MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakanlık makamının vesayet altında yürümeyeceğini belirterek, "Anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı, kendisine paralel bir yapılanma kurmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık makamını sıfırlama yeri değildir. Hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı makamı şu anda boştur. Davul Davutoğlu'nda, tokmak Erdoğan'da, böyle devlet yönetimi olmaz" dedi.
Vural, İzmir Bornova 4. Sanayi Sitesinden sanayicileri kabulünde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB ile ilgili sözlerini nasıl değerlendirdiği sorusuna, "Daha önce havai fişekle AB kutlaması yapılmıştı. AB istiyor diye hukuk düzenlemeleri yapılmıştı. Ancak rüşvet ve yolsuzlukla ilgili başlayan bu süreçte yaptıkları sorgulanınca bu sefer AB hedef alındı. Cumhurbaşkanı'nın icrai görevi söz konusu değil. Herhalde Hükümet bu safhadan sonra muhtemelen AB ile müzakereleri kesmeyle ilgili irade beyanında bulunacaktır. Eğer böyle bir düşünce varsa, yapmaları gereken müzakere sürecini kesmektir. Yoksa bu söylediklerinin hiçbir anlamı yok. Söyledikleri, rüşvet, yolsuzluk ve hukuksuzluktan korkanların yaptığı suçlamadır" karşılığını verdi.
Türkiye'nin AB macerasının demokrasi, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü, temel haklar gibi konularda kurumların kalitesini yükseltmeye matuf olduğunu anlatan Vural, "Türkiye giderek demokrasiden, temel haklardan, hukukun üstünlüğünden uzaklaşıyor; rüşvet ve yolsuzluk algısı giderek derinleşiyor" görüşünü savundu.
Türkiye'de demokrasinin geldiği noktayı "hazin" olarak nitelendiren Vural, şöyle konuştu:
"Bugün Türkiye'de muhalif olanlar susturuluyor, tehdit ediliyor. Hukuk, siyasi amaçlara alet ediliyor. Parlamento, muhtemel sorgulamalar, kumpas kurmak için kanun yapma noktasına geliyor. Bazı medya kesimlerine vergi cezası, bazılarına TMSF tehdidi, TRT'yi partizanca yaklaşımlarla, birçok kurum ve kuruluşu iliştirilmiş gazeteciler 'alo Fatih', 'alo Mustafa' hatlarıyla hükmeden bir irade var. Cumhurbaşkanı'nın bu noktada yetkisi yoktur, muhatabı hükümettir. Eğer bir Başbakan varsa, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı AB süreciyle ilgili Cumhurbaşkanı'nın ifadesi doğrultusunda bir açıklama yapacaktır. Bir hafta önce AB nin gelişmeden sorumlu üyesine 'yeni bir atılım yapmak için şans var' diyerek anlaşıyorsunuz, bir hafta sonra bu lafı söylüyorsunuz. Kapalı kapılar ardından nedamet getiriyorsunuz. Ondan sonra medya özgürlüğü filan diye AB bunu yapıyor diye laf yetiştiriyorsunuz. Bu safhadan sonra Hükmet, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından sonra somut şekilde iradesini ortaya koyar. Herhalde AB'den sorumlu bakan da istifa edip bu bakanlığı lağvetmesi gerekiyor. Bu iradenin sonuçları budur. 2002 yılının çok gerisinde bir Türkiye var şu anda. Türk demokrasisi geriye gitmiştir. Bugün Türkiye, darbe dönemlerini yaşıyoruz. Muhalefeti sindirmek, kumpas kurmak, vatandaşın hepsini 'makul şüpheli' haline getirmek, rüşvet ve yolsuzluk yapanları koruyup kollamak için hukuku değiştirmek, hakimleri sürmek, adli kolluğu değiştirmek, milletvekillerinin rüşvet ve yolsuzlukla ilgili bilgi edinmesini engellemek, AKP'ye göre yeni Türkiye'dir ama bize göre kesin bir geriye dönüştür. Temel haklar konusunda bir eksen kayması içinde olduğunu ve Türkiye'nin bu yönüyle daha otoriter, baskıcı ve milletin hukukunu değil, çetelerin hukukunu gözeten yapıya doğru gittiğini açık şekilde ortaya koymaktadır."
-"Yıldırım, Cumhurbaşkanı yaveri mi olmuş?"
Vural, AK Parti İzmir Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Binali Yıldırım'ın açıklamalarının sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı'nın yaveri mi olmuş? Türkiye'de Başbakan yok mu? Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağıracak Başbakan değil mi? Görünmez bir Başbakan mı var? Gölge Başbakan mısın sen? Sen ne hakla genel siyasetinden sorumlu olan Bakanlar Kurulu'nun başındaki Başbakanı görmüyorsun? Toplantı yapmazsa ne yapacaksın? Binali Yıldırım gölge başbakan mı oldu, kendisi mi çağıracakmış? Önce gitsin havuz medyasının toplantılarını nerede yaptığını, neleri görüştüğünü anlatsın bakalım. Saray savunuculuğu yaparak, 'Sinop- Samsun otoyolunun üçte biri maliyeti' demişti. Bakan'a sordum, kaça mal oldu, 170 kilometre 2,7 milyar liraya mal olmuş. Bakanlık yapmış bir milletvekili Başbakan'ı görmezden geliyorsa, Bakanlar Kurulu'nu yok sayıyorsa, doğrudan doğruya sorumluluğunu Cumhurbaşkanlığına indirgemişse, o zaman bıraksın milletvekilliğini, gitsin Cumhurbaşkanı yaverliği yapsın.
Başbakanlık makamı vesayet altında yürümez. İhtiyaç olmadan, fiilen böyle bir zorlama yapmak, daha Başbakan'ın ağzından çıkmamış bu lafı söylemek açıkçası Başbakanlık görevini gaspetmeye yöneliktir, bir darbedir. Başbakan'ın haberi yok, kendisi söylemiyor, toplantı çağrısı yok, havuz medya organizatörü toplantı yapılacağını söylüyor. Bu bile Türkiye'yi yöneten bir hükümetin olmadığını, paralel bir hükümetin sarayda yapılandığını açık ve net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye bu tür paralel yapılanmalarla, paralel Bakanlar Kurulu ile yönetilemez. Anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı, kendisine paralel bir yapılanma kurmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık makamını sıfırlama yeri değildir. Bu Davutoğlu'nun şahsını olduğu kadar başbakanlık makamını zedelemiştir, itibarsız hale getirmiştir. Hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı makamı şu anda boştur. Davul Davutoğlu'nda, tokmak Erdoğan'da, böyle devlet yönetimi olmaz." - TBMM
Son Dakika › Politika › MHP Grup Başkanvekili Vural Açıklaması - Son Dakika
Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, Tuzla'yı Türkiye'nin ilk akıllı şehirlerinden biri haline getirmek için fiber altyapı, IP telefonlar ve dijital bilgiye dayalı belediyecilik gibi birçok yenilikçi projeye imza atıyor. Ayrıca, Teknopark Merkezi (Tekmer) gibi girişimcilere destek veren ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapan Yazıcı, Tuzla'yı inovasyon merkezi ve karbon nötr bir ilçe haline getirmeyi hedefliyor. 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde tekrar aday olan Yazıcı, gençlere ve bilime olan güvenini vurgulayarak Tuzla'nın geleceği için destek istiyor.
Muğla'nın Ortaca ilçesinde Vedat G, boşanma aşamasındaki eşi Neşe G'yi sokakta silahla vurarak öldürdü. Olay yerine gelen sağlık ve polis ekipleri, yaralanan kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Vedat G, polisin ikna çabalarına rağmen silahı bırakmayarak ayağından vurularak etkisiz hale getirildi ve gözaltına alındı.
Adana'da, Cumhur İttifakı'nın Çukurova Belediye Başkan adayı Firdevs Cingözler tarafından "Beklenen değişime adım adım" sloganıyla yürüyüş düzenlendi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Uşak'ın Banaz ilçesinde düzenlenen Banaz İlçe Buluşması'na katıldı. Bayraktar, Türkiye'nin ekonomisinin 3 kat büyüdüğünü ve itibarlı bir ülke haline geldiğini vurguladı. Ayrıca, doğal gaz kullanımının artması ve yapılan çalışmalarda siyasi istikrarın önemine değindi. Bayraktar, yerel seçimde AK Parti Banaz Belediye Başkan adayı Mehmet Cevizci'ye destek istedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Kırkağaç ilçesinde seçim çalışmaları kapsamında partililerle bir araya geldi. Destici, BBP Kırkağaç Belediye Başkan adayı Aynur Akkoyun'un iftar programına katılarak destek istedi. Destici, Akkoyun'un seçilmesi halinde ilçeye yeniden geleceğini ve halkın taleplerine kulak vereceklerini belirtti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında sert açıklamalarda bulundu. Akşener, Yavaş'ın CHP Genel Merkezi'nin ev kölesi olduğunu söyledi.
Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, 24 Mart'taki cumhurbaşkanı seçiminin galibi Bassirou Diomaye Faye ile görüştü. Görüşmede, devir teslim törenine ilişkin detaylar ve Senegal gündemini meşgul eden konular ele alındı. Faye, seçimde oyların yüzde 54,2'sini alarak Senegal'in ve Afrika'nın seçilmiş en genç cumhurbaşkanı oldu. Ayrıca Faye, Senegal'de ilk turda seçilen ilk muhalif cumhurbaşkanı adayı olarak da tarihe geçti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Türkiye olarak bu coğrafyada güçlü bir şekilde ayakta durmak zorundayız.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, projenin 2026 yılının sonuna doğru tamamlanarak hizmete açılacağını ve Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşların Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebileceğini belirtti. Ayrıca, Bakan Uraloğlu, İstanbul'da yapılan büyük projelerin trafiğe önemli ölçüde nefes aldırdığını ve bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu vurguladı.
Sizin düşünceleriniz neler ?