Terör Örgütünün Saldırılarına Tepki

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Diyarbakır İl Başkanı Şehmus Tanrıkulu, terör örgütü PKK'nın son dönemdeki saldırılarına ilişkin, "PKK'nın, Çözüm Sürecini bitirici ve tekrar çatışmaları şehir merkezlerine taşıyarak insanları mağdur etmesi, hem maddi hem de manevi açıdan çok büyük bir travmaya sebep olmuştur" dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Diyarbakır Bölge Müdürlüğünü ziyaret eden Tanrıkulu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Terör örgütü PKK mensuplarının kazdığı hendekler, kurduğu barikatlarla sokak ve caddeleri kapatmasının özellikle çocuklar üzerinde psikolojik bir baskı oluşturduğunu ifade eden Tanrıkulu, bu nedenle bölge insanın travma yaşadığını söyledi.

Tanrıkulu, terör örgütü PKK'nın son dönemde şiddet olaylarını şehir merkezlerine taşıdığını işaret ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye kamuoyu genelde Suriye'de veya dünyanın herhangi bir coğrafyasında katledilen siviller ve çocuklar gündem olduğunda eleştiriler yapılıyor ama aynı şeyler bölgemizde de var. PKK'nın, Çözüm Sürecini bitirici ve tekrar çatışmaları şehir merkezlerine taşıyarak insanları mağdur etmesi hem maddi hem de manevi açıdan çok büyük bir travmaya sebep olmuştur."

"Uluslararası güçlerin emirleri doğrultusunda yapılmaktadır"

Bazı yerleşim birimlerinde ilan edilen sözde öz yönetimin halkta bir karşılık bulmadığını vurgulayan Tanrıkulu, "Demek ki bu yapılan veya yapılmak istenen şeyler halk adına değil, belki uluslararası güçlerin emirleri doğrultusunda yapılmaktadır" ifadelerini kullandı.

Hükumetin, Kürt sorunu ile PKK sorununu ayrı görüşmesi gerektiğini belirten Tanrıkulu, Kürt sorunu için bölgedeki siyasi parti, sivil toplum kuruluşları, kanat önderleri ve korucularla geniş katılımlı bir görüşme yapması gerektiğini aktardı.

Başkan Tanrıkulu, PKK'nın, Kürtlerin mağduriyetlerini istismar ederek, bu aşamaya geldiğini bildirerek, şunları kaydetti:

"Kürt meselesi ile ilgili hazırlamış olduğumuz raporlar var. Hükümet yetkilileri ile de paylaşmıştık. AK Parti'nin iktidara gelmesiyle özellikle Avrupa uyum yasaları ışığında gerçekten Türkiye'de ezberi bozan adımlar attı. Hükumetin insan hakları, özgürlükler, Kürt meselesi ve inanç noktasında atmış olduğu olumlu adımlar var. Fakat bu adımlar yeterli değil. Hükümet atmış olduğu olumlu adımların yeterli olarak görüp geri adım atmaması lazım."

"Bizi bir arada tutacak olan üst kimlik, İslam kimliğidir"

"Başörtüsü güvence altına alınmalıdır. İnancın önündeki yasaklar kaldırılarak, anayasal güvence altına alınmalıdır" diyen Tanrıkulu, şöyle konuştu:

"Özellikle bölgemizde ana dilde eğitimin resmi okullarda yapılması gerekir. Bugüne kadar yapılan anayasalarda maalesef Kürtler kendilerini göremedi. Şu denilebilir, 'Bu ülkenin aslı kurucu unsurları Türkler ve Kürtlerdir.' Kürtçe'nin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi gerekir. Medreselere statü verilmesi gerekir. Yeni yapılacak olan sivil, özgürlükçü anayasa da İslam üst kimliğiyle bütün halkların ve kimliklerin yer edinmesi sağlanmalıdır. Çünkü bizi bir arada tutacak olan üst kimlik, İslam kimliğidir."

"Dindar halkı kışkırtmaya yönelik atılan adımlardır"

Tanrıkulu, terör örgütü PKK mensuplarının camileri karargah olarak kullanmasına karşı olduklarını belirterek, bu tür davranışları asla kabul etmediklerini söyledi.

Camilerin kutsiyetini çiğneyerek, minarelerde marksist marş çalmanın Müslümanlara hakaret olduğunu aktaran Tanrıkulu, "Bunlar bölgedeki dindar halkı kışkırtmaya yönelik atılan adımlardır. Hangi inanca sahip olursa olsun hiçbir inancın kutsallarına hakaret edilmemesi lazım. PKK'nın dindar insanların hassasiyetini göz önünde bulundurması gerekir" şeklinde konuştu.