"Oyun Kuran Aktörler Konumlarını Kaybetti" - Son Dakika
Güncel

"Oyun Kuran Aktörler Konumlarını Kaybetti"

"Oyun Kuran Aktörler Konumlarını Kaybetti"

Olpak, dünyanın ve ekonomik güç merkezlerinin değiştiğini, dünya siyasetinde ve ekonomisinde yüzyıllarca oyun kuran aktörlerin, konumlarını yavaş yavaş kaybettiğini ve yerlerini yenilere bıraktığını söyledi.

20.05.2014 16:21  Güncelleme: 16:17

8. WİEF Yuvarlak Masa Toplantısı'nda konuşan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, dünyanın ve ekonomik güç merkezlerinin değiştiğini, dünya siyasetinde ve ekonomisinde yüzyıllarca oyun kuran aktörlerin, konumlarını yavaş yavaş kaybettiğini ve yerlerini yenilere bıraktığını söyledi.

MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, MÜSİAD ve World Islamic Economic Forum Foundation'ın (WIEF) ortaklaşa düzenlediği " Türkiye'de İslami Finans Sektörünü Dönüştürmek, Gelişme Vaadi" temalı 8. WIEF Yuvarlak Masa Toplantısı'nda konuştu.

Satınalma gücü paritesine göre, 1980'de dünya GSYH'sının yüzde 70'inin gelişmiş ekonomiler tarafından üretilirken, son 30 yılda bu oranın yüzde 50'nin altına düştüğünü, benzer biçimde, üretim merkezlerinin de Doğu'ya kaydığını aktaran Olpak, buna bağlı olarak, bazı ülkelerin konumlarını korumaya, bazılarının da yeni konum elde etmeye çalıştığını, şu an dünyanın pek çok coğrafyasındaki olayların da bu sürecin bir parçası olduğunu belirtti.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 2008 finans kriziyle, dünya ekonomisinin en büyük daralmayı yaşadığını aktaran Olpak, şöyle devam etti:

"Kimi ülkelerde çift haneli küçülmeler gördük. Birçok ülke, kriz öncesi seviyesini henüz yakalayamadı ve krizin olumsuz etkilerini gidermek için ardı ardına politikalar üretiliyor. Özetle, gerek siyasi, gerek iktisadi olarak, çok hızlı gelişen bir süreci yaşıyoruz. Tüm bu yaşananların, pek çok ülkeyi küreselleşme olgusuyla etkilememesi mümkün değil. 1970'lerden günümüze, etkileri gittikçe artan bir şekilde, küreselleşmeyi, farklı yansımalarıyla yaşıyoruz. Ticaretin önündeki engeller, belki sadece retorik olarak kalkıyor. Sermaye, ülkeler arasında, göreceli olarak daha serbest hareket ediyor. Bir yandan, ürünlerin, gelişmelerin ve imkânların ülkeler arası geçişini ve paylaşımını hızlandıran bu süreç, diğer taraftan, ülkelerin sınırları dışında yaşanan olaylara kayıtsız kalabilmesini mümkün kılmamaktadır. Küreselleşmeyle sınırların sadece haritalarda bir anlam ifade ettiği bir sürece girilmiştir."

Küresel ekonomi ve küresel finansal sistemin birbirinden ayrılmaz hale geldiğini, ekonomik faaliyetlerin temel amacının, toplumların refah düzeylerinin yükseltilmesi, finans sektörünün ise refah düzeylerinin arttırılmasında gerekli olan kaynakların oluşturulması olduğunu belirten Olpak, ancak mevcut küresel finansal sisteminin bu amacı paylaşmadığını ifade etti.

Olpak, konuşmasının devamında şunları ifade etti:

"Küresel finansal krizin tetikleyici sebeplerinin belki de en başında, insanoğlunun ne pahasına olursa olsun kazanma hırsı gelmektedir. Bu hırs, hiçbir ahlaki, hukuki, vicdani kural tanımıyor. Dünyada gerek refah, gerek gelir dağılımı her tür çabaya karşın düzelmedi hatta daha da bozuldu. Dünyadaki en zengin 85 kişinin toplam zenginliği, dünya nüfusunun en fakir yarısına eşit. Dünyanın en zengin yüzde 1'lik nüfusunun zenginliği de dünya nüfusunun en fakir yarısının 65 katı kadar. Homoeconomicus temelli bir insan tasavvurunun, dünyayı getirdiği yer ortada... Bu çarpık yapının düzelmesi yolu ve çözümünü ararken, adalet ve merhamet dini olan İslam ilkelerinin iyi anlaşılması gerekir. Bu çerçevede Homoislamicus temelli eski tasavvuru yeniden canlandırmak gerekiyor. Bu tasavvur, İslami-İnsani Tasavvurudur."

Uzun Yıllar İslami Ekonomi ve Finans, Sadece Hassasiyet Düzeyinde Kaldı

Uzun yıllar, İslami ekonomi ve finansın, sadece hassasiyet düzeyinde kaldığını ve teorik olarak incelendiğini belirten Olpak, bunun geleneksel ekonomi içerisinde yerinin ne olacağı, bu temel prensiplerin ne şekilde realize edileceği konusunda eksikler bulunduğunu, özellikle 2000 sonrası dönemde, Malezya başta olmak üzere pek çok ülkede, bu alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini anımsattı.

Türkiye'nin, 2002 sonrası dönemde yakaladığı siyasi istikrarla GSYH'sını 2,5 kat artırdığını, dünyanın en yüksek enflasyonlu ülkeleri arasında sayılırken enflasyonu tek haneli rakamlara çektiğini belirten Olpak, şöyle devam etti:

"Türkiye, dış ticaret hacmini 400 milyar doların üzerine çıkarmış, bütçe açığını yüzde 2'nin altına çekmiştir. 2009 krizi sonrasında hızlıca toparlanarak büyümesine devam etmiş ve son 17 çeyrektir de büyümesini aralıksız sürdürmektedir. MÜSİAD olarak ne pahasına olursa olsun büyümeyi doğru ve yeterli görmüyoruz. Büyüyelim, fakat kalkınarak. Yani az önce söylediğim medeniyet tasavvuru çerçevesinde, Allah ile insan ve tabiatla karşılıklı dengemizi sarsmadan. Yani, bizim optimizasyon denklemimiz, sadece kar parametresini içermiyor. Bu çerçevede, MÜSİAD olarak, son Türkiye Ekonomisi Raporumuzu 'Financing Growth in the Economy of Trust' başlığıyla yayınlamıştık. Raporda mevcut bankacılık sektörüne yönelik eleştiriler ve öneriler getirdik."

Nail Olpak konuşmasında ayrıca Kasım ayında gerçekleştirecekleri 15. Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresinin temasını "World is Changeable" olarak seçtiklerini ve dünyanın değişeceğine inandıklarını dile getirdi.

Hitami: "Olağanüstü Bir Duruma Tanıklık Ediyoruz"

MÜSİAD Başkanı Olpak'tan sonra katılımcılara hitap eden WIEF Başkanı Tun Musa Hitam, İslami bankacılık ve İslami finansın artık ateş aldığını belirterek, şu anda olağanüstü bir duruma tanıklık edildiğini söyledi.

Hiç İslami olmayan bankaların dahi İslami bankacılık yapmak istediğini dle getiren Hitam, Londra'da çok büyük bir projenin finansmanının İslami finans aracılığıyla yapılmasının, artık sık karşılaşılan bir olay olduğunu anlattı.

İslami finansı bilenlerin birşey yapmak istediklerinde ilk kullanacakları şeyin projeyi geliştirmek için İslami finansman araçları olduğunun altını çizen Hitam, şunları kaydetti:

"Yerleşik Batı Tarzı Bankacılığın Nasıl Çöktüğünü Gördük"

"10 yıl önce çok sıradışı bir olayla karşılaştık. Oturmuş, yerleşik batı tarzı bankacılığın nasıl çöktüğünü gördük. Neredeyse artık kimse buna inanmamaya başladı, kredibilitelerini kaybettiler. Çok acı çekildi, çok kayıp oldu. O dönemde daha yeni başlayan İslami finans kendi köşesinde duruyordu. Biri çıktı ve dedi ki, 'Bunu denemeye ne dersiniz?' Artık sonrasında alimler ekonomistler gördü ki, İslami finansın birinci temeli, aç gözlülüğü bir kenar bırakmak. Sistemin hep beraber riskler paylaştığının kabul edilmesi gerçekten çok ilgi çeken bir durum. Hala tartışılan çok fazla konu var. Neredeyse her hafta farklı komisyonlar bir araya gelerek bu konuları tartışıyor. Buradaki nihai amaç, İslami finansın daha büyük sektörlerde daha iyi bir seviyede uygulanması."

Olpak ve Hitami'nin konuşmalarının ardından Moderatörlüğünü Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Osman Çelik'in yaptığı ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya, INCEIF Başkanı&Edbiz Consulting Limited CEO'su İngiltere Prof. Dr. Humayon Dar, Mybank İslamic Berhad CEO'su Muzaffer Hisham ve Borsa İstanbul Müdür Yardımcısı Nihat Gümüş'ün konuşmacı olarak yeraldığı "Türkiye'de İslami Finans Sektörünü Dönüştürmek: Gelişme Vaadi" paneli gerçekleştirildi.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel 'Oyun Kuran Aktörler Konumlarını Kaybetti' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement