Forbes: Erdoğan, Türkiye'nin Putin'i Oldu

Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanması durumunda kullanacağı yetkiler ve Başbakanlığın kimin üstleneceği konuları yurt dışında da yorumlara konu olmayı sürdürüyor.

Forbes sitesinde yayınlanan bir makalede Erdoğan'ın "Putin tarzı" bir başbakan olduğu, cumhurbaşkanlığı adaylığının bu durumu "bir adım daha" ileriye götürdüğü öne sürülüyor.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Erdoğan'ın Medvedev'i olması beklentisi"nden söz edildiği makalede Gül'ün "Medvedev rolünü oynamayı reddederse bile Başbakan olacak AKP'li'nin Erdoğan'ın tercih ettiği sistemi kucaklayacağı" iddia ediliyor.

"VLADİMİR ERDOĞAN"

Forbes'ın yer verdiği ve başlığında "Vladimir Erdoğan" ifadesinin kullanıldığı makalede Başbakan Erdoğan'ın üç seçim kazanmış olsa da "siyasetten çekilmeye hazır olmadığı" belirtiliyor ve Erdoğan'ın Rus Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'den "siyasi sistemi kendi çıkarlarına hizmet etmesi amacıyla yeniden yapılandırmak" gibi bazı şeyleri "öğrendiği" iddiası dile getiriliyor.

Erdoğan'ın "Putin tarzı" bir başbakan olduğunun yadsınamayacağı, cumhurbaşkanlığı adaylığının da bunu bir adım daha ileriye götürdüğü, Erdoğan'ın farklı bir cumhurbaşkanlığı konseptinin olduğu öne sürülen makalede "2012 yılında AKP, parlamentoya cumhurbaşkanının hem devlet hem de hükümet başkanı olacağı yeni bir cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik bir teklif sundu" deniliyor.

"ABDULLAH GÜL, ERDOĞAN'IN MEDVEDEV'İ OLMAYABİLİR"

Makalede bunun ardından Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması durumda tüm anayasal yetkileri kullanacağı yönündeki açıklamalarına dikkat çekildikten sonra Türkiye'de Abdullah Gül'ün "Erdoğan'ın Medvedev'i olması beklentisi"ne vurgu yapılıyor.

Ancak Abdullah Gül'ün "Putin-Medvedev formülünün Türkiye için uygun bir model olmayacağına inandığını" söylediği de anımsatılıyor ve "Gül, 2015 yılında Medvedev rolünü oynamayı reddederse bile herhangi bir AKP'li başbakan, muhtemelen Erdoğan'ın tercih ettiği sistemi kucaklayacak" deniliyor ve bu yöndeki bir hareketi "kaçınılmaz" olarak değerlendiriliyor.

"ERDOĞAN, PARTİDEN KOPMAZ"

Türk cumhurbaşkanının anayasa uyarınca bağımsız, parti bağları olmayan bir şahsiyet olması gerektiği ancak Erdoğan'ın partisi ile bağları kesme niyetinin bulunmadığı gibi göründüğü de savunuluyor ve "Erdoğan'ın gerçekleştirdiği siyasi yeniden yapılanma, Türkiye'nin demokrasinin, Rusya'dakinden eski olsa da onun kadar uysal olduğunu yansıtıyor" denildikten sonra şu savları dile getiriliyor:

"Ve bu tür demokrasilerde seçmenlerin kararlarını belirleyici olan asıl unsur, istikrardır. Ancak Rusya'nın aksine büyük enerji kaynaklarından yoksun Türkiye'nin istikrarı, ülkenin ve liderinin yurt dışındaki algısına bağı olmaya devam ediyor. Putin, enerji bolluğu sayesinde ekonomik güç elde ederken Türkiye, büyüyen ekonomisi için gerekli yatırımları çekmek için yurt dışındaki imajına güveniyor. Bu da Erdoğan'ın zayıf noktası olabilir".