Samsun haber... Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri: "Bugün Bartın'da Patlayan Grizu Değil; Sürdürülen, Hesabı Sorulmayan Soma Zihniyetidir"

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri, Bartın'ın Amasra ilçesinde yaşanan maden faciasıyla ilgili "Pandemide bütün toplumu, sağlığını korumak için evlere hapsederken yeterli önlemleri almadan işçileri tehdit ederek fabrikalara süren zihniyetle madencileri katleden zihniyet aynı zihniyettir. Bu nedenlerle bugün Bartın'da patlayan grizu değil; sürdürülen, hesabı sorulamayan Soma zihniyetidir. Patlamanın yaşandığı madene dair ortaya çıkan Sayıştay raporları, kazanın yine göz göre, göre meydana geldiğini kanıtlıyor" açıklamasını yaptı.

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri, Bartın'ın Amasra ilçesinde yaşanan maden faciasıyla ilgili dün akşam saatlerinde Çiftlik Mahallesi Süleymaniye Geçidi'nde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. "Dün Soma, Ermenek, bugün Bartın! Kaza değil katliam!" pankartı açılan açıklamada, "Kader değil bu bir cinayet" ve "Soma'dan Bartın'a fıtrat değil cinayet" sloganları atıldı.

Polis ekiplerinin geniş güvenlik önlemleri altında yapılan açıklamayı Emek Partisi Samsun İl Yöneticisi ve Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri Sözcüsü Mustafa Erkenet okudu. Erkenet, şunları söyledi:

"Cuma günü akşam saatlerinde Bartın ili Amasra ilçesinde Türkiye Taş Kömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucunda 41 İşçi hayatını kaybetti. Öncelikle hayatını kaybeden madenci kardeşlerimizin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz" ifadelerde bulundu.

"ÖNLEM ALINMADIĞI İÇİN 2 BİN İŞÇİ ARAMIZDAN KOPARILDILAR"

Acımız da öfkemiz de büyük. Ne yazık ki ülkemizde kaza sınırlarını çoktan aşarak adeta seri İş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Her yıl ortalama 2 bin işçi emekçi, önlem alınmadığı için yaşanan iş cinayetleriyle aramızdan koparılmaktadır. Kaza değil cinayet çünkü çalışma yaşamı işverenlerin kar hırsı uğruna kayıt dışı, güvencesiz esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür. Tıpkı Soma'da, Ermenek'te olduğu gibi bu patlama da bir kaza, değil bir iş cinayetidir. Ağır ve riskli bir iş kolu olan madencilik alanında işin gerektirdiği tüm önlemleri almak ve sıkı bir denetim uygulamak devletin asli görevidir. Yaşananlara bakılırsa devletin sorumlu kurumlarının bu görevleri ihmal ve istismar ettikleri gerekli tedbirleri almadıkları, devletin başka bir kurumunun raporlarını bile dikkate almadığı açıkça görülmektedir. Soma'nın patronlarını koruyarak, işçileri tekmeleyen zihniyet anlaşılan o ki Amasra'da da aynı tutumunu sürdürmektedir. Bir yandan sorumluları bulup gereğini yapacağız diyenlerin ardından da 'Bizler kader planına inanan insanlarız. Bu tür olaylar dün de oldu, bugün de oluyor, yarın da olacak' diyerek Soma katliamında söylediklerini 'ölüm bu işin fıtratında var' anlayışında ısrar etmektedirler.

"DÜN SOMA, BUGÜN BARTIN, KAZA DEĞİL CİNAYET"

20 yıllık iktidarları döneminde, uyguladıkları emek düşmanı politikalar ve hukuksuzluklarla yaklaşık 30 bin işçi ve emekçinin iş cinayetlerinde ölmesine sebep olan, katliamların üstünü örterek patronları koruyan AKP- MHP iktidarı; bu tutumlarıyla yeni iş cinayetlerine zemin oluşturmaktadırlar. Pandemide bütün toplumu, sağlığını korumak için evlere hapsederken yeterli önlemleri almadan işçileri tehdit ederek fabrikalara süren zihniyetle madencileri katleden zihniyet aynı zihniyettir. Bu nedenlerle bugün Bartın'da patlayan grizu değil, sürdürülen, hesabı sorulamayan Soma zihniyetidir. Patlamanın yaşandığı madene dair ortaya çıkan Sayıştay raporları, kazanın yine göz göre, göre meydana geldiğini kanıtlıyor.2019 yılında tam da kazanın yaşandığı eksi 300 kotunda grizu patlamasının riskinin arttığını, işçi sayısının tehlike doğuracak şekilde azaltıldığını ortaya koyan rapor, bu madende yaşanabilecek olası kazalara karşı tehlikenin boyutunu ortaya koymuştur. Daha önce yaşanan tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi riskler ortada iken daha fazla kar elde etmek için üretimin devam ettiği bu tablonun sonucunda da onlarca emekçi hayatını kaybetti. Onlarca emekçi hayati tehlike atlattı. Daha az işçi ile daha çok kömür çıkartmak için sürekli üretimin artırıldığı maden ocağında gerekli önlemlerin çoğu alınmadı. Olası kazalar için gerekli olan yaşam odaları, gerekli solunum destekleyici aletlerin yetersizliği yaşanan cinayetin sebeplerini de ortaya koyuyor. Bu iş cinayetlerinin artarak devam etmesinin tek sorumlusu madenleri denetlemeyen ve ihmalleri ödüllendirerek şirketleri koruyan AKP iktidardır.

İKTİDARIN ÖRNEK GÖSTERDİĞİ MADEN

Soma'da 301, Ermenek'te 18 madencinin canına kastedenlere ceza yerine ödül vererek beraat ettiren iktidar, bu iş cinayetlerinin yaşandığı maden için de övgüler sıralamıştı. Eylül ayında Enerji bakanı Fatih Dönmez'in ziyaret ederek alınan tedbirleri örnek olarak gösterdiği maden ocağında yaşanan iş cinayeti AKP hükümetinin iş güvenliğine dair önlemler açısından ne noktada olduğunu göstermiştir. 'Sizin canınızın güvenliğini biz şu tesisin tamamına değişmeyiz' diyen Enerji Bakanı'nın örnek gösterdiği maden 41 işçiye mezar oldu. İşte AKP'nin işçilere reva gördüğü işçi sağlığı ve iş güvenliği. Bu işçilerin canını korumayan iktidarın bakanları ve bürokratları kaza yaşandığı anda bölgeye gidip boy gösteriyorlar, işçilerin hayatlarını önemsediklerini kanıtlamaya çalışıyorlar. Fakat tablo ortada, işçileri ölüme götüren yolda kılını kıpırdatmayanlar işçileri düşünüyor olamazlar. Onların düşündüğü tek şey üretimin her koşulda kesintisiz sürmesi ve işçilerin canları pahasına sermayenin büyütülmesidir. Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu tabloyu yaratanlara karşı tüm emekçileri, iş cinayetlerini normalleştiren sömürü düzenine karşı, insanca çalışma ve yaşamı savunmaya; iş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormak için örgütlü mücadeleye çağırıyoruz."

Basın açıklamasının ardından Zonguldak maden işçilerinden Hasan Akbaş, kendi yazdığı iki şiiriyle basın açıklamasına destek verdi.