Görüntülü Haber) 10 PKK'lının Danimarka'daki Duruşması Başladı

Danimarka'da 2009-2012 yılları arasında, PKK adına toplam 211 milyon kron haraç topladıkları gerekçesiyle geçtiğimiz yıl tutuklanan ancak çıkarıldıkları şehir mahkemesinde suçsuz bulunarak serbest bırakılan 10 PKK'lının Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasıyla ilgili duruşmalar başladı. Ancak duruşma, sanıklardan birine tercümanlık yapacak kişinin ve bir sanığın gelmemesi üzerine yarına ertelendi.

Şehir mahkemesinin kararına bir üst mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesi'nde itiraz eden Devlet Başsavcılığı, 86 duruşmadan oluşan ve önümüzdeki yıl Haziran ayında sonuçlanması beklenen davada, mahkemeye, telefon dinlemeleri, bazı resim ve görüntüler, şahısların evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerden oluşan delilleri sunacak.

Duruşmalarda ayrıca Danimarka polisi dışında bazı Avrupa ülkelerinden gelecek polislerin de dinleneceği belirtildi. Duruşmada, Belçika polisinin PKK'lıların ev ve işyerinde yürüttüğü operasyonlar sonrasında elde ettiği delillerde de sunulacak. En genci 30, en yaşlısı 76 yaşında olan zanlılardan biri PKK için 140 milyon kron, diğerlerinden üç kişi de 16, 18 ve 37 milyon kron para toplamakla suçlanıyor. Ekim 2014'de şehir mahkemesinde 10 zanlı, insanı yardım olarak topladıklarını öne sürdükleri paraların PKK'ya gittiği konusunda bir bilgi sahibi olmadıklarını söyledikleri için delil yetersizliğinden suçsuz bulmuştu.

"Teröre lanet olsun, en büyük kurban biziz"

Zanlılardan Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan 76 yaşındaki Hasan Haydar Gürarslan, ilk kez DHA'ya konuştu. Gürarslan, terör olaylarından en çok Kürt halkının zarar gördüğünü öne sürdü ve ekledi:

"Ben bu yaşta mahkeme salonunda isem devlet utansın diyorum. İkinci kez yargılanıyoruz. Bu dava Türkiye ile Danimarka arasında Rasmussen'in NATO genel sekreterliği için yapılan pazarlık sonucu yapılan bir operasyonun ürünüdür. Hükümetin açılım politikasının yalan olduğunu, bunun tarihin bir tekerrürü olduğunu biliyoruz. Çözüm sadece bir kandırma olayıdır. Kürt tarafı tek taraflı ateş kes sürecini devam ettirdi ama Tayyip Erdoğan başkanlık umudunu kaybedince Kürt, Türk halkını ve Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükledi."

"Demirtaş Kürt halkının sesidir"

Hasan Haydar Güraslan, Demirtaş'ın açıklamalarıyla ilgili olarak da, "Kürt halkı hiçbir zaman silahı kullanmaya meraklı değildir. Silahla hiçbir zaman bir sorunun hallolmayacağını aklıselim herkes bilir. Silahlı mücadelede yürekleri paramparça olan başta Kürt halkının kendisidir. Eğer silahların susması gerekiyorsa başta bunu Kürt halkı istiyor. Selahattin Demirtaş'ın istediği Kürt halkının isteğidir. Kürtler kendiliğinden silaha sarılmadı" dedi.

Terör olayının varlığına kabul eden Gürarslan, "Terör olayı vardır. Doğrudur ve teröre bin kere lanet olsun. Ben terör kurbanıyım. Terörün kurbanı olarak memleketimden 55 yaşımda ayrıldım ve burada yaşamaya başladım… Ben şu anda 76 yaşındayım, tek arzum medya gerçekleri yansıtsın. Kürt halkını kayırsın demiyorum. Ülkemizin halkını, bataklıktan kurtarmaya çalışsınlar. İnsani bir duruş sergilesinler" diye ekledi ve şunları söyledi:

"Türkiye'ye dönüp hesap vermeye hazırım"

"Benim hakkımda sorgusuz infaz verdiler. Sorunlu olarak ülkemi terk ettim ve buraya geldim. 7 çocuk babası, 8 torun dedesiyim ama şu anda yapa yalnız yaşayan biriyim. Bunun nasıl bir acı olduğunu Tayyip Erdoğan acaba hissedebilir mi? Bu davadan yargılanıyorum. Ama Türkiye beni kırmızı bültenle arıyor. Türkiye beni kırmızı bültenle acilen buradan istiyordu. Ama burası vermedi. Ben ısrar ettim, resmi başvuruda bulundum, Türkiye'ye iademi istedim. Ama maalesef mahkeme bitinceye kadar göndermiyorlar. Ben nasıl silahlı bir örgüt kurmuşum? O yüksek mahkeme hakimi, savcısı gizli tanık ifadeleriyle beni nasıl örgüt kurmakla suçlamış, hakkımda tutuklama kararı almış? Bunları araştırın. Türkiye'deki yürekli insanlara medya mensuplarına sesleniyorum. Bunları araştırın. Ben Kellem pahasına da olsa orada gidip bunun hesabını vereceğim, hesaplaşacağım. Bunu Erdoğan bilsin."

"Tarafsız bir Avukat olarak görevim müvekkilimi en iyi şekilde savunmak"

Avukatlardan Erbil Kaya da DHA'ya, tercüman eksikliği yüzünden duruşmanın ertelendiğini belirterek, "Kürtçe bir tercümanla zanlı arasında anlaşmazlık olduğu için dava ertelendi. Burası şehir mahkemesine benzemiyor tabi Ağır ceza mahkemesi ve duruşmalara 86 gün ayrıldı. Sonuç hiç belli olmaz. Alt mahkemede beraat verildi burada da beraat kararı çıksın diye uğraşacağız ama netice belli olmaz. Türkiye'deki gelişmelerin mahkemece göz önüne alınmaması gerekir ama hiç belli olmaz bazı şeyler insanları etkileyebiliyor. Ben tarafsız bir Avukat olarak kimin davası olursa olsun bakmak zorundayım ve görevim müvekkilimi en iyi şekilde savunmak" dedi.

"Savcı taleplerinin hepsinin duruşma hakimi tarafından kabul edilmesini isteyecektir"

Üç zanlının savunma avukatı Danimarka Parlamentosunun eski Adalet Komisyonu Başkanı Björn Elmquist, DHA'ya mahkemeyi kazanmak için terör davası olmaktan çıkarıp, normal silahlı bir mücadele kapsamında görülmesini isteyeceklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Kürtçe konuşan tercüman gelmediği için duruşma ertelendi. Duruşmadaki tercüman ile zanlılar birbirini anlayamıyordu. Bundan sonra söz konusu tercümanı getirmelerini bekleyeceğiz yarın olmazsa Perşembe günü duruşma devam eder. Önceki duruşma ile bu duruma arasındaki fark, savcı tabi ki yeni delillerle gelecek ve taleplerinin hepsinin duruşma hakimi tarafından kabul edilmesini isteyecektir. Savunma avukatı olarak ben onu anlıyorum."

"Bu davayı terör davası olmaktan çıkarmalıyız"

Hasan Haydar Gürarslan'ın avukatı Gert Dyrn, Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın bir Tercüman ve bir zanlının duruşmaya gelmemesi nedeniyle ertelendiğini belirterek şöyle dedi:

"Beklentimiz Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Şehir Mahkemesi'nin kararına benzer karar alarak zanlıları suçsuz bulması. Bazı sorunlarımız var onları lehimize çevirmeye çalışacağız ama o konuda konuşmak istemiyorum. Bazı sorunlar konusunda beklemek istiyoruz. Davayı kazanmak için Türkiye ve PKK arasındaki anlaşmazlığın ne şekilde bir anlaşmazlık olduğunu öne çıkarmamız gerekir. Yani bu davayı terör davası olmaktan çıkarmalıyız. O zaman terörle mücadele yasası yerine başka silahlı mücadele ile ilgili yasalar gündeme gelir. Mesela savaş suçu gibi. Bugüne kadar PKK'nın askeri kanadı üzerinde duruldu ama PKK sadece bu değil. PKK aynı zamanda bir yerel dans kulübü veya mülteci derneği de olabilir."

Giriş-çıkışlarda sıkı güvenlik önlemi

Duruşmaya giriş çıkışlarda çok sıkı güvenlik önlemi alındığı görüldü. Duruşma salonunun girişinde kurşun geçirmez yelekli polisler görev aldı ve binaya giren herkesin üzeri, çantaları aramadan geçirildi. Polislerden biri: "Bu dava çok hassas bir dava onun sıkı güvenlik önlemi aldık. Her an her şey olabilir, ne de olsa bir terör davası" dedi.

Görüntü dökümü:

-Mahmake logosu önünde anons

-binanın girişi ve dış görünüşü

-Hasan Haydar Gürarslan'ın DHA'ya açıklamaları

-Avukat Björn Eyşmquist'in DHA'ya açıklamaları

-Avukat Gert Dyrn DHA'ya açıklamaları

-Avukat Erbil Kaya'nın DHA'ya açıklamaları - Kopenhag