Gelecek Partili Cemal Eğin'den Ayasofya yorumu: Tamamının açılmış olmasını memnuniyetle karşıladık

Ahmet Davutoğlu önderliğindeki Gelecek Partisi'nde Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Cemal Eğin, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son günlerin bir numaralı gündem maddesi olan Ayasofya'nın ibadete açılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Cemal Eğin, "Bilindiği üzere önceden de Ayasofya'nın kısmi olarak namaz kılınabilen bölümleri vardı. Ayasofya'nın ibadete kapalı olan bölümlerinin de olmak üzere tamamının açılması memnuniyet verici. Ancak yargı kararı ile değil de idari bir kararla alınabilmiş olmasını beklerdim. Muhsin Yazıcıoğlu'nun sağlığında benim Büyük Birlik Partisi MKYK üyeliği ve il ikinci başkanlığı yaptığım yıllarda da Papa'nın Türkiye ziyareti öncesi Ayasofya'da ayin yapabilme düşüncelerini engellemek maksatlı dönemin Alperen Ocakları Genel Başkanı ve 29 yöneticisi mesaj verme maksatlı orada anlık namaz kılmışlardı. Ancak emniyet güçlerimiz tarafından hepsi gözaltına alınmış ve ocak genel başkanı birkaç yıl yargılanmıştı. Uzun yıllar 'Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın' sloganlarımızla kamuoyunda bu isteğimizi dile getirmiştik. Tamamının açılmış olmasını memnuniyetle karşıladık, milletimize hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.

İşte Eğin'in gündemdeki konulara ilişkin yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar;

- Takip ettiğimiz kadarıyla kongreden kongreye koşuyorsunuz. Ve gittiğiniz her yerde partililer tarafından coşkuyla karşılanıyorsunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Sayın Genel Başkanımız ve Başbakan'ımız Prof Dr Ahmet Davutoğlu Bey'in halk tarafından çokça karşılık buluyor, seviliyor ve güvenilir olmasına ve bunun yanında bizim memlekete hizmet heyecanımızın olmasına bağlıyorum. Geçmiş 25 yıllık siyasi hayatım olduğundan illerde ve ilçelerimizde tanıdıklarımızın çok olmasından hizmet amaçlı kervanımıza onları da davet ederek her geçen gün kartopu misali büyüyoruz.

- Son Tuzla kongresinde coşkulu bir kalabalık aracınızdan iner inmez sizi sloganlarla karşıladı. Bu beklediğiniz bir şey miydi?

Tuzla Teşkilatının kongrede göstermiş oldukları ilgi ve alaka şahsıma süpriz oldu. Bu karşılama Gelecek Partisi'nin ve Tuzla Teşkilatının gelecekteki ümidini yansıtan Genel Başkan nezninde bir coşkudur. Genel Merkez yöneticisi olarak Tuzla'da ikamet ediyor olmam ve kuruluşundan beri ilçe başkanı, yönetimi ve gençlik kolları teşkilatı ile irtibat halinde olduğumuzdan ötürü tarafıma yapılan bir sevgigösterisidir. Bunun yanında aynı ilgiyi Sultanbeyli ilçemizde de gördüğümüz gibi diğer ilçelerimizde de buna denk olabilecek büyük ilgiler ile karşılaşıyoruz.

- Gelecek Partisi sosyal medyada da büyük yankı uyandıran 15 Temmuz'la ilgili bir belgesel yayınladı. Belgesi izlediniz mi? Nedir orada anlatılanlar?

Parti Genel Merkezimiz'in hazırlamış olduğu 15 Temmuz belgeselimiz aslında o geceyi apaçık anlatıyordu. O hain Fetö darbe girişiminin olduğu gece Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere yönetimimizde adı geçen herkes çok sert şekilde darbenin karşısında bulunup, direniş gösterdik. Oğlum Hakan Eğin o gece bir grup arkadaşıyla bir araya gelip tankların geçişini engellemek amaçlı araçları ile yolu kesip sloganlar atmışlardı. Buna ilişkin birkaç videoyu sosyal medya hesaplarımda da paylaşmıştım.

- Daha önceki bir konuşmanızda Büyük Birlik Partisi'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile Ahmet Davutoğlu arasındaki benzerliklere dikkat çekmiştiniz. Bize biraz bundan bahseder misiniz?

Ben daha evvel Muhsin Yazıcıoğlu Bey'in sağlığında takribi 10 yıl İstanbul il ikinci başkanlığı, iki dönem MKYK üyeliği, Genel Başkan danışmanlığı ve milletvekili adaylığı yapmıştım. Rahmetli Muhsin Başkan'ın yakınında ve protokolünden sorumlu olduğumdan dolayı iyi tanıdığımı düşünüyorum. Söz konusu vatan, millet, toprak bütünlüğü, bayrak ve hakkaniyetler olduğunda Muhsin Başkan önüne arkasına, sağına soluna bakmaz, kim ne der diye düşünmez ve en ciddi şekilde gereken herşeyi yapardı.

Şimdi ise, Gelecek Partimizin Sayın Genel Başkanı Prof Dr Ahmet Davutoğlu Bey ile aralarındaki benzerlik söz konusu vatan, millet, toprak bütünlüğü ve bayrağımız olunca vicdanı ile beraber hakikatin yanında yer alarak her türlü haksızlığın ve zulmün karşısındaki dik duruşu takdire şayan. Ancak aralarındaki ince çizgi, Sayın Genel Başkanım daha akademik bir dille açıklamalar yapmaktadır. İlk başbakan olduğunda Söğüt'te Ertuğrul Gazi'yi anma töreninde "İlayı kelimetullah için nizam-ı alem davası" cümlesini kullanmıştı ve bu da Alperenler eşittir ülkücüler olarak ince bir mesaj olarak algılanmıştı. O yıllardan beri ben Sayın Genel Başkanımız'ı ilgi ile takip ediyorum.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun Türk siyasetine yetiştirdiği yol arkadaşlarından Gelecek Partisi Genel Merkezi'nde Sayın Selçuk Özdağ, Sayın Feramuz Üstün, Sayın Hasan Hüseyin Bozok ve ben bulunmaktayız. Ülkenin gidişatını ve parti politikalarını yetersiz bulan bütün gönüldaşlarımı Gelecek Partimiz'in amblemi ve Osmalı'nın simgesi olan çınar ağacının altında bir ve beraber olmaya davet ediyorum.

- Yine son dönemlerde gündemi fazlasıyla meşgul eden bir konu var: Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de petrol araması... Deneyimli bir siyasetçi olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz'in Doğu Akdeniz'de petrol arama gemilerinin yapacakları çalışma kadar doğal bir şey olamaz. KKTC'de garantör devlet konumundayız ve Libyanın da meşru hükümeti ile doğal olarak uyum içerisindeyiz. DolayısıylaLibya'nın meşru hükümeti ile uyum içerisinde oluşumuz Doğu Akdeniz'de petrol aramamızı KKTC'nin garantörü oluşumuzun yanısıra uluslararası bazı ülkelere karşı da Türkiye'nin çıkar ve menfaatleri için gemilerimizin Doğu Akdeniz'de petrol arama hakkını güçlendirmektedir. Bu yüzden gördüğünüz üzere hükümetin bazı yanlış kararlarını eleştirirken doğruya da doğru diyoruz.

- Son olarak Alpay Özalan'ın genel başkanınızla ilgili bir çıkışı oldu. Sayın Davutoğlu ile yol yürüyen biri olarak bu çıkışı nasıl yorumluyorsunuz?

AKP'nin İzmir Milletvekili Alpay Özalan'ın açıklaması doğruyu yansıtmamaktadır. Öncelikle Sayın Genel Başkanımız kovulmadı. İhraç talebi ile disiplin kuruluna verildi ve disiplin kurulu kararını beklemeden Sayın Genel Başkanımız ve arkadaşları istifa ettiler.

Söz konusu kişinin bir diğer açıklaması olan Belediyelere atanan kayyum ile ilgili de Sayın Davutoğlu'nun açıklamasını ya iyi okuyamadığını, ya okuyup anlayamamış ya da tekrar milletvekili olabilmek amacıyla biryerlere yaranmak için yapmış olduğunu düşünüyorum. Sayın Davutoğlu'nun orada kastettiği, siyasi veya idari karar ile kayyum atanması değil yargının gerekeni yapması gerektiğini vurgulamaktır ve bunu böyle anlamak gerekir. Adalet herkese lazım. Eğer erken seçim olmaz ise olağan seçimlere kadar yapmış olduğu bu açıklama unutulmuş olacağından Sayın milletvekili boşuna tribüne oynamıştır.