Kurtulmuş: "Fevkalade Vahim, İnsanlık Dışı Bir Olaydır" - Son Dakika
Politika

Kurtulmuş: "Fevkalade Vahim, İnsanlık Dışı Bir Olaydır"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları Kurtulmuş AA Editör Masası'na konuk oldu- Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)- "Burada uyanık olmamız lazım. Terör örgütü, Türkiye'yi ayırıp ayrı bir bölge kurmak ve burada bir yapı oluşturmalarının mümkün olmadığını biliyor.

09.10.2015 13:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları Kurtulmuş AA Editör Masası'na konuk oldu- Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1)- "Burada uyanık olmamız lazım. Terör örgütü, Türkiye'yi ayırıp ayrı bir bölge kurmak ve burada bir yapı oluşturmalarının mümkün olmadığını biliyor. Terör örgütünün ve terör örgütünü kullanan güçlerin esas amacı, Türkiye'de halkın arasına korku salmak, korku siyaseti üzerinden milleti kamplaştırmak ve mümkünse Türkler ile Kürtler arasında bir iç çatışmayı başlatmaktır"- "Oslo görüşmelerini paralel çete, hangi ülkenin menfaatine, hangi gücün menfaatine ve terör örgütünün ekmeğine yağ sürecek şekilde niçin baltaladı? İhanet orada başladı"- "Birden Türkiye, yeniden terörün girdabına sokulmaya çalışıldı. 20 Temmuz'dan sonra kimler, ne karar verdiler de Türkiye'de terörü başlattılar?"- "Çözüm Süreci'nin gerçeklemesi için büyük bir millet desteği olmasına rağmen, büyük bir siyasi irade olmasına rağmen Çözüm Süreci'nin başarısız olması, bu memlekette Türk- Kürt düşmanlığının körüklenmesi, bu memlekette terörün yeniden azdırılması için de birileri her zaman kenarda bekliyor" Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Burada uyanık olmamız lazım. Terör örgütü, Türkiye'yi ayırıp ayrı bir bölge kurmak ve burada bir yapı oluşturmalarının mümkün olmadığını biliyor. Terör örgütünün ve terör örgütünü kullanan güçlerin esas amacı, Türkiye'de halkın arasına korku salmak, korku siyaseti üzerinden milleti kamplaştırmak ve mümkünse Türkler ile Kürtler arasında bir iç çatışmayı başlatmaktır" dedi. Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kurtulmuş, bomba yüklü araçla düzenlenen DAEŞ saldırısında hayatını kaybeden AA Halep muhabiri Salih Mahmud Leyla'nın henüz 27 yaşında olduğunu belirtti. Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Bildiğimiz kadarıyla bebek de bekliyor. Genç bir arkadaşımız. Çok hazin, çok acı bir durum. Allah rahmet eylesin. Başsağlığı diliyorum hem ailesine hem Anadolu Ajansı camiasına. Tabii bu saldırı, Suriye'deki vahşetin hangi boyutlara geldiğini de gösteriyor. Aşağı yukarı Suriye'nin hemen hemen hiçbir yerinde, hiç kimsenin can güvenliğinin olmadığı, son derece karışık, son derece karmaşık bir yapıya Suriye dönmüş vaziyette. Ben, rahmetli Salih Mahmud Leyla'ya bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, makamı cennet olsun."Kurtulmuş, terörün Türk ekonomisine etkisine ilişkin hazırladığı raporun hatırlatılarak "2013'te yaptığınız bu araştırmada, terörün 28 yılda Türkiye'ye 2 trilyon 345 milyar liraya mal olduğunu hesaplamıştınız. Çözüm Süreci ile birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da birçok yatırımlar yapıldı. Hakkari ve Şırnak gibi illere havalimanları açıldı. Bölge insanı yatırımdan memnunken PKK terör örgütü, 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından sürecin dondurulmasına neden olacak bir takım terör eylemlerinde bulundu. Bunun arkasında sizce ne var? Çözüm Süreci kimlerin aleyhine neticeleniyordu ki süreç akamete uğratıldı?" sorusunu yanıtlarken 35 yıldır devam eden süreçte 40 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 7 bin güvenlik görevlisinin şehit olduğunu ifade etti.Kurtulmuş, şunları söyledi: "Bunun maliyeti o günkü rakamlarla 1 trilyon dolar, yaklaşık o günkü kur karşılığı 2,8 milyar lira civarında bir maliyetti. Bu, en minimum hesaplamayla yapılmış. Bunun içerisinde sadece teröre harcadığımız silah ve mühimmat değil, mesela Türkiye'nin terör dolayısıyla riski arttığı için ülkenin borçlanma faizleri artıyor. Turizm gelirlerinde muazzam bir azalma oluyor. Bütün bunları hesap ettiğiniz zaman asgari hesaplamayla Türkiye'nin 1,5 trilyon dolarlık teröre bir iktisadi kaybı olmuş."Siyasi iradenin bu büyük insani ve maddi kayıpların önüne geçebilmek için, bu işin bir an evvel demokratik yollarla, eşit ve özgür yurttaşlık temelinde bütünleşilen bir Türkiye'yi kurabilmek için terörün sona erdirilmesi ve silahların toprağa gömülmesi sürecini başlattığına işaret eden Kurtulmuş, bu süreçte siyasi iradenin çok kuvvetli bir şekilde ortada olduğunu, halkın da Çözüm Süreci'ne büyük destek verdiğini anlattı. -"Süreci baltalamak isteyen bir sürü çevreler oldu"8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın süreci barışçıl yollarla sonlandırmak ve Kürt sorununu çözmek için adımlar attığını ama o günün Türkiye'sinin derin güçlerinin buna müsaade etmediğini aktaran Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Çok şükür o günler geride kaldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde gerçekten çok büyük riskler alarak, siyasi riskler alarak, samimiyetle, bir tek insanın dahi ölmesine müsaade etmeyecek bir perspektifle Çözüm Süreci başlatıldı. Çözüm Süreci sadece siyasi bir süreç değildir, insani bir süreçti. Daha fazla insanımız ölmeyecekti, Türkiye'nin insanları doğuda, batıda terörün vermiş olduğu ağır faturayı ödemek durumunda kalmayacaklardı. Nasıl milletimiz bunu istediyse, siyasi irade bu konuda çok güçlü bir şekilde hareket ettiyse maalesef aynı şekilde bu süreci baltalamak isteyen bir sürü çevreler oldu.Şöyle filmi geriye doğru bir saralım, hatırlayalım. Oslo görüşmelerini paralel çete, hangi ülkenin menfaatine, hangi gücün menfaatine ve terör örgütünün ekmeğine yağ sürecek şekilde niçin baltaladı? İhanet orada başladı. Arkasından Habur görüntülerini hatırlayalım. Habur'dan gelecek olan PKK'lıların Türkiye'ye gelmesi, bunların normal bir şekilde gelmeleri tasarlanırken birden Habur görüntüleri bir provokasyona dönüştürüldü ve mahşeri vicdanı yaralayacak görüntüler ortaya çıktı. Böylece bu sürece büyük destek veren kamuoyunun sürecin aleyhine dönmesi sağlanmaya çalışıldı ama çok şükür bu da olmadı.Arkasından 6-7-8 Ekim Kobani olayları... Kobani olaylarında hiç Türkiye'yi ilgilendiren bir şey yokken hatta Türkiye, Kobani'deki, oradaki Kürt kardeşlerimizi kurtarmak için, onları korumak için her türlü imkanı sağlamışken, lojistik destek sağlamışken, Kobani'den gelen 280 bine yakın insanı çok rahat bir şekilde alıp Türkiye içinde misafir etmişken birden Kobani olayları bahane edilerek Türkiye'nin aşağı yukarı 30'a yakın vilayetinde olaylar çıkartıldı. Sokak eylemleri ortaya çıkartıldı ve Kobani bahanesiyle başkaldırı ilan edildi. 55 masum vatandaşımız bu olaylarda öldürüldü. Bu provokasyonu kim, ne için hazırladı? Bunların hepsinin altını çizmek lazım, hepsinin üzerinde dikkatle düşünmemiz gerekiyor."-"Hiçbir terör örgütü tek başına değildir"Kurtulmuş, 7 Haziran seçimlerinden sonra yeni bir siyasi tablonun ortaya çıktığını dile getirerek, hemen ardından Suruç'ta bombaların patlaması ile eşzamanlı olarak 3 terör örgütünün düğmesine basıldığını vurguladı. Arkasından onlarca Mehmetçik'in, polisin hayatını kaybettiğine işaret eden Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı: "Birden Türkiye, yeniden terörün girdabına sokulmaya çalışıldı. 20 Temmuz'dan sonra kimler, ne karar verdiler de Türkiye'de terörü başlattılar? Bütün bunların hepsini gördüğümüz zaman şunu görüyoruz ki Çözüm Süreci'nin gerçeklemesi için büyük bir millet desteği olmasına rağmen, büyük bir siyasi irade olmasına rağmen Çözüm Süreci'nin başarısız olması, bu memlekette Türk- Kürt düşmanlığının körüklenmesi, bu memlekette terörün yeniden azdırılması için de birileri her zaman kenarda bekliyor. Zaten benim şahsen bu kadar yıldır siyasetten anladığım, uluslararası siyaseti takip etmeye çalışan birisi olarak şunu çok rahat söyleyebiliriz; dünyanın neresinde bir terör örgütü varsa hiçbir terör örgütü tek başına değildir. Bazı ülkelerin siyasi, ekonomik, lojistik, maddi destekleri, hatta silah destekleri olmadan terör örgütlerinin ayakta durması mümkün değildir. Herhangi bir terör örgütü, IŞİD'inden, El-Kaide'sine, PKK'sına kadar hangi terör örgütünden bahsediyorsak bahsedelim, dünyanın neresinde bunlar faaliyet gösteriyorsa göstersin, mutlaka arkalarında bir devlet aklı vardır ya da birkaç devlet aklı vardır. Bir takım ülkelerin de bu terör örgütlerine müzahir olduğu zaten aşikardır."- "Uyanık olmamız lazım"Çözüm Süreci'nin Türkiye'nin milli bir projesi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Çözüm Süreci'nin bin 100 senedir birlikte yaşayan Kürtler ile Türklerin arasına sokulmaya çalışılan fitneyi kaldırıp atma projesi olduğunu söyledi. Milletin Çözüm Süreci'nin gerçekleşmesi için dua ettiğini aktaran Kurtulmuş, şu görüşleri dile getirdi: "Bunu birtakım çevreler bozmaya çalışıyor, provoke etmeye çalışıyor ve yeniden silahların ateşlenerek Türkiye'de terör ortamının hızlandırılmasını istiyor. Burada uyanık olmamız lazım. Terör örgütü, Türkiye'yi ayırıp ayrı bir bölge kurmak ve burada bir yapı oluşturmalarının mümkün olmadığını biliyor. Terör örgütünün ve terör örgütünü kullanan güçlerin esas amacı, Türkiye'de halkın arasına korku salmak, korku siyaseti üzerinden milleti kamplaştırmak ve mümkünse Türkler ile Kürtler arasında bir iç çatışmayı başlatmaktır. Çok net söylüyorum; bu memlekette Türk'ün Kürt'e düşman olarak, Kürt'ün de Türk'e düşman olarak bu memleketi vatan yapması mümkün değil. Bizim, bu ülkeyi vatan olarak kullanmamız, asırlardır kullandığımız gibi, kıyamete kadar kullanacağımız gibi, bu vatanın en temel koşullarından birisi, bu toprakların üzerinde yaşayan herkesin kardeşliğidir, birliğidir, dirliğidir."- "Terör örgütünün silahlarını susturması ve hemen silahlarını toprağa gömmesi esastır"Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "PKK terör örgütünün 11 Ekim'de saldırılarını durduracağına" dair iddiaların hatırlatılması üzerine "Öncelikle kayıtsız şartsız, amasız, fakatsız terör örgütünün silahlarını susturması ve hemen silahlarını toprağa gömmesi esastır. Yani 'Ben şimdilik silahlarımı kenara koyacağım, başka siyasi şartlar yarın gelişirse silahları tekrar ben bu silahları elime alırım', böyle bir duygu içinde hareket etmeleri kabul edilemez" diye konuştu.Bir an evvel silahların gömülmesi ve Türkiye'de artık devletin meşru güçlerinden başka hiçbir kimsenin elinde silah olmaması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dilinizle barış diyorsanız, barıştan bahsediyorsanız önce gönlünüzde barışın olması lazım. Zihninizde barışın olması lazım ki dilinizden de barış sözleri dökülsün. Biz, hep şunu söylüyoruz, bir elinizde kalaşnikof olacak, bir elinizde bomba olacak, öteki elinizle halayı çekemezsiniz. Gerçekten halay çekmek istiyorsanız, Türkiye'deki bu terörün ortaya çıkarmış olduğu sıkıntılardan, fitnelerden kurtulmak niyetindeyseniz silahlarınızı toprağa gömerek halay çekmek için iki elinizi birden hazır edeceksiniz. PKK, bu iki yüzlülüğü, bu çifte standardı bir an evvel bırakmak mecburiyetindedir. Kayıtsız şartsız silahların toprağa gömülmesi ve Türkiye'de esenliğin, barışın sağlanması esastır. Böyle bir adım atarlarsa bunun olumlu bir adım olacağını ifade etmek isterim ama yetersiz bir adım olur. Sadece silahı bırakmak değil, silahları gömmek, kayıtsız şartsız Türkiye'de bundan sonra siyasal süreçlerin başlamasını sağlayacak iradeyi ortaya koymaları gerekiyor."- "Fevkalade vahim, insanlık dışı bir olaydır""Şırnak'ta bir zırhlı aracın arkasına bağlanmış bir teröristin sürüklendiği ile ilgili görüntüler yayınladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken Kurtulmuş, terörle mücadelenin zor bir süreç olduğunu söyledi.Kurtulmuş, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını anımsatarak, şunları kaydetti: "Bir insan, terörist birisi, karşınızda devlet güçleri ile savaşır. Hayatta olduğu sürece teröristtir. Öldüğü andan itibaren terörist bile olsa ölen her bir kimse, o bir insandır ve biz her insanın ölüsüne, cesedine, cenazesine saygı göstermek mecburiyetindeyiz. Hatta ve hatta biliyorsunuz, bizim inancımızda, bizim medeniyetimizde savaş meydanında sizle savaşan düşmana karşı, o düşmanı esir aldığınız zaman kötü muamele de yapamazsınız. Bir Müslüman, cephede bir düşmanın cesedi ile karşılaştığı zaman o cesede saygı göstermek durumundadır. Terörist ölene kadar mücadele edilecek bir insandır, öldüğü andan itibaren teröristin cenazesi de bir insan olarak asgari hürmet ve saygı gösterilmesi gereken bir cesettir. O cesede herkesin kendi inançları çerçevesinde son vazifesini yapmasına müsaade edilir. İnsanların kendi cenazelerini gömmelerine müsaade edilir. Hakikaten doğruysa bu olay, fevkalade vahim bir olaydır, insanlık dışı bir olaydır, insanlık suçudur ve bunun failleri konusunda da gerekli soruşturmalar yapılmalı ve sonuçları da kamuoyu ile de paylaşılmalıdır." (Sürecek)

Kurtulmuş: "Fevkalade Vahim, İnsanlık Dışı Bir Olaydır"
Kaynak: AA

Son Dakika Politika Kurtulmuş: 'Fevkalade Vahim, İnsanlık Dışı Bir Olaydır' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement