İYTE'nin Hedefi Dünyada İlk 200'E Girmek
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Urla'daki kampüsünde sessiz sedasız büyük başarılara imza atıyor.
Başta ASELSAN olmak üzere bir çok stratejik kurumla ortak çalışmalar da yürüten İYTE'nin yeni hedefi ise dünyanın ilk 200 üniversitesi arasına girmek.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden ve üniversite yönetimi İzmir Medya Platformunu ağırladı. Türkiye'deki en büyük kampüs alanlarından birisine sahip olan İYTE'nin kuluçka merkezinde basın mensuplarını ağırlayan Prof. Dr. Güden, üniversitenin sessiz sedasız imza attığı başarıları anlattı.
Göz önünde olmaktan özellikle imtina ettiklerini ve ileri teknolojiler geliştirmeye kendilerini odakladıklarını anlatan Rektör Güden, üniversitenin yürüttüğü çalışmaların bir bölümünü medya mensupları ile paylaştı.
10 YIL SONRA OLUŞACAK İŞ ALANLARINA MÜHENDİS YETİŞTİRİYOR
200'e yakın öğretim üyesi ile 12 lisans, 23 yüksek lisans ve 17 doktora programını sürdürdüklerini ifade eden Prof. Dr. Güden, "Bu bizim lisansüstü eğitime verdiğimiz önemi gösteriyor. Toplam 5.000'e yakın öğrencimiz var. Bunun yarıya yakını yüksek lisans öğrencisidir. 200 bin metrekare kapalı alanımız var. Vizyonumuz da 10 yıl içinde dünyada en iyi 200 üniversite arasına girmektir. Fotonik ve sinir bilimleri, fen fakültesi bünyesinde yeni açılan bölümlerimiz. Bunlar iki yıl önce açıldı. Biz popüler ve her üniversitenin açtığı alanları değil de, endüstri mühendisliği, mekatronik gibi 10 yıl sonra ülkenin araştırmacı ihtiyacı duyduğu alanlarda programlar açmaya başladık. Açtığımız bölümlerde lisans programı yok. Sadece lisansüstü ve doktora programı var. 10 yıl sonra örneğin sinir bilimleri alanında bölümler açıldığı zaman bizim yetiştirdiğimiz araştırmacılar hazır olacak" dedi.
BİLEMSEL YAYIN KALİTESİ ÇOK YÜKSEK
Öte yandan İYTE'nin bilimsel yayın istatistiklerini de paylaşan Rektör Güden, "Bilimsel performansımıza baktığımızda; 928 yayın yapılmış. Bu yayınlara yapılan ortalama atıf oranı 1.29'dur ki bu oran dünyada 1'dir. Yani dünya ortalamasının üstünde bir kalitede yayın yapan bir üniversiteyiz. Bizim yaptığımız makalelerin yüzde 20.4 ü en iyi yüzde on makaleden atıf alıyor. Bizim yaptığımız yayınların yüzde 42'si dünyadaki en iyi yüzde on derginin arasında yer alıyor. Uluslarası iş birliğinde Türkiye dünya ortalamasının üzerindeyiz. Yazılan 100 makalenin 20'si yabancı ülkelerle ortak çalışma ile yapılmış. 118 TÜBİTAK projemiz var. Öğretim üyelerinin yüzde 60'ı proje alıyor. Üniversite boş durmuyor, çalışıyor. Sunduğumuz projelerin kabul oranı olarak Türkiye'de en iyi ikinci üniversiteyiz. Bütün bunları ise mütevazi bir bütçe ile yapıyoruz. Toplam bütçemiz 100 milyon liradır, her yıl ortalama 15-16 milyon da Avrupa Birliği ve benzeri araştırma fonlarından bütçe alıyoruz. Dünyadaki araştırma üniversitelerine baktığınızda ise örneğin bir John Hopkins'in bütçesi 2milyar dolardır. Michigan Üniversitesinin bütçesi 1 milyar dolardır. Bütçemizin düşük olduğunu söylemiyorum ama bütçemize oranla iyi iş çıkardığımızı söylüyorum" diye konuştu.
EGE'NİN TEK ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ
YÖK'ün araştırma üniversitelerini belirlemek için bir çalışma yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Güden, araştırmacı kimliğine sahip 40 üniversitenin belirlendiğini daha sonra bunların araştırma performansına göre 20'ye indirildiğini belirterek, "İYTE bu çalışmada ilk 10 arasında yer alarak İzmir ve hatta Ege Bölgesi'nin tek araştırmacı üniversitesi olarak seçildi" dedi.
20 TEMATİK ALANDA GELİŞECEK
Üniversitenin araştırma yapması için 20 tane tematik alan belirlediklerini de kaydeden Rektör Güden, "Bunların 16 tanesi biyoteknoloji ve nanoteknoloji alanında... 46 öğretim üyemiz nanoteknoloji alanında çalışıyor. Son on yılda yayınlara baktığımızda Türkiye'de en fazla yayın yapan üniversiteyiz. Biyoteknolojide ise 7. Sıradayız. Bu alanda çalışma yapan 59 öğretim üyemiz var. Bundan sonra üniversite araştırmaları bu alanlara yoğunlaşacak anlamına geliyor. Bu alanlarda dünyada söz sahibi olan bir üniversite olmak istiyoruz. Türkiye'de hiç tematik üniversite yok. Tematik olan tek biziz. Bizde sosyal bilimler yok sadece fen bilimleri, mühendislik ve mimarlık var. Bundan sonra da sosyal bilimler alanında program açmayacağız. Yeni açacağımız bölümler de hep fen ve mühendislik fakültesinin altında olacak" bilgisini verdi.
ARAŞTIRMA İKLİMİ OLUŞTURDUK
Yurt dışına giden Türk araştırmacıların çok başarılı olduğunu anımsatan Güden, bunun yurt dışındaki araştırma merkezleri ve bu merkezlerin sunduğu olanaklarla ilgili olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "
"Ancak Türkiye'ye dönen araştırmacılarımız aynı iklimi burada bulamadıkları için takılıp kalıyorlar. Biz bunu aşmak istedik. Mesela bizde öğretim üyesi alınırken buna rektör karar vermez. Bölüm komisyonu değerlendirir ve rektöre yazı yazar ama atama yetkisi rektörde değil. İkincisi erişilebilir araştırma merkezleri oluşturduk. Bizdeki bütün büyük cihazlar bölümlerde değil araştırma merkezlerindedir. Herhangi bir öğrenci de merkezi arar randevusunu alır gider ve cihazı kullanır. Kimseye ayrıcalık yapılmaz. Bu da bize çok yayın yapmayı, hızı ve güveni sağlıyor. Araştırmalar direktörlüğümüz var; bütün araştırmalar burada koordine ediliyor. Hangi bölüme ne alınacaksa yine rektör tarafından değil, bu komisyon tarafından karar veriliyor. Teknoloji transfer ofisimiz var."
TEKNOLOJİ KULUÇKASI GİBİ
Üniversite bünyesinde yer alan teknopark hakkında da güncel bilgileri basın mensupları ile paylaşan Rektörü Güden, "Teknopark'ta 10 tane binamız ve 25 bin metrekare kapalı alanımız var. 2017 itibariyle Türkiye'deki teknoparkla arasında 6. Sıradayız. Teknoparkımızda 156 tane firma teknoloji geliştiriyor. Bu 156 firmanın da 29 tanesini bizim öğrencilerimiz, yine 30 tanesini de bizim akademisyenlerimiz kurmuştur. Burada kendi teknolojilerini geliştiriyorlar. Biz teknoparkımızı artık girişimci firmaların yeşerdiği bir yer yapma karar verdik. İnovasyon merkezinin açılma sebebi de budur. Teknoparkımızdan 82 tane patent başvurusu yapıldı. 18 tanesi tescil edildi. Bütün bu çalışmalar her yıl bize birçok ulusal ve uluslararası ödül getiriyor. Araştırmacılarımız sanayiden birçok proje alıp çalışıyor" diye konuştu.
MİLLİ SAVUNMA SANAYİSİNE DE ÇALIŞIYOR
Başta ASELSAN olmak üzere milli savunma sanayisine bir çok projede destek sağladıklarını da ifade eden Prof. Dr. Güden, "Savunma sistemlerimizin millileştirilmesinde de üstümüze düşeni yapıyoruz" dedi.