Erdoğan: Ben Damdan Düşmüş Biriyim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan canlı yayınlanan programda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan son günlerde çok tartışılan başkanlık sistemi ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Erdoğan, " Nasreddin Hoca'nın bana doktor değil damdan düşen birini getirin dediği gibi. Ben damdan düşmüş biriyim. Bizim önümüz birçok kez tıkanmıştır. Eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı çok daha ileride olurduk." dedi.

SARAY'DAN İLK CANLI YAYIN

Öte yandan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılan canlı yayında bir ilk olarak kayıtlara geçti.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"Göreve geldiğimizden beri gündemin dışında kalmadık amacımız aldığımız yetkiyi sonuna kadar kullanmak. Göreve geldiğimden beri 19 ülkeyi ziyaret ettim. Başbakanımıza da olan ziyaretler dolayısıyla ülkemize gelen devlet liderleriyle görüştük.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Bu konu hakkında çok fazla spekülasyonlar yapılıyor. Özellikle birçok alışkınları değiştirmeye yönelikl adımlar attıldığında bu tür şeyler oluyor. Birçok lider bu sistemin faydalı olacağını dile getiriyor. Nasıl muasır medeniyetler seviyesine çıkarız? Bunun derdindeyiz. Türkiye bu süreci milletvekilleriyle işleyecek. Denetimsiz bir anlayışın olması çok çok sıkıntılar doğurur. Başkanlık sisteminde denetleme olacak. Eğer yaşayarak bir şeyi yapıyorsanız netice almanız daha kolaydır.

"BEN DAMDAN DÜŞMÜŞ BİRİYİM"

Teori noktasında bir çok insanlar pek çok şeyin teorisini ortaya koyabilir ama yaşayarak bir şeyi yapıyorsanız o noktada çok daha farklı olur. Nasreddin Hoca'nın bana doktor değil damdan düşen birini getirin dediği gibi. Ben damdan düşmüş biriyim. Bizim önümüz birçok kez tıkanmıştır. Eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı çok daha ileride olurduk. Yargıyla sürekli bir sürtüşme içinde olursanız ülke yönetiminde sorunlar yaşanır. Başkanlık sisteminde bu sorunlar tamamen ortadan kalkmış olacak.

"AMERİKA BU SİSTEMİ OTURTTU"

Hukukun sınırını zorlama noktasından uzaklaşmak için başkanlık sistemi konusunda adım atmayı istiyoruz.

Dünyada en ileri demokrasi dendiği zaman ABD söyleniyor bu açık ve net. Onlar bu konuları bir hukuk sistemine oturttu. Bizim de bunu hukuk sistemine oturtma imkanımız var. Amerika gelenek ve görenek çerçevesinde bu sistemi oluşturduysa biz de bu şekilde sistemimizi oluşturacağız. Biz hukuk sistemini oluştururken bunları göz ardı etmeyeceğiz

MUHALEFETİN BAŞKANLIK SİSTEMİ YORUMU

Türkiye'de böyle bir tez ileri sürülünce neden adı padişahlık sistemi adını alıyor? İstiyoruz ki halkımızın refahını daha ileri seviyelere taşıyalım. Muhalefet biz nediysek tam tersini dedi beyaz dediğimize siyah, evet dediğimize hayır dedi. Bizim ülkemizde muhalefetin kalkınma gibi bir derdi yok. Ben elimdeki yetkileri ideal şekilde kullanamıyorum ilerde halk sormaz mı, biz senden bunları istedik neden yapmadın diye. Ben halkın beklentilerni çok iyi biliyorum.

Türkiye'de başkanlık sistemi konusunda evet-hayır bakımından dengeli biçimde.Başkanlık sisteminde Başbakan, başbakanın birinci yardımcısı oluyor.

ERMENİ MESELESİ

Ermeni diasporası Türkiye ile bir kavganın içersinde süreci işletmeye çalılıyor. Biz diyoruzki samimiyseniz eğer, açalım arşivlerimizi bırakalım tarihçilerimiz tartışsın, raporlarını bize sunsunlar ve siyasiler olarak oturup konuşalım. Eğer ödememiz gereken bir bedel varsa biz bunu ödeyeceğiz fakat buna yanaşmıyorlar. Hiç alakası olmayan ülkere gidip kendilerine göre karar çıkartıyorlar. Sorsanız haritada Ermenistan'ın yerini göstermez fakat parlamentoda Ermenistan ile ilgili karar çıkarıyorlar.

KOBANİ'DE SON DURUM

DAEŞ'in oradan çekilmesi yeterli değildir. Kobani'nin inşaası kimler tarafından yapılacak? Ben sorarım nerede bu bombalayanlar. DAEŞ attığı adımlarla çirkin emellerinde yürümüştür ve buna karşı verilen cevaplar doğru değildir. Sadece hava harekatlarıyla bu meseleyi çözemezsiniz demiştim. Tek söyledikleri şey Eğit-Donat konusuydu. Esed rejimi Halep'i bombalarken birileri sessiz kalıyor.

Uçuşa yasak güvenli bölge olmazsa beraber hareket edemeyiz. Buradaki mücadele bu anlayışla devam ederse istenilen yere ulaşamaz.

Diyorlarki gelsin TOKİ, Kobani'yi inşaa etsin. Kusura bakmasınlar da sevsinler sizi. Böyle bir saldırı sonrası TOKİ o bölgeye girmez.

Kobani'yi konuşuyoruz da niçin Halep'i konuşmuyoruz. Biz her türlü insani görevi yerine getirdik. Yapılanların hakkını teslim etmiyorlar. Bu yardımları yürüten malum partinin belediyeleri değil AFAD'tır. Kobani'de olanların hesabını biz onlara vermeyeceğiz. Hesabımızı önce Allah'a sonra halkımıza vereceğiz.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Bugüne kadar bu arkadaşların samimi olduğunu görmedim. Eğer olsalar 6-7 Eylül olayları meydana gelmezdi. Samimi olsalar, Hakkari'deki havaalanı bitmiş olacaktı. Cizre'de açılan hendekleri görüyorsunuz... Burada zarar gören halk değil midir? Uygulamalar ve yaklaşım tarzları samimi olmadıklarının göstergesi fakat biz bize düşen kısımda kararlı şekilde devam edeceğiz. Çözüm sürecini kardeşlik süreci olarak başlattık.

Yeni yeni örgüt isimleri çıkıyor ortaya hedef saptırmak için. İç Güvenlik paketi ile çözüm sürecinde önemli bir mesafe alınacağını düşünüyorum. Çünkü halk huzur istiyor. Bu adımların atılmasıyla birlikte benim Kürt kardeşlerim rahata kavuşacaklar.

"ÇÖZÜM SÜRECİNE ENGEL OLMAK İSTEYENLER VAR"

Biz Akil İnsanları Türkiye huzura kavuşsun diye topladık. Çözüm sürecine engel olmak isteyenler var. MGK'da legal görünüm altındaki illegal yapıları, Paralel yapı ismiyle kayda aldık. Bu yapıyla devlet bütün organlarını seferber ederek mücadele ediyor.

Biz savcı kendi şahsi fikirlerini ortaya atarak görevini yapamaz. Emniyet teşkilatında neler yapılmış ortaya çıkıyor. Teşkilatımızın içinde böyle bir ayrılık yaşanırsa güvenliğimizi nasıl sağlayacağız? Aynı şey TSK'da yaşanırsa ne yapacağız? O yüzden bizim verdiğimiz mücadele kolay değil. Biz Allah'ın verdiği bu aklı ilmi, hukukun tesisi için kullanalım.

Halkın dirliğini bozmalarına fırsat vermeyeceğiz. Hak hakimdir, hak galip gelecektir.

Acımasız bir süreç işletiliyor; Talimatları da Pensilvanya'dan alınıyor. Bize 'hapiste çok gazeteci var diyorlar.' Fakat aldıkları duyuma göre hareket ediyorlar. İçeride 7 gazeteci var bunları 5 tanesi bizim iktidarımız öncesi terör örgütleriyle direk temasları oldukları için ceza almışlar yazdıkları veya kalemleri yüzünden değil."