Özal, Bush'dan Fare Zehiri İstedi

İşadamı Kahraman Sadıkoğlu, 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a ilişkin anılarını anlatırken, Özal'ın isteğiyle "Baba Bush'un, Savarona'yı farelerden kurtarmak için zehir gönderdiğini" anlattı.

İşadamı Kahraman Sadıkoğlu, 1. Körfez Savaşı başlamadan hemen önce, Turgut Özal'ın Gökova'daki evine gittiğinde yaşadıklarını, katıldığı televizyon programında anlattı. Turgut Özal ile görüşmek için Gökova'daki evde bir buçuk saat kadar bekleyen Sadıkoğlu, Özal'ın bu sırada Bush ile görüştüğünü öğrenmiş.

Sabah Gazetesi'nden Hande Şarman'ın haberine göre Sadıkoğlu, daha sonra Cumhurbaşkanı'na, Atatürk'ün yatı olarak bilinen Savarona yatında çoğalan farelerden kurtulmak için gereken kimyevi maddenin sadece Amerika'da olduğunu söyleyerek, "Keşke odaya az önce girseydim de Bush'tan fare zehiri isteseydim" demiş. Özal bunun üzerine hemen Bush'u tekrar arayarak durumu telefonda, "İstanbul'a gelince seni bir yatla gezdireceğim, o yat Atatürk'ün yatı. Bir deli var yanımda. O soyundu bu işe. Ama kimyevi bir maddeye ihtiyacı var, Amerika'da bu firma bunu yapıyor. Sen onunla (firmayla) görüşür gönderir misin?" demiş.

4.5 TON FARE ÖLÜSÜ

Amerika'daki söz konusu firmanın fare zehirini özel uçakla gönderdiğini anlatan Sadıkoğlu, gönderilen kimyevi maddeyle temizlenen yattan 4.5 ton fare ölüsü topladıklarını belirtti. Sadıkoğlu'na, bu anısının devamında Bush'un Savarona'ya binip binmediğini sorduk. Savarona'nın sahibi Sadıkoğlu, bu soru üzerine şöyle konuştu: "Baba Bush 1992 Mart'ında ülkemize geldiğinde Savarona'nın tadilatı bitmemişti. Bush'u, kuzenim Çiğdem Simavi'nin yatı Halas'la gezdirdik. Dört ay sonra gelse Savarona hazır olacaktı. Üstelik Bush, rahmetli Turgut Bey'in deyişiyle 'ülkemize gelen ilk president' olduğu için Savarona'ya binmesi çok şık, esprili olacaktı. Turgut Bey Çırağan'a beni davet edip Bush'la ve hanımıyla tanıştırdı. Konuyu anlattım. Yıllar sonra oğul Bush henüz Palm Beach'te valiyken onun için Miami'den Palm Beach'e geçtim. Onu gezdirebildim. Ona babasının bu yatta çok payı olduğu söyledim. Şaşırdı. 'Babam yatçılıktan hiç anlamaz. Nasıl oldu?' dedi. Ben de olayı anlattım, çok hoşuna gitti. Ama bu hikâye bir yana, Bush'u Savarona ile gezdirememek beni çok üzmüştür. İsteğim maalesef içimde kaldı"