Bir zamanlar dünyanın önde gelen pancar üreticileri arasında anılan Türkiye'de 1998 yılında 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi 2014 yılında 17 milyon tona gerilerken, çiftçi sayısı ise 450 binden 130 binlere kadar düştü. Bunun üstüne bir de şeker pancarına alternatif olan Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) ürünlerine yönelik kotanın arttırılması Türk pancar üreticisinin kabusu haline geldi.
BAKANLAR KURULU'NDAN GLİKOZ LOBİSİNE YÜZDE 30 KOTA KIYAĞI
Türkiye seçim tartışmalarına odaklanmışken, 3 Haziran'da Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile NBŞ üretimi için 250 bin ton olarak belirlenen kota yüzde 30 oranında artırıldı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, stratejik bir ürün olan şeker pancarı tarımının Türk tarımı ve ekonomisi açısından milyonlarca ailenin ve bireyin geçimi ve geleceği anlamına geldiğine dikkat çekerek, "Tüm güçleri ile şekerpancarından yapılan şekerin yerini glikoz, izoglikoz ve fruktoz şurubuna bıraktırmak isteyen lobiler vargüçleriyle çalışmaktadırlar. Amaç ülkemizin, çiftçimizin çıkarı değil, şekerpancarının sürdürülebilir üretimi değil, topluma sağlıklı, doğal şeker yedirmek ise hiç değildir. Pancar şekerine alternatif bir ürüne ayrıcalık tanınarak kota artırımının tarım sektörünü ve pancar sanayinin desteklediği yan sektörleri olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Mevcut kanunda bile AB ortalamalarının çok üzerinde üretim kotası verilen NBŞ'lerin kotasının daha da artırılması pancar şekeri sanayi ve pancar üreticilerini olumsuz yönde etkileyecektir." görüşünü dile getirdi.
TÜRKİYE'DEKİ NBŞ KOTASI AB'DEN ÜÇ KAT FAZLA
Türkiye'nin yüzde 1,3'lük payla şeker pancarı üretiminde Brezilya, Hindistan ve Çin gibi ülkelerden sonra dünyada 15. sırada yer aldığını anımsatan ZMO Başkanı Güngör, "Türkiye'de 300 bin hektar alanda şekerpancarı ekilmektedir. 1998 yılında 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi, 2014 yılında 17 milyon tona gerilerken, çiftçi sayısı da 450 binden 130 binlere düşmüştür. Burada amaç, şeker fabrikalarının özelleştirilmesidir. Şeker pancarında son 10-12 yıl içerisinde yaşanan 2,5 milyon tonluk üretim daralmasının hayvancılığa yansıması, 6,5 milyon ton yaş pancar küspesi ve 900 bin ton melasın kullanılamaması şeklinde olmuştur. NBŞ kota oranlarının ülkemizde AB ülkelerine oranla yaklaşık 3 katı oranında fazla uygulanmasının sadece et üretimine olumsuz yansıması yaklaşık 250 bin tondur." açıklamasında bulundu.
ŞEKER AÇIĞI AB'DEN İTHAL EDİLEREK KAPATILACAK
Bir yandan şekerpancarı üretimine kotalar getirilmesi, öte yandan da çiftçinin üretimini sürdürememesi sonucu ortaya çıkacak olası şeker açığının ihracat geri ödemeleri ile desteklendiği için 'daha ucuza' şeker üreten ülkelerden ve özellikle AB'den ithal edilerek kapatılacağının altını çizen Güngör, açıklamasında ayrıca şunları dile getirdi:
TÜRK PANCARINDAN ESİRGENEN KAYNAKLAR ABD VE ARJANTİN MISIRINA
"Bu süreçte ucuz üretim yaptığı bahanesiyle nişasta kökenli şekerlere tanınan ayrıcalıklar sürdürülecek; ayrıca sanayide kullanılan şekerler tamamen mısırdan elde edilen şekerlere dayandırılacaktır. Ülkemizde pancar çiftçisinden esirgenen kaynaklar AB'nin pancar, ABD ve Arjantin'in mısır üreticilerine ve çokuluslu agro-sanayi tekellerine aktarılacaktır. Sonuç olarak, Türkiye'de NBŞ kotalarının sürekli olarak artırılmasına bir son verilmeli ve AB kota seviyelerine uygun olarak yeniden düzenlenme yapılmalıdır. Şeker üretim maliyetlerini düşürmek için şeker pancarı tarımı desteklenmelidir. Kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden vazgeçilmeli; pancarın yetiştirilmesinden şeker üretim ve pazarlanmasına değin tüm süreçte üreticilerin söz ve karar sahibi olacakları örgütlenmeler egemen olmalıdır."
ÜRETİCİLER TEPKİLİ, PANCARDA YÜZDE 50 DÜŞÜŞ VAR
Bakanlar Kurulu'nun NBŞ kotasını yüzde 30 artıran kararının ardından konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan şeker pancarı üreticileri ise üretimdeki büyük düşüşe dikkat çekiyor. Konya'nın Ilgın ilçesinde yaşayan pancar üreticisi Tahir Çiftçi, bölgedeki pancar üretiminde yüzde 50'lilere varan oranlarda düşüş yaşandığını belirtiyor. Mazot, sulama ve elektrik gibi giderlerin pancardaki üretim maliyetini yükselttiğini dile getiren Çiftçi, "pancar üretimini bırakan üretici arayış içinde. Kimisi patates ekiyor, kimisi de silajlık mısır ekmeye yöneliyor. Pancar kotasıyla ilgili de büyük sorunlar yaşanıyor. Kota uygulaması denetimsizlikle birleşince kota rantçıları ortaya çıkmaya başladı. Bu da gerçek pancar üreticisini güvence altına almak yerine daha çok mağdur ediyor." görüşünü dile getirdi.
'PANCARDA KOTA RANTIYLA DEVLET SOYULUYOR'
Adının açıklanmasını istemeyen Ilgınlı bir başka pancar üreticisi ise pancar kotasındaki akıl almaz rant oyunları hakkında çarpıcı iddialarda bulundu. Ilgın'da yüzde 70 ila 80 arasında kuraklık yaşandığına dair Tarım İlçe Müdürlüğü'nün raporları bulunduğuna dikkat çeken üretici, "kuraklık olduğu için kotasını dolduramayan üreticilere para cezaları kesilirken, yüksek kota hakkını elinde bulunduran rantçılar, uzak köylerden hayali pancar alımı yaptırılarak adeta ödüllendirildi. Burada 10 yıldır bir tazgah kurulmuş. Hayali alımlarla milyonlarca liralık pancar kotası rantı dönüyor. Devlet soyuluyor. Allah korkusu olan bir yetkilinin gelip incelemesini istiyoruz. Ilgınlı pancar üreticisi mağdur ediliyor. Bu konudaki sorunlarımızı birçok kez yetkililere aktardık ama bir sonuç alamadık. Pancar üreticisinin rant kıskacından çıkarılmasını istiyoruz." diye konuştu.
GLİKOZUN ÜLKEYE DE HALKA DA FAYDASI YOK
Nişasta Bazlı Şeker'in Türk üreticisine büyük darbe vuracağını dile getiren Ilgınlı pancar üreticisi, "pancar; yaşam için, toprak için, ülkemiz için çok değerli bir bitki. Yeşil yapraklarıyla oksijen üretimine de katkı yapıyor. Glikozun benim ülkeme, halkımıza bir faydası yok." görüşünü dile getirdi. (Kaynak:Yusuf Yavuz Odatv.com)
Son Dakika › Ekonomi › Hükümet Nişasta Bazlı Şeker Üretim Kotasını Artırdı, Üretici Zorda! - Son Dakika
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2023 yılı faaliyet raporunu İBB Meclisine sundu. İmamoğlu, raporda yapılan yatırımları ve hizmetleri detaylı bir şekilde açıkladı. Ayrıca, İBB'nin iştirak şirketlerinin 2023 yılını karla kapattığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ve Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Türkiye) Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Yılmaz, Türkiye ve ABD arasındaki ticaret hacminin 100 milyar dolara ulaşması hedefine yönelik istişarelerde bulunduklarını ve kamu-özel sektör işbirliğini güçlendirmeye devam edeceklerini belirtti.
Çin'in güneyindeki Shenzhen metropolünden yerel yetkililer, şehrin dış ticaretinin bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 28,8 artışla 1,02 trilyon yuana (yaklaşık 140,8 milyar ABD doları) ulaştığını açıkladı. Shenzhen'in özel işletmelerinin dış ticareti ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 45,2 artışla 720,96 milyar yuana ulaştı ve şehrin toplam ticaret hacminin yüzde 70,7'sini oluşturdu.
Çin'in Shanghai limanları üzerinden 2024 yılının ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 30,7 artışla 529.000 araç ihraç edildi. Waigaoqiao liman bölgesindeki gümrüklerde ise bir önceki yıla göre yüzde 20'nin üzerinde bir artışla 280.000'den fazla araç ihraç edildi. Yangshan gümrüğü ise yeni enerjili araçların yüzde 70'inden fazlasını işlemden geçirdi.
Yalova Dr. Hülya Kaya başkanlığında gerçekleştirilen İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda bir önceki dönemde kentte yapılan yatırımlar değerlendirildi.
Mersin'in Mezitli ilçesinde bulunan kovanlarda üretilen narenciye balının sağımı için hasat etkinliği düzenlendi. Vali Ali Hamza Pehlivan'ın da katıldığı etkinlikte, Mersin'in Türkiye genelinde arı kovanı sayısıyla 4. sırada yer aldığı ve yıllık yaklaşık 115 bin ton bal üretiminin 3 bin 500 tonunun burada gerçekleştirildiği belirtildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın talimatnamesi kapsamında Ordu'da ana arı yetiştiriciliği kursu düzenleniyor. Eğitimde, koloni bireyleri tanıma, üretim yöntemleri, kalite kontrolü gibi konular ele alınacak. Başarılı olan kursiyerlere sertifika verilecek.
DSİ tarafından yapılan açıklamaya göre, Kastamonu'da son 21 yılda inşa edilen sulama tesisleri ile 217 bin 740 dekar tarım arazisi sulamaya açıldı. Ayrıca, yapılan yatırımlarla 9 baraj ve 2 gölet inşa edilerek 119,68 milyon metreküp su depolama hacmine ulaşıldı. Kastamonu'da taşkın riskini azaltmak için tamamlanan 80 taşkın koruma tesisi ile şehir merkezi, yerleşim yerleri ve arazilerin taşkın kontrolü sağlandı. Ayrıca, Kastamonu'da 86 bin 710 dekar alanda arazi toplulaştırma tescili yapıldı ve 13 HES tesisi ile yıllık 327,38 gigawatt enerji üretimi sağlandı.
Yorumlar (11)