Ruh Sağlığı İş Verimliliğini Artırıyor - Son Dakika
Son Dakika Logo
Sağlık

Ruh Sağlığı İş Verimliliğini Artırıyor

Ruh Sağlığı İş Verimliliğini Artırıyor
05.12.2025 09:53

OnlyHR Sempozyumu'nda iş hayatında ruh sağlığının önemi vurgulandı, erken destek sürdürülebilirlik sağlıyor.

MOODİST Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen OnlyHR 3'üncü İstanbul Sempozyumu'nda uzmanlar, iş hayatında artan stres ve tükenmişliğin verimlilik kaybını derinleştirdiğini belirterek, 'Ruh sağlığına erken destek dört kat geri dönüş sağlıyor' uyarısında bulundu.

Modern çalışma hayatının artan baskılarının çalışanların ruh sağlığında ciddi etkiler yarattığına dikkat çekilen OnlyHR 3'üncü İstanbul Sempozyumu'nda, stres, tükenmişlik, performans baskısı, ekonomik belirsizlikler ve iş- özel hayat dengesizliğinin verimliliği tehdit eden başlıca faktörler olduğu vurgulandı. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Medikal Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel ile Bilim ve Etik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bedirhan Üstün, 'Ruh sağlığına yapılan yatırım verimlilik olarak geri dönüyor, üstelik katlanarak' değerlendirmesinde bulundu.

Sempozyumda, psikolojik desteğin iş yerlerinde bir tercih değil kurumsal bir gereklilik haline geldiğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

"İş- özel hayat dengesinin korunması,

"Ruhsal destek almaya yönelik damgalamanın ortadan kaldırılması,

"Çalışanların destek almaya teşvik edilmesi

"Önleyici kurumsal politikaların geliştirilmesi

"kurumsal başarının temel bileşenleri arasında yer alıyor."

Ayrıca ruh sağlığına yapılan her yatırımın; Çalışan bağlılığını artırdığı, iş gücü kaybını azalttığı, verimliliği yükselttiği, kurumsal sürdürülebilirliği güçlendirdiği ifade edildi.

'İŞ HAYATI, YAŞAMIMIZIN ÇOK ÖNEMLİ BİR KISMINI OLUŞTURUYOR'

İş hayatının yaşamın önemli bir kısmını oluşturduğunu söyleyen Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Medikal Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel, "İş hayatı, yaşamımızın çok önemli bir kısmını oluşturuyor. Hatta çoğu zaman işimizi eve de taşıdığımızı düşünürsek, hayatımızın neredeyse tamamının işle geçtiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle ruhsal iyilik halinde olmamız, hem işimizi iyi yapmamızı hem de eve taşıdığımız işleri ruhsal açıdan doğru şekilde yönetmemizi sağlar. Dolayısıyla iş hayatında ruh sağlığı çok önemli. Bunu nasıl iyileştirebiliriz, nasıl sürdürebiliriz? Bu konuda görüşlerimi paylaştım. En önemli noktalardan biri şu: İnsanlar hata yapabilir. Doğrularımız da var, yanlışlarımız da. İş yerlerinin bunu bir bütün olarak kabul etmesi ve değiştirmek için çaba göstermesi gerekiyor. Aynı şekilde bizim de kendimizi geliştirme konusunda çaba sarf etmemiz lazım" dedi.

'BEYAZ YAKALILARDA KUMAR BAĞIMLILIĞI ARTIYOR'

Son yıllarda özellikle beyaz yakalı çalışanlarda kumar bağımlılığının ciddi şekilde arttığını belirten, Prof. Dr. Öğel, "Sadece kendi bildiklerimize saplanırsak doğruyu bulmamız zorlaşır. Bu nedenle durumu bütüncül değerlendirmeli ve değişim için kendimizi zorlamalıyız. Bunu da kendi ruh sağlığımızı korumak için yapmalıyız. Son yıllarda özellikle beyaz yakalı çalışanlarda kumar bağımlılığı ciddi şekilde artıyor. Şu an buzdağının sadece görünen kısmını biliyoruz; muhtemelen altta çok daha büyük sorunlar var. Kumar, iş hayatına genellikle stresten kaçmak, düşünmemek, rahatlamak için giriyor. Bir diğer faktör de kısa yoldan zengin olma isteği. Ancak bunların ikisi de işlevsiz başa çıkma yöntemleri. Kumar, hayatı düzeltmez; tam tersine tüm hayatınızı altüst eder, stresi artırır, iş performansını düşürür. Ayrıca kumardan para kazanma ihtimali, yolda yürürken başınıza yıldırım düşme ihtimaliyle neredeyse eşdeğerdir. Bu nedenle insanların çok dikkatli olması gerekiyor. Küçük bir oyun, bir heyecan derken bahisle başlayan süreç maalesef kumar bağımlılığına dönüşebiliyor ve hayatın tam ortasına yerleşiyor" diye konuştu.

'HER ALANDA OLDUĞU GİBİ RUH SAĞLIĞINDA DA ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR'

Ruh sağlığı alanında da erken teşhisin hayat kurtaracağına dikkat çeken Prof. Dr. Öğel, "Diğer önemli mesele ise yapay zekayla nasıl yaşayacağımız. Yapay zeka artık bize her şeyin yanıtını verebiliyor ama soruyu soran biziz. Doğru soruları sorarsak yapay zekadan da doğru yanıtları alırız. Bu nedenle tıpkı Sokrates'in yaptığı gibi doğru sorular sormanın zamanı geldi. Birçok kişi iş hayatında ya da günlük yaşamında ruhsal zorluklar yaşıyor ancak yardım almaktan çekiniyor. Bunun en önemli nedeni damgalanma veya etiketlenme korkusu. Ancak yardım alınmadığında sorunlar büyüyor ve bir hastalık haline geliyor. Oysa erken dönemde destek almak çok önemli. Zaten bu desteği veren kurumlar ve uzmanlar, tüm bilgileri gizli tutmakla yükümlüdür. Yasal olarak da gizlilik esastır. Bu nedenle korkmayalım, kaçınmayalım. Her alanda olduğu gibi ruh sağlığında da erken teşhis hayat kurtarır" ifadelerini kullandı.

'RUH SAĞLIĞIMIZ, ÜRETKENLİĞİMİZE EN ÖNEMLİ KATKIYI VEREN SAĞLIK BİLEŞENLERİNDEN BİRİ'

Ruh sağlığına en önemli katkıyı veren sağlık bileşenlerinden birinin üretkenlik olduğunu söyleyen, Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Bilim ve Etik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bedirhan Üstün, "İşin özü şu: Ruh sağlığımız, üretkenliğimize en önemli katkıyı veren sağlık bileşenlerinden biri. Ne yazık ki bedensel sağlıkla aynı düzeyde görülmüyor. Yarın işe gidemezseniz 'grip oldum' dediğinizde işveren bunu mazur görebiliyor. Ama 'moralim bozuktu' dediğinizde kafasında soru işareti oluşuyor. İnsanların üretim çarkında bir makine gibi görülmesi, yaptıkları işten mutlu olmalarını ve onu anlamlı bir üretime dönüştürmelerini engelliyor" dedi.

'İŞ YERLERİNDE HER 100 ÇALIŞANIN EN AZ 20'Sİ DEPRESYONA ADAY'

Kişinin mutsuzluğunun üretimde aksamalara, hatalara ve verim kaybına yol açabileceğini belirten, Prof. Dr. Bedirhan Üstün, "Toplumlarda yoksulluk, yaşam zorlukları gibi birçok etken zaten insanları aşağı çekiyor. Buna bir de iş yerindeki baskı eklenince insanlar kendilerini robot gibi hissetmeye başlıyor. Zaten günümüzde 'robotlar yerimizi alacak' kaygısı da var. Bu güvensizlik ve tedirginlik depresyona yol açabiliyor. Araştırmalarımız gösteriyor ki toplumlarda ve iş yerlerinde her 100 çalışanın en az 20'si depresyona aday. Bu da gizli bir iş gücü kaybına neden oluyor. Kişinin mutsuzluğu üretimde aksamalara, hatalara, verim kaybına yol açabiliyor. Benim amacım insanların bir iş beygiri gibi çalışması değil; anlamlı bir üretim yapabilmeleri. Eğer bunu destekleyen programlar geliştirebilirsek ki Amerika, Hindistan, Çin gibi ülkelerde bu konuda çalışmalar yaptık. Türkiye'de de benzer uygulamalar yapılmalı" diye konuştu

Prof. Dr. Üstün, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sektörlerin, çalışanların ruh sağlığına sırf göstermelik bir ilgi yerine gerçekten özen gösteren, onları dikkate alan bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor. Depresyon yalnızca kişisel bir mesele değil; dış etmenlerle de tetikleniyor. Dünya giderek zorlaşıyor: Ekonomik koşullar, iş gücü kaygısı, işsizlik, robotların gelişi, savaşlar, ekonomik çöküş ihtimalleri. Bu karamsar tablo, en güçlü insanı bile etkileyebilir. Ben bile otuz yıllık yurt dışı hayatımda üç kez depresyona girdim. Bunların ikisi doğrudan iş yeri sorunlarıyla ilgiliydi ve aslında önlenebilirdi. Depresyon öyle kötü bir şey değil; içinden çıkınca Nietzsche'nin dediği gibi insanı güçlendirebiliyor. Ama o üç-altı ay boyunca yaşadıklarımı yeniden yaşamak istemem. Bilgisayara bakıyordum, bilgisayar da bana bakıyordu. Bu nedenle ne yaparsak yapalım, ülke olarak, sektör olarak, kurumlar olarak insanları bu tür etkilerden koruyacak sistemler geliştirmemiz gerekiyor. Bir kişi depresyona girdiğinde bunu tıpkı bir grip, bir böbrek hastalığı ya da bir kol kırılması gibi bedensel bir sağlık sorunu düzeyinde ele alabilmeliyiz."

Kaynak: DHA

Son Dakika Sağlık Ruh Sağlığı İş Verimliliğini Artırıyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement