Samir Hafez: Türkmenler Türkiye'ye Gönderilmek İsteniyor - Son Dakika
Güncel

Samir Hafez: Türkmenler Türkiye'ye Gönderilmek İsteniyor

Samir Hafez: Türkmenler Türkiye\'ye Gönderilmek İsteniyor

Suriye Türkmen Birliği Başkanı Samir Hafez, Suriye'deki 3.5 milyon civarındaki Türkmen nüfusun zorla Türkiye'ye gönderilmek istendiğini söyledi.

09.02.2014 10:38  Güncelleme: 10:46

Suriye Türkmen Birliği Başkanı Samir Hafez, Suriye'deki 3.5 milyon civarındaki Türkmen nüfusun zorla Türkiye'ye gönderilmek istendiğini söyledi. Hafez, "Türkmenlerden kurtulmak için kasten Türkiye'ye yolluyorlar. Yalnız Kilis'in kapısında28 bin Türkmen duruyor. Biz onların Türkiye'ye geçmesini istemiyoruz Suriye'de kalsınlar. Türkiye 2 milyon Türkmen'de alabilir ama bu 2 milyon Türkmen Suriye'de kaldığı zaman bir güçtür. Biz evimizden toprağımızda vazgeçmek istemiyoruz" dedi. Suriye Türkmen Birliği Başkanı Samir Hafez, İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aynacı ile birlikte İHH tarafından Nevşehir'de düzenlenen programa katıldı. M Restaurdant'ta düzenlenen ve Suriye'de savaşın başladığı günden bu yana 111 yardım tır ı gönderen hayırsever kişi ve kuruluşların temsilcilerinin katıldığı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Suriye Türkmen Birliği Başkanı Samir Hafez, Suriye'de yaklaşık 3.5 milyon Türkmen'in bulunduğunu ve Esad yönetiminin Türkmenlere karşı büyük bir kin ve nefret beslediğini kaydetti. Suriye rejiminin Türkmenlerin varlığından sürekli rahatsızlık duyduğunu kaydeden Hafez, "Olaylardan önce Suriye rejimi hiçbir zaman Türkmen varlığından bahsetmek istemezdi. Olaylardan önce öyle laflar dönüyordu ki sanki Türkmenler yok gibi davranıyorlardı. Hiçbir yerde bir yerimiz yoktu ve görevimiz de verilmezdi. Bir sene önce serbest bir müessesenin yaptığı sayımla, onlara göre içeriye girmedikleri için 2.5 milyon Türkmen'in bulunduğu söylendi ancak bize göre Türkmen nüfusu yaklaşık 3.5 milyon. Suriye rejimi ise bizim sadece 50 bin kişi olduğumuzu savunuyor. Halep'te 1 milyonun üstünde, Humus'ta 800 bin civarında, Laskiye'de 200-300 bin civarında ve Şam'da binlerce Türkmen var. Yalnızca Halep'te 252 köy, Laskiye'de 72 Türkmen köyü var. Bunların hepsi Türkmen ve Türkçe konuşur" dedi. Suriye yönetimi tarafından yıllarca eğitim almaları dahi kısıtlanan Türkmenlerin her zaman yaşadıkları topraklara sahip çıkma eğiliminde olduklarını ve ihanet etmediklerini vurgulayan Hafez: "Türkmenler yerine sahip çıkan bir millet. Daha önce Abbasiler zamanında Suriye'nin en önemli taraflarını koruyan kişiler Türkmenlerdi. Türkmenler çok sadık ve hiçbir zaman oldukları yerde hiç bir ihanet göstermediler. Tamamen Suriye'nin lehine her zaman büyük bir mutlulukla hizmet eden topluluk. Ama bu rejimin yok etmeye çalıştığı günler oldu" diye konuştu. "SURİYE'DEKİ SAVAŞ KARDEŞ SAVAŞI DEĞİL" Suriye'de yaklaşık 3 yıldır devam eden savaşın sanıldığı gibi Müslümanların Müslüman'ı öldürdüğü veya kardeşler arasındaki bir savaş olmadığını söyleyen Türkmen Birliği Başkanı Hafez, savaşın Esad ve ailesinin ayakta durma kavgası olduğunu söyledi. Hafez: "İki tarafta Müslüman demek çok gereksiz bir yorum. Suriye'de öyle bir rejim var ki o rejim 3 ailenin kalması için mücadele veriyor. O 3 aileye ne kadar Nusayri diyorsak ki Nusayriler bile ikiye bölünmüş bir durumda bir de onun aleyhinde taraf var. Bunun için yalnız bu aile ayakta durmak için hem Nusayrilerden hem Hristiyanlardan hem de fırsatçı Sünnilerden de destek alıyor. Bir ayaklanmadan daha fazla devrim bu. Devrimin içinde her ne kadar Suni varsa da Hristiyan da var Alevi'de var. Çünkü herkes inanıyor ki bu bir kardeş kavgası değil birkaç ailenin ayakta durma kavgası. Onlar 'Suriye bizim' diye kanımızı, canımızı, her şeyi alıyorlar. Onun için öyle bir yorum çok yanlış bir yorum. Bir kardeş kavgası değil tamamen birkaç ailenin kavgası" şeklinde konuştu. Suriye'de Esad rejimine karşı verilen mücadelenin sonunda Suriye'ye demokrasinin geleceğine inandıklarını söyleyen Hafez, bu güne kadar demokrasi ile tanışmayan Suriye halkının bu yolda yüz binlerce şehit verdiğini kaydetti. Hafez sözlerini şöyle sürdürdü: "Buna inanmasak 200 bin ölü, 500 bin bilinmeyen ve 10 milyon evinden olan insan olmazdı. İnanmasak buna kalkışır mıydık? 40 sene bize feci şekilde bastırdılar. Bizdeki seçimlerde yüzde 3 katılım vardı. Kimse oy kullanmaya gitmezdi çünkü ne olacağını biliyordu. Suriye halkı Türkiye'deki yaşantıyı gördükten sonra ayağa kalktı ve artık demokrasi istediğini söyledi. Türkiye'yi görmeden önce böyle bir dünyadan haberimiz yoktu. Suriye televizyonu başka bir yer göstermez. 3 gazete var ve başka gazete yok. 3 sayfalık bir gazete hiç birşey yok içinde" "TÜRKMENLER TÜRKİYE'DEN NE İSTİYOR" Suriye'de bulunan Türkmenlerin zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiklerini ve en büyük umutlarının Türkiye olduğunu vurgulayan Suriye Türkmen Birliği Başkanı Samir Hafez, Türkiye'den gelen yardımların sürmesini istedi. Türkmenlerin Türkiye'ye geçmek yerine Suriye'de kalmasından yana olduklarını vurgulayan Hafez buna karşın Türkmenlerin Suriye dışına itilmek istendiğini savundu. Hafez: "Biz kimden isteyelim? Yemek istiyoruz, gıda istiyoruz, un istiyoruz, ekmek istiyoruz, çadır istiyoruz. Bu Irak'tan gelmez ki bize. Suriye'ye günde 6 uçak İran'dan yardım geliyor ve bunların hepsi Suriye rejimine. İçinde silah mı var savaşçı mı var gıda mı var? Ayrıca Suriye 20 milyar dolar hibe aldı İran'dan. Rusya'dan aldığı silahların sayısı belli değil. Biz neredeyse sapanla savaşıyoruz. Karşımızda tank, uçak var, varil atan helikopterler var. Laskiye'nin kuzeyine 900 varil atıldı. Varil içerisinde 100 kilo patlayıcı maddeile birlikte 50-60 kilo çivi var. Bu şekilde binlerce kişi öldürüldü. Biz sabah yediğimiz zaman akşam yok akşam yediğimiz zaman sabah bulamıyoruz. Gıda battaniye ayakkabı istiyoruz. Türkmenlerden kurtulmak için kasten Türkiye'ye yolluyorlar. Yalnız Kilis'in kapısında28 bin Türkmen duruyor. Biz onların Türkiye'ye geçmesini istemiyoruz Suriye'de kalsınlar. Türkiye 2 milyon Türkmen'de alabilir ama bu 2 milyon Türkmen Suriye'de kaldığı zaman bir güçtür. Biz evimizden toprağımızda vazgeçmek istemiyoruz. Biz bu yardımların devam etmesini istiyoruz. Şuan Suriye'nin üçte ikisi elimizde. Elimizde biraz daha silah biraz daha güç olsa Suriye'yi ele geçiririz" şeklinde konuştu. "İHH TARAFINDAN SURİYE'YE 2 BİN 200 TIR YARDIM" İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aynacı ise, Suriye'de savaşın başladığı günden bu yana Suriye halkına en fazla yardımın Türkiye tarafından gönderildiğini kaydetti. Türk halkının zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren Suriyeliler için düzenlenen kampanyalara desteklerini arttırarak sürdürdüğünü ifade eden Aynacı, İHH kanalıyla bu güne kadar Suriye'ye 2 bin 200 tır yardım malzemesi gönderildiğini açıkladı. Aynacı: "Öcelikle Suriye konusunda batılı ülkeler veya diğer ülkelerin ne yaptığı bizim için birinci derecede önemli değil. Sonuçta biz bundan 100 sene öncesine kadar aynı ülkenin vatandaşı olduğumuz insanlara yardım için seferber olmaya çalışıyoruz. Birde tabi Türkiye'nin yardım yaparken hiçbir zaman bir gizli ajandası olmaz. Yardım yaparken oradaki etnik yapıyı veya oradaki farklı milletler ile alakalı bir yardımı ayırma, bölme gibi durumu olmaz. Biz İHH olarak olayların başladığı günden bu güne yaklaşık 2 bin 200 Tırlık yardım malzemesini Suriye'deki kardeşlerimize ulaştırdık. Biz bunları ulaştırdığımız zaman İHH ismiyle değil biz onları Türkiye halkının bize vermiş olduğu bir emanet şeklinde ulaştırıyoruz. Bunları ulaştırdığımız zaman içerideki toplulukların kavmiyetlerine göre işte Arap, Türkmen veya Kürde göre değil onların ihtiyaç sahibi olmasıyla alakalı olarak biz yardımların dağıtımını organize etmeye çalışıyoruz. Ama bir AB'ye baktığınız zaman, Suriye'den 1 yılda tüm Avrupa ülkelerinin alacakları Mülteci sayısı Türkiye'nin bir günde aldığı Mülteci veya misafir sayısından daha az. Bizler Türkiye halkı olarak Suriye'den gelen kardeşlerimize Mülteci ismini vermek istemiyoruz. Onlar bizim misafirimiz. Biz misafirlerimize evimizi açtık" dedi. Suriye'ye yardımların ulaştırılması için büyük gayret gösteren İHH'nın faaliyetlerinin engellenmesi için zaman zaman çeşitli yollara başvurulduğunu ifade eden Aynacı, bunun kendilerini yıldıramayacağını ve İHH'nın faaliyetlerini sürdüreceğini belirtti. İHH'nın 1992 yılından beri özellikle kriz bölgelerinde çalışan, savaş bölgelerinde oradaki mazlum insanlara yardım ulaştırmaya çalışan bir kurum olduğunu vurgulayan Aynacı, daha önce Bosna ve Çeçenistan'da sürdürdükleri yardım faaliyetlerini hatırlattı. Aynacı: "Biz bu yardımları ulaştırmaya çalışırken maalesef bazı dış mihraklı çevreler tarafından İHH'nın ve özellikle de Türkiye'nin bu yapmış olduğu yardımları çekemeyenler, bu yapmış oldukları yardımı farklı alanlara çekmek isteyenler oldu. Tabi biz aslında biz bu mihrakları, sopayı tutan elleri çok önceden tanıyorduk ve biliyorduk. Biz Mavi Marmara'da ve Mavi Marmara sonrasında da bunları gördük. Çok çeşitli kişiler aracılığıyla Mavi Marmara davasından vazgeçmemize yönelik bize çeşitli baskılar oluşturulmaya çalışıldı. Biz Mavi Marmara'nın ümmetin bir davası olduğuna inandığımız için bundan vazgeçmeyeceğimizi söyledik ve bu tehditler arasında 'eğer siz bu davanızdan vazgeçmeseniz bizlerde sizin Suriye'de yapmış olduğunuz çalışmaları baltalayacağız.' Şeklinde tehditlerle geldiler. Biz bu olayları Kilis ofisine yapılan baskını bu çerçevede algılıyoruz. Aynı şekilde Türkiye'nin çeşitli kurumlarına ait olan tırları da İHH'nın tırıymış gibi göstererek, deyim yerindeyse bir 'algı yönetimi' yaparaktan Türkiye halkının güvendiği bir yer olan İHH'ın üzerine bir oyun oynanmaya çalışıldı. Gerek bu tır olayının İHH'ya akdedilmeye çalışılması gibi gerek Kilis ofisine hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde yapılan baskının hemen ertesinde arkadaşlarımızın hiçbir suçu olmadığı ortaya çıkıp mahkemeye bile çıkmadan savcılıktan salıverilmesi sonrasında zaten Türk haklıda gerçeği görmüş oldu. Biz Suriye'deki mazlum halkın yanındayız ve onlara her türlü insani yardımı ulaştırmaya devam edeceğiz çünkü biz bir insani yardım kuruluşuyuz. BM anlaşmalarına göre de yapmış olduğumuz yardımlarla alakalı bize yetki verilmiş durumda. O yüzden bizde bu yetkimizi kullanaraktan şu anda Suriye'nin dört bir yanına yardımlarımızı ulaştırmaya çalışıyoruz. Yapılmaya çalışılan bu baskılar, bu baskı denemeleri, bu algı yönetimi denemeleri biz hiçbir şekilde yıldıramadı ve yıldırmayacak. Orada yapılmaya çalışılanı ve sopanın sahibini biz iyi tanıyoruz. Onlar hiçbir şekilde oradaki mazlumların yanındaki duruşumuzu engelleyemeyecek" dedi. - NEVŞEHİR

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Samir Hafez: Türkmenler Türkiye'ye Gönderilmek İsteniyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement