CHP Genel Başkanı Baykal'dan Yargıtay Başkanı Gerçeker'e Ziyaret

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin kara harekatı yapmak ve bunu dünyaya kabul ettirmek şansını elde ettiğini ve bu şansın olağanüstü bir şans olduğunu belirterek, "Bunu sonuçlandırmak zorundayız. Yani ameliyatı yaparken içeride parça unutmamalıyız" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Özyürek, Cevdet Selvi ve Genel Sekreter Önder Sav ile birlikte Yargıtay Başkanı seçilen Hasan Gerçeker'e bir kutlama ziyareti gerçekleştirdi. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından Baykal, dün başlayan kara harekatıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin terörle mücadelesinde yeni ve çok önemli bir aşamaya gelindiğini belirten Baykal, bu gelişmenin Türkiye'nin terörle mücadelesi açısından kaçınılmaz ve çok doğal bir gelişme olduğunu söyledi. Baykal, "İsterdik ki, böyle bir operasyona, ne hava ne kara harekatına hiçbir gerek kalmasın. Irak'taki yetkililer Kuzey Irak'taki yöneticiler Türkiye'ye yönelik bir terör saldırısına topraklarını açmasınlar, fırsat vermesinler, himaye etmesinler. Bunu temenni ederdik. Oradaki terör yuvalarının dağıtılması sorumluğunu Irak yöneticileri üstlensinler isterdik. Ama ne yazık ki, bunu sağlamak mümkün olmadı" dedi.

Bunu gerçekleştirebilmek için iktidar ve muhalefet olarak büyük gayret gösterdiklerini ifade eden Baykal, bu konuda Barzani ve Talabani'ye teröre verdikleri desteği Türkiye'nin kabul edemeyeceğini anlatmaya çalıştığını hatırlattı. Baykal, "Fakat ne yazık ki, gerçekler ancak Dağlıca saldırısından sonra Türkiye'de yönetim tarafından önemsendi. O noktaya kadar bu konularda çok rahat bir tavır sürdürülüyordu. Ama Dağlıca'da yaşanan olaydan yani Kuzey Irak'tan kaynaklanıp, Türkiye'deki bir karakolumuzu basıp ve oradaki askerlerimizi alıp götüren bir saldırının Irak'tan başladığının bütün dünya tarafından görülmesi karşısında artık harekete geçmek zorunluluğunu hissettiler" diye konuştu.

Sorunun Türkiye'nin kararlılığının dünya tarafından ve Irak yöneticileri tarafından anlaşılmasına bağlı olarak bertaraf edilmesini beklediklerini ancak gerekli duyarlılığı göremediklerini ifade eden Baykal, "Ve Türkiye kendi işini kendisi çözmek zorunda kaldı. Bu konuda ABD ve dünya kamuoyu ile gerekli işbirliği sağlandı ve hava harekatını başlattık. Şimdi de kara harekatı zorunluluğu var. Kara harekatı tabii çok önemli bir yeni aşamayı işaret ediyor. Buna başladıktan sonra bizim sorunu nihai aşamasına getirinceye kadar bu konuda kararlı davranmak zorunluluğumuz vardır" şeklinde konuştu.

Kara harekatı adımını attıktan sonra sorun, kalıcı bir biçimde gündemden çıkarılıncaya kadar ne gerekiyorsa onun yapılması gerektiğini kaydeden Baykal, "Türkiye kara harekatı yapmak ve bunu dünyaya kabul ettirmek şansını elde etmiştir. Bu şans olağanüstü bir şanstır. Bunun en etkili, en sonuç alıcı şekilde kullanılması zorunluluğu vardır. Yani bu şansı Türkiye en iyi sonucu alacak şekilde kullanmalıdır" dedi.

Uluslararası hukuk, Türkiye'nin haklılığının kabul görmesi, hava harekatı ile gerekli alt yapının hazırlanması gibi koşulların bir daha ne şekilde ortaya çıkacağının bilinmeyeceğini kaydeden Baykal, "O nedenle bunu sonuçlandırmak zorundayız. Yani ameliyatı yaparken içeride parça unutmamalıyız. Çok kararlı, çok net bir şekilde konuyu sonuçlandırma sorumluluğu içinde olmalıyız" diye konuştu.

"KUZEY IRAK HALKINA YÖNELİK İYİ NİYET AÇILIMI" Baykal, önemli bir noktanın da Türkiye'ye yönelik terör tehdidinin ve saldırıların bahar-yaz aylarında sürdürülememesi için önleyici, etkili ve kalıcı önlemler alınması olduğunu söyledi. Konunun askeri kara harekatı olarak yapılıp noktalanmanın ötesinde önem taşıdığını vurgulayan Baykal, "Bu ortamda dikkat edilmesi gereken bir temel nokta askeri operasyonun yanındaki başka politikaların, ekonomi politikalarının, yeni yaklaşımların kararlılıkla ortaya konulmasıdır. Yani hem Güneydoğu Anadolu'ya yönelik ciddi ekonomik programı hızla devreye koyma zamanıdır. Öte yandan Kuzey Irak'ta yaşayan insanlara yönelik Türkiye'nin dostane yaklaşımını, sıcak duygularını, iyi niyetini, işbirliği anlayışını ortaya koyacak somut adımlara da bu noktada sahiplenip, bakmalıyız. Bir süre önce üzerinde durduğumuz Irak'a, Kuzey Irak'a yönelik önlemler paketi ya da ona benzer bir yaklaşım devreye sokulmalıdır. Bir yandan kara harekatı kalıcı biçimde sonuç almaya yönelik olarak kullanmalı ve uygulanmalıdır. Irak'tan herhangi biçimde Türkiye'ye yönelik terör tehdidinin gelmemesini sağlayacak önlemler alınmalıdır ve Türkiye bölgeye ve Kuzey Irak'a yönelik, halka yönelik iyi niyet açılımını da bu arada paralel biçimde sürdürmelidir. Böyle bir bütünsel yaklaşım içinde konu kararlılıkla sürdürülürse ümit ediyorum bundan iyi sonuçlar alınır" ifadelerini kullandı.

"DUALARIMIZ ONLARLA" Türk Silahlı Kuvvetleri'ne olağanüstü zor tabiat koşullarında, vatan mücadelesi veren askerlere başarılar dilediğini kaydeden Baykal, "Hepimiz onların arkasındayız. Onlarla bir aradayız. Onların hiçbir zayiat vermeden bu büyük vatan görevini başarıyla gerçekleştirmelerini temenni ediyoruz. Dualarımız onlarla beraber. İnşallah sağ salim zaferle memleketlerine döneceklerdir" diye konuştu.

Baykal, bir soru üzerine de tezkere tarihinin uzatılmasına destek vereceklerini söyledi. Baykal, "Türkiye büyük ülkedir. Türkiye'ye haksız yere terör aracılığıyla meydan okumaya göz yumamayız. Ama şartlar buraya getirdi. Bunu sadece bir üzüntü noktası olarak sdu ile gerekli işbirliği sağlandı ve hava harekatınöylüyorum. Allah, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yardımcısı olsun" dedi.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir bilgi alıp almadıklarını sorulması üzerine Baykal, "Hayır, hiçbir bilgi gelmedi. Ekranlardan izliyoruz" yanıtını verdi. Baykal, tampon bölge oluşturulmasının tekdirinin de TSK'ya ait olduğunu dile getirdi.

ABD'den yapılan açıklamada son harekatın kısa süreceği bilgisinin geldiğinin hatırlatılması üzerine Baykal, "Biz de bu operasyonun en kısa zamanda başarıya ulaşmasını isteriz, kuşku yok. En kısa zamanda bu başarı sağlanabilir, sağlanmalıdır. Ama bu sağlandıktan sonra geleceğe yönelik önlemlerin alınması ihmal edilmelidir. O ayrı bir olaydır. O bir kara harekatı sayılmaz. O noktada da bir mutabakat sağlanabilir, ilgili ülkelerle. Ama Türkiye maruz kaldığı tehdidin tekrar ortaya çıkmaması için önlem alma hakkına sahiptir. Bunu anlatmayı başarmak da hükümetin görevidir" şeklinde konuştu.

(MÜG-CC-CC-Y)