Akben: "Bank Asya'nın Hangi Noktaya Geldiği Zaten Belli" - Son Dakika
Güncel

Akben: "Bank Asya'nın Hangi Noktaya Geldiği Zaten Belli"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben'in açıklamaları BDDK Başkanı Akben, AA Finans Masası'na konuk oldu: (5)- "(Bank Asya) TMSF ile banka sahipleri, ortakları arasında görüşmeler sürdürülüyor.

19.08.2015 15:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben'in açıklamaları BDDK Başkanı Akben, AA Finans Masası'na konuk oldu: (5)- "(Bank Asya) TMSF ile banka sahipleri, ortakları arasında görüşmeler sürdürülüyor. Bankanın satılması dahil, bankanın ortaklık yapısının değiştirilmesi dahil bir süreç var. Hukuki süreç orada işliyor"- "Bu bankanın şu olmasının, bu olmasının önemi yok. Kim olsa hangi banka olsa bu şartlar olduğu takdirde aynı uygulamalar yapılacaktır"- "(Bank Asya'nın ortaklık yapısına ilişkin belgeler) Biz diyoruz ki belgeler tamamlanmadı. Evet tamamlanmadı, hala tamamlanmadı"- "Katılım bankacılığının, sektördeki payının ilk olarak yüzde 20'ye çıkarılması hedefleniyor. Onun üzerine de daha gidilecek yol var" Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Bank Asya sürecine ilişkin, "TMSF ile banka sahipleri, ortakları arasında görüşmeler sürdürülüyor. Bankanın satılması dahil, bankanın ortaklık yapısının değiştirilmesi dahil bir süreç var. Hukuki süreç orada işliyor" dedi.AA Finans Masası'nın konuğu olan Akben, Bank Asya konusunda şu an hangi aşamada olunduğuna yönelik soru üzerine, bunun uzun zamandır üzerinde durulan bir süreç olduğunu ifade etti. Bankanın gerek likidite gerek ortaklık yapısı gerekse de pazar içindeki durumuna ilişkin hukuki süreçlerden geçildiğini hatırlatan Akben, hukuk ve kanunlar çerçevesinde gerekli tedbirlerin alındığını söyledi.Son olarak da Bankacılık Kanunu'nun 71. maddesine ilişkin kuralların ortayı çıkmasıyla, söz konusu bankanın TMSF kontrolünde faaliyetlerine devam ettiğini aktaran Akben, "TMSF ile banka sahipleri, ortakları arasında görüşmeler sürdürülüyor. Bu görüşmelerden bankanın satılması dahil, bankanın ortaklık yapısının değiştirilmesi dahil bir süreç var. Hukuki süreç orada işliyor" diye konuştu. Akben, bu konuda bazı basın yayın kuruluşlarında, gerek BDDK gerekse de diğer kurumlar hakkında hiç doğru olmayan hatta iftira niteliğinde haberlerin yer aldığına işaret ederek, yapılanların hukuk çerçevesindeki işlemler olduğunu kaydetti.Geçen hafta bir basın kuruluşunda, BDDK ve diğer kurumların görev ve yetkilerini kötüye kullandıklarını ve bunun sonucunda Bank Asya'ya el konulduğuna yönelik haberin yayınlandığını hatırlatan Akben, "Görevi ve yetkiyi kötüye kullanmak, hukuken suç. Buna ilişkin, görev ve yetkinin kötüye kullanıldığına dair mahkemeden karar alınması lazım, böyle bir karar yok. Hatta hatta bu şekilde açılmış davaların büyük bölümü takipsizlikle, retle sonuçlanmış durumda. Böyle bir karar olmadığı halde bir gazetemiz bunu haber yapıyor. Benzer gazeteler aynı, oradan alarak bunu haberleştiriyor. Hatta geçenlerde çok ilginç, bu gazetelerde çıkan haberler sanki delilmiş gibi mahkemeye tevdi edilmiş. İşte, 'Bunlar yalanlanmadığı için herhalde doğrudur' diyor. Böyle bir mantık yok" ifadelerini kullandı.- "Bankanın hangi noktaya geldiği zaten belli" Bankanın zaten hangi noktaya geldiğinin belli olduğuna dikkati çeken Akben, ekonomik göstergelerin çok geri gittiğini söyledi. Çok ortaya konan sermaye yeterlilik rasyosunun tek başına bir gösterge olmadığını vurgulayan Akben, şunları kaydetti: "Ortaklık yapısıyla alakalı birtakım şeylerde sadece BDDK'nın görüşleri dışında da görüşler var. Bunun yanında devletin diğer birimlerinin de görüşleri var. Bankanın sahibini arıyoruz biz, bankanın bir sahibi olsun isteniyor, güçlü bir sahiplik önemli. Çünkü insanlar güvenip, parasını size emanet ediyor. BDDK'nın görevi, getirilen bu mevduatın emin bir şekilde yürütülmesi. Her türlü dedikodudan her türlü şaibeden arındırılmış, yasalar çerçevesinde bankacılık yapılması. Biz bunlara önem veriyoruz, ortaklık yapılarına önem veriyoruz, elbette rasyolara da önem veriyoruz. Bu bağlamda, bunları başka bir şeye bağlamanın anlamı yok. Bunlar hukuki çerçevede sürdürülen işlemler. Bu bankanın şu olmasının, bu olmasının önemi yok. Kim olsa, hangi banka olsa bu şartlar olduğu takdirde aynı uygulamalar yapılacaktır. Burada bir farklılaştırma, şuna, buna farklı davranma gibi bir şey söz konusu değildir." - "Belgeler hala tamamlanmadı" Bankanın yönetimine el koymaya neden olarak gösterilen, ortaklık yapısına ilişkin bazı belgelerin tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkin soruyu da yanıtlayan Akben, bu konuda da birçok spekülasyon yapıldığını söyledi. Akben, şöyle devam etti: "Biz diyoruz ki belgeler tamamlanmadı. Evet tamamlanmadı, hala tamamlanmadı. Yok işte, 'yüzde 90'ı, 89'u tamamlandı.' Biz zaten bir oran demedik ki. Belgelerin tamamlanmadığını söylüyoruz. Bankalar Kanunu açısından da altın hisse hakkı veren, yönetim hakkı verilen grup, bir grup olarak düşünülüyor. Burada yüzde 3'ünün, 5'inin dahi tamamlanmamış olması, bir grup olarak düşünüldüğü için tamamlanmamış sayılıyor. Olaylar tabi başka boyutlara çekilerek, bu hale getiriliyor. Ben kimsenin bu tür spekülasyonlara prim vermemesini diliyorum. Biz hukuken, yasal olarak ne yapmamız gerekiyorsa onları yapmaya çalışıyoruz. Bu konularda gerek TMSF yönetiminin gerekse de bizim yaptığımız açıklamaların önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizler tarafından bir açıklama yapılmadan, bu tür konularda basındaki haberlerin de doğru kabul edilmemesini herkese duyuruyoruz." - "Katılım bankacılığının payının yüzde 20'ye çıkarılması hedefleniyor" Katılım bankacılığının geliştirilmesi konusundaki çalışmaları da değerlendiren Akben, ürün sayısının, sektördeki oyuncuların artmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Mehmet Ali Akben, katılım bankacılığının sektördeki payının hala yüzde 5-6'larda olduğunu, bunun da Türkiye için yeterli bir oran olmadığını dile getirdi. Akben, katılım bankacılığının, sektördeki payının ilk olarak yüzde 20'ye çıkarılmasının hedeflendiğini, onun üzerine de daha gidilecek yolun bulunduğunu söyledi.Türkiye'de 2001 bankacılık krizinden bir katılım bankasının da etkilendiğini hatırlatan Akben, o dönemde katılım bankacılığı sektörünün, o zamanki adıyla özel finans kurumlarının Bankacılık Kanunu kapsamında olmadığını, Hazine'nin, Başbakanlığın, Merkez Bankasının, diğer ilgili kurumların tebliğleriyle yönetilmeye çalışıldığını kaydetti. Akben, "Bu 2005'ten sonra Bankacılık Kanunu kapsamına alınıp, adının katılım bankası şeklinde bir banka hüviyetine kavuşmuş olması, aslında 1983'lerde ülkemizde kurulan bu sektör, aslında kanunun tam manasıyla baktığımızda 2005'ten sonra kurulmaya başladı diyebiliriz. Burada bir 10 yıllık tam bir bankacılık kapsamı içerisinde bütün bankalarla rekabet eder şekle gelme aslında çok uzun bir süreç değil" dedi.- "Sektöre büyük güç katacak"Bu alanda şu anda kamu bankalarının katılım bankası konusunda faaliyet gösteriyor olmasının aslında sektöre büyük güç katacağını ifade eden Akben, şöyle devam etti: "Zaten Türkiye'de hep böyle olmuş, baktığınızda devletin bir öncülüğü gerekiyor. Sanayide öncülük yapılmış, bankacılıkta öncülük yapılmış ve ondan sonra bu sektör gelişmeye başlamış. Şimdi katılım bankacılığında da bunu görüyoruz, şayet yakında Vakıf Katılım devreye girecek, ondan sonra beklemede olan Halk Bank'ın bir katılım bankası açma projesi var. Doğrusu ben de BDDK Başkanı olmadan önceki süreçte bu konuda raporlar düzenlemiştim, devletin katılım bankası alanında da faaliyet göstermesi gerekliliği konusunda raporlar yazmıştım. Bizim de bu süreçte bir katkımızın olduğunu düşünüyorum. Tabii ki hükümetimizin de bu konuda attığı adımlar, bankalarımızın bu konularda attığı adımlar önemli. Bu sektörün büyümesi açısından da büyük faydası olacaktır. Bu sektörün halk nezdinde de güvenilirliği açısından bir büyük katkısı olacaktır."Bankaların güven müesseseleri olduğunu, itibarın önemli olduğunu anlatan Akben, "Kamunun buraya katacağı güven ve itibar, bu sektörün çok daha büyümesini sağlayacak. Yurtdışından büyük ihtimal, kamunun da bu alanda olmasından dolayı hala süren arayışlar, Türkiye'ye gelmek isteyen bir çok bilhassa Körfez ağırlıklı sermayeler var" şeklinde konuştu.Son Basel 3 kriterlerinde de daha çok riski kontrol etmek, riski yönetmek ağırlıklı bir yapılanmadan söz edildiğine işaret eden Akben, sermayenin güçlülüğü ve riskin yönetilebilirliğinin önem arz ettiğini vurguladı. Akben, "Bu da inşallah bu sektör içerisindeki gerek kalkınma, yatırım bankacılığı tarafının gerek katılım bankacılığı tarafının gerek diğer konvansiyonel ticari bankacılık tarafımızın da aynı zamanda güçlenmesine, hem rekabet açısından da öne çıkmasında fayda olacaktır. İnşallah katılım bankacılığı sektörü de bu sektör içerisinde bir paya ulaşır aynı zamanda ürün çeşitliliği olmuş olur, riskin dağılımı söz konusu olmuş olur. Bundan dolayı da bu alandan çok şeyler bekliyoruz. Ülkemize de çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.Kamunun katkısının hangi vadede yansıyacağına ilişkin bir soru üzerine Akben, "Şimdi tabii şu anda daha Ziraat Katılım orada devrede, Vakıf Katılım, Halk Katılım daha devreye girmedi. Halk Bankasında halka açıklık oranı var, orada bir problem var. Bunların tam haliyle devreye girmesinden sonra bunun daha da hızlanacağını düşünebiliriz" ifadelerini kullandı.(Bitti)

Akben: "Bank Asya\'nın Hangi Noktaya Geldiği Zaten Belli"
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Akben: 'Bank Asya'nın Hangi Noktaya Geldiği Zaten Belli' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement