Miras Katliamcısı: Zamanı Geri Döndürün - Son Dakika
Güncel

Miras Katliamcısı: Zamanı Geri Döndürün

Miras Katliamcısı: Zamanı Geri Döndürün

Afyon'da 8 Akrabasını Öldüren Ömer Taşçı, Savcıya Verdiği İfadesinde İşlediği Cinayetleri Tek Tek Anlattı. Taşçı, İfadesinde, İşlediği Cinayetler Nedeniyle Çok Üzgün ve Pişman Olduğunu Belirtti.

14.09.2007 10:28

Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesine bağlı Karacaören beldesinde 8 akrabasını öldüren Ömer Taşçı, savcıya verdiği ifadesinde işlediği cinayetleri tek tek anlattı. Taşçı, ifadesinde, işlediği cinayetler nedeniyle çok üzgün ve pişman olduğunu belirterek "Keşke zamanı geri çevirip 3 gün öncesine dönsem ve onlar hayatta olsalardı. Şeytana uydum, çok üzgünüm" dedi.

Olayı soruşturan Şuhut Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Özar'a ifade veren katil zanlısı Ömer Taşçı, işlenen 8 cinayetin 8'inin de failinin kendisi olduğunu söyledi. Traktörün üzerinde vurduğu ilk 4 kişiyi iyi hatırladığını diğer öldürdüğü 4 kişiye ise "aklının ermediğini" belirten Taşçı, cinayetleri nasıl işlediğini anlatmadan önce bunların arka planını anlattı.

Öldürdüğü Kemal Ertan ile 2- 3 yıl öncesine kadar "canciğer" arkadaş olduklarını, kendisine borç para verdiğini ancak 3 yıl geçmesine rağmen Ertan'ın borcunu ödemediğini savunan Taşçı, şöyle konuştu: "Ben borcunu istediğimde hep reddetti. Hatta 2-3 ay evvel ben onların evinin önündeki sokaktan ilerlerken beni kıstırdı. 'Ben senin paranı ödemeyeceğim' diyerek bana küfretti. Bana belinden çıkardığı tabancayı gösterdi, yere doğru 2-3 el ateş etti. Bu sırada Kemal'in babası Nurettin, amcası Halil, kardeşi

Yüksel olay yerine geldiler ve beni birlikte darp ettiler. Yüzümde gözümde morluklar oluştu."

O gün dayak yerken bir taraftan da 'Senin Aydınlı ile ilişkin varmış' diyerek bahane ileri sürdüklerini anlatan Taşçı, sözlerine şöyle devam etti: "Aydınlı, Kemal'in babası Nurettin'in dini nikahlı ikinci eşidir. Lakabı budur, gerçek ismini hatırlamıyorum. Benim onunla bir ilişkim olmadı. Anladığım kadarıyla o gün bana bu tezgahı kuran da Aydınlı. O, borcun ödenmemesi için elinden geleni yaptı. Alacağım 10 bin 940 YTL idi. Ayrıca benim adımı Kemal'in eşi Hatice ile de çıkardılar. Bunu tetikleyen, bu lafı

ortaya atıp köyde söylentiye neden olanlar da Kemal'in annesi Ayşe Ertan ve kardeşim Ahmet'in karısı aynı zamanda Ayşe Ertan'ın kızı, Kemal'in de kardeşi olan Hesna Taşçı'dır."

Oysa Hatice ile hiçbir ilişkisi olmadığını anlatan Taşçı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya ahiret bacım olsun. Kendisi ile dağda, bağda beraber çalıştığımızdan böyle laflar köy yerinde çıkabiliyor. Hiçbir şekilde ilişkim olmadı. Kemal'in annesi maktül Ayşe Ertan, hatırladığım kadarıyla 20 sene önce bana dost hayatı yaşama teklifi yaptı. O zamanlar birlikte tarlada, bağ ve bahçede çalışıyorduk. Bu bana göz koymuş. 'Benimle dost hayatı yaşarsan ebediyen seninle birlikte olurum, dost hayatı yaşamazsan

seninle uğraşırım' dedi. Ben bu olayı anneme ve babama aktardım. 'Bu kadından ilgiyi keselim' dedim. Ama annem ve babam oralı olmadı. Zaten beni çocukluğumdan beri hiç dinlemediler. Sürekli bir kenara ittiler. İçe kapanık sessiz ve sakin tavrımın sebebi budur. Ben en önemli hadiseleri bile çoğu zaman içime attım."

EN UYGUN ZAMANI KOLLADIM

Haziran ayında, Ayşe Ertan ve oğlu Kemal Ertan ile kardeşi Ahmet Taşçı ve onun eşi Hesna Taşçı'yı öldürmeyi kafasına koyduğunu belirten katil zanlısı Ömer Taşçı, suçta kullandığı tüfeği beldede çiftçilik yapan birisinden 350 YTL'ye aldığını söyledi. Yaklaşık bir ay tüfeği hiç çıkarmadan sakladığını ve akrabalarının hayatlarına son vermek için en uygun zamanı kolladığını belirten Taşçı, "Olay günü Kemal Ertan ile Ahmet Taşçı ve ailesinin bağa gittiğini görünce aklımda bulunan öldürme fikrini ve planını

hayata geçirmeye karar verdim" dedi.

Bağ yolunun yukarısında bulunan bir çalının dibine pusu kurduğunu anlatan Taşçı, şöyle konuştu: "Oraya vardıktan 10-15 dakika sonra öğle ezanı okundu. Demek ki saat 13:00 gibi oradaydım. Bir yarım saat sonra saat 13:30 gibi Kemal Ertan, eşi ve ailesiyle birlikte geliyordu. Eşi traktörün üstünde solda oturuyordu. Traktör bulunduğum yere yaklaşınca yani 4-5 metre mesafeye kadar gelince ben yukardan elimde tüfeğimle göründüm. 'Kemal neden bu işi bu noktaya getirdin, niye ödemedin' diye sordum. Kemal cevap

vermedi. Önce Kemal'e tüfeği bir el sıktım. Hemen peşinden birkaç saniye içinde traktörün üstünde bulunan karısı Hatice Ertan, annesi Ayşe Ertan ve kızı Ayşegül Ertan'a birer kere tüfeği sıktım. Benim artık sabrım taşmıştı. Burama kadar gelmişti. O aileyi o an orada temizledim."

"Bu kişileri vurduktan sonra bahçelerin içinden biraderim Ahmet'in olduğunu tahmin ettiğim yöne doğru tüfeğimle birlikte koştum" diyen Taşçı, olayın bundan sonrasını şöyle anlattı: "Oraya giderken tüfeğe mermiyi koydum. Amacım, biraderim ve eşi bağdan dönmemişse sabrımı taşıran bu aileyi de ortadan kaldırmaktı. Nitekim o yöne doğru gittiğimde önce bağda üzüm toplamakta olan kardeşimin hanımı Hesna ve kızları Handan'ı gördüm. 7-8 metre kadar yaklaştığımda öne sırtı dönük vaziyette eğilmiş üzüm toplamakta

olan Hesna'ya bir el sıktım. Sonra onun yanında bulunan Handan Taşçı'yı vurdum. Bu iki eylemimden hemen birkaç saniye sonra Ahmet'i de ortadan kaldırmak için ilerlerken Ahmet'in de tüfek seslerinin etkisiyle bana doğru ilerlediğini gördüm. Tam cepheden 6- 7 metre karşımda durakladı. Tüfeği ona doğru doğrulttuğumu görünce 'Yapma' dedi. Bende 'Niye yaptın böyle, niye ettin?' dedim. Cevap vermedi. Yüzüme bakarken ona da tam olarak hatırlamıyorum ama bir veya iki el sıktım. Onu yere indirdikten sonra dağa

doğru giderken traktörün üzerinde yeğenim Mahmut Taşçı'yı (7 yaşında) gördüm. Mahmut'un başkası tarafından korunduğu ve onu vurmama engel olunduğu gibi birşey hatırlamıyorum."

ŞEYTANA UYDUM, ÇOK ÜZGÜNÜM

Katil zanlısı Ömer Taşçı, ifadesinde "Ancak her ne kadar ben sabah tüfeği elime alıp evden çıkarken Ahmet, Hesna, Ertan, Ayşe, Ayşegül ve Hatice'yi öldürmeyi planlayarak çıkmışsam da, şunu çok iyi biliyordum ki, Ertan ve Taşçı ailesinin sadece çocuğunu değil, itine köpeğine varıncaya kadar rastladığım hepsini temizleyecektim. Çünkü içimde yılların birikimi vardı"

O gün traktörün üzerinde onları görünce kanının beynine sıçradığını anlatan Ömer Taşçı, şöyle konuştu: "Tüfeği ona doğrulttum ve çok yakın bir mesafeden ateş ettim. Tam olarak kaç el sıktığımı hatırlamıyorum. Onu vurduktan sonra dağa doğru kaçtım. Süleyman Taşçı (olaydan kaçarak kurtulduğu iddia edilen) olay yerinde yoktu. Ben görmedim. Benim kaçmamı onu kovaladığım olarak sanmış olabilir. Bu cinayetleri bu şekilde işledikten sonra kendimi dağa attım."

Karacaören'in girişine yakın bir yerde dağda kuytu bir yerde taşın içine sindiğini (saklandım) belirten Taşçı, sözlerine şöyle devam etti: "İlk 24 saat orada yattım, uyudum, durdum, hiçbir şey yiyip içmedim. 24 saatten sonra Karaadilli'ye doğru dağlardan bazen kaçtım bazen bir taşın dibine sığındım. Susuzluğumu gidermek için bostan tarlalarından kavun, bağlardan üzüm aldım. Olayın üzerinden 2 buçuk gün geçtikten sonra 'Bu iş, iş değil' dedim. Daha fazla kaçamayacağımı anladım ve kendi rızam ve isteğimle

Karaadilli Jandarma Karakolu'na gelerek nöbetçi askere 'Ben teslim oluyorum' dedim. Onlar da hakkımdaki yasal işlemleri başlattı. Cep telefonumu olaydan önce veya sonra kullanmadım. Yanıma alıp almadığımı hatırlamıyorum. İşlediğim bu cinayetler nedeniyle çok üzgün ve pişmanım. Keşke zamanı geri çevirip 3 gün öncesine dönsem ve onlar hayatta olsalar. Yine bana takılıp beni yok saymaya devam etselerdi de bu işler başıma gelmeseydi. Şeytana uydum, çok üzgünüm."

(ATA-HO-Y)

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Miras Katliamcısı: Zamanı Geri Döndürün - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement