Engin Altay'dan "Sansür Yasası" Açıklaması: "29. Maddeyi Makul Hale Getirelim' Dediler. - Son Dakika
Güncel

Engin Altay'dan "Sansür Yasası" Açıklaması: "29. Maddeyi Makul Hale Getirelim' Dediler.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden Sansür Yasası ile ilgili olarak “Dün, ‘29’uncu maddeyi makul hale getirelim’ dediler. Sonra bir toplantı oldu. İnat AKP’den zannediyordum, inat MHP’den çıktı. ‘Kelimesine, virgülüne dokundurmam’ diyen bir MHP ile de karşı karşıyayız. MHP’ye ne oluyor, onu anlamadım. ‘Hayır, bu böyle geçecek.’ Yani güya dezenformasyon yapan, sosyal medya, gazete, televizyon üzerinden haber ve yorum yapan herkes hapse girmek suretiyle yargılanacak, bunda kararlıyız’ dediler” dedi. Altay ayrıca; “Şuna eminim: Bu yasa AK Parti’de de kimi milletvekillerinin vicdanını kanatıyor. Çünkü zaten yasaya direnen AK Parti’den çok MHP. MHP’nin yüksek defansı var öyle görünüyor” açıklamasını yaptı.

12.10.2022 16:01  Güncelleme: 18:17

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden Sansür Yasası ile ilgili olarak "Dün, '29'uncu maddeyi makul hale getirelim' dediler. Sonra bir toplantı oldu. İnat AKP'den zannediyordum, inat MHP'den çıktı. 'Kelimesine, virgülüne dokundurmam' diyen bir MHP ile de karşı karşıyayız. MHP'ye ne oluyor, onu anlamadım. 'Hayır, bu böyle geçecek.' Yani güya dezenformasyon yapan, sosyal medya, gazete, televizyon üzerinden haber ve yorum yapan herkes hapse girmek suretiyle yargılanacak, bunda kararlıyız' dediler" dedi. Altay ayrıca; "Şuna eminim: Bu yasa AK Parti'de de kimi milletvekillerinin vicdanını kanatıyor. Çünkü zaten yasaya direnen AK Parti'den çok MHP. MHP'nin yüksek defansı var öyle görünüyor" açıklamasını yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Altay, gündemdeki konulara ilişkin şunları söyledi:

"ERDOĞAN'IN BİR AN ÖNCE YOLSUZLUKLARIN VE RÜŞVETİN ÖNÜNDEN GÖVDESİNİ ÇEKMESİ LAZIM: Dün CHP grubu olarak; Sermaye Piyasası Kurulu odaklı borsa manipülasyonu yoluyla dolandırıcılık ve rüşvet kepazeliğini araştırmak için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulsun, önergesi verdik. Önerge vermekte çok haklıydık. Erdoğan bu sebeple iki danışmanını görevden almıştı. Demek ortada bir sıkıntı var. Fakat önergemiz, TBMM Genel Kurulu'nda AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Yani, Meclis çoğunluğu dedi ki; 'Bunu görüşmeyelim, buna gerek yok.' O sayın milletvekiline soruyorum. Tamam görüşmeyin de bari Erdoğan'a şunu sorun: 'Ya Sayın Erdoğan sen bu adı geçen iki danışmanı görevden aldın. Yazıktır çocuklara. Bize de görüşmeyin diyorsun. Çocukları iade et göreve o zaman, niye aldın?' Savcılar suç duyurusunu almaktan kaçınıyordu, evrak almaktan çekindiler, adliyeyi terk ettiler. Şimdi savcılardan sonra AK Parti ve MHP milletvekilleri de konuyu araştırmaktan kaçındı. Ne diyeceğiz şimdi biz? Bu bir saray korkusu ve saray baskısı ürünüdür. Erdoğan'ın bir an önce yolsuzluklar ve rüşvetin önünden gövdesini çekmesi lazım. Gövdeni çek Erdoğan. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının önünden gövdeni çek. Aynı zamanda Meclis'in üstünden, yani yasamanın önünden ve yargının üstünden lütfen gölgeni de kaldır. Yargı ve yürütmeyi gölgene hapsetme. Yargı ve yürümeye talimat verme. Yargı ve yürütmeye yolsuzlukları örtbas etmek için talimat verme.

Sayıştay raporları vardır, denetim raporları. Önceki yıllarla ilgili denetim raporlarında izleme formu vardır. Mesele 2020'nin denetim raporlarıyla ilgili 2021 raporunda izleme formları vardır. O şudur. 'Biz 2020'de şunları önermiştik, şu kusurları bulmuştuk, bu kusurlarla ilgili şunlar şunlar yapıldı ya da yapılmadı', yazardı Erdoğan. Sayende şimdi bu Sayıştay raporlarından izleme formları da kalktı ya da içi boş. Kamuoyunda Sayıştay raporları nedeniyle tartıma konusu olan izleme raporları nerede Erdoğan? Nerede? Sayıştay Genel Kurulu'nu toplayıp yeni Sayıştay'a atadığın Muhterem İnce'yi Anayasa Mahkemesi adayı yapmayı biliyorsun. Bunu yapıyorsun. İzleme formlarını kaldırıyorsun.

' Sezgin Baran Korkmaz, Türk Telekom, 10 bin dolar alan siyasetçi, aile mensuplarının yönettiği vakıflar üzerinden yurt dışına para transfer ediliyor' demişim. Bay Kemal gitmiş, para transferinde aileye ait gökdelenin önünde Erdoğan'a bir çağrıda bulunmuş. Bir cevap ver kardeşim, al sana belge de. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara, Zafer Havalimanı'nda bir şey yok de.

HAKİKATEN HAZIRLIĞI VAR: 'Yolsuzlukların, rüşvetin, yoksulluğun Allah'ın izniyle olmayacağı bir Türkiye'yi biz hallederiz, biz yaparız. Şu an içinde onun hazırlığı içindeyiz.' Doğru bir söz, bir hazırlık yapmış. Nasıl yapmış biliyor musunuz? Ben zannettim ki Sayıştay raporları daha objektif olacak. Erdoğan çıkacak ya da adamı çıkacak 'darphanede 180 milyona yapılan iş, 400 milyona yapıldı. Daha önce gene iş 185 milyona yapan adama yaptırıldı ama aradaki 215 milyonu Her Şey Türkiye İçin Platformu'nun başkanı almadı. İşte belgesi' diyecek. Bunu demiyor, hazırlık içindeyiz. Hakikaten hazırlığı var.

MHP'YE NE OLUYOR ONU ANLAMADIM? Sansür yasasıyla ilgili… Dün geldiler; 'Bu 29'uncu maddeyi 'Haklısınız, makul hale getirelim' dediler. Sonra bir toplantı oldu. İnat AKP'den zannediyordum, inat MHP'den çıktı. 'Kelimesine, virgülüne dokundurmam' diyen bir MHP ile de karşı karşıyayız. MHP'ye ne oluyor, onu anlamadım. Virgülüne dokunsan ne olur? 'Hayır, bu böyle geçecek.' Yani güya dezenformasyon yapan; sosyal medya, gazete, televizyon üzerinden… Haber ve yorum yapan herkes hapse girmek suretiyle yargılanacak, bunda kararlıyız dediler. Düşündüm aklıma şu geldi. Erdoğan, 'Yolsuzluk ve yoksulluğun olmadığı Türkiye'yi biz hallederiz, bunun hazırlığı içindeyiz' derken; şunu kastetmiş. Meğer yoksuzluk, yoksulluğun ve rüşvetin konuşulmadığı bir Türkiye'yi hazırlıyor. Bu yasa ile yolsuzluk, rüşvet ve yoksulluk konuşulamayacak. Erdoğan bunu söylemiş arkadaşlar. Yolsuzluk, rüşvet, yoksulluğu ortadan kaldıracağım dememiş. Allah'ın izniyle onların olmayacağı demiş burada sözünde, konuşulmayacağı diye bunu değiştirirsek, şu anda onun hazırlığı içindeyiz derken de şu anda Meclis'te görüşülen sansür yasası üzerinden, Erdoğan diyor ki 'Artık yolsuzluk, rüşvet ve yoksulluk konuşulamaz, nokta'. E konuştun, hapse girersin. Kim giremez? Şimdilik milletvekilleri. Erdoğan yapma, diktatörlere özenme. Bırak, insanlar düşüncesini söylesin.

BÖYLE Mİ KURTULACAĞINI ZANNEDİYORSUN?: Şimdi de yolsuzluk, rüşvet, yoksulluktan söz eden için TCK 299'a kardeş geliyor. TCK 217. Şimdi de artık çöpten biri çürük domates topladı diye haber yaparsan dezenformasyon yapmış olacak ve cezaevine koyacaksın. Böyle mi kurtulacağını zannediyorsun? Böyle toplumsal muhalefetten kurtulabileceğine inanıyor musun? CHP ve Millet Masasını böyle sindirebileceğini, CHP ve Millet İttifakı üyelerinin bu yasalarla orta yerdeki kepazeliği konuşmayacağını mı zannediyorsun Erdoğan. Boş bir hayal seninki boş. Türkiye'yi kendi açından dikensiz bir gül bahçesi yapman mümkün değil.

DİKTATÖRLERİN ZULMÜNÜN ARTIŞ HIZI YAKLAŞAN SONUNUN YAKINLIĞINA BAĞLIDIR: 'Bir satranç oyuncusu titizliği ile Türkiye'nin gelecek asrını planlıyoruz' demiş beyefendi dün. Satranç biliyor mu, onu da bilmiyorum. Ben de bilmiyorum onu da söyleyeyim. Ama aslında Erdoğan ülkenin gelecek asrını değil ama demokrasiyi yok etme planını hayata geçirmek için bütün olumsuzlukların, kirli işlerin, yanlışların altına imza atıyor. Ben tavsiye etmem. Bu kadarı iyi değil. Bütün diktatörlerin zulmünün artış hızı yaklaşan sonunun yakınlığına bağlıdır. Sonu yaklaşan bütün diktatörler zulmünü artırmıştır.

ZAMMI VATANDAŞA YANSITACAKSIN, GÖTÜRECEKSİN KUR KORUMALI MEVDUAT SAHİPLERİNE VERECEKSİN: Torba yasa geldi, 52 maddelik bir yasa Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek. Bay Kemal'in önerisi ile Kredi ve Yurtlar Kurumu'na borcu olan bütün öğrencilerin borçlarının faizleri de bu torba yasayla silinecek. Bay Kemal söyledi, şimdi Erdoğan ve Meclis bunu gerçekleştirecek. Bütün öğrencilerimizin silinmesini hak ettiği borçları bizim de desteğimiz ile silinecek. Başka ne olacak, devlet bazı alacaklarından vazgeçecek. Çünkü devlet koronavirüs sürecinde sosyal devleti Türkiye göremedi. Sosyal devleti görseydi, bugün silinmesi gereken borçlar olmazdı. Avrupa'da olduğu gibi sosyal devlet iki yıl vatandaşı mağdur etmez ve borçlandırmazdı. Görevini yapmadın, kusur senin. Şimdi devlet bazı alacaklarından vazgeçecek. Güzel. Peki, şunu soruyoruz. Ama bu torbanın içinde kur korumalı mevduatın süresini uzatmak da var. Ne olacak peki Erdoğan? Niye bunu yapıyorsun? Kur korumalı mevduatı niye getirdin, doları 18'den 12'ye düşürmek için getirdin. Dolar şimdi kaç, 18,60. Ne olmuş, kur korumalı mevduata 3 ay para yatıran zenginin zenginliğini korumayı başarmışsın, nasıl fakirden topladığın vergileri, fakirin kullandığı mal ve emtiaya yaptığın zam üzerinden, fakirin cebinden almışsın, yüz binlerce insana vermişsin. Güya vazgeçtiği alacağın onlarca katını zam ve vergi olarak yine vatandaşa yansıtacaksın, toplayacaksın; götürüp kur korumalı mevduat sahiplerine vereceksin.

BU İSTİSNANIN MİMARI ERDOĞAN: Zenginden alıp fakire verme insanlık tarihinde bir ritüel. Fakat fakir ve fukaradan devlet gücüyle toplayıp, zengine verme insanlık tarihinde bir istisna ve istisnanın mimarı da Erdoğan.

VATANDAŞIN CANI BURNUNDA. CANI BURNUNDA OLMASA BUNU YAPMAZSIN: CHP olarak yarın, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda üç şey yapacağız. Bu 'torba' genel olarak, kur korumalı mevduatı işin içinden çıkarırsak, olumsuz bir 'torba' diyemeyiz. Vatandaştan gasp edilenler vatandaşa iade edilecek. Çok özel bir iyilik de yok burada. Vatandaştan gasp etmişsin, şimdi vatandaşa iade edeceksin. Çok sıkıştın çünkü. Vatandaşın canı burnunda. Canı burnunda olmasa bunu yapmazsın.

YARIN EYT VE VERGİ DİLİMLERİYLE İLGİLİ TEKLİF VERİLECEK: Bu EYT'yi senin bakanın aylardır konuşuyor. Aralık diyor, aralık bütçe ayıdır. O zaman da bütçeyi yapacağız diye sallayabilirsin, ben onu bilmem. Hazır torba geldi. Biz CHP grubu olarak yarın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na bir maddelik ek madde teklif edeceğiz. Üç fıkralık bir madde. Erdoğan üstünden vesayetini ve gölgeni eksik etmediğin Meclis'teki çoğunluğuna, Plan ve Bütçe Komisyonuna söyle, bunu kabul etsinler, bu işi bitirelim. EYT, Plan ve Bütçeden geçsin. Milletin umutlarıyla alay etmek, aha bugün aha yarın demek ahlaki değil. Bir şey daha yapacağız Erdoğan yarın. Hani bu vergi dilimleri meselesi var ya, gelir vergisiyle ilgili dilimler var… Zengin için nasıl devletin kasasından geniş geniş veriyorsan, senin ifadenle 30 milyon çalışana da hani bunu yapı verelim. Var mısın? Lafla olmaz bu işler. Bunun için de bir maddelik teklifimiz var.

ASGARİ ÜCRET KADAR YAPALIM: Bazı alacakların, 2 bin 500 liraya kadar olan kısmı, varlık fonu şirketlerinin devraldığı alacakların; icralık olmuş kısımları durdurulacak ve devlet bir şekliyle ödeyecek. Ayrıca elektrik, gaz, su gibi borçlarla ilgili icralık olmuş dosyalar için de 2 bin liraya kadar olan kısmından devlet vazgeçiyor. Erdoğan bu pansuman bile değil. Burada da yarın şunu önermeyi düşünüyoruz: Bu rakamı asgari ücret kadar yapalım. Varlık yönetim şirketlerine devrolmuş olacakların 2 bin 500 lira kadar olan kısmı ifadesini 5 bin 500 yapalım, var mısın? Elektrik, su, gaz gibi 2 bin liraya kadar olan alacakların terkini de 5 bin 500 yapalım. Bir işe yarasın. Yapıyorsun bir şey, bir işe yarasın.

SAYIN GENEL MÜDÜR, BU BİR HADSİZLİKTİR: Devletin bir adabı vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gelenekleri, kuralları… Örfleri vardır hatta. Seçilmişler-atanmışlar ilişkisi vardır. Yasama, yürütme, yargının birbirine üstünlük sağlayamama hali vardır. 11.10.2022 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü'nün basın açıklaması. İzmir Milletvekilimiz Murat Bakan, Mersin'deki polisevine yapılan saldırıda, kahraman polisimizin şehit edilmesi üzerine; içindeki acısını, 'acaba tedbir eksik miydi?' yaklaşımı ile dile getiriyor. Tedbirlerde bir eksiklik olabileceğini söylüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, basın yoluyla milletvekilimize ayar vermeye kalkıyor. Had bildirmeye kalkıyor. Milletvekilimize tavsiyede bulunuyor. Usul şudur, Sayın Genel Müdür; devlet adabı şunu gerektirir. Açarsın milletvekilimize telefonu, 'Sayın milletvekilim, iddia ettiğiniz hususlar, öyle değil böyledir' dersin. Sayın milletvekilim de işin aslı budur, der. Sayın Genel Müdür, bağlı olduğu bakanın saldırgan üslubuna özeniyor. Saygısızlık yarışına giriyor. Sen devletin memurusun. Soylu, Erdoğan'ın memuru. Devletin memuru olduğunu unutma. Bir milletvekiline, basın yoluyla ayar vermeye çalışmak, hadsizliktir. Hiç kusura bakma. Haddini bil. Kahraman polisimizi her zaman başımızın tacı yaparız. Siyasi bir irade ile sen kahraman polis teşkilatımızın başında olabilirsin. Bu sıfat sana ağır gelmiş. Önce polisin ne olduğunu öğren. Sen kimsin, milletvekilimizin tutumunu 'FETÖ benzeri bir dil kullanmakla' eleştiriyorsun. Sayın Genel Müdür, bu bir hadsizliktir. Sana devlet terbiyesi öğreteyim. Açarsın milletvekilini öyle değil, böyle dersin."

Altay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dün, Sansür Yasası'nı görüşen TBMM Genel Kurulu'nun teklifin bir maddesinin kabul etmesinin ardından kapanmasının sorulması üzerine Altay, şunları söyledi:

"Kendi partisinin milletvekillerini, yani içtüzüğe göre 200 milletvekilini orada hazır etmek zorundadır. Dün bunun Meclis'te olmadığını gördüm. 286 milletvekilinden, AK Parti'nin 180 tanesi Genel Kurul'daydı. İçtüzük gereği, Genel Kurul çalışamadı, kapandı. Şuna eminim: Bu yasa AK Parti'de de kimi milletvekillerinin vicdanını kanatıyor, diye düşünüyorum. Çünkü zaten yasaya direnen AK Parti'den çok MHP. MHP'nin yönetimi bu yasayı çok istiyor. Sağduyulu bir milletvekili, bu yasanın ancak ve ancak faşist diktatörlüklerde uygulanabilecek bir yasa olduğunu bilir herhalde, diye düşünüyorum… MHP'nin yüksek defansı var öyle görülüyor. Sayın Feti Yıldız'ın özellikle çok yüksek defansı var."

Engin Altay\'dan "Sansür Yasası" Açıklaması: "29. Maddeyi Makul Hale Getirelim\' Dediler.
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Engin Altay'dan 'Sansür Yasası' Açıklaması: '29. Maddeyi Makul Hale Getirelim' Dediler. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement