Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Kucur: "Kansere Yakalanmak Kader Değil" - Son Dakika
Yerel

Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Kucur: "Kansere Yakalanmak Kader Değil"

Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Kucur: "Kansere Yakalanmak Kader Değil"

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Uzmanı Yrd. Doç.Dr. Cüneyt Kucur, Kanser Haftası dolaysıyla bilgiler verdi.

03.04.2014 11:34

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Uzmanı Yrd. Doç.Dr. Cüneyt Kucur, Kanser Haftası dolaysıyla bilgiler verdi.

Kanser, 21. yüzyılda önemi giderek artan bir sağlık sorunu olduğunu belirten Kucur, "Tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci en sık ölüm nedenidir. Batı toplumlarında her yıl 300 kişiden biri kansere yakalanmaktadır. Altmış yaş üzerindeki insanlarda ise kanser sıklığı çok artmakta 100 kişide 1 civarına yükselmektedir. Ülkemizde her yıl 200 bin kişinin kansere yakalandığı ve her yıl 75 bin kişinin kanser nedeniyle vefat ettiği düşünülmektedir kanser vakalarının 2/3 ü erkeklerde, 1/3 ü kadınlarda görülmektedir.Yurdumuzda en sık görülen kanserler erkeklerde akciğer, prostat, kalın barsak, rektum, mide ve pankreas; kadınlarda ise meme, akciğer, kalın barsak, rektum, serviks, over, mide ve pankreas kanserleri olarak sıralanabilir. Cilt kanseri sıklığı her iki cinste de yüksek olmakla birlikte, habis melanom dışındaki cilt kanserleri tedaviye iyi cevap verdiklerinden, cilt kanserlerinde ölüm oranı çok düşüktür. Vücudumuzdaki tüm organlar canlının en küçük yapı taşı olan hücrelerden oluşur. Bu hücrelerde oluşan DNA hasarı sonucu, hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile kanser oluşur. Bağışıklık sistemimiz, hücrelerin gördüğü hasarları yakalamak amacıyla vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder. Hücrelerin çok hızlı bir şekilde veya farklı bir çok etken nedeniyle hasar görmesi halinde bağışıklık sistemimiz bütün hasarı düzeltemeyecektir ve kanserli hücreler hızla çoğalmaya başlayacaktır. Sağlıklı vücut hücrelerinin aksine kanser hücreleri kontrolsüz bir şekilde çoğalırlar. Kanser hücreleri toplanarak urları (tümörleri) oluştururlar. Oluşan bu tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler ya da tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan ya da lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde tümör kümeleri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir. Farklı tipteki kanserler, farklı hızlarda büyürler, farklı yayılma biçimleri gösterirler ve farklı tedavilere cevap verirler. Bu nedenle kanser hastalarının tedavisinde, var olan kanser türüne göre farklı tedaviler uygulanır. Her kanser aynı yapıya sahip değildir.

Vücudumuzda kontrolsüz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. Tümörler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. İyi huylu (selim) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. Ancak kötü huylu (habis) tümörler, sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. Kanserler ilk evrelerde genellikle ağrısızdırlar" dedi.

"BAYANLARDA 40, ERKEKLERDE 50 YAŞA DİKKAT"

Kanser hastalıklarında dünya ortalamasının altında olduğunu ifade eden Cüneyt Kucur, "Kanser, ülkemizde ve tüm dünyada ölüm nedenleri arasında halen ilk sıralarda yer almakta olan, erken teşhis ile önlenebilen veya tam tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Görülme sıklığının giderek artması nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanser hakkında bilgi düzeyini artırmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla 'Kanser Haftası" olarak ilan edilmiştir. Kanser görülme sıklığı ülkemizde dünya ortalamasının altındadır. Bu bizim açımızdan iyidir. Fakat bizde önlenebilir kanserler daha sık görülmektedir. Bu da bizim yaşantımıza, yeme içme alışkanlıklarımıza daha çok dikkat etmemiz gerektiğini gösterir. Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir. Kanserin belirtileri organlara göre değişmekle beraber şöyle özetlenebilir: Açıklanamayan kilo kaybı, halsizlik, vücutta giderek büyüme gösteren kitleler, dışkılama veya idrar yapma alışkanlığında değişiklik, olağan dışı kanama, uzun süre yutkunma zorlukları ve ses bozukluklarıdır. Bu tür şikayetleri olan insanlar problemin daha fazla ilerlemesini beklemeden ilgili hekime gerekli kontrollerini yaptırmalıdır. Ülkemizde kanser nedeniyle gerçekleşen ölümlerinin başında erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda ise meme kanseri gelmektedir. Kanserden korunma, kanser tedavisinden daha fazla önem arz eden bir konudur. Kanserlerin yüzde 30-40'ında potansiyel olarak korunmanın mümkün olduğu düşünülmektedir. Tütün kullanımı, aşırı alkol tüketimi, ızgara türü yiyeceklerin aşırı tüketilmesi, güneşe fazla maruz kalma ve obezite kanserler için risk faktörleridir. Dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve enfeksiyonlardan korunma gibi sağlıklı yaşam davranışlarının benimsenmesi ile kansere yakalanma riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Bayanlarda 40 yaş üzerinde rutin meme kontrolü ve erkeklerde 50 yaş üstü rutin prostat kontrolleri yine kanserden korunmada önemli unsurlardır. Ayrıca diz üstü bilgisayarlar ve cep telefonlarının dikkatsiz kullanımı da önemlidir. Diz üstü bilgisayarlar radyasyonu aşağıya doğru verdiği için, diz üstünde ve vücut üstünde kullanılmamalıdır. Cep telefonları ile uzun süre görüşme yapılmamalı ve mümkün olduğu kadara vücuttan uzak tutulmalıdır. Kanser, kişinin hayat şartlarını ziyadesiyle kötüleştiren, işgücü kaybına uğratan, aynı zamanda teşhis ve tedavi maliyeti yüksek olan bir hastalıktır. Bu zorlu süreçlerle baş etmeye çalışmaktansa kansere yakalanmamaya çalışmak daha akılcı bir yoldur. Dengeli beslenme, düzenli olarak spor yapma, kanserojen olduğu bilinen gıdalar ve katkı maddelerinden uzak durma, stresten uzak bir yaşam ve sağlık problemlerin büyümesini beklemeden profesyonel yardım" ifadelerini kullandı. (EFE) - KÜTAHYA

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Kucur: 'Kansere Yakalanmak Kader Değil' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement