TBMM Genel Kurulu, Özel Gündemle Toplandı (3) - Son Dakika
Güncel

TBMM Genel Kurulu, Özel Gündemle Toplandı (3)

Başbakan ERDOĞAN : "NE ACIDIR Kİ SİYASİ PATİLERİN TÜRKİYE DIŞINDAN ODAKLARLA İŞ BİRLİĞİ VE İTTİFAK YAPTIKLARINA ŞAHİT OLDUK" TBMM Genel Kurulundaki 23 Nisan özel oturumunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek, mecliste grubu bulunan grup başkanlarına söz verdi.

23.04.2014 15:59
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan ERDOĞAN : "NE ACIDIR Kİ SİYASİ PATİLERİN TÜRKİYE DIŞINDAN ODAKLARLA İŞ BİRLİĞİ VE İTTİFAK YAPTIKLARINA ŞAHİT OLDUK"

TBMM Genel Kurulundaki 23 Nisan özel oturumunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek, mecliste grubu bulunan grup başkanlarına söz verdi. İlk olarak kürsüye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 94'üncü kuruluş yıl dönümünü en kalbi duygularla kutladığını belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin ve dünyanın tüm çocuklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum.Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk Başkanı olan Gazi Mustafa Kemal'i, Kurtuluş Savaşı'mızı sevk ve idare eden ilk Meclisteki tüm milletvekillerini bu vesileyle bir kez daha rahmetle ve minnetle yad ediyorum. 94 yıl boyunca Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında millet için hizmet üretmiş tüm parlamenterlerimize de ülkemiz ve milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birinci Dünya Savaşı sona erip Osmanlı Devleti'nin toprakları işgal edildiğinde, en son da başkent İstanbul düştüğünde Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara'da bir kurtuluş umudu olarak tesis edildi. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında Meclisin bir kurucu meclis mi, yoksa Osmanlı Devleti içinde olağanüstü yetkilerle donatılmış bir meclis mi olduğu belirsiz bırakılmıştı. Gazi Mustafa Kemal, Meclisin açılışını duyurduğu telgrafta Türkiye Büyük Millet Meclisinin sivil ve askeri makamların üzerinde olduğunu ifade etmişti. O günün Türkiye'sinde daha cumhuriyet ilan edilmeden Meclisin en üst makam ve merci olarak belirlenmesi başlı başına çok büyük bir hadise, çok büyük bir yenilikti. Gazi Mustafa Kemal, hayatının her safhasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin en üst merci olduğunu defalarca vurgulamış, her meselenin çözüm yeri olarak da daima Meclisi işaret etmişti. Açıkça ifade etmeliyim ki aslında Türkiye Büyük Millet Meclisinin 94 yıllık tarihi, işte bu büyük inkılabın çetin münakaşasına sahne olmuştur. Halk, Türkiye Büyük Millet Meclisini çok büyük bir heyecanla benimsemiş, ona daima inanmış ve güvenmiştir. Halk, Türkiye Büyük Millet Meclisini kendi kurumu olarak, kendisinin temsil edildiği makam olarak her zaman kucaklamış ve her zaman muhabbet beslemiştir. Ancak Meclis tek adam olma, diktatör olma heveslileri için, halka ve halkın tercihlerine tepeden bakan kişi ve zümreler için adeta iktidarlarını paylaşmak zorunda oldukları bir makam olarak kalmıştır. Mutlu ve imtiyazlı bazı kesimler egemenliğin bir kişiden, bir zümreden alınıp Türkiye Büyük Millet Meclisine devredilmesini hazmedememiştir. 94 yıl, işte bunun mücadelesiyle geçmiştir."

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle devam etti: "Askeri darbeler, bürokratik darbe girişimleri, postmodern darbeler, yargı darbeleri, halkın meclisini zayıflatmak, halkın iktidarını gasp edip kendi iktidarlarını tesis etmek amacıyla yapılmıştır. Şunu gururla ifade etmeliyim ki, Meclis, bütün bu darbe ve darbe girişimlerine rağmen dimdik ayakta kalmış, milletin egemenliğini tecelli ettiren bir makam olarak yine bizzat millet tarafından muhafaza edilmiştir. Aradan 94 yıl geçmiş olmasına rağmen, bugün hala milli egemenliği, halkın iktidarda olmasını, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tüm makam ve mercilerin üzerinde olmasını kabullenemeyen kesimler olduğunu biliyor, bunun yansımalarını da maalesef bugün dahi yaşıyoruz. Darbeler sonrası tesis edilen kimi kurumların kendilerini Meclisin, yani milli iradenin üzerinde görmek istediklerine şahit oluyoruz. Çetelerin, illegal yapıların, karanlık örgütlerin, Meclisi hiçe sayarak kendi şahsi ve örgütsel çıkarları adına Meclise ve milli iradeye kastettiklerini görüyor ve yaşıyoruz. Aynı şekilde, kendisini elindeki kalemiyle ya da elindeki sermayesiyle her şeyin üzerinde görenlerin Meclise ve milli iradeye hükmetme sevdası içine girdiklerine de şahit oluyoruz. 94 yıl boyunca zaman zaman olduğu gibi, bugün de yargı, bürokrasi eliyle ya da sokakta şiddet üretmek suretiyle Meclisin sesisin kısılmak, Meclisin baskı altına alınmak istendiğini de görüyoruz."

SOSYAL MEDYA MESAJI

Başbaan Erdoğan, "Türkiye Büyük Millet Meclisine tepeden bakmak, 94 yıl öncesine ait bir alışkanlıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisini tahkir etmek, zayıflatmak cumhuriyeti yok saymaktır, Cumhuru dışlamaktır. 23 Nisan 1920'de bu Meclis, bir kurucu meclis olarak tesis edilmiş. Nitekim cumhuriyeti kuran da işte bu Meclis olmuştur. Bu Meclisin içinde ve dışındaki herkesin Meclisin en yüksek merci olduğunu kabullenmesi, bunu artık sindirmesi, Meclis dışı yollara tevessül etmekten de özenle kaçınması gerekmektedir. Meclisi yok saymaya, Meclisi zayıflatmaya yönelik girişimler artık sadece silahlı darbe girişimleriyle olmuyor, modern dünyada silahların yerini başka araçlar alabiliyor ve bu araçlar Meclis ve milli irade hazımsızları tarafından Meclise karşı bir saldırı aleti olarak kullanılabiliyor. Daha birkaç hafta öncesine kadar bunu tecrübe ettik. Sosyal medyanın kötü niyetlilerin elinde milli iradeye saldırı aracı olabileceğini gördük. İllegal yoldan elde edilmiş ses kayıtlarının, ses montajlarının insanların mahremine girmek ve gözetlemek suretiyle oluşturulmuş şantaj görüntülerinin Türkiye Büyük Millet Meclisini nasıl hedef aldığını gördük. Ne acıdır ki siyasi patilerin Türkiye dışından odaklarla iş birliği ve ittifak yaptıklarını, Türkiye Büyük Millet Meclisine tarihleri boyunca defalarca yaptıkları gibi bir kez daha kastettiklerine şahit olduk. 23 Nisan 1920'nin öncesinde ve sonrasında yaşanmayanlar işte şu son birkaç ay içinde yaşandı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, bakanları hedef alındı. Siyasi partilerin genel merkezlerinin, il başkanlıklarının hukuksuzca dinlendiği ve bu dinlemelerin tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Sanatçılarımızın, gazetecilerimizin, yazarlarımızın dinlenmeler yoluyla şantaja maruz kaldıkları açıkça ortaya çıktı. Hatta, bu ülkenin Dışişleri Bakanlığındaki çok gizli devlet görüşmesi dinlendi ve ses kaydı yayınlandı. Milletimiz tıpkı 23 Nisan 1920'de olduğu gibi bu saldırının mahiyetini anladı ve adeta, yeniden bir istiklal mücadelesi verircesine sandığa gitti, bir kez daha demokrasiye, milli iradeye, Meclisimize güç verdi. Halkımız bir kez daha tercihini milli iradeden, demokrasiden ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden yana koydu. 94 yıl boyunca şahit olduğumuz olumsuzluklar bir yana, halkımız demokrasiyi, milli egemenliği, seçim ve sandığı artık vazgeçilmez bir idare şekli olarak benimsemiştir. Halkın milli iradeye bağlılığı ve inancı daha da güçlenmiştir. 1947 yılında "Sandık namusumuzdur." diyen Mersin Arslanköylü kadınlar, şu anda, artık 77 milyonun "Sandık namusumuzdur" dediği bir atmosferin oluşmasını sağlamışlardır." - Çiçek

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel TBMM Genel Kurulu, Özel Gündemle Toplandı (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement