Yargıtay Başkanlığı'ndan "İfade Özgürlüğü" Semineri

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Yargıtay Başkanlığı olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce ortaya konulan uluslararası kabul görmüş insan hakları standartlarına uyum konusuna büyük önem vermekteyiz" dedi.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen "İfade Özgürlüğü" seminerinin açılışına katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Cirit, daha önce 'lekelenmeme hakkı', 'aile', 'mülkiyet' konularında çalıştayların olduğunu ve bu defa da 'ifade özgürlüğü' alanında çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Bireysel ve toplumsal gelişmeler ancak özgürlükler ışığında gerçekleşeceğinden hareketle insanın maddi ve manevi alanda en değerli şeyin özgürlük olduğunda şüphe duyulmamalıdır. İnsan özgür olduğu oranda gerçek insan olarak kabul edilmiştir. Düşünme, bunun ifade edilmesi olan fikir hürriyeti tüm temel hak ve hürriyetlerin olmazsa olmaz en esaslı bir unsuru ve ön şartı olarak kabul edilmiştir. Çünkü insanlığın bireysel ve toplumsal gelişiminin temel dinamiği fikir hürriyeti oluşturmaktadır. İnsanlığın kat ettiği her türlü bireysel ve teknolojik gelişimi fikir hürriyetinin mevcudiyetine bağlı olarak kabul edilmiştir" diye konuştu.

"AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ'NİN 10. MADDESİ 'HERKES İFADE HAKKI ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİPTİR' DER"

Cirit, konuşmasına şöyle devam etti:

"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi 'Herkes ifade hakkı özgürlüğüne sahiptir' der. Hemen akabinde hangi alanlarda ifade özgürlüğünün sınırlanabileceğini belirtir. Sözleşmenin 10. maddesinin hemen hemen tekrarı niteliğinde olan anayasamızın 26. maddesi de aynı şekilde herkesin ifade özgürlüğüne sahip olduğunu belirterek, ikinci fıkrasında hangi hallerde bu hakkın kısıtlanacağı hüküm altına alınmıştır. AİHM hedef alınan kişinin kimliğinde 4 grup insana göre değerlendirme yapmaktadır. Bunlar sade vatandaşlar, kamu görevlileri, kamuya mal olmuş kişiler ve siyasetçilerdir. Burada vatandaşlar en üst koruma alınana sahiptirler. Kamu görevlileri de en az vatandaşlar kadar olmasa bile bunlarda aynı şekilde koruma alanı içerisindedirler. Kamuya mal olmuş kişiler ve siyasetçiler yönünden AİHM bu kişilerin kamuoyu önünde oluşları, bu kişiler hakkında vatandaşların haber alma hakkı ve çerçevesinde eleştiriye daha fazla katlanma hükümlülükleri bulunduğunu kabul etmektedir."

"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NCE ORTAYA KONULAN ULUSLARARASI KABUL GÖRMÜŞ İNSAN HAKLARI STANDARTLARINA UYUM KONUSUNA BÜYÜK ÖNEM VERMEKTEYİZ"

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti insan hak ve özgürlükleri alanında evrensel değerlere bağlı çeşitli anlaşma ve sözleşmelerle birlikte değerlendirmiştir" diyen Cirit, "Cumhuriyet tarihimizin en çok yasalaşma dönemini yaşadığımız Avrupa uyum süreci içerisinde birçok temel yasalarımızda değişiklikler olmuş, ancak en önemlisi anayasamızın 90. maddesinin son fıkrasında temel hak ve insan özgürlükleri bağlamında insan hakları sözleşmesinin temel norm, insan hakları mahkemesi kararları da iç içtihat olarak kabul edilmiştir. Bunun üzerinde insan hakları mahkemesini de bağlayıcı karar olarak ülkemiz olarak kabul ettik. Yargıtay Başkanlığı olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce ortaya konulan uluslararası kabul görmüş insan hakları standartlarına uyum konusunda büyük önem vermekteyiz. İnsan Hakları Komisyonumuzun yapacağı çalışmalar sonucunda Yargıtay tarafından verilecek kararların temel hak ve özgürlüklere daha fazla vurgu yapan ve sözleşmeye daha uyum gösteren bir hale geleceğini ümit etmekteyiz. İfade özgürlüğünün yorumlanması ve uygulanması sorununu ele almak Avrupa insan hakları standartlarının uygulanmasını sağlamak amacıyla ifade ve basın özgürlüğünün farkındalığı arttırmak adına AB ve Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından birlikte finanse edilen Türk yargısının ifade özgürlüğü konusunda kapasitesini güçlendirmesi projesine de proje ortağı olarak destek vermekteyiz" ifadelerini kullandı. - ANKARA