İzmir'de Suriyeli Olmak

EŞBER AYAYDIN - Ülkelerindeki savaştan kaçarak İzmir'de hayata tutunmaya çalışan Suriyeli aileler, dar gelirleriyle zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Türk komşularının desteğiyle ayakta kalan, bir bölümü gündelik işlerde çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışan Suriyeliler, konuk oldukları kentlerin kültürüne ayak uydurmaya çabalıyor.

Türkiye'ye sığınan Suriyeli ailelerden biri de İzmir'de yeni bir düzen kurmaya çalışan Bilal Ailesi. Halepli ayakkabı ustası Halid Bilal, eşi ve 4 çocuğuyla yaşadığı evlerinde, savaş öncesindeki huzurlu hayatlarını arıyor.

Bornova ilçesi Altındağ semtinde 400 liraya kiraladıkları 2 odalı gecekonduda komşularının verdiği eşyalarla ev kuran Bilal Ailesi, yine komşularından gelen maddi manevi desteklerle ayakta kalmaya çalışıyor. Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'nde Suriye'de yaptığı işi devam ettirdiğini, sezonuna göre günde ortalama 100 çift ayakkabının saya adı verilen üst bölümünün dikişlerini yaptıklarını anlatan Halid Bilal, ayakkabı başına ortalama 1 lira kazandıklarını ifade etti.

Çocuklarıyla çalışmasına rağmen geçimlerini sağlayacak parayı kazanamadıklarını anlatan Bilal, daha kötü durumda olan vatandaşlarının da bulunduğunu, bu nedenle durumlarına şükrettiklerini söyledi.

"Sokağa bomba düşünce çıktım"

Suriye'de savaşa rağmen yaşamaya çalıştıklarını, Esed rejiminin mahallelerini bombalaması sonucu 17 komşusunu kaybettiğini ifade eden Bilal, çocuklarının canını düşünerek Türkiye'ye sığınmaya karar verdiklerini ifade etti.

Ayakkabı ustası olması nedeniyle tanıdıkları vasıtasıyla İzmir'e geldiğini, geldiği günden bu yana da çalıştığını dile getiren Bilal, para kazanmaya başladıktan sonra eşi ve çocuklarını da yanına getirdiğini anlattı.

İzmir'de komşularının ve hayırsever vatandaşların büyük desteğini gördüklerini anlatan Bilal, tek amaçlarının kimseye yük olmadan hayatlarını devam ettirmek olduğunu söyledi.

Halid Bilal, iki oğlunun kendisiyle çalıştığını kızının ise bu yıl ilkokula başladığını, gelecek yıl en küçük çocuğunun da okula başlayacağını belirterek, şöyle konuştu:

"Türk halkı çok iyi olsa da başka bir kültürde yaşamak kolay değil. Ancak burada bomba seslerinden uzakta bir düzen kurduk. Herşeye rağmen huzurumuz var. Ağabeylerim halen Suriye'de yaşıyor. Oradaki durumun gün geçtikçe kötüye gittiğini anlatıyorlar. Terk ettiğimiz evimizin de bombalandığını ve yıkıldığını söylüyorlar. Suriye'deki durum bizi korkutmaya devam ediyor. Telefonum çaldığında Suriye numarasını gördüğümde içimi korku kaplıyor, cevaplamam biraz zaman alıyor, açıp açmamak konusunda tereddüt ediyorum. Kötü haber almaktan korkuyorum, bugün yarın arayıp 'ağabeyin ölmüş' diyecekler diye çok korkuyorum."

Anne ve çocuklar memnun

Anne Naima Bilal ise sık sık Türk komşularından gördüğü desteği anlatıyor.

"Suriye'de kalmış olsaydık sağ kalmazdık" diyen Naima Bilal, Türkiye'ye geldikleri için mutlu olduklarını Suriye'de kalmaları halinde çocuklarının hayatlarını kaybetmiş olabileceğini söyledi.

Naima Bilal, şöyle konuştu:

"Komşularımla aram çok iyi, onlar bana yardımcı oluyorlar. Beraber pazara gidiyoruz alışveriş yapıyoruz. Ben Türk parasını kullanmayı bilmiyordum onlar öğrettiler. Ben onlara Suriye yemekleri gösteriyorum onlar da bana Türk yemekleri, Allah hepsinden razı olsun."

Türkiye'de eğitim hayatına başlayan evin tek kız çocuğu Hatice ise Türkçe okuma yazmayı kısa sürede öğrendiğini, ilk karnesinin güzel geldiğini, bu başarısını sürdürmek için çok çalıştığını söyledi.

Öğretmeni ve arkadaşlarını çok sevdiğini anlatan Hatice, "Öğretmenim bana çok yardımcı oluyor. Çok iyi arkadaşlarım var. Onlarla çok iyi anlaşıyorum" dedi.