Nitelikli Çıraklık ve İşbaşında Eğitimin Teşviki Konferansı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 580 mesleğin ulusal standartlarının belirlendiğini, 2015 yılı sonuna kadar bu sayıyı 750'ye çıkarmak istediklerini belirterek, "Artık ülkemizde 'Her işi yaparım' dönemi tümden kapanmış olacaktır" dedi.

Bakan Çelik, kent merkezindeki bir otelde düzenlenen G20-OECD Nitelikli Çıraklık ve İşbaşında Eğitimin Teşviki Konferansı'nın açılış programına katıldı.

Çelik, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dönem başkanlığını yaptığı G20'nin taraflarını ve uluslararası örgütlerin temsilcilerini bir araya getiren bu toplantının açılışını yapmaktan onur duyduğunu söyledi.

Türkiye'nin üzerinde bulunduğu toprakların tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını ve pek çok kültürün kesiştiği bu coğrafyada ticaretin her zaman canlı ve belirleyici bir unsur olarak yer aldığını anlatan Çelik, paranın tarihte ilk kez bu topraklarda kullanıldığını, 13. yüzyıl Anadolu'ya yayılmaya başlayan ahilik teşkilatının da etkisi bugünlere kadar süren ahlakının ve çalışma anlayışının temelini oluşturduğunu bildirdi.

Usta, kalfa, çırak gibi bugün bile hala kullanılan beceri düzeylerinin ahilik sistemi içinde yer alan rütbelerden bazıları olduğunu dile getiren Çelik, usta, çırak ilişkisinin her zaman üstün, saygı gösterilen ve takdirle karşılanan bir anlayış olarak halen Türkiye'de devam ettiğini kaydetti.

İnsanoğlunun sahip olduğu bilginin her yıl ikiye katlandığı bir çağda doğru bilgiye ulaşmanın giderek zor ve karmaşık hale geldiğinin altını çizen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle nesiller arasında bilgi ve tecrübe mekanizması olan çıraklık sisteminin pek çok meslekte başarının anahtarı olduğuna inanıyorum. Bununla birlikte geleneksel üretim anlayışının yeni teknolojilerle bütünleşmesi gerektiğinin de bilincindeyiz. Bu anlayışla Türkiye'de köklü ahilik geleneğinin yansıması olan çıraklık sistemini günümüzün şartlarına uyarlayarak uygulamaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda İş-Kur tarafından yürütülen mesleki eğitim, işbaşı eğitimi ve girişimcilik eğitimi gibi aktif iş gücü programlarına ayırdığımız kaynak, yıllık yaklaşık olarak 1 milyar doları bulmaktadır."

İşbaşı eğitim programında yüzde 70 istihdama katkı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, küresel krizin başladığı 2009 yılında bu yana aktif iş gücü programlarından 1 milyon 200 bine yakın vatandaşın istifade ettiğini belirtti.

İşverenlerin ve yüksek öğrenim gören öğrencilerin gerek teorik bilgilerin uygulanmasını görmelerini, gerekse iş deneyimi edinmeleri ve iş ortamına uyum sağlamaları amacıyla düzenlenen işbaşı eğitim programları sayesinde işverenlerin hiçbir maliyete katlanmadan istihdam etmek istedikleri kişileri kendilerinin yetiştirdiklerini anlatan Çelik, bu programa katılanlara İş-Kur tarafından günlük belli oranda harçlık verildiğini ve sigorta primlerinin yatırıldığını kaydetti.

Programdan başarılı sonuçlar alındığını ifade eden Çelik, "İstihdama yüksek katkısından dolayı son yıllarda ağırlık verdiğimiz ve yaygınlaştırdığımız işbaşı eğitim programlarına katılanların yaklaşık yüzde 70'i başarılı bir şekilde istihdam edilmektedir. İşbaşı eğitim programlarından her yıl yaklaşık 60 bin gencimiz yararlanmakta ve bunların yarısını da kadınlar oluşturmaktadır" diye konuştu.

Bakan Çelik, işverenlere kendi işçisini yetiştirme, özellikle genç işsizlere de iş gücü piyasasına girişte ihtiyaç duydukları tecrübeyi edinme fırsatı veren bu programı daha cazip hale getirmek, yaygınlaştırmak yönünde çalışmaların yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi.

İleriki günlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklayacağı yeni istihdam teşvik paketinde teşvik unsurlarının temelinde işbaşı eğitim programının yer alacağını dile getiren Çelik, bununla ilgili detaylı düzenlemeyi Başbakan Davutoğlu'nun açıklayacağını bildirdi.

UMEM 170 bin kişiye meslek kazandırdı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak yürütülen önemli çalışmalardan bir tanesinin de 2010 yılından bu yana yürürlükte olan Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) projesi olduğunu anlatan Faruk Çelik, iş gücü piyasasının ihtiyacı olan nitelikte iş gücünün temini için kamu ve özel işbirliğini artırmak ve eğitim istihdam bağlantısını güçlendirmek amacıyla geliştirilen bu projenin ortakları arasında İş-Kur, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği'nin yer aldığını belirtti.

Proje kapsamında sanayi, hizmet ve tarım alanlarında teorik eğitim ve işbaşı eğitimin birlikte verildiğini dile getiren Çelik, "UMEM projesi ile bugüne kadar 170 bine yakın vatandaşımızın meslek edinmesi sağlanmış ve yüzde 60'lara varan istihdam oranı yaratılmıştır. Bu projelerden yararlananlardan yüzde 40'ını da kadınlar oluşturmaktadır" dedi.

"Her işi yaparım" dönemi bitti

Bakan Çelik, Türkiye'de yıllarca meslek sahibi olmadan iş sahibi olma anlayışının yaygın olduğunu ve her önüne gelenin istediği mesleği yapabildiğini ifade etti. Bu durumun ise sunulan hizmetlerin ya da üretilen ürünün kalitesini olumsuz etkilediğini ve çalışan için de pek çok riskleri beraberinde getirdiğini anlatan Çelik, şunları söyledi:

"Mesleğin tehlikelerini bilmeden bir işe soyunan kişinin iş kazası veya meslek hastalığıyla karşılaşması kaçınılmaz bir hal alıyordu. Tüm bunların önüne geçmek için Avrupa Birliği standartlarında kurduğumuz Mesleki Yeterlilik Kurumu vasıtasıyla her meslek için ulusal meslek standartlarını belirlemeye başladık. Hali hazırda 580 farklı mesleğin ulusal standartlarını belirlemiş durumdayız ve hedefimiz 2015 sonuna kadar bu meslek standardı sayısını 750'ye ulaştırmaktır. Artık ülkemizde 'Her işi yaparım' dönemi tümden kapanmış olacaktır."

Bakan Çelik, küresel krizin etkilerini en yoğun hisseden grupların başında gençlerin geldiğini, dünyada 75 milyondan fazla gencin işsiz bulunduğunu kaydetti.

Krizin de etkisiyle bazı ülkelerde yüzde 50'leri aşan genç işsiz oranlarının bu sayıyı daha da artırmasından endişe edildiğine işaret eden Çelik, gençlerin piyasanın ihtiyaç duyduğu beceri ve niteliklere sahip olmasının daha da önem kazandığını, aksi takdirde artan gençsiz işsizliğinin hem kayıp neslin ortaya çıkmasına hem de ülkelerin büyüme potansiyelinin boşa akıp gitmesine neden olacağını vurguladı.

Suriye, Irak, Ortadoğu ve dünyanın muhtelif yerlerinde artan terörün işsiz gençleri pençesine aldığını ifade eden Çelik, bu sorunların pek çoğuna işsizlik ve yoksulluktan kaynaklanan mutsuzluğun ve arayışın sebep olduğunu kaydetti.

Bu açıdan G20'nin bu tür küresel sorunların ele alınması için en etkili platform olduğunu söyleyen Çelik, istihdam odaklı büyümeyi gerçekleştirecek sosyal dokusu daha sağlam, daha huzurlu toplumlar oluşturulması gerektiğini bildirdi. Bakan Çelik, bu başarılmadığı takdirde sıkıntıların daha da artacağına işaret etti.

Türkiye'de yaşayan Suriyeliler

Türkiye'de yaşayan Suriyeliler konusuna değinen Çelik, "Suriye'deki iç savaş ortamından kaçan yaklaşık 2 milyona yakın Suriyeli vatandaş, ülkemize sığınmış bulunmakta. Bu rakam bazı ülkelerin nüfusundan da fazla bir rakamdır. Suriyelilere bu dönem içinde yaptığımız yardımların da 5 milyar lirayı aştığını ifade etmek istiyorum" dedi.

Uluslararası toplumu da Türkiye'yi ve içinde bulunduğu coğrafyayı daha iyi anlamaya davet eden Çelik, "Tüm uluslararası toplantılarda bu konuyu dile getirmemize rağmen bu bölgemizde yaşanan önemli hadiselere dünyanın duyarsızlığını izlemekten de büyük endişe duyduğumuzu ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Çelik, konferans kapsamında gerçekleştirilecek oturumlarda farklı kesimlerin düşüncelerinin, tecrübelerinin, iyi uygulamalarının aktarılacağını söyledi.

Sendikalı işçi sayısı bir milyon 300 bin

Türkiye'de çalışma hayatıyla ilgili önemli reformlar yapıldığını anlatan Faruk Çelik, Türkiye'de bir ihtilal döneminde yapılan örgütlenme ile ilgili yasal mevzuatın bu dönemde tümden değiştiğini, çalışma hayatıyla ilgili tüm değişikliklerin sosyal taraflarla diyalog esaslı gerçekleştirildiğini kaydetti.

Yeni yasal düzenlemeler ile Türkiye'de örgütlü toplum ve sendikalı işçi sayısında gerçekçi rakamlara ulaşıldığını belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sendikal mevzuat ve örgütlenmenin önündeki engeller kalktıktan sonra çok kısa bir süre içinde, bir yıllık dönem içerisinde bir milyon olan örgütlü sendikalı işçi sayısı bir milyon 300 bine ulaştı ve çok kısa süre içerisinde de bu yasanın sunduğu imkanlar çerçevesinde de bu sayının 2 milyonlara ulaşacağı inancındayız."

İş Sağlığı Güvenliği Yasasına değinen Bakan Çelik, müstakil bir İş Sağlığı Güvenliği Yasasının artık var olduğunu ve Avrupa Birliği ilişkilerinde de yasa ile ilgili tebrikler aldıklarını ifade etti.

İş kazalarının gerek dünyada gerekse Türkiye'de olmamasının herkesin temennisi olduğunu ancak buradaki duyarlılığın tek yönle olamayacağının altını çizen Çelik, taraflarca da iş kazalarına ve iş sağlığına dönük bir yaklaşımın olması gerektiğini bildirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Türkiye'de güzel şeyler olduğunu ifade ederek, "Yoksullukla ilgili olarak 4 doların altındaki nüfusun oranının yüzde 30'lardan yüzde 2'lere gerilediğini söylesem Türkiye'de yoksulluk oranının nereden nereye gerilediğini görmemiz açısından önemlidir" dedi.

Ayrıca ücretler konusunda da ücretleri en çok artıran ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini anlatan Çelik, gelir eşitsizliğini en hızlı düşüren ülkelerin başında da Türkiye'nin bulunduğunu kaydetti.

Gerek çalışma hayatı gerekse tüm ekonomik veriler açısından istihdam konusuna bakıldığında son 5 yılda 5 milyon istihdam gerçekleştiren bir yapıdan bahsettiğini dile getiren Çelik, şunları söyledi:

"İyi bir gidiş var ancak bir ülkede işlerin iyi gitmesi veya bir kaç ülkede işlerin iyi gitmesi sorunu çözmüyor. Bu toplantıların amacı bütün ülkelerde işlerin iyi gitmesi, dünyada işlerin iyi gitmesi ve kurallar çerçevesinde gitmesi konusundaki dayanışmayı sağlayıcı toplantılar gerçekleştiriliyor. G20 dönem başkanlığımız döneminde gerek liderler zirvesi öncesindeki bütün bu toplantılarda gerekse liderler zirvesinde dünyaya, çalışma hayatına ve dünyanın tüm sorunlarına son derece önemli mesajlar çıkacaktır."