Diyarbakır'da, PKK'yı Protesto Gösterisi

Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi dün, Lice'nin Darokol Köyü'nde silahlı saldırıya uğrayan Ayık Ailesi'ne yapılan silahlı saldırıyı, Dağkapı Meydanı'nda düzenlediği ve yaklaşık 500 kişinin katıldığı bir gösteri ile protesto etti. Sık sık PKK aleyhine slogan atan kalabalık grup, "Amaç kargaşa taşeron PKK", "TC faşizmine boyun eğmediğimiz gibi, PKK faşizmine de boyun eğmeyeceğiz", "Zalim PKK'ya sessiz kalma, bir gün seni almak için de gelecekler" yazılı döviz ve pankartları taşıdı.

"YA BİZE KATILACAKSINIZ YA KÜRDİSTAN'I TERK EDECEKSİNİZ" DAYATMASI

Kalabalık grup adına konuşan Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şube Başkanı Cemil Cahit Ünsal, Darakol Köyü'ndeki silahlı saldırıyı PKK'nın yaptığını iddia ederek, "16 Mayıs akşamı PKK'lı çeteler, Lice'nin Darakol Köyünde bir katliam yapmak istediler. Gece yarısı iki araç ile köye gelen eşkıyalar, jitemvari bir şekilde mütedeyyin bir kardeşimizi evinden alıp, kaçırmaya çalışmış. Bu kardeşimizin karşı koyması ve ailesinden bazı insanların olaya müdahale etmek istemesi üzerine, uzun namlulu silahlarla aralarında kadınların da olduğu kardeşlerimizin üzerine rasgele ateş açılmış ve saldırı neticesinde 3 kardeşimizi yaralamışlardır. Bilindiği gibi halkımız sadece devletten zulüm görmedi, başta camiamız olmak üzere birçok kesim; PKK'dan yıllarca zulüm gördü. Kuruluşundan günümüze kadar sadece ve sadece şiddetten ve kandan beslenen katil PKK, kuruluş sürecinde kendi fikrinde olan diğer yapıları dahi düşman olarak görmüş ve onalara bile tahammül etmeyerek hepsini katletmiştir. Kana doymak bilmeyen PKK 90'larda ise namlunun ucunu bu sefer mütedeyyin Kürtler'e çevirmiştir. 'Ya bize katılacaksınız, ya Kürdistan'ı terk edeceksiniz, ya da sizi öldüreceğiz' üçlü dayatmasıyla mütedeyyin Kürtler'e baskı uygulamıştır.

HÜKÜMET DİLSİZ, HÜKÜMET SAĞIR"

Bir yılı aşkın süreden beri devam eden çözüm sürecini de eleştiren Ünsal, "Hükümetin şuana kadar gerçekleştirildiği ve bizzat Başbakan'ın 'artık analar ağlamasın' diye özetlediği barış sürecini, bölgemize pratik yansıması şu şekilde olmuştur. 'PKK, asker ve polise saldırmasın, halka ne yapıyorsa beni ilgilendirmez.' Eşkiya PKK, İslami STK'ları bombalıyor, hükümet sağır, yolları güpegündüz kesip ahkam kesiyor, araç yakıyor, haraç alıyor, hükümet dilsiz. PKK anaların yüreğine ateş düşürerek, dağa çocukları kaçırıyor, köy basıp ihtiyar insanları kaçırıyor. Kadın, yaşlı demeden uzun namlulu silahlarla insanları tarıyor, hükümet kör. Zalim PKK, şımarık oğlan rolünde sağa-sola saldırıyor, hükümet 3 maymunu oynamaya devam ediyor. Tüm kesimlerce iyice bilinmelidir ki, bu çetenin zulümlerinin bir ortağı da bizzat devlettir. Dini mukaddesata, cana, namusa, ırza ve mala olan saldırılara karşı nefsi müdafaa hakkı hem İslam, hem de insani bir haktır. Eğer birileri senin düşüncelerini yasaklama yoluna gidiyorsa, senin de onu savunmaya hakkın vardır" diye konuştu.

Kalabalık grup, yapılan konuşmanın ardından olaysız bir şekilde dağıldı.