Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir'de: "Şöyle Bir Propaganda Yapıyorlar; 'Sakın Onlara Oy Vermeyin. - Son Dakika
Güncel

Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir'de: "Şöyle Bir Propaganda Yapıyorlar; 'Sakın Onlara Oy Vermeyin.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir’de yurttaşlara seslenirken “Savunma sanayii üzerinden bizi suçlamaya çalışıyorlar. Savunma sanayii, siyasi partiler arasında bir kavga meselesi değildir. Bu konuda ilk ve en önemli adımı atan, rahmetli Ecevit, arkasından da Turgut Özal’dır. Çünkü Savunma Sanayii Fonu’nu kurarak bu alanda bir çığır açtı. Şöyle bir propaganda yapıyorlar; ‘Sakın onlara oy vermeyin. Gelince bunlar İHA’ları sökecekler, kaldıracaklar’. Hayır efendim, senden çok daha iyisini yapacağız. Göreceksin sen. Sen, kalktın, Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna verdin. Onu da alacağız, şanlı ordumuza vereceğiz” dedi.

25.04.2023 17:15  Güncelleme: 11:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir'de yurttaşlara seslenirken "Savunma sanayii üzerinden bizi suçlamaya çalışıyorlar. Savunma sanayii, siyasi partiler arasında bir kavga meselesi değildir. Bu konuda ilk ve en önemli adımı atan, rahmetli Ecevit, arkasından da Turgut Özal'dır. Çünkü Savunma Sanayii Fonu'nu kurarak bu alanda bir çığır açtı. Şöyle bir propaganda yapıyorlar; 'Sakın onlara oy vermeyin. Gelince bunlar İHA'ları sökecekler, kaldıracaklar'. Hayır efendim, senden çok daha iyisini yapacağız. Göreceksin sen. Sen, kalktın, Tank Palet Fabrikası'nı Katar ordusuna verdin. Onu da alacağız, şanlı ordumuza vereceğiz" dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bugün Eskişehir'deki Sıhhiye Meydanı'nda düzenlenen mitingde yurttaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

" Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz. Türkiye'yi barıştıracağız. Kucaklaşacağız, hep beraber kucaklaşacağız. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Herkesin aşının, herkesin işinin olduğu, herkesin akşam huzur içinde evine gittiği güzel bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Umutsuzluğu bu topraklarda bitireceğiz. Göreceksiniz. Bunları söylediğim zaman diyorlar ki 'Parayı nereden bulacaksın? Nasıl yapacaksın?' Onlara açık ve net söyledim; 'Sen Beşli Çetelere para bulurken para var, ama vatandaşa gelince para yok'. Bay Kemal ne diyor? Ne dersen de, ne söylersen söyle, onlardan o paraları son kuruşuna kadar alacağım ve millete vereceğim. Hiç kimse endişe etmesin.

"İSRAİL'İN GÖZALTINA ALDIĞI BU VATANDAŞIMIZIN AMASIZ, FAKATSIZ DERHAL SERBEST BIRAKILMASI GEREKİR"

Bugün Mescid-i Aksa'da bir vatandaşımız, Kur'an okurken gözaltına alındı. Buradan çok ama çok açık ifade etmek isterim. Herkesin inancına, kimliğine herkesin saygı duyması gerekir. İsrail'in gözaltına aldığı bu vatandaşımızın amasız, fakatsız derhal serbest bırakılması gerekir. Bunu Eskişehir'den İsrail'e ve bütün dünyaya söylüyorum. Hiç kimsenin inancına hiç kimsenin müdahale etme hakkı yoktur. Kur'an okuyorsa saygıyla dinleyeceksin. Saygıyla onun ibadetinin yapmasına izin vereceksin. Bu olmadığı taktirde, o ülkede demokrasi yoktur, o ülkede hak ve hukuk yoktur.

"SANDIĞA GİDİN, OYUNUZU KULLANIN, OTORİTER BİR YÖNETİMİ DEMOKRATİK BİR YOLLA DEĞİŞTİRİN"

Gençler; rakamı çıkardım. 44 bin 648 genç, Eskişehir'de ilk kez sandığa gidecek. Şimdi 44 bin 600 gence sesleniyorum ve onların şahsında Türkiye'de ilk kez sandığa gidip oy kullanacak olan gençlerimize sesleniyorum. Türkiye'nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Türkiye'ye demokrasiyi getirecek olan sizlersiniz. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın, otoriter bir yönetimi demokratik bir yolla değiştirin. Dünyaya, siyaset tarihine önemli bir not bırakın. Diyecek ki bütün dünya, 'Türkiye'de ilke kez oy kullanacak gençler, sandığa gittiler ve otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştirdiler'. Mustafa Kemal'in ilkelerine ve Mustafa Kemal'in ideallerine inanan her gencin, sandığa gidip demokrasiden yana, insan haklarından yana oy kullanmasını istiyorum. Demokrasi gelecek, birlikte getireceğiz.

"CUMHURBAŞKANLIĞI'NDA GÖRECEKSİNİZ, EN ÇOK BENİ RAHATLIKLA ELEŞTİRECEKSİNİZ. HİÇ KİMSE SİZE BİR ŞEY SÖYLEMEYECEK"

Eleştiriye siyasetçinin saygı duyması lazım. Eleştiri kadar değerli bir şey yoktur. Birisi eleştirdiğinde, normalde bir siyasetçi, ona bakar. Acaba haklı mıdır, değil midir? Ama 'Beni nasıl eleştirirsin' diye sabahın köründe kapıyı kırıp, eğer birileri içeri girip gencecik fidan gibi evlatlarımızı gözaltına alıyorlarsa buna izin vermeyeceğiz. Ayrıca gençler; size bir sözüm daha var. Cumhurbaşkanlığında göreceksiniz, en çok beni rahatlıkla eleştireceksiniz. Hiç kimse size bir şey söylemeyecek. Gerçek anlamda demokrasi olacak. Göreceksiniz.

"SIKINTILARDAN TÜRKİYE'NİN KURTULMASI LAZIM. HEPİMİZ HUZUR İÇERİSİNDE BİR KENTİN CADDELERİNDE, PARKLARINDA GEZEBİLMELİYİZ"

Bir şey daha, sevgili gençler; bakın, demokrasiye hepimizin ihtiyacı var. Dolayısıyla biz, birinci turda, birinci seferde bu işi bitirmek zorundayız. Yani beraber. Onun için güzel bir sloganımız var; 'Birleşe birleşe kazanacağız'. Türkiye'de yeni bir tarih yazacağız. Buna inanmanızı isterim. Artık Mısır'daki sağır sultan da bu sloganı duymuştur. Türkiye'de gençler diyor ki 'Birleşe birleşe kazanacağız'. Sıkıntıları hep birlikte çekiyoruz. Bu sıkıntılardan Türkiye'nin kurtulması lazım. Hepimiz huzur içerisinde bir kentin caddelerinde, parklarında gezebilmeliyiz. Birbirimizi tanımasak bile birbirimize saygı göstermeliyiz, selam vermeliyiz.

"ÇİFTÇİYE KIRMIZI MAZOT VERECEĞİZ. YANİ ÖTV'SİZ, KDV'SİZ MAZOT VERECEĞİZ"

Bakın, Türkiye'nin geldiği noktaya bakın. Bu ülkenin soğan soruna var mıydı? Soğan, lüks ürün olmaya başladı. Bu ülkede saman sorunu var mıydı? Saman dışarıdan geliyor. En zengin coğrafya bizim. Ovalarımız var, yaylalarımız var. Canlı hayvanı dışarıdan getiriyorsun. Eti dışarıdan getiriyorsun. Buğdayı, arpayı, yulafı dışarıdan getiriyorsun. Bizim çiftçi ne olacak? Nasıl geçinecek? Nasıl üretecek? Tarım, stratejik sektördür. Hepimizin karnını doyuracak olan da çiftçiler ve üreticilerdir. Dışardan gelen değil, biz kendimiz üretmeliyiz. Alın terini değerlendirmeliyiz. Çiftçiye kırmızı mazot vereceğiz. Yani ÖTV'siz, KDV'siz mazot vereceğiz. Yata binen, gezmeye gidiyor. Ama traktöre binip tarlaya giden, çalışmak istiyor. Bütün emeklerinin karşılığını almak istiyor. Eğer çiftçiyi toprağa küstürürseniz her şey dışarıdan gelir. Her şeyin dışarıdan gelmesi ne demek? Toplumun fakirleşmesi demektir.

"İŞ BULMAK İSTİYORSANIZ, 'KISA SÜRE İÇİNDE ARABAM OLSUN' DİYORSANIZ, 'BELLİ SÜRE ÇALIŞTIKTAN SONRA BENİM DE EVİM OLSUN' DİYORSANIZ BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ"

Genç arkadaşlarım; sizler de düşünüyorsunuzdur. Sizler neden Türkiye'de umutsuzsunuz? Neden 'biz yurt dışına gideceğiz' diye bir düşünce onlarda hakim olmaya başladı? Şunun için; diyor ki 'Türkiye'de üniversiteyi bitirsem dahi asgari ücretle ya iş bulurum veya bulamam'. Asgari ücret ücretle iş bulduğunu düşün, hatta onun biraz üstünde olsun; 'Benim ne araba sahibi olma şansım var ne ev sahibi olma şansım var. Çünkü bu ücretle ne ev alabilirim ne araba alabilirim. Ama gidersem Almanya'ya, Fransa'ya, asgari ücretle de çalışsam arabam da olur, bir süre sonra evim de olur' diyor. O nedenle genç kardeşlerime seslenmek istiyorum. Düzeni değiştirmek istiyorsanız, iş bulmak istiyorsanız, 'Kısa süre içinde arabam olsun' diyorsanız, 'Belli süre çalıştıktan sonra benim de evim olsun' diyorsanız bu düzeni değiştireceğiz. Bu düzen, haramilerin düzenidir. Biz, halkın düzenini inşa etmek istiyoruz. İnsanca bir düzen inşa etmek istiyoruz. Ne ezen ne ezilen; insanca, hakça bir düzeni kurmak için bu harami düzenini kuranları yollamamız, emekli etmemiz lazım.

"BİR YIL İÇİNDE TÜRKİYE'DE YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ"

Eskişehir'de 100 bin öğrenci var. Ama yurt sayısı, 15 bin öğrenciye yetecek kadar. Gençlere sözüm var; bir yıl içinde Türkiye'de yurt sorununu çözeceğiz. Anneler, babalar çocuklarını üniversiteye güven içinde gönderecekler.

"PARAYI BAY KEMAL BULACAK, HERKES EV SAHİBİ OLACAK; HİÇ KİMSE ENDİŞE ETMESİN"

Kirada oturan vatandaşlarımız var mı? TOKİ niye kuruldu? Kira sorununu çözmek için. TOKİ, insanlar pahalı değil, ucuz ama yaşanabilir evlere kavuşsun diye kuruldu. 22 yıldır iktidardalar ve kira sorununu çözemediler. Şimdi insanlar ev sahibinin istediği kirayı ödeyemediği için davalar açılmaya başlandı. Şu anda milyonlarca dava, ev sahibi ile kiracı arasında devam ediyor. Davalar uzuyor. Şimdi 'özel yetkili mahkemeler kurabilir miyiz' diye arayış içindeler. Ev sorununu niye çözmediler? Ev sorununu çözmenin birinci yolu; yabancıya ev satmayacaksın. Niye satıyorsun? Geliyor, 400 bin doları veriyor, en güzel yerden ev sahibi oluyor. E bizim insanımız 400 bin doları nereden bulacak? O parayı Bay Kemal bulacak, herkes ev sahibi olacak; hiç kimse endişe etmesin. Onlar çetelere, yabancılara çalışıyorlar. Bunların tamamını çözeceğiz. TOKİ, lüks konutlar yapamayacak, birilerine kıyak geçmeyecek. Toplu konut yapacak ve insanların hizmetine sunacak. Onu asıl işlevine geri döndüreceğiz, tıpkı Kızılay gibi. Kızılay, çadır satmayacak. Kızılay, kan satmayacak. Eskiden olduğu gibi vatandaşın yanında olacak.

"SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ, -BAY KEMAL'İN SÖZÜDÜR- EN GEÇ 2 YIL İÇERİSİNDE, IRKÇILIK YAPMADAN KENDİ ÜLKELERİNE GÖNDERECEĞİZ"

Yabancılar, yani Suriyeli kardeşlerimiz… Ben, bundan önceki seçimlerde AK Parti'ye ve MHP'ye oy veren vatandaşlarıma seslenmek isterim. ya hu Allah aşkına, sınırlar neden korunmuyor? Bizim sınırlar neden yol geçen hanı? 3 milyon 600 bin Suriyelinin bizim ülkemizde ne işi var? Neden bunları kısa bir süre içinde, huzur içerisinde kendi ülkelerine göndermediniz? Neden çaba harcamadınız? Yeri gelince şikayet ediyorsunuz, yeri gelince de 'Oyumuzu onlara vereceğiz' diyorsunuz. O zaman evlerinizden çıkın, Suriyelileri getirin, evinizde onlar otursunlar. Alırsın sığınmacıları, hepsini Saray'a yerleştir kardeşim. Niye yerleştirmiyorsun? Hatay'ın nüfusu değişecek. Kilis'te daha fazla sığınmacı var. Nasıl olacak bu tablo? Bizim çocuklarımız iş bulamıyor, onlar asgari ücretin yarısıyla hem de 12-13 saat çalışıyorlar. Onların emekleri de sömürülüyor. Yazık günah değil mi? Dolayısıyla Suriyeli kardeşlerimizi, -Bay Kemal'in sözüdür- en geç iki yıl içerisinde, ırkçılık yapmadan kendi ülkelerine göndereceğiz. Onların okullarını, kreşlerini yapacağız. Avrupa Birliği fonlarıyla bizim müteahhitlerimiz yapacak. 'Buyur kardeşim, kendi ülkene gidebilirsin' diyeceğiz. Çünkü biz, Milli Kurtuluş Savaşı'nı vermiş bir ülkeyiz. Bütün komşularımızla iyi geçinmek isteriz. Biz, sorun yaratan değil, çıkan sorunları çözen bir ülke konumunda olmak zorundayız. Biz, kavganın tarafı değiliz. Biz, demokrasiyi getiren, bütün İslam ülkeleri ve mazlum ülkelere örnek olan bir devletiz. Bu çerçevede yolumuza devam edeceğiz.

"SAMANDAĞ'DAN BAŞLAYIP MERSİN'E KADAR OLAN ALANI, BÜTÜN AKDENİZ'İN EN GÜÇLÜ VE EN BÜYÜK ÜRETİM MERKEZİ HALİNE GETİRECEĞİZ. KATMA DEĞERİ YÜKSEK OLAN ÜRÜNLER ÜRETECEĞİZ"

Gelir düştükçe insanlar elektrik, doğal gaz paralarını ödeyemiyorlar. Yoksulluk diz boyu. Bu sorunu çözmemiz lazım. İşsizlik, dünyanın en acımasız alanıdır. İşsiz kalan bir insan, her türlü soruna açık demektir. İşsizlik sorununu aşmak zorundayız. Bunu yarattığımız zaman Türkiye hızla büyüyecektir. İşsizlik sorununu çözmenin yolu, yatırım yapmaktır, yeni yatırımlar yapmaktır. Gençler çalışabilmeli, üretebilmeli ve kazanabilmeli. Gençler kazandığı zaman, göreceksiniz Türkiye'de huzur olacak. Gençlerin bu ülkede rahat yaşayabilmeleri için her türlü alanda yatırım yapacağız. Anadolu'yu bütün demir yollarıyla limanlara bağlayacağız. Fabrikalarda üretilen mallar demir yollarıyla limana gidinceye kadar devlet, lojistik masraflarının tümünü karşılayacak. Böylece buradaki insanlar daha fazla yatırım yapacaklar. Biz, kaliteli teknolojiye önem veren yatırımlar yapacağız. 300 milyar dolarlık bir parayı 5 yıl içinde Türkiye'ye getireceğiz. Samandağ'dan başlayıp Mersin'e kadar olan alanı, bütün Akdeniz'in en güçlü ve en büyük üretim merkezi haline getireceğiz. Katma değeri yüksek olan ürünler üreteceğiz.

"ŞÖYLE BİR PROPAGANDA YAPIYORLAR; 'SAKIN ONLARA OY VERMEYİN. GELİNCE BUNLAR İHA'LARI SÖKECEKLER, KALDIRACAKLAR'. HAYIR EFENDİM, SENDEN ÇOK DAHA İYİSİNİ YAPACAĞIZ"

Şimdi savunma sanayii üzerinden bizi suçlamaya çalışıyorlar. Savunma sanayii, siyasi partiler arasında bir kavga meselesi değildir. Savunma sanayii, politika dışında, bir devletin savunma alanında güçlü olması için yatırımları yapmaktır. Bu konuda ilk ve en önemli adımı atan, rahmetli Ecevit, arkasından da Turgut Özal'dır. Çünkü Savunma Sanayii Fonu'nu kurarak bu alanda bir çığır açtı. Şöyle bir propaganda yapıyorlar; 'Sakın onlara oy vermeyin. Gelince bunlar İHA'ları sökecekler, kaldıracaklar'. Hayır efendim, senden çok daha iyisini yapacağız. Göreceksin sen. Sen, kalktın, Tank Palet Fabrikası'nı Katar ordusuna verdin. Onu da alacağız, şanlı ordumuza vereceğiz; hiç kimse endişe etmesin. Dünyada hastanesi olmayan tek ordu, Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Bütün askeri hastaneleri kapattılar, başta GATA olmak üzere. Bütün askeri hastaneleri açacağız ve ordumuza teslim edeceğiz.

"SİZİN SEÇTİĞİNİZ CUMHURBAŞKANI, PUTİN'İN KAPISINDA DAKİKALARCA BEKLEMEYECEKTİR"

Sizin seçeceğiniz Cumhurbaşkanı, hiçbir güç karşısında diz çökmeyecektir. 34 askerimiz Suriye'de şehit edildiği zaman, Rus askerleri vurduğu zaman, sizin seçtiğiniz Cumhurbaşkanı, Putin'in kapısında dakikalarca beklemeyecektir. 'Niçin öldürdünüz' diye hesabını soracaktır. Sizin seçeceğiniz Cumhurbaşkanı, malvarlığı dolayısıyla hiçbir güç tarafından tehdit edilemeyecektir. Trump diyordu ya 'Beni kızdırma, malvarlığını açıklarım'. Bizimkinde tık yok. Bay Kemal olsaydı ne derdi? 'Açıklamazsanız namertsiniz' derdi. O nedenle birileri, kalkıp da bize milliyetçilik dersi vermesin.

"SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL EL GÖRMEMELİ. KADIN EZİLMEMELİ TOPLUMDA"

Fakir ailelerde acıyı en çok çeken kadındır. Eğer evde yeteri kadar gelir yoksa, evladını okula gönderirken beslenme çantasına koyacak bir şey bulamıyorsa anne büyük dram yaşar. Dolayısıyla annenin bu dramını, ona yardım paketi göndererek çözmek değil, tam tersine ona bir bankada hesap açmak, Aile Destekleri Sigortası'yla ona düzenli bir gelir sağlamak… O da işçi gibi, memur gibi gitmeli, aylığını çekmeli ve çoluk çocuğunun rızkını sağlamalı. Sağ elin verdiğini sol el görmemeli. Kadın ezilmemeli toplumda. Türkiye coğrafyasında okula giderken beslenme çantasına son. Gidecekler, okulda sularını, sütlerini, yemeklerini bütün akranlarıyla beraber yiyecekler. Siz, 'Okulda çocuğumuzun karnı doyuyor' diyeceksiniz. Bizim belediye başkanlarımızın bir kısmı bunu yapıyor zaten. Üzerinde belediyelerin adı dahi yazmıyor. Karanlığın sonunda güneşi doğuracak olan sizlersiniz. Hep beraber yapacağız. Bu ülkeye huzur gelecek."

Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir\'de: "Şöyle Bir Propaganda Yapıyorlar; \'Sakın Onlara Oy Vermeyin.
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir'de: 'Şöyle Bir Propaganda Yapıyorlar; 'Sakın Onlara Oy Vermeyin. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement