Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında - Son Dakika
Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında

Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "tek adamlık" iddialarına ilişkin, "Sandığın olduğu yerde tek adamlık olmaz. Sandığın olduğu yerde demokrasi vardır.

14.04.2017 23:23

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "tek adamlık" iddialarına ilişkin, "Sandığın olduğu yerde tek adamlık olmaz. Sandığın olduğu yerde demokrasi vardır. Gidersin sen de ey Kılıçdaroğlu, yüzde 50 artı biri aldığın anda sen gelirsin iş başına, niye korkuyorsun? Niye çekiniyorsun? Milli irade bu." dedi.

Erdoğan, TRT'nin ortak canlı yayınında Erhan Çelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Turgut Özal'ın 1993'te Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programındaki Başkanlık Sistemine yönelik sözleri izlettirilip, "Bu, tek adamlığı getirmez mi?" diye sorulan Erdoğan, bunun aksini savunduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Cumhurbaşkanı başka, Başbakan başka partiden olduğu zaman sıkıntı nasıl giderilecek?" dediğini anımsatan Erdoğan, "Herhalde onları da yakalamışsınız. Ben de diyorum ki 'biz bu sıkıntıyı gidermek için Cumhurbaşkanlığıyla Başbakanlığı birleştiriyoruz. Artık bu sıkıntı olmasın. Yani irade nerede toplansın? Sadece cumhurbaşkanında toplansın. Hükümet kendi işine baksın. Yasama organı da kendi işine baksın. Yasama organının denetim gücü daha da artıyor çünkü kanunları sadece kendisi yapıyor. Cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi yok. Sadece bütçeyle ilgili kanun teklifi yapabilir. O konuda yetkisi var. Fakat bunda da meclis bunu kabul etmezse o zaman ne yapılıyor? Bir önceki yılın bütçe tablosu neyse, bu, TEFE, TÜFE gibi ayarlamalar yapılıp, bütçede aksama olmasın, süreç devam etsin diye, hemen bu TEFE, TÜFE ayarlamasıyla devlet yoluna devam ediyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sürekli olarak bunu gündeme getirdiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Söylüyorsun da sen önce kendi tarihini bir oku. Gazi Mustafa Kemal partinin başıydı, aynı zamanda cumhurbaşkanıydı. Peki partili olması onun cumhurbaşkanlığı yapmasına mani miydi? Değildi. Öyle mi? Aynı şekilde İnönü hem partinin genel başkanı aynı zamanda cumhurbaşkanı değil miydi? Peki o nasıl oldu? O da yürüdü. Tüm bunlar olurken bunlara 'evet' de şu anda yeni sistemde biz bu sistemi, yani partisinden istifa etmeden cumhurbaşkanı olma yolunu açınca bu seni niye rahatsız ediyor? Bu herkes için geçerli olan bir şey. Bunu kabullenmek işine gelmiyor. Niye gelmiyor acaba? Millete güvenmiyor demek ki. Bir defa şunu görmesi lazım. Sandığın olduğu yerde tek adamlık olmaz. Sandığın olduğu yerde demokrasi vardır. Girersin sen de ey Kılıçdaroğlu yüzde 50 artı biri aldığın anda sen gelirsin iş başına, niye korkuyorsun? Niye çekiniyorsun? Milli irade bu. Parlamentoda oturduğumuz yerden karşı duvara bakıyoruz. Meclis Başkanının oturduğu yerin hemen arkasında bir kitabe var. Nedir o kitabe? 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' Kemal Atatürk'ün imzası. Sen bunu görmüyor musun? Bir taraftan milletin böyle bir egemenlik hakkı olduğunu göreceksin ama sen kalkıp da buna yetki vermeyeceksin. Rahat ol ya. Korkma. Burada tek adamlık olmaz. Çünkü hiçbir siyasi lider, akıllıysa, demokrasilerde kendisini tabulamaz. Tabulaştıran zaten tağutlardır. Geldikleri gibi gitmişlerdir ve gidişleri de çok kötü olmuştur ama demokrasilerde bu olmaz. Ne diyoruz? 5 artı 5. Başka yok. Sen bu dönemde başarılı oldun, ikinci beşi yakalarsın. Başarılı olamazsan ikinci beşi de yakalayamazsın. Böyle bir tablo. Her şey açık ortada. O zaman kalkıp da niye diyorsun 'tek adamlık?"

Aynı şeyin Başbakan için de söylenebileceğini dile getiren Erdoğan, başbakanın hem partinin genel başkanı hem de başbakan olduğunu, aynı zamanda yürütmenin başı olduğunu hatırlattı.

"Bu sistemle iki başlılık ortadan kalkıyor"

"Onun için aynı ifadeyi niye kullanmıyorsun?" diyen Erdoğan, şunları aktardı:

"Şu anda cumhurbaşkanları adeta burada öyle bir süreci işletiyor ki, bir manken vitrinde, böyle bir durumu var. Yaptırım vesaire süreci, ciddi manada yok. Zaman zaman bunlar tabi vesayetçi bir uygulama yapmadılar değil. Yaptılar. Anayasa kitapçığını fırlatıyorsan, orada bir vesayetin aslında gizliliği var veya onun depreşmesi var. Ertesi gün ülkede ekonomi ne hale geldi malum. Şimdi bu sistemde bu birleşme olunca bunlar ortadan, iki başlılık ortadan kalkıyor ve ülke gerçekten, az önce merhum Özal'ın da ifade ettiği gibi 'parlamento içi parlamento dışı, parlamento içinden gelmiş bakanlarla parlamento içindeki milletvekilleri sürekli kavgalıdır' diyor. Yani gerçi biz bunları pek yaşamadık ama şikayetler bize de çok gelirdi. Ama şimdi siz dışarıdan bir kabine oluşturduğunuz zaman parlamento içinden çekip alıp da milletvekilliği düşen bir arkadaş bakan olduğu zaman olay çok daha farklı olacaktır. Sadece işine bakacaktır. Yanında yeteri sayıda onlar da yardımcılarını da ayrıca alacaktır. Böylece nereye onlar ciddi manada yoğunlaşacak? Ülkeye hizmete yoğunlaşacak. Nerede, ne eksik var, kendisinin bakanlık alanında ne eksiklik var, onlara yoğunlaşacak. Tabii böyle bir şeyi idare etmediği için bilmiyor."

"Bahçeli'nin milli ve yerli duruşu önemli"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Devlet Bahçeli'nin bu süreçteki performansını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna ilişkin, sadece bu kampanya sürecinin ele almanın yanlış olacağını, parlamento sürecinin de ele alınması gerektiğini ifade etti.

Parlamento içinde başlayan sürecin kampanya sürecinden daha önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "(Bahçeli'nin) Çünkü oradaki yerli ve milli duruşu önemliydi. Bütün atılan o kirli iftiralar şu, bu falan bunlara rağmen kendi içindeki bazı grupların oluşturduğu o saldırılara rağmen, yılmadan, usanmadan hakikaten AK Parti'yle güzel bir dayanışma ortaya koydular. Bu 18 maddeyi ideal bir şekilde halkımıza takdim edilecek bir hale getirdiler. Orada bu iki arkadaşa gerçekten çok çok teşekkür etmek lazım. Süreci iyi yürüttüler. Genel başkanlarını da bu süreçle ilgili hakikaten olayları gayet iyi rapor ettiler. 18 maddeyi ben bu noktada çok çok önemli buluyorum. Başarılı bir çalışma olarak buluyorum. Gerek Mehmet Beye, gerek Abdülhamit Beye bu noktada özellikle her iki genel başkanın görevlendirmesiyle yaptıkları çalışmadan dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca da 339'u yakalamaları, birileri 'bunlar yakalayamaz' falan havasındaydılar, 339'u yakalamaları halk oylamasının önünü açmış oldu. Tabii ikinci etabı bu işin milletin buna ne diyeceğiydi. Şimdi de milletin 'evet' demesi için de gerek Sayın Yıldırım, gerek Sayın Bahçeli ellerinden geleni yaptılar. Yarın da son gün. Yarın da zannediyorum yapılacak bazı çalışmalar var. Artık nihai adım da pazar günü sandıklara da sahip olmak suretiyle oyların kullanılmasıdır." şeklinde konuştu.

"Pazar günü milletin bir bayramı olacak"

"Evet" çıkması halinde pazar günü ülkenin nasıl bir Türkiye'ye uyanacağının sorulması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Bana göre pazartesiye bırakmayalım. Pazar akşamı ülkenin bir bayramı olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bu olaylı hafife almak çok yanlış olur. Türkiye bu yeni yönetim sistemiyle aslında Cumhuriyet tarihinin, özellikle darbeler silsilesinden sonra gerçekten mili iradeyle tecelli eden bir hükümet sistemine geçiş var. Bu bakımdan çok önemli ve bu reisicumhurluk da, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle cumhurun kendi kararlılığını ortaya koymasıdır. İlk defa böyle bir şey oluyor. Bundan sonraki süreç, 2019 Kasım'ıyla birlikte çok daha farklı gelişecektir. Bunun asıl semeresini, meyvesini Kasım 2019'dan sonra alacağız. Fakat oraya kadar olan ara süreçte de buna geçiş süreci de diyebiliriz, bu heyecan, motivasyon ülkemizin yönetimine kendini aksettirecektir. Her alanda, eğitim, sağlık, adalet, emniyet, enerji, ulaşım, gıda, tarım, ekonomi, dış politikada her alanda kendini hissettirecektir. Bunu göreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merhum Özal'ın, "Bu bir fırsattır. İnşallah yakalarız" dediğinin anımsatılması üzerine, "Merhum Özal'a bu nasip olmadı. İnşallah bize nasip olur." ifadesini kullandı.

Merhum 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in aynı şekilde ifadelerinin bulunduğunun anımsatılması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Merhum Erbakan'ın da Türkeş'in de Yazıcıoğlu'nun da aynı şekilde düşünceleri vardı. Bu düşünceleri kendilerinden duyduk, dinledik. Ama tabii maalesef sandık onlara bu imkanı vermedi. İnşallah şimdi bu imkanı pazar günü bizler yakalamış oluruz. Böylece Türkiye'yi geleceğe taşımada, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmada yeni bir dönemin adımını atarız. Tabii bu arada da özellikle pazartesi merhum Özal'ın vefat yıl dönümü. Allah'tan kendisine rahmet diliyorum. Rabbim taksiratını hasenata tebdil etsin. Böylece geleceğe çok daha emin adımlarla yürüyeceğiz. Ben, tüm sanayi ve ticaretteki aktörlerimize özellikle bunu hatırlatmak istiyorum. Bu iş sıradan bir iş değil. Yani bu pazar günü atılacak adım sıradan bir adım değil. Bilesiniz ki burada en önemli imkan birinci derecede sizlere açılacak. Bizlerin görevi nedir? Anayasal ve yasal düzenlemeleri yapmaktır. Kararnameleri buna göre yeri geldiğinde yapmaktır. Çünkü sanayici başarılı olursa, tüccar başarılı olursa, esnaf başarılı olursa ülke kazanacak. Kiminle kazanacak? Onlarla kazanacak. Siyasetçinin görevi de onların önünü açmaktır. Şimdi biz onların önünü neyle açacağız. Bu düzenlemelerle açacağız. Yani bunu ideolojik düşünmemek lazım. Burada 'kesinlikle şahsıma bir menfaat var ama ben buradan elde ettiklerimle ülkeme kazandıracağım' diyecek, esnafı, tüccarı, sanayicisi. Çünkü Türkiye bu alanlarda da artık sıçrıyor, her alanda. Hele hele şimdi savunma sanayinde Türkiye çok ciddi bir gelişim, dönüşüm içinde."

Erdoğan, bunların, Batı'da bazılarını ciddi manada rahatsız ettiğinin altını çizdi.

Yurt dışında bir milyon 400 bin civarında oy kullanıldığını anımsatan Erdoğan, bunun, diğer seçimlere oranla ciddi bir artış olduğunu ve Türkiye'de yüzde 1 civarında bir yansımasının olacağını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden böyle bir hak olmadığını ve bunu da kendilerinin sağladığını vurguladı.

"Vatandaştaki coşku ifade edilebilir gibi değil"

"Evet" oyu kampanyasına Batı'da engel konduğunu ancak "Hayır" oyu için bazı batılı parlamenterlerin bile kampanya yaptığını, kendi araçlarıyla destek verdiğini hatırlatan Erdoğan, "Tehditler, her şey, bunlar yapıldı. Öyle ya da böyle pazar günü bu millet asil bir şahlanış, duruş yapmak suretiyle inşallah en güzel olanını, sandıktan gerçekten dönüşüm için bu kararını verecek. Bu vesileyle milletime 'aman' diyorum. Başınızı iki elinizin arasına alın ve oyunuzu da verirken 'evet' noktasında isabetli bir şekilde vermiş olun. Dolaştığım büyükşehirlerin tamamında, bazı diğer vilayetlerde de gördüğüm heyecan, coşku hakikaten ifade edilebilir gibi değil." dedi.

Kampanya boyunca yaşadığı en güzel olayın sorulması üzerine Erdoğan, şunları anlattı:

"Çok şey var. Onları ayıklamak mümkün değil. Şanlıurfa'ya gidiyorsun farklı, Mardin'de, Samsun'da, Trabzon'da farklı şeyler görüyorsun. Dolayısıyla ben bunları ancak meczederim. O da nedir? Tümündeki o coşku, o aşk, o sevda, o yazılan şeyler var. Onları fotoğrafçıma çektirdim. Çok şeyler var. Öyle nükteler, latifeler var ki. Onları daha sonra herhalde bir kitapçık olarak yayınlayacağız. Diyeceğiz ki '2017 referandumunun vazgeçilmezleri' diye bunlar bir kitap haline getirilebilir. Mesela dün Ordu'da aman ya Rabbim, neler yazmışlar neler. Bir defa benim için çay olayı bir vazgeçilmez oldu. Herkes evine çaya davet ediyor. Biz tabii bir yerden çıkıyor bir yere yetişeceğiz. Nasıl gideceksin? Mesela Hatay'daydı galiba. O da enteresan. Devasa bir şeyi apartmanın gövdesine asmışlar. Ne yazıyor üstünde biliyor musun? 'Bir reisi severiz bir de künefeyi.' Nasıl? Hatay'ın künefesi meşhurdur. Böyle şeyler var. Adana'da da eskiden şalgamla bunu şey yaparlardı."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement