Türkiye-Romanya İş Forumu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği kapısında 52 yıldır bekletildiğini belirterek, "Eksiğimiz ne dediğimizde, inanın söyledikleri ciddi bir şey yok. Niye? 'Sizin nüfusunuz fazla.' Olabilir, bunu o zaman baştan söyleseydiniz. 52 yıl önce bunu niye söylemediniz de bugün söylüyorsunuz. Bunları ifade ettiğiniz zaman da söyledikleri şu: 'Sayın Erdoğan çok agresifsiniz.' Ben gerçeği söylüyorum, bir tespiti ortaya koyuyorum. Türkiye Avrupa Birliği'ne yük olmaya gelmez, Avrupa Birliği'nden yük almaya gelir. Türkiye'nin kadrini bil" dedi.

Romanya-Türkiye İş Forumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Romanya Başbakanı Ponta'nın katılımıyla Romanya Ticaret ve Sanayi Odasında yapıldı.

Forumda iş dünyası temsilcilerine hitap eden Erdoğan, Romen girişimcileri Türkiye'ye ilgi göstermeye, Türk girişimcileri de Romanya'daki yatırımlara katılmaya çağırdı. Türk ve Romen girişimcilerin müşterek adımlar atabileceğini belirten Erdoğan, "Romanya'da ve Türkiye'de bunlar yapılabilir. Aynı şekilde üçüncü ülkelerde müşterek yatırımlara girilebilir. Bunun için de ilgili kurumlarımız Romen işadamlarına her türlü desteği ve yönlendirmeyi sağlamaya hazırdır"  diye konuştu.

-"Artık dünya toprak işgalleri ile barışı Yakalayamaz"-

Türkiye'nin tüm ilişkilerinde barışa, huzura, istikrara öncelik veren bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, "Avrupa Birliği adaylığı sürecimizi de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Biliyorum etrafımız adeta bir ateş çemberi. Güneyde Irak, yanında Suriye, Filistin. Bakıyorsunuz Kuzey Afrika'ya aynı şekilde. Kuzeye bakıyorsunuz Ukrayna'da sıkıntı açık net ortada. Aynı sıkıntı sizin için de orada mevcut" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, bir süre önce gerçekleştirdiği Ukrayna ziyaretini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Aramızda onlarla da stratejik ilişki var.  Görüşmelerimizi yaptık. Bakanlar arasında toplantılarımızı yaptık ve sıkıntılarını dinledik. Onların sıkıntısı aynı zamanda bizim de sıkıntımız. Niye? Biz barışın özlemi içinde olan bir ülkeyiz. Bu Ukrayna'da da olsa yine bizim sıkıntımız" ifadesini kullandı. Toprakların işgaline yönelik atılan adımları doğru bulmadıklarını kaydeden Erdoğan, "Artık bu dünya toprak işgalleri ile barışı Yakalayamaz. Sürekli olarak güçlünün zayıfı ezdiği bir dünya istemiyoruz. Kim olursa olsun nerede olursa olsun."

-"Dünyanın tüm bölgelerinde arzuladığımız barış, huzur ve refah"-

Dünyayı dolaşan bir Cumhurbaşkanı olduğunu ve Afrika'nın hemen hemen bütün ülkelerine gittiğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz 12 yıl önce iktidar olduğumuzda, dünyadaki en az gelişmiş ülkelere verdiğimiz destek 45 milyon dolardı. Ama şu anda bizim dünyada en az gelişmiş ülkelere verdiğimiz destek, 2014 sonu itibarıyla 4 buçuk milyar dolara ulaşmıştır. Bu neyi gösteriyor? Bu dünyada Amerika, İngiltere, Türkiye olarak ilk üçün içerisinde yer aldığının tespitidir. Biz bunlara yine devam edeceğiz."

Suriye'de ve Irak'taki gelişmelere değinen Erdoğan, 300 bin Iraklıyı ve 1 milyon 700 bin Suriyeliyi Türkiye'ye kabul ettiklerini belirtti.

"Açık kapı politikasıyla bombalardan kaçan bu insanlara bizler kapımızı açtık" diyen Erdoğan, şu ana kadar Türkiye'nin yaptığı harcamaların 5,5 milyar dolar olduğunu bildirdi. Türkiye'nin 2 milyon Suriyeli ve Iraklıyı kabul ederken, Avrupa'nın tamamına 250 bin sığınmacının gittiğine dikkati çeken Erdoğan, "Peki size herhangi bir destek geliyor mu dünyadan' diye sorarsanız onu da söyleyeyim:  Bize Birleşmiş Milletler'den gelen destek şu ana kadar 250 milyon dolar. Dünyanın yaklaşımı bu bizim yaklaşımımız da bu" dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Özellikle Balkanlarda Türkiye'nin bir konumu var. Karadeniz'de, Kafkaslar'da, Ortadoğu'da, Akdeniz'de ve dünyanın diğer tüm bölgelerinde görmek istediğimiz bir şey var o da barış, barış, barış, huzur, refah. Bunu arzuluyoruz. Çünkü geçtiğimiz yılda insanlık yeteri kadar acı, ızdırap, gözyaşı ve sefalet çekti. Önümüzdeki dönemi bu tecrübeler ışığında değerlendirmeli, imkanları bu doğrultuda kullanmalıyız. Bütün haksızlıklara ve siyasi engellere rağmen, Avrupa Birliği üyeliği konusundaki ısrarcı olmamızın gerisindeki sebeplerden biri budur."

-"İsteseniz de istemeseniz de 5 milyonla zaten Türkiye, AB'ye girmiş"-

52 yıldır Türkiye'nin Avrupa Birliği kapısında bekletildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz Avrupa Birliği ve diğer ülkelerden geri miyiz? Bizim eksiğimiz ne dediğimizde inanın söyledikleri ciddi bir şey yok. 'Sizin nüfusunuz fazla' söyledikleri şey bu. Olabilir. Bunu o zaman baştan söyleseydiniz. 52 yıl önce bunu neden söylemediniz de bugün söylüyorsunuz. Bunları ifade ettiğiniz zaman da söyledikleri şu: 'Sayın Erdoğan çok agresifsiniz'. Ben gerçeği söylüyorum, bir tespiti ortaya koyuyorum. Türkiye, Avrupa Birliği'ne yük olmaya gelmez, Avrupa Birliği'nden yük almaya gelir. Şu anda zaten bizim Avrupa Birliği ülkelerinde 5 milyon insanımız var. Yani isteseniz de istemeseniz de 5 milyonla zaten Türkiye Avrupa Birliği'ne girmiş. Gelin devlet olarak da Türkiye'yi buraya alın. Dostum Ponta diyor ki: 'Ben bunun mücadelesini veriyorum.' Bütün ortaya koyduğumuz rakamlar. Maastricht Kriterleri'ne bakın. Türkiye, Maastricht Kriterleri'ni aşmış bir ülke. Temel hak ve özgürlüklere bakın, Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin büyük bir çoğunluğundan bu konuda da çok daha ileride bir ülke. Nereye bakarsanız bakın Türkiye, bunların birçoğunun önünde. Ama maalesef siyasi karar her şeyin ötesine geçiyor."

Avrupa Birliği'ni bölgenin ve tüm insanlığın ortak özlemlerine önemli katkı sağlayabilecek bir platform olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, "Avrupa Birliği etrafında somutlaştırılan huzur ve refah hedeflerini hala önemli bir ideali temsil ettiğini düşünüyoruz. Esasen biraz önce ortaya koyduğum çerçeve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği çoktan hak ettiğini gösteriyor. Siyasi engeller sebebiyle katılım müzakerelerinde bulunduğumuz durum bizim açımızdan tatmin edici değildir. Katılım sürecimize verdiği samimi destek için Romanya'ya teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Türkiye'nin bu yıl G20 dönem başkanlığını yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları belirtti:

"Küresel ekonomiyi ilgilendiren birçok konu gündemimizde yer alacak. Dünyanın büyük bir ekonomik krizden geçtiği dönemde üstlendiğimiz sorumluluğun farkındayız. Bu durum aynı zamanda bize şunu da gösteriyor:  Türkiye 13 yıl önceki gibi kendi kriziyle uğraşan değil, küresel ve bölgesel krizlere çözüm arayan bir ülkedir. Gerçekleştirdiğimiz büyük kalkınma hamlesi ve kendimize olan güvenimiz bizi bu konuma getirdi."

(Sürecek)