ÇANAKKALE - İş insanı Nazmi Arıkan ve şoförünün öldürülmesiyle ilgili tutuklanan sanık hakim karşısında - Son Dakika
Güncel

ÇANAKKALE - İş insanı Nazmi Arıkan ve şoförünün öldürülmesiyle ilgili tutuklanan sanık hakim karşısında

Çanakkale'nin Gelibolu ilçesindeki çiftlik evinde Fen Bilimleri Eğitim Kurumlarının kurucusu Nazmi Arıkan ile şoförü Şerif Eker'in bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili tutuklanan sanığın yargılanmasına başlandı.

16.01.2023 17:16  Güncelleme: 18:19

Çanakkale'nin Gelibolu ilçesindeki çiftlik evinde Fen Bilimleri Eğitim Kurumlarının kurucusu Nazmi Arıkan ile şoförü Şerif Eker'in bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili tutuklanan sanığın yargılanmasına başlandı.

Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, "Tasarlayarak canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme" ve "Bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık U.A, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Sanık U.A. mahkemede yaptığı savunmada, hem eğitimci hem de Tokatspor kulüp başkanı olduğunu söyledi.

U.A. ifadesinde, "Ben yapmadım. Kimya öğretmeniyim. 2016'da Nazmi Arıkan Fen Bilimleri ile isim hakkı için lisans sözleşmesi imzaladık, iş ilişkimiz böyle başladı. Nazmi Arıkan ve oğulları bana bu süreçte haksızlıklar yaptılar. Sözlerini tutmadılar. Beykent Koleji ile sözleşme iptal edildi. 8 şubem vardı 1 gecede isim hakkını aldılar. 10 yıllık sözleşmeyi iptal ettiler. Beni mahvettiler. Binlerce öğrencinin kayıt iptali başladı. Gerekçe olarak 'para ödemedin' dediler. Yalan tabi. Beni tek ve güçsüz zannettiler. Onlara 10 yıllık anlaşmamız vardı, '7 milyon dolar tazminat vereceksiniz' dedim, 'hayır' dediler. Tüm nakit akışım durdu. Eşimle ayrıldım." dedi.

Fahrettin Ceylan'ın kendisine 'git paranı al Nazmi Arıkan'dan' dediğini dile getiren U.A, şöyle devam etti:

"Ben de bayramın 3. günü gittim. Korktum geri döndüm. Ertesi gün tekrar gittim paramı alırım umuduyla gittim. Tarlada bir kaç saat bekledim. Eve girdiğimde kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Ev gaz kokusu vardı. Kavga ederiz diye eldivenlerimi almıştım. Sonra Nazmi Arıkan'ın yarasına tampon yaptım. O sırada kağıtların yandığını gördüm. Dolaptan en büyük şişeyi aldım, söndürmek için üzerine döktüm. Ama rakı olduğunu anlayınca bıraktım. O sırada birinin benim fotoğrafımı çektiğini fark ettim. Yüzünde maske olan ve uzun boylu olan kişi balkondan atladı. Ben yapmadım, 6 aydır haksız yere cezaevinde yatıyorum. Cinayet üzerime kalacağı düşüncesiyle korkup kaçtım. Nazmi Arıkan'ın aracına binip gitmek istedim. Zaten ben yapmış olsam, eldiveni orada bırakmaz, rakıyla tüm evi yakardım, yurt dışına kaçardım. Ben yapmadım. Sabıkam, kaçma şüphem, delilleri karatma şüphem yok, ben yapmadım, tahliyemi istiyorum."

Nazmi Arıkan'ın büyük oğlu Kurtuluş Arıkan da savunmasında şöyle dedi:

"Babam tanınmış bir eğitimciydi. Fen Bilimlerinin kurucusudur. İnternete girip adını yazmanız yeterlidir. Kötü bir şey asla bulamazsınız. 25 yıl evde yaşadık, beraber çalıştık ağzından bir tek kötü söz çıkmadı. Biz sanık ile 2016'da marka lisans sözleşmesi yaptık. Sanık bir süre sonra sorumluluklarını yerine getirmemeye başladı. Vergi sigorta ve öğretmen maaşlarını ödemedi. Kiraları ödemedi. Kurumumuza da ödeme yapmadı. Markamız bu süreçte olumsuz etkilendi. Kendisini sözlü olarak çok uyardık. Hukuki yollardan süreci işlettik. Lisansı geri aldık. Öğrenci ve öğretmenlere destek verdik. Sözleşme iptal olunca işyerine gelip tacizlere başladı. Tehditlere başladı, babama kardeşime 'sizleri mahvedeceğim, göreceksiniz çok kötü olacak bunun sonu, Fen Bilimlerini yerle bir edeceğim, bunlar FETÖ'cü' gibi yersiz ithamlarda bulundu."

Arıkan'ın diğer oğlu Kazım Onur Arıkan ise eşi 8 aylık hamile olduğu zamanda da U.A'nın kendilerine saldırmaya devam ettiği vurguladı.

Eşiyle birlikte Nişantaşı'nda oturdukları sırada U.A'nın yanlarına geldiğini ifade eden Arıkan, "Sanık işkence tarzı bir sürü iğrenç kelimeyi sıraladı. Bu tehditler 3 yıl kadar sürdü. Kabus gibi çöktü üzerimize. Bir toplantımızı bastı. Artık babam yok, bu cani katil, babamı ve çok sevdiği Şerif Eker'i savunmasız şekilde 100'ün üzerinde bıçak darbesiyle katletti. Gereken cezayı vereceğine inanıyorum, adalete güveniyorum." dedi.

Şerif Eker'in abisi Ahmet Eker mahkeme heyetine "Masum iki insanı öldürdü. Bunun cezası ne ise onu verin" şeklinde savunma verirken ablası Emine Ünal da, "Benim kardeşim masumdu. Sen nasıl uyuyabiliyorsun? nasıl yemek yiyorsun? Sonuna kadar şikayetçiyim." dedi. Sanık U.A bunun üzerine araya girerek 'ablacığım bunu yapanlara soracaksın, ben yapmadım' dedi.

Müşteki Avukatı Kaan Karcılıoğlu ise cinayetin herkesin yüreğine dokunduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Bunu acılı ailenin yanında tekrar söylemek çok zor ancak mesleğimizin gereği bunu anlatmam gerekiyor, sanık Nazmi Arıkan'ı defalarca kez bıçaklıyor. Anladığımız kadarıyla Şerif Eker'i yere yatırıp göğsünden bıçaklamaya devam ediyor. Her iki maktulün de göğüs kafesi parçalanmış haldeydi. Yaşadıkları dehşet her iki maktülün de yüzüne yansımıştı. ve sanık hiç bir şey olmamış gibi geri dönüyor. Saygısızca ve saçma sapan sosyal medyada canlı yayın yapıyor. Eldiveninde her iki maktulün ve sanığın DNA'sı çıktı. Sanık insanlıktan çıkarak canavarca hareket etmiştir. Bu sanık hakkında en ağır cezanın verilmesini talep ediyoruz."

Duruşmada tanık olarak dinlenen ve U.A'yı köyü götüren taksici Ayhan Kütükçüler, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Beni arayıp onu Eceabat'tan almamı istedi. 19.58'de Karainebeyli köyüne gittik. Onu bıraktım. Sonra 23.41'de tekrar aradı. Asfaltta yürüyorum gelip beni al dedi. Bende onu bulamayınca toprak yola girdim. Tekrar aradı 'çık oradan ben asfalt yoldayım seni görüyorum' dedi. Sesi nefes nefeseydi. Omuz çantası vardı. Üzeri siyah giyimliydi. Çok sakindi. Araçta sigara içiyordu. 'Senin de sigaran bitmiyor' dedim. O da 'sigara değil puro bu' dedi."

U.A'nın eski eşi Şerife Gürman da savunmasında U.A'nın eğitimci olduğunu hatırlattı.

Eski eşinin hayatını insanlara adamış biri olduğunu vurgulayan Gürman, "Asla böyle bir şey yapmaz. Önceki ifademde de söyledim. İki çocuğumun babası. Biz iki yıl önce ayrıldık. Biz normalde 10 yıllık isim hakkı aldık 2016'da. 2019'da Beykent'in ki fesih edildi. Nazmi Arıkan gece 22.00'de mesaj attı. Ufuk yerinden fırladı. Müthiş bir gece yaşadık. Ne bir ihtar ne bir uyarı olmadan lisans sözleşmemiz iptal edildi. Bunun iptal edildiğini sosyal medyadan duyurmuşlar. Ufuk bey yıkıldı. Tüm çalışanlar bize yazmaya başladı. Bankadan blokeler geldi hesaplara. Ben o gün Bodrum'daydım, İnstagram'dan bir eğitimci köşe yazarının paylaşımıyla gördüm Nazmi Arıkan'ın fotoğrafını. Acaba bir şey mi oldu diye bende Ufuk beyi aradım, 'haberleri gördün mü' dedim, 'seninle ilgili bir davan falan var mı' dedim o da bana 'ben öyle bir şey yapar mıyım, sen manyak mısın' dedi." şeklinde konuştu.

Tanık Fahrettin Ceylan ise Nazmi Arıkan'ı tanımadığını ancak sanık U.A'yı tanıdığını belirtti.

U.A. ile son 1-2 yıldır yüz yüze görüşmediklerini hatırlatan Ceylan, "Ben finans danışmanıyım. Beraber iş yapalım dedi. Davranışsal bozukluklarını görünce kendisinden uzaklaştım." dedi.

Başka bir suçtan tutuklu tanık Tolga Temiz de U.A'nın Tokat Belediye Başkanı, Tokat Valisi, Nazmi Arıkan ve bir kaç ismi daha öldüreceğini söylediğini belirterek, "Kendisine icra gelmiş benden borç istedi. 10 bin dolar verdim. Geri ödemedi. Bu isimleri kendisi öldüremezse tetikçi tutacağını söylüyordu. Ben vazgeçirmeye çalıştım. Borcunu ödememek için iftira attı. Kendisini bıçaklatanın ben olduğumu söyledi. Ben o davadan azmettirici olarak 5 yıl ceza aldım. Bu adam sürekli yalan söylüyor. Onun yüzünden ben şuan ceza evindeyim." şeklinde konuştu.

Nazmi Arıkan'ın kardeşi Şentürk Arıkan da Beylikdüzü'nde bulunan şube binasının kendisine ait olduğunu hatırlattı.

U.A'nın 2,5 yıl boyunca kendisine kira ödemediğini bu nedenle de abisi Nazmi Arıkan ile aralarının bozulduğunu dile getiren Arıkan, " Facebook'ta yazdıklarımdan dolayı abimden özür diledim sonra. Mahkeme kararıyla 2,5 yıl sonra Akçekaya'yı tahliye ettirdim. Benimde bir sorum var sanığa, bu yüzsüzlükle benim kiramı ne zaman ödeyecek." diye konuştu.

Mahkeme heyeti U.A'nın tutukluluk halinin devamına, duruşmanın dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için 20 Şubat'a ertelendi.

Nazmi Arıkan'ın oğlu Kurtuluş Arıkan, duruşma sonrası adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Davamız devam ediyor. Adalete güvenimiz sonsuz. Faalin en ağır şekilde cezalandırılacağını inanıyoruz. Bu yüzden süreci takip edeceğiz." dedi.

Olay

Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Karainebeyli köyünde Nazmi Arıkan'a (69) ait çiftliğin çalışanları, 13 Temmuz'da iş yerlerine geldiklerinde bir süredir haber alamadıkları Arıkan ve şoförü Şerif Eker'in (46) cesetlerini bulmuştu. Arıkan ve Eker'in bıçaklanarak öldürüldükleri belirlenmişti.

Arıkan ve Eker'in cenazeleri, 15 Temmuz'da İstanbul'da düzenlenen törenin ardından toprağa verilmişti.

Olayla ilgili olarak 14 Temmuz'da özel okul ve kurs işletmecisi U.A. cinayet zanlısı olarak gözaltına alınmış, 17 Temmuz'da tutuklanmıştı.

ÇANAKKALE - İş insanı Nazmi Arıkan ve şoförünün öldürülmesiyle ilgili tutuklanan sanık hakim karşısında
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel ÇANAKKALE - İş insanı Nazmi Arıkan ve şoförünün öldürülmesiyle ilgili tutuklanan sanık hakim karşısında - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement