Tatil Onların da Hakkı - Son Dakika
Yerel

Tatil Onların da Hakkı

Çocuklarının rahatsızlığı nedeniyle sosyal yaşamdan kopan ailelere nefes aldırmak isteyen Sabahat Akşiray OÇEM, Urla'daki yaz kampında otistik çocuklara su ve doğa terapisi uyguluyor Merkez öğretmeni ve 2 otizmli çocuk annesi Demirbilek: "Öğrencilerimize bizim için çok basit olan el yıkatmak için 1 yıl çalışabiliriz, 1 yılın sonunda el veya yüzünü yıkamayı öğrenebilir.

15.07.2014 11:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

EFSUN YILMAZ - Çocuklarının rahatsızlığı nedeniyle sosyal yaşamdan kopan ailelere nefes aldırmak isteyen Sabahat Akşiray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'nin (OÇEM), Urla'daki yaz kampında ağır otistik  çocuklara su ve doğa terapisi uyguluyor.

Urla'daki kampta AA ekibini ağırlayan Merkez Müdürü Sadettin Akçı, kampta günde 10 saatlik bir eğitim programı uyguladıklarını, çocukların sosyal yaşam becerilerini artırmayı hedeflediklerini belirtti.

Otizmin olumsuz yönlerini suyla ve doğayla terapi yöntemiyle gidermek istediklerini kaydeden Akçı, tatil imkanlarından yararlanan çocukların daha kolay öğrenebildiğini ifade etti.

Her gün çocukların denize girerek doğada yürüyüş yaparak sakinleştiğini anlatan Sadettin Akçı, program sayesinde bazı ailelerin otizmden uzakta rahat nefes alabildiğini söyledi.

Özel eğitime muhtaç çocukların ailelerinin zamanla sosyal yaşamdan koptuğuna değinen Akçı, şöyle konuştu:

"Yaşamda onlar için bir mola oluşturmak istedik. Programımıza ağır otistik çocukları 15'er günlük süreyle alıyoruz ki aileler dinlensin. Büyük sağlık sorunlarıyla uğraşan ailelerin sağlıklı düşünme yetilerinde azalma olduğunu görüyoruz. Bu molalar otistik çocukların düzelmesinde de ailelerin daha iyi hissetmesinde de önemli rol oynuyor."

Okul ve eğitimin önemi

Otizmli çocukların sabır ve emekle istenen noktaya gelebileceğine dikkati çeken Akçı, merkezlerinde kurulan otistik çocuklar mehteri gibi çalışmalarla Türkiye'de ilklere imza attıklarını kaydetti.

Dünyanın en büyük otistik çocuk merkezi olmaya hazırlandıklarını da kaydeden Sadettin Akçı, veli ve öğretmen denetim sistemleriyle çocukların daha iyi eğitim alması ve korunmasını sağladıklarını söyledi.

Yaz kampında da bazı velileri ağırladıklarını ifade eden Akçı, "Ailelerin kurumları denetlemesi gerekir. Devletin de kriterlerinin olması lazım. İyi insan olmak bizimle çalışmak için yeterli değil. Çalışanların sabırlı ve merhametli olmasını istiyoruz. Bizim merkezimizde çocuklara şiddet söz konusu olamaz, aksine bizim öğretmenlerimiz sık sık şiddete uğrayabiliyor" diye konuştu.

Akçı, Emiralem'deki otizm merkezinin 200'den fazla dar gelirli ailenin otistik çocuğunun geldiğini, 97 çocuğun ailesinin de otizmle baş etmenin zorlukları nedeniyle parçalandığını anlattı.

Otizmle mücadele eden anneler

Kampta çocukların yanında kalan bazı öğretmen ve anneler de otizmle yaşamanın zorluklarını ve tatilin onlar için ne anlama geldiğini anlattı.

Sınıf öğretmeni Ayşe Demirbilek, oğulları Yılmaz (13) ve Yağız'a (11),  küçük yaşlarda otizm tanısı konduğunu, ilk yıllarda bu durumu kabullenmekte çok zorluk çektiğini anlattı.

Sosyal çevreden ve işinden koptuğunu söyleyen Demirbilek, çocuklarının anlamadığını, uyum sağlayamadığını, tepkilerinin de toplum tarafından hoş görülemediğini kaydetti.

İyi bir eğitim almalarını istediği için çocuklarını Sabahat Akşiray OÇEM'e gönderdiğini, kendisinin de merkezde sınıf öğretmeni olarak mesleğine geri döndüğünü söyledi.

Mesleğini ve otizmli çocukları çok sevdiğini kaydeden Demirbilek, şunları anlattı:

"Öğrencilerimize bizim için çok basit olan el yıkatmak için 1 yıl çalışabiliriz, 1 yılın sonunda el veya yüzünü yıkamayı öğrenebilir. Bu iş, sevgi işi.  Sevgisi olmayan bu işi yapamaz. Biz eskiden çocuklarımla sofraya oturup yemek yiyemiyorduk. Çatal, bıçak kullanmayı bilmiyorlardı, öz bakım problemleri vardı. Sokağa çıkardığımızda elimizden tutup yürüyemiyorlardı ve uyumuyorlardı. 24 saat boyunca evin içinde hiç durmuyorlardı. Ama ben çocuklarımı hiç yalnız bırakmadım. Hiçbir veli de bırakmasın."

"Otizmli çocuklar doğurdum diye eşim beni suçladı"

Kampa 30 yaşındaki otistik oğlu Aytaç Bahar ve yine otistik olan 22 yaşındaki Mehmet Salih ile gelen Şükriye Bahar da (46) ilk yıllarda eşi ve eşinin ailesi tarafından otizmli çocuklar doğurduğu için suçlandığını anlattı.

Gittikleri bazı merkezlerde çocuklarının dövüldüğüne şahit olduğunu ve otizmle yaşamanın çok zorluklarını çektiğini kaydeden Şükriye Bahar, hayatında daha önce tatil yapmayı bile düşünemediğini söyledi.

Sürekli olarak çocuklarının geleceğini düşünen ve her gün "Allahım çocuğumu benden önce al" diye dua eden bir anne için rahat bir nefes almanın çok önemli olduğunu ifade eden Bahar, şunları kaydetti:

"Burada çocuklarım denize giriyor, eğleniyor ve öğreniyor. Bunlar çok güzel. Biz daha önce tatile gidemiyorduk, tatil nedir onu bile bilmiyorduk. Şu ana kadar böyle bir kamp görmedim. Burada çocuklarımla olduğum için çok mutluyum." - İzmir

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Tatil Onların da Hakkı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement