Dersim Olaylarında Öldürülenler İçin Meşaleli Yürüyüş

Tunceli'de 1937-38 yılları arasında yaşanan olaylar sırasında öldürülenleri anmak isteyen yaklaşık 500 kişilik bir grup, ellerinde meşaleler ile bir yürüyüş yaptı.

Tunceli Kültür Derneği ve Dersim Dernekleri Federasyonu tarafından gerçekleştirilen yürüyüş, dün akşam saat 19. 00'da kent merkezindeki Sanat Sokağı'nda başladı. Ellerindeki meşalelerle, "Dersim 38'i unutma" pankartı eşliğinde yürüyüşe geçen kalabalık grup 2 kilometrelik, Cumhuriyet Caddesi güzergahından geçerek, 1938 tarihinde sivillerin öldürüldüğü belirtilen Munzur ve Pülümür Çayı'nın birleştiği Gola Çetu Mevkii'ne geldi. Kalabalık grup, burada mum yakarak lokma dağıttı. Daha sonra da Munzur ve Pülümür Çay'larıne karanfiller bırakan grup adına konuşan Ali mükan 4 Mayıs 1937'de hükümet kararıyla Dersim'de tebdil ve tenkil harekatı adıyla bir etnik temizleme harekatı yapıldığını ileri sürerek, "Kelime anlamı dersini bildirme ve yerinden etmek olan bu harekatın sebep verdiği olaylar bir insanlık ayıbı olarak hala orta yerde durmaktadır. Devlet yaptığı hatasını kabullenmeli ve bütün Dersimliler'den özür dilemelidir. Başbakan Erdoğan defalarca, 'Dersim'de katliam yapıldı' demesine rağmen neden hala bu halktan özür dilemiyor" dedi.

Yürüyüşe katılan ve Dersim olayları sırasında teslim olduktan sonra 7 arkadaşı ile birlikte Elazığ'da idam edilen Seyit Rıza'nın torunu Rüstem Polat ise yaptığı konuşmada, olayları sırasında öldürülen bütün insanların anıları önünde saygı ile eğildiklerini, idam edilen başta dedesi Seyit Rıza olmak üzere diğer 7 kişinin mezar yerlerinin hala bilinmediğini, devletin bu mezar yerlerini kendilerine göstermesini istedi.

OLAYLARIN TANIĞI ANLATTI: YARALI OLARAK 2 GÜN CESETLER ARASINDA KALDIM

1938 olayları sırasında 10 yaşında olan ve askerler tarafından kurşuna dizilenler arasında bulunmasına rağmen günlerce ölüler arasında yaralı olarak kaldıktan sonra kurtulan 83 yaşındaki Hüseyin Gül de o günlerde yaşananları detayları ile şöyle anlattı:

"Ben o zamanlar daha 10 yaşındayım. Bizi bir dere kenarına topladılar. Makinalı tüfekleri kurarak taradılar. Yüzlerce insan vardı. Herkes ağır yaralandı, delik deşik olduk. elek gibi oldular. Ölüler günlerce kaldı orada. Ben de ağzımdan ve bacağımdan yaralandım. Her yerden kan kokusu geliyordu. Ben ölen insanların cesetleri arasında kaldım. 2 gün orada aç ve susuz kaldım. Daha sonra cesetlerin arasından çıkarak yakında bulunan ve dağlık alanda saklanan vatandaşların yanına gittim. Ölen cesetlerin bir çoğunu köpekler parçalayıp yemişlerdi. Çok korkunç bir dönemdi, hala her şeyi şimdiki gibi hatırlıyorum. "

Hüseyin Gül'ün yaptığı konuşma, grupta bulunanlar arasında duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Yapılan konuşmaların ardından grup üyeleri olaysız bir şekilde dağıldı.