ALİ BALLI - Caz ve pop müzik sanatçısı Fatih Erkoç, "Gençlere beni birçok anlamda örnek almayın tavsiyesinde bulunuyorum. Çünkü bir müzisyen bir enstrüman çalmalı, bir tek tarzda o enstrümanını geliştirmeli." dedi.
Türkiye'de caz müziğin önde gelen isimlerinden olan sanatçı Fatih Erkoç, Bodrum'da mütevazı bir yaşam sürdürüyor.
Bodrum Milta Marina'da demirli "Melosh" isimli teknede kalan sanatçı, haftanın bazı günleri Bodrum'daki bir gece kulübünde, diğer günlerde ise İstanbul ve Bursa'da müzik çalışmalarına devam ediyor.
Yakalandığı "lenfoma" kanserini yenen Erkoç, sakin ve huzurlu hayatıyla dikkati çekiyor. Sanatçı, boş zamanlarında Bodrum sokaklarında bisiklet turu yapıp, tutkunu olduğu teknesiyle Bodrum'un eşsiz mavi koylarına yelken açarak, Bodrum'u yaz kış yaşamaya çalışıyor.
Özenle dizayn ettiği teknesinde AA muhabirini misafir eden Erkoç, burada sanat yaşamı ve çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.
Cazın tarihine değinen Fatih Erkoç, bu müziğin Amerika'dan çıktığını ancak Türkiye'de de çok uzun yıllardır sevilen bir müzik türü olduğunu kaydetti.
Hiçbir zaman pop müziğin önüne başka müziklerin geçemediğini vurgulayan Erkoç, pop müziğin algılamasının kolay olduğu için insanların çoğunlukla bunu tercih ettiğini, ancak caza da gönül vermiş çok insanın bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'de son 10-15 yılda çok kabiliyetli müzisyenlerin yetiştiğine işaret eden Erkoç, "Mesela Kerem Görsev'in kendine has bir grubu var. Ferit Odman ve Kaan Yıldız bunlar çok başarılı müzisyenler. Benim albümümde de çalan müzisyenlerdir. Bir de piyanist var ki onu nasıl tarif etmek lazım bilmiyorum. Onun ismi gizli kalsın, benim albümümde arayıp, bulsunlar." diye konuştu.
Yabancı müziğin ve pop müziğin hayatın içinde hep var olduğunu anlatan Fatih Erkoç, "Ben 11 yıl Norveç ağırlıklı İskandinavya'da, bazı diğer Batı ülkelerinde çalıştığım yıllarda, hep yabancı pop çaldım. Oradaki çocuklar bile İngilizce şarkıları anlıyorlar. Burada ise hala İngilizceyi çözmüş değiliz. Ama yabancı müziği çok seven gençler var." değelendirmesinde bulundu.
"Bugünkü pop bana hitap etmiyor ama dinliyorum"
Günümüzün pop müziğine de değinen Erkoç, şu görüşlerini paylaştı:
"Bugünkü pop müziği benim yaştakilere çok fazla hitap etmiyor dahi olsa, ben zaman zaman dinliyorum. Elektronik müzikler çok oluşmaya başladı. Ama içlerinde hakikaten güzel şeyler bulduğum zamanlar oluyor. Hatta önümüzdeki kış albüm yapacağım ve orada yeni şarkılarımdan 13-15 tane olacak. Bazıları hakikaten elektronik müzik sesine sahip. Hayatımın çoğu yabancı müzik ve pop müzik yaparak geçti. Hala bu yazda Marina Yat Kulüp'te çalışıyorum. Dünya çapında müzisyenlerle çalışıyorum. Onlarla çalmaktan gurur duyuyorum."
"Hastalığımı anlatan çalışmalar yaptım"
Yakalandığı kanser hastalığını yenme sürecine de değinen ünlü sanatçı Erkoç, bu hastalığı insanların sevgisi sayesinde atlattığını bildirdi.
Bu süreçle ilgili bir de kitap yazdığını belirten Erkoç, "Hasta olan birkaç kişiye daha fayda sağlamak için bu kitabı yazdım. Eylül veya ekim ayı gibi kitap inşallah çıkacak. Bu kitapta bestelediğim şarkılar şiir olarak da var. Hem şiir, hem kitap hem de birçok şarkı yazdım. Bu kış kitapla beraber albüm, inşallah bu hastalığın dönemini anlatan bir iş olacak." ifadesini kullandı.
"Beni birçok anlamda örnek almayın"
Genç müzisyenlerle yaptığı sohbetlerde, onlara kendisinin çalışkanlığını örnek alabileceklerini ancak birçok yönünü örnek almamaları tavsiyesinde bulunduğuna işaret eden Erkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençlere beni birçok anlamda örnek almayın şeklinde tavsiyelerde bulunuyorum. Çünkü bir müzisyen bir enstrüman çalmalı, bir tek tarzda o enstrümanını geliştirmeli. Ben caz da çalıyorum, Türk sanat müziği de söylüyorum, pop söylüyorum, halk müziği albümüm var. Var oğlu var. Yaklaşık 13 enstrüman çalıyorum. Eğer dünyada en iyilerden olmak istiyorsanız, bu kadar çok farklı şeylerle uğraşmayın. Çünkü dünyaya hitap etmek için gününüzün 7-8 saatini sadece o işe ayırmalısınız. Bu saatleri 80 tane enstrüman, 90 tane müzik tarzıyla geçiştiriyorsanız, dünya çapında olmanız söz konusu olamaz. Onun için, önerim bir müzisyen her gün en az 5 saat enstrümanını çalışsın."
Cazda da diğer tarzlarda da başarılı göründüğünü aktaran Erkoç, ancak kendisine göre yorumcu yönünün daha çok ön plana çıktığına işaret etti.
Erkoç, "Benim asıl enstrümanım trombon. Caz tromboncusuyum. Ama şu anda ağızlığı dudağıma koyduğum zaman, sesler yeni başlamış bir tromboncu gibi çıkıyor. Çünkü vakit ayıramıyorum, hangi birisine vakit ayıracağım. Dolayısıyla Fatih Erkoç ve caz gönülde hep var." diye konuştu.
"Pop çalan müzisyenlere cazı öğrenmelerini öneriyorum"
Müzisyenlere caz müziği çalması tavsiyesinde de bulunan Erkoç, şunları söyledi:
"Ben pop çalan müzisyenlere cazı öğrenmelerini öneriyorum. Çünkü cazı biraz öğrenirseniz yaptığınız pop müzikte de rock müzikte de daha kolay uygulayıp, daha güzel öne çıkabilirsiniz. Çünkü cazı bildikten sonra diğer müzikleri daha rahat icra edebilirsiniz. O anlamda cazla popu veya diğer müzikleri birleştirmekte bir sakınca yok."
Erkoç, "Müzik yaşamının tamamını caza vermiş olsaydım, gerçekten dünya çapında olurdum. Ancak şu anda değilim. Anlattıklarım doğru, siz 7-8 parçaya bölünürseniz bu iş olmaz. Bence dünyadaki en güzel müziklerinden bir tanesi caz. Sonra klasik batı müziği geliyor, sonra da diğer müzikler. " açıklamasını yaptı.
"Yaşam boyu başarı ödülü" alacak
Başarılı çalışmaları nedeniyle, İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından kendisine 4 Temmuz'da "Yaşam boyu başarı ödülü" verileceğini de anlatan Erkoç, bunun için Vakfa teşekkür etti.
Yaşam boyu başarının sırrına da değinen Fatih Erkoç, şunları anlattı:
"İnsanların kalbinde bir yer edinmişim. O kadar çok sevenim var ki anlatamam. Hastalığım zamanında milyonlarca insan mesajlar atmış ve dualar etmişler. Bunu beni sevdikleri için yaptılar. Ben hep ben olduğum için yaptılar, içten olduğum için yaptılar, hiç yalancı bir halim olmadı. Çarşıda, pazarda, sokakta kiminle karşılaşırsam karşılaşayım, olabildiğince insanlarla sohbet ediyorum. Onlar da o yüzden beni ailelerinin bir parçası olarak görüyorlar. Bence başarı buradan başlıyor. Ondan sonra da bilinçli bir şekilde çalışmaktan kaynaklanıyor."
Kayahan ile yaşadığı bir anıyı da paylaşan Erkoç, merhum sanatçının sevilen bir şarkısının sözlerini 50 kez değiştirdiğini, şarkıdan yüzde yüz mutlu olduktan sonra, şarkıyı söylemeye başladığını aktardı.
Usta sanatçı Erkoç, sözlerini insanların hayata daha pozitif bakması, doğal ürünler yemesi ve bol bol spor yapması gerektiğini vurgulayarak, tamamladı.
Son Dakika › Kültür Sanat › Ünlü Müzisyenden Gençlere 'Uzmanlaşın' Önerisi - Son Dakika
Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Sun Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen Kayseri Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği açılış programında konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 'Bu coğrafyada yaşamanın bedeli güçlü olmak' dedi.
Çeşme Kaymakamlığı tarafından yürütülen 'Hayatın Anlamı Kitap Projesi' kapsamında, Alaçatı yer değirmenlerinde mekan okuma etkinliği gerçekleştirildi. Kaymakam Mehmet Maraşlı, proje koordinatörü Arzu Güleryüz Maraşlı, 15 Eylül Mustafa Çapkan İlkokulu öğrenci ve öğretmenlerinin katıldığı etkinlikte, vatandaşlar da kitap okuyarak eşlik etti.
Adana'da devam eden 12. Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında "Portakallı Lezzetler Yarışması" gerçekleştirildi. Kentin önemli tarım ürünlerinden narenciyenin özel tariflerle buluşturulduğu yarışmada şefler, tatlı-pasta, soğuk-sıcak yemekler ve yöresel Adana mutfağı kategorilerinde mücadele etti. Dereceye giren şeflere ödül verilirken, etkinlikte Adana'nın öne çıkan 35 yöresel yiyeceği sergilendi.
Hükümlü ve tutukluların ürettikleri ürünlerin sergilendiği İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı, Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can'ın katılımıyla açıldı. Can, modern ceza infaz rejiminin insanı topluma geri kazandırma anlamında en üst seviyede hizmet verdiğini belirtti. Fuarda, hükümlü ve tutuklular tarafından üretilen gıda, tekstil, gümüş işleme, ahşap hediyelik eşya, deri çanta gibi ürünler sergileniyor.
Alper Gezeravcı, TBMM'nin açılışının 104. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerinde yaptığı açıklamalarda, çocuklara ilham kaynağı olmaktan gurur duyduğunu ve Türkiye'nin geleceğinin çocuklarla şekilleneceğini belirtti. Gezeravcı, Atatürk'ün vizyonuyla yürünecek yollara işaret etti ve devletin güçlü iradesiyle hedeflere ulaşma konusundaki kararlılığını vurguladı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından her yıl 10 Nisan Laiklik Günü'nün yıldönümünde verilen Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü'nü 18.si Gazeteci-Yazar Ayşe Kulin'e verildi. Ayşe Kulin, törende yaptığı konuşmada Cumhuriyet'in önemine vurgu yaparak daha çağdaş, daha aydınlık ve laik bir Türkiye için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
Fallout'un orijinal yaratıcısı Tim Cain, Prime Video'nun Fallout dizisi ilk sezonunu olumlu bir şekilde değerlendirdi. Cain, dizinin Fallout evrenini başarılı bir şekilde yansıttığını ve karakter çeşitliliğinin diziyi daha ilginç hale getirdiğini belirtti. Ayrıca, dizinin ikinci sezonunun onaylandığını ve hayranların beklentilerini paylaşmalarını istedi.
Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti'nin 36. kuruluş yıldönümü kutlandı. Başkan Serkan Gürtürk, gazetecilerin kent kalkınmasında önemli rol oynadığını belirtti.
Bursa Devlet Tiyatrosu, gelecek hafta 4 farklı oyunla seyircilerin karşısına çıkacak. 'Küçük Korku Dükkanı' müzikali Ahmet Vefik Paşa Sahnesi'nde, 'Harikalar Mutfağı' oyunu Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla sahnelenecek. 'Uçurtmanın Kuyruğu' ise Feraizcizade Oda Tiyatrosu'nda izleyiciyle buluşacak. Ayrıca, Adana Kültür Yolu Festivali kapsamında 'Lobotomobilin Üç Seferi' adlı oyun da Adana'da sahnelenecek.
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı tarafından düzenlenen Gitar Şenliği, Koral Çalgan Salonu'nda gerçekleşti. Şenlikte, Eskişehir Atatürk Güzel Sanatlar Lisesi, Kütahya Ahmet Yakupoğlu Güzel Sanatlar Lisesi, Ankara Sincan Itri Güzel Sanatlar Lisesi ve Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri gitar performansları sergiledi.
Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan antik kentlerde Turizm Haftası çeşitli etkinliklerle kutlandı. Odeon Travel, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm Fakültesi ve profesyonel rehber eşliğinde gerçekleştirilen gezide, Stratonikeia ve Lagina Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, katılımcılara bilgi verdi. Stratonikeia'da yılın 12 ayı devam eden kazı çalışmalarında önemli eserler bulunduğunu belirten Söğüt, Lagina Hekate Kutsal Alanı'nda yapılan çalışmalarda gün yüzüne çıkarılan yapıların yeniden ayağa kaldırıldığını dile getirdi. Programa 130 öğrenci ve akademisyenler katıldı.
Sizin düşünceleriniz neler ?