alan, çivisi çıkmamış değer kalmamıştır. AKP iktidarının, Türkiye'yi sekiz yılın sonunda içine soktuğu tablo her yönüyle utanç ve endişe vericidir. Sekiz yıldır kesintisiz bir şekilde tek başına iktidarda olan AKP, milletten aldığı desteği; barış, kardeşlik, huzur, kalkınma ve refahın tesisi yönünde kullanmamıştır. İşçiden çiftçiye, memurdan emekliye, esnaf ve sanatkardan sanayiciye, her kesimin sorunları artırmış, şikayetleri çoğalmış, kaygıları yoğunlaşmıştır. AKP'yle birlikte; Krizlerin normalleşme, Devlete meydan okumanın özgürleşme, Yoksulluğun rahatlama, Yıkımın açılım, Bölücülüğün insan hakları, Eşkıyalığın kimlik arayışı, Farklılaşmanın ise sözde kucaklaşma olarak çarpıtıldığı aldatma ve kandırmadan ibaret bir dönem yaşanmıştır. Karşımızda bin yıllık kardeşliğimizin zedelenmek istendiği ve Türkiye'nin hızla itibar ve güç kaybettiği, aziz millet fertlerinin problemlerinin her geçen gün ağırlaştığı ve umutlarının kaybolduğu hazin bir ülke manzarası vardır. Her tarafı saran çürümüşlük, çöküntü, çözülme ve çöküş hali Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığında zincirlerinden boşanmıştır."

AKP iktidarının ABD ve AB'ye tam teslimiyet içinde olduğunu savunan Devlet Bahçeli, "Küresel cinayet projelerinin eş başkanlığını ve taşeronluğunu yapmaktan ar etmemişlerdir" dedi. Bahçeli konuşmasında başörtüsü sorununa yönelik AKP ile CHP'nin karşılıklı tartışmalarını hatırlatarak başörtüsü konusunda yan yana yer aldıkları görüşünü dile getirdi. Bahçeli konuşmasında sık sık hükümetin başlattığı demokratik açılıma da vurgu yaparak ve Erdoğan'ın bu süreçte "analar ağlamasın" sözlerine atıfta bulunarak şöyle dedi:

"Sekiz yıl içinde, terör sıfır noktasından hızla tırmanmış ve hain eylemleriyle ölüm saçmıştır. Analar ağlamasın sloganı, dağdaki caniyi gözetirken, Mehmetçiği hiç umursamamıştır. Analar AKP'yle daha çok ağlamış, ağıtlar daha çok yakılmış; gelinler, bacılar, evlatlar, babalar feryat etmiştir. Bayrağa sarılı şehitler vatan topraklarına açılım denilen rezaletin gölgesinde verilmiştir. Her ocağa bir ateş düşmüştür. Ancak Başbakan Erdoğan için terör bir provokasyondur. Sekiz yıllık icraatlarına bir tepkidir. AKP'nin hizmetlerini çekemeyenlerin tertibidir. Bu kafa yapısının teröre bakışı işte budur. Milletimiz kan ağlamış, ama Başbakan hala meseleyi tam olarak kavrayamamıştır."

-"OKYANUS ÖTESİ VE İMRALI CANAVARI"-

Hükümetin 12 Eylül referandumundan önce "okyanus ötesi' ve "İmralı canavarı' ile gizli pazarlıklar yaptığını öne süren Bahçeli "Ağzından hakaretler dökülmüş ve bizim bu iddiamızı şerefsizlikle suçlamıştı. Artık canilerle yapılan pazarlıkların bütün yönleri kamuoyunda ifşa ediliyor. Kandil'deki bölücü elebaşlarının kirli beyanatları gazetelerde çarşaf çarşaf yer buluyor. Hükümetin PKK'yla müzakere ve mütareke arayış ve çabaları tüm çirkinliğiyle ortaya çıkıyor. Başbakan Erdoğan binlerce yıllık Türk devlet geleneğini, kendisinin yetiştiği kabile anlayışıyla bir görüyor. Coğrafyaları kumaş gibi kesen Türk milletini ve devletini çapulcularla aynı seviyeye indiriyor. Teröristleri umutlandırıyor, federasyona giden rezil sürecin kurdelesini kendi elleriyle kesiyor" diye konuştu.

Referandumdan önce hükümetin PKK ile pazarlık yaptığı yönündeki sözlerini yineleyerek Başbakan Erdoğan'ın MHP'ye "İspat etmezsen şerefsizsin" sözlerine atıfta bulunan Bahçeli, "Peki, bizim iddiamızı şerefsizlikle suçlayarak reddeden Başbakan, bundan sonra şereften nasıl bahsedecektir? Siyasi namus ve haysiyeti ağzına nasıl alacaktır? PKK'yla görüşmek, mutabakat arayışlarında bulunmak, teröristlere af için zemin hazırlamak ve Avrupalı dostlarının, İmralı canisinin siyasete girmesini tavsiye etmelerine sessiz kalmak şerefli bir duruş mudur" dedi.

-"PKK'NIN TALEPLERİ SİYASET SAHNESİNE TAŞINMIŞTIR"-

Devlet Bahçeli 2011 genel seçimlerinden sonra yeniden ele alınacak olan anayasa çalışmaları ile ilgili hükümete ağır suçlamalarda bulundu. PKK taleplerinin siyaset sahnesine taşındığını iddia eden Bahçeli, "Kendi geleceğini kurtarmak için Türkiye'yi ateşe atmaya hazırlanan Başbakan bu hükümetin başkanıdır. Bedeli ne olursa olsun sürdürmekte kararlı oldukları yıkım projesinin; İhale sahibi Okyanus ötesidir. Destekçileri ağabeyleri Peşmerge reisidir. Yardımcıları ve rol paylaşımı içinde oldukları Kandil fitnesidir, İmralı canavarıdır. Eğer PKK açılımındaki inat ve ısrar devam ederse; Türk milleti, etnik depremle felakete uğrayacak, husumet tohumları her tarafa saçılacaktır. İki milletli, iki dilli, iki bayraklı ve çok kültürlü bir devlet yapısının doğmasıyla da milli devletimiz ölümcül bir darbe alacaktır. Doğal olarak devletin temel yapısı siyasi, hukuki ve Anayasal zeminde yeniden tanzim edilecektir. Bu süreç, bir kardeş kavgası, kanlı bir iç çatışma yaşanmadan ilerletilebilirse; tek millet-tek devlet esasına dayalı üniter yapı Allah korusun ama yıkılacaktır. Bunun sonucunda Türk milleti köklerinden, tarihinden, milli kültüründen koparılmış, kişiliksiz ve silik bir halk yığınına dönüştürülecektir" dedi.

Genel Başkan Bahçeli Başbakanla kaybedilecek bir tek günün bile artık olamayacağını dile getirerek AKP'yi ve hükümeti "AKP demek, teslimiyet demektir. AKP demek, Türk'ün daha çok ağlaması demektir. AKP demek; taviz, buhran, boyun eğme, kan, acı, açlık, işsizlik demektir. AKP demek; kriz, kargaşa, kaos, korku, kutuplaşma, kavga ve karanlık demektir. AKP demek; yolsuzluk, yoksulluk, yozlaşma ve yabancılaşma demektir. Ve AKP demek Müslüman'ın ezilmesi demektir" sözleriyle tanımladı.

Bahçeli başbakanın gizli bir gündemi olduğuna yönelik sözlerini tekrar ederek Başbakan ve yandaşlarının sahte bir demokrasi eşliğinde her türlü yalan, riya ve iftiraya başvurduğunu dile getirdi. Bahçeli "Biz başından beri AKP'nin ve Başbakan'ın gizli gündemi olduğunu söyledik ve bunu da aziz milletimize her fırsatta anlattık. Başbakan Erdoğan'ın amacının, devri iktidarı döneminde yapılan yolsuzlukların hesabını vermekten kaçmak ve bu nedenle de yandaş yargı oluşturmak için yola koyulduğunu söyledik" dedi.

-PAZARLIKLAR-

Anayasa değişikliği öncesinde AKP'nin gizli pazarlıklara girdiğini öne süren Bahçeli "Arka arkaya Irak'ın kuzeyine gönderilen heyetler, İmralı canisiyle görüşmeler, Okyanus ötesine yapılan ziyaretler, siyasi bölücülerle yeni anayasa yapımı için uzlaşma arayışları hepimizin gözü önünde cereyan etmiştir" diye konuştu. Bahçeli Başbakan Erdoğan'ın 12 Eylül'de idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu okurken ağladığını hatırlatarak şu yorumu yaptı:

"Başbakan Erdoğan hatta işi daha da ileri götürüp, Meclis Grup toplantısında rahmetli dava şehidimiz Mustafa Pehlivaoğlu'nun mektubunu okuyarak timsah gözyaşları döktü. Ömrü hayatında Ülkücülere iyi gözle bakmayan Başbakan'a hatırlatmak isterim ki; 12 Eylül rejiminde darağacına gönderilen yalnızca rahmetli Pehlivanoğlu değildir. 12 Eylül yönetiminin alçakça ve kalleşçe idam ettiği ülküdaşlarımız içimizde hala derin biri sızıdır. Vatanımızın semalarından bir yıldız gibi kayıp kara toprağa giren yiğitler hala gözlerimizi yaşartmaktadır. Buradan Başbakan Erdoğan'a seslenmek isterim; İhtilal mahkemesi önünde tek başına savunmasını yapan ve 4 Haziran 1981'de asılan Cevdet Karakuş'un sevdasını, sen nereden bileceksin? 12 Eylül'ün acılarını yaşamamış, hiçbir sıkıntı çekmemiş, sadece yeşil sahalarda top koşturmuş olan Başbakan Erdoğan elini dava şehitlerimizden ve ülküdaşlarımızdan çekmelidir. Kirli niyetler, karanlık odaklar, katil eller, Türklük değerlerine ve İslam inancına düşman çevreler biz ağlarken arkamızdan gülüyordu."

-KÜSKÜNLERİ GERİ CAĞIRDI-

Bahçeli 2011 genel seçimlerinin Türkiye'nin son şansı olduğunu vurgulayarak hakkı olmayanların 8 yıl nasıl iktidarda olabileceğini MHP'nin neden olamayacağını sordu. Bahçeli bu arada bir şekilde MHP'den ayrılan, kırılan, darılan ve özellikle referandum da evet oyu veren ülkücülere partiye dönün çağrısı yaptı. Bahçeli sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir araya gelme günü bugün değilse ne zamandır? Kapımız ve gönlümüz herkese ardına kadar açıktır. Vatan ve millet sevgisi ve Türkiye'nin onurlu ve huzurlu geleceği ortak paydasında aynı duyguları, hassasiyetleri ve endişeleri paylaştığımız, başka siyasi partilere oy veren, siyaset yapan veya mensup olan kardeşlerimizi de "Millet ve Devlet Bekası İçin Güçbirliği"ne davet ediyorum. İnancım odur ki, bugün bu salonda ayağa kalkan milli ruh ve coşku Milliyetçi Hareket'in tek başına iktidarının habercisi ve müjdecisidir. Buradan taşacak olan heyecan, azim ve kararlılık şimdi dalga dalga Anadolu'ya yayılacaktır."(ANKA)

(BK/ÖMR)

Kaynak: ANKA

Son Dakika Politika '3 Dönem Üst Üste İktidar Olacağız' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement