Onur Yaser Can'ın Gözaltı Tutanaklarında Değişiklik Yaptıkları İddia Edilen Polislerin Davası... - Son Dakika
Güncel

Onur Yaser Can'ın Gözaltı Tutanaklarında Değişiklik Yaptıkları İddia Edilen Polislerin Davası...

Onur Yaser Can\'ın Gözaltı Tutanaklarında Değişiklik Yaptıkları İddia Edilen Polislerin Davası...

Şişli'de, 5 yıl önce evinin penceresinden atlayarak intihar eden ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can'ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddiasıyla yargılanan 2 polis memuru hakkındaki kararın Yargıtay'ca bozulmasının ardından yeniden başlayan yargılamada ikinci celse görüldü.

26.05.2015 21:32
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şişli'de, 5 yıl önce evinin penceresinden atlayarak intihar eden ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can'ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddiasıyla yargılanan 2 polis memuru hakkındaki kararın Yargıtay'ca bozulmasının ardından yeniden başlayan yargılamada ikinci celse görüldü.

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, baba Mevlüt Can ile kızı Ezgi Sevgi Can katıldı. Tutuksuz yargılanan sanık polisler ise duruşmaya katılmadı. Duruşmadan günler önce, aralarında ünlü yazar Emrah Serbes ve bazı oyuncuların da yer aldığı videolu çağrı nedeniyle kalabalık bir seyirci kitlesi de duruşmayı izledi.

Mahkeme Başkanı İsmail Hakkı Yolmaz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şuçlarla Mücadele Şubesi'ne yazılan müzekkereye verilen cevapta, 1 adet CD, 1 adet HB marka sunucu, 6 adet harddisk ile teslim tutanaklarının gönderildiğini belirtti.

DURUŞMA BABANIN TALEBİYLE KAYIT ALTINA ALINDI

Baba Mevlüt Can ise sözlerinin tam olarak zapta geçmesi için yargılamanın sesli ve görüntülü olarak kaydedilmesini istedi. Bunun üzerine duruşma kayıt altına alınmaya başlandı.

Yargılamanın başlamasından itibaren iddianamenin kabul edilmemesi gerektiğine inandığını belirten Baba Mevlüt Can, oğlunun Narkotik Şube'ye getiren polislerle birlikte olduğu kamera görüntüsünden elde edilmiş fotoğrafları mahkeme heyetine gösterdi. Can, "Oğlum aslan gibi giriyor içeriye. 2 saat kalıyor. Aynı ekibin oğlumu tekrardan götürdüğüne ilişkin görüntüler var. Halen polislerin sicil numarası isteniyor. İkinci polis ekibinin neden sahte belge düzenlediği araştırılmalı" dedi.

Evrakta sahtecilik yapan polislerin aslında oğlunu hayatlarında görmediklerini ve yakalamadıklarını anlatan Can, sanıkların bir gün sonra Emniyet'e çağırıp sahte belge imzalatmalarını ise oğluna asıl fiziki ve psikolojik işkence yapan polis ekibinin talimatıyla yaptıklarını söyledi.

"NE HAKLARI VAR ÇOCUĞUMU ÖLDÜRMEYE, ARKASINDAN EŞİMİ GÖTÜRMEYE?"

Oğlunun takibinin 22 gün boyunca 3 polis ekibi tarafından yapıldığını savunan Can, "Yalan senaryo üzerine kurulan iddianame sadece 2 polis için yazıldı. Sahte belgeye imza atanlar yargılanmıyor. Bunların ifadeleri neden alınmıyor? Bu işi 6-9 kişilik bir polis ekibi gerçekleştirdi. Buna Serdar Şahin, Mahir Çakallı gibi amirleri dahil" diye konuştu.

Kendi başlarına, acılı halleriyle gösterdiği delillere teker teker ulaşmaya çalıştıklarını ve mahkemenin yapması gereken görevi üstlendiklerini anlatan Can, "Kabul ediyorum, oğlum 8 gram net esrarla yakalanmış. Ama ondan istedikleri bir isim var. Bu ismi ona söyletmeye çalışıyorlar. Çırılçıplak soyup sorguluyorlar. Oğlum onurlu bir insandı. Ben onurlu yetiştirdim onu. İfadesine başka eklemeler yaptılar" dedi.

Baba Mevlüt Can, olaya karışan tüm polis ve amirlerinin mahkemeye çağrılmasını ve duruşmada çapraz sorguya alınması gerektiğini belirtti. Acılı baba, "Eşimle evlendiğimizde iki sandalye ve bir masamız vardı. 36 sene benim sevgilimdi. Ne zorluklarla büyüttük. Eşimle iki tane pırıl pırıl çocuk yetiştirdik. Ne hakları var çocuğumu öldürmeye? Ne hakları var arkasından eşimi de götürmeye? O çağdaş bir çocuk. ODTÜ'den mezun. İki yabancı dil biliyor, dalgıç ve ressam. Adalet bekliyorum" dedi.

KIDEMLİ ÜYE HAKİMİ REDDETTİLER

Can ailesinin avukatlarından Ercan Kanar, Mahir Çakallı'nın da aralarında bulunduğu bazı polisler hakkında "işkence, kötü muammele, cinsel taciz, resmi evrakta sahtecilik" suçlarından mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını istedi. Avukat Kanar, dosyadaki bilgisayar imaj kayıtlarının, harddisklerin ve dosyada bulunan tüm CD'lerin birer örneğinin kendilerine verilmesini de talep etti.

Avukat Ömer Kavili ise İçişleri Bakanlığı'ndan mahkemeye gönderilen harddiskin mühürlendiğinin tutanağa yazılmadığını belirterek, bu harddiskin delil niteliği taşımadığını savundu. Avukat Kavili, dosyada yer alan sarı yapışkanlı not kağıdı üzerine kıdemli üye hakim tarafından yazılan nota da dikkat çekerek, hakimin bu notu ile görüşünü önceden bildirdiğini söyledi. Kavili, bu nedenle kıdemli üye hakim Mahmut Lütfü Yenihal için reddi hakim talebinde bulundu. Kavili ayrıca, harddiskin bulunduğu torbaların kendilerinin de hazır bulunduğu bir ortamda açılmasını talep etti.

REDDİ HAKİM TALEBİNİ ÜST MAHKEME DEĞERLENDİRECEK

Mahkeme heyeti, üye Hakim Mahmut Lütfü Yenihal'in, reddi hakim talebi konusundaki görüşünü 10 gün içinde mahkemeye bildirmesine karar verdi. Heyet, reddi istenen hakim görüşünü sunduktan sonra dosyasının bir üst mahkeme olan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.

Can ailesi avukatlarının diğer taleplerinin reddi hakim talebi konusunda karar verildikten sonra değerlendirilmesine karar veren heyet, duruşmayı erteledi.

"HER SEFERİNDE HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRUYORUM"

Baba Mevlüt Can mahkeme kapısı önünde yaptığı açıklamada, "İddianameye esas teşkil eden imaj kayıtları kayıp. Şimdi yeniden imaj kaydı alın diyor. Peki şimdi yeni iddianame mi düzenlenecek? Ben bunu anlamıyorum açıkçası. Hukuki açıdan mahkemenin ne yapmak istediğini bilmiyorum" dedi.

Mahkemenin suçlanan insanların ifadesini almadığını ileri süren Can, "Artık adaletin gerçekleşeceğine inanmıyorum, her seferinde hayal kırıklığına uğruyorum. Eşim de böyleydi. Hayal kırıklığına uğradı, uğradı; baktı ki bu işten çıkış yok, acıdan kurtulmak istedi. Hiç mi vicdanları yok? Kızımın dediği gibi, bir kere de bizi şaşırtsınlar" diye konuştu.

YARGITAY YEREL MAHKEMENİN KARARINI BOZMUŞTU

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca, Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları öne sürülen polis memurları Salih Bahar ile Soner Gündoğdu hakkında 8 yıla kadar hapis cezası istenmişti. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 polis memurunun 2 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılmalarına karar vermişti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi ise yerel mahkemenin kararını usulden bozarak dosyayı mahkemeye göndermişti. - İstanbul

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Onur Yaser Can'ın Gözaltı Tutanaklarında Değişiklik Yaptıkları İddia Edilen Polislerin Davası... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement