Erdoğan: "2023'te Kişi Başına 25 Bin Dolar Geliri Olan Ülke Olmayı Hedefliyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokyo'daki Türkiye- Japonya İş Forumu'nda gerçekleştirdiği konuşmasında, "Cumhuriyetimizin 100.yılı 2023'te kişi Türkiye'yi, başına 25 bin dolar, toplamda 2 trilyon dolar gelire sahip 500 milyar dola ihracat yapan dünyanın sayılı deniz ve hava limanlarına sahip, 3 nükleer santral inşa etmiş bir ülke haline getirmeyi hedefliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokyo'daki temaslarına devam ediyor. Erdoğan, Türkiye-Japonya İş Forumu'nda iş adamlarına seslenerek, "Japon iş dünyasının değerli mensuplarının Türk meslektaşlarıyla bir araya getiren bu toplantının ekonomik, ticari ve yatırım ilişkilerimize karşılıklı fayda sağlayacak yararda olmasını temenni ediyorum. Asya'nın batı ve doğu uçlarında yer alan ülkelerimiz milli kültürleri temelinde modern bilgi çağının gerektirdiği reformları hayata geçirecek önemli küresel ve bölgesel faktörler arasında yer aldılar. BM, G20 ve OECD gibi uluslar arası forumlarda işbirliği içerisinde hareket eden ülkelerimiz küresel ve bölgesel barış, istikrar ve refaha önemli katkılarda bulunuyorlar. Türkiye'nin bu yıl dönem başkanlığını yürüttüğü G20, her iki ülkenin global düzeydeki etkinliğini ve gücünü teşvik eden çok önemli bir platformdur. G20 sürecinde başkanlık hedeflerimizi gerçekleştirmede küresel ekonominin önde gelen aktörlerinden olan Japonya'nın destek ve işbirliğine özel önem veriyoruz. Önümüzdeki ay Antalya'da düzenleyeceğimiz G20 Zirvesi'nde Başbakan Sayın Abe'yi ülkemizde ağırlamaktan memnuniyet duyacağım. Bu ziyaretim son iki yıldır Japonya'ya yaptığım ikinci ziyarettir. Sayın Abe'yle 2013 yılında iki defa Türkiye'de görüştük. Bu görüşmelerde Türk-Japon ilişkilerinin stratejik ortaklık düzeyine taşınması yönünde çok önemli kararlar aldık" dedi.

Erdoğan, Türkiye ve Japonya'nın hem siyasi hem e ekonomik olarak 1800'lerin sonlarından itibaren birbirlerinin önemini fark ederek tarihsel derinlik oluşturan bir dostluk geliştirdiğini kaydederek, "Sultan Abdulhamit ve İmparator Meji arasında kurulan dostluk 1890 yılında Kushimoto'da meydana gelen bir deniz kazası ile iki ülke arasındaki güçlü bağların çıkış noktası haline geldi. Türkiye ve Japonya arasındaki dostluğun sembolü olarak anılan Ertuğrul Firkateyni kazasının 125'inci yıl dönümüne denk gelen 2015'in stratejik ortaklığımızın da daha da derinleştirileceği bir yıl olduğuna inanıyorum. Bildiğiniz gibi bu yıl Japonya'nın çeşitli şehirlerinde anma etkinlikleri düzenlendi. 2014 yılındaki ziyaretim esnasında Sayın Abe ile stratejik ortaklığımızı temel yapı taşlarından birini oluşturacak Türkiye Japonya ekonomik ortaklık anlaşması süreci açısından önemli bir adım attık. Bu anlaşmanın resmi müzakerelerinin 2014 yılında başlaması kararını aldık. Geçen ay bu müzakerelerin 3'üncü turunun başarıyla yapılmış olmasından ülkelerimiz adına memnuniyet duyuyorum. Ekonomik işbirlikleri, piyasa açılımları ve serbest ticaret düzenlemeleri milletlerin karşılıklı refahlarının artmasında önemli yapı taşlarını oluşturuyor. DOHA müzakerelerindeki tıkanıklık ülkeleri bölgesel entegrasyona yöneltti. Özellikle Asya Pasifik bölgesinde devam eden Trans Pasifik ortaklık ve Transatlantik ticaret yatırım ortaklık anlaşmaları müzakereleri gelecekteki dünya ticaret haritasını şekillendirecektir" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE- JAPONYA ARASINDAKİ İKİLİ TİCARET HACMİ GELİŞMESİNE KARŞIN HALEN ARZU EDİLEN SEVİYENİN ALTINDA"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bir taraftan AB ile üyelik müzakerelerinin devam ettiğini diğer taraftan da bu tür müzakerelere dahil olarak dünya ile ticari sirkülasyonumuzu tamamlamak için çalıştığını sözlerine ekleyerek, "Aynı şekilde Japonya'nın da Sayın Abe'nin başbakanlığında bölgesel işbirliği müzakerelerinde önemli adımlar kaydettiğini görüyoruz. Müzakereleri devam eden Türkiye-Japonya ekonomik ortaklık anlaşmasının karşılıklı ticaret ve yatırımların artmasına büyük katkı sağlayacağına da inanıyorum. Türkiye ile Japonya arasında ikili ticaret hacmi gelişme kaydetmesine karşın halen arzu ettiğimiz seviyelerin altında bulunuyor. 2014 sonu itibariyle iki ülke arasındaki ticaret hacmine baktığımız zaman Türkiye'nin aleyhine 3,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Tabi dış ticaret hacmimiz Türkiye aleyhine burada ciddi bir dengesizlik ortaya koyuyor. Bu durumun düzeltilmesi için de inanıyorum ki iki dost ülke birlikte gerekli olan çabayı harcayacaktır. Burada 2023 hedefi olarak bugün de Sayın Abe'yle bunları konuşacağız. 30-35 milyar dolar seviyesinde bir ticaret hacmini eğer belirleyebilir de bu alanda çalışmalarımızı buna göre geliştirirsek inanıyorum ki kazan kazan esasına göre her iki ülke de çok ciddi buradan bir kazanç elde edecektir. Dünyanın tarımda 7'inci ülkesi olan Türkiye'nin dünyanın en büyük gıda ithalatçısı olan Japonya'dan çok daha geniş bir pazar payına sahip olmasını hep birlikte teşvik etmeliyiz. Son yıllarda Türkiye'ye yönelik Japon yatırımlarında önemli bir artış olduğunu da burada ifade etmek isterim. Bunda Sider iş dünyasının kararlarının da büyük etkisi olduğunu biliyorum. Türk ve Japon hükümetlerinin bu konudaki olumlu çabaları ve stratejik işbirliğini de takdirler burada anmak istiyorum. Özellikle tabi Japonya 2013 yılında yurtdışına yaklaşık 136 milyar dolar 2014 yılında da 114 milyar dolar yatırım yaptı. Türkiye'ye gelen miktar ise 2013 yılında 439 milyon dolar ve 2014 yılında 2012 dolar seviyesinde kaldı. Bu rakamın çok üst seviyelerde olması gerektiğini düşünüyorum. Tabi Japonya'da Türk girişimcilerin maalesef ciddi bir yatırımı yok. Bunu da burada özellikle ifade edeyim. Türkiye'nin her yıl Japonya'nın yurt dışı yatırımlarında en az yüzde 1 pay alması yıllık askeri 1 milyar doların üzerinde bir yatırım hacmi anlamına gelecektir. Ülkemizde her alanda stratejik ortaklığımızın gereği olarak daha çok Japon ekonomik varlığını görmekten memnun olacağız" açıklamasını yaptı.

"ŞEHİR HASTANELERİ İLE SAĞLIK SEKTÖRÜNDE CİDDİ ADIMLAR ATIYORUZ"

Türkiye'nin hızla büyüyen ve gelişen bir ülke olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu nedenle büyük alt yapı yatırımlarına ihtiyacımız bulunuyor. Alt yapı yatırımları alanında Japonya ile iş birliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Bu iş birliğinin önemli bir boyutu finansman erişimi konusudur. Marmaray projesinde olduğu gibi uygun koşullu kredilerden yararlanmaya devam etmemiz iki ülkenin karşılıklı menfaatinedir. Bu anlamda hafif raylı sistem ve metro projeleriyle yenilenebilir enerji alanındaki projeler başta olmak üzere Türkiye'nin mega projelerine dikkatini çekmek istiyorum. Dünyanın en uzun asma köprüsü olması planlanan Çanakkale Boğaz Köprüsü projesi, İstanbul'daki 3 katlı Avrasya, Tüneli Ankara-İstanbul yeni hızlı tren projesi bunlardan bazılarıdır. Bu alanlarda ve diğer alt yapı projelerinde birlikte çalışmalar yapabiliriz" dedi.

Bir diğer önemli adımın sağlık sektöründe olduğunu kaydeden Erdoğan, "Şehir hastaneleri ile sağlık sektöründe ciddi adımlar atıyoruz. Bunun öncelikli olarak 30 tane büyükşehrimizde başlatmış bulunuyoruz. 17 tane büyükşehirde şu anda inşaatlar devam ediyor. Diğer büyük şehirlerde de arka arkaya ihaleler yapılacak ve onlarda da adımlar atılacaktır. Burada kamu özel ortaklığı söz konusudur veya yatırımın yapılıp devletin bunu kiralaması sistemi ile bu adımlar atılacaktır. Türkiye tüm yatırımcılar gibi Japon dostlarımız için güvenli bir liman 2014 yılındaki 8100 milyar dolarlık gayri safi yurt işi hasılamız ve kişi başına 10 bin doların üzerindeki milli gelirimiz de çok önemli bir potansiyele sahibiz. 2010 yılı büyüme oranımız yüzde 9,2 olarak gerçekleşti. Finansal krizin gittikçe ağırlaştığı 2011 yılında Türkiye yüzde 8 buçuk büyüyerek dünyada ikinci en hızlı büyüyen ülke oldu. 2014 yılı sonunda ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 artarak yaklaşık 158 milyar dolar, ithalatımız ise yüzde 3,7 azalarak 240 milyar dolar oldu" ifadelerini kullandı.

"1980'LERDE BAŞLAYAN İNSANİ YARDIMLARIN ÖZELLİKLE 12 YILDA CİDDİ BİR ARTIŞ GÖSTERDİ"

Erdoğan bankalarda sermaye yeterlilik oranının yüzde 8'den 2014'te yüzde 15'e yükseltildiğini kaydederek, "Avrupa, Asya ve Afrika'nın merkezinde yer alması Türkiye'nin yakın çevresi ile ekonomik iş birliği mekanizması kurmasını da kolaylaştırıyor. AB ile 1996 yılından bu yanda gümrük birliği içinde bulunan Türkiye Avrupa'yla ekonomileri nedeniyle bütünleşmiş durumdadır. Ülkemizin G20 üyeliği be halihazırdaki G20 dönem başkanlığı küresel ekonominin yönetiminde üstlendiğimiz sorumluluğun bir ifadesidir. OECD, Karadeniz Ekonomik İş Birliği, G8, Ekonomik İş birliği Teşkilatı ve İslam İş Birliği Teşkilatı üyeliklerimiz Türk dış politikasının çok boyutlu ve bölgesel ekonomik yöneliminin yansımasıdır. 2003'ten bu yana kararlılıkla hayata geçirilen yapısal reformlar, bunun yanında ihtiyatlı para ve maliye politikaları sayesinde Türkiye'nin makro ekonomik temeli güçlenmiştir. Tarımsal ekonomik büyüklük itibariyle dünyanın yedinci, Avrupa'nın birinci ülkesiyiz. Hedefimiz tarımsal ekonomik büyüklükte dünyada ilk 5'e girmektir. AB standartlarına haiz tarımsal ürünlerimizi ağırlıkla Avrupa ülkeleri ile Rusya Federasyonuna ihraç ediyoruz. Ancak başta Japonya olmak üzere yetkili diğer önemli ekonomilere de tarımsal ihracatımızın artmasını arzu ediyoruz" dedi.

1980'lerde başlayan insani yardımların özellikle 12 yılda ciddi bir artış gösterdiğini kaydederek, "2014 yılındaki 4 buçuk milyar dolarlık insani yardım tutarı ile ABD ve İngiltere'nin ardından dünyanın en çok insani yardım gerçekleştiren ülkesi olduk. 2016'da dünyanın ilk insani zirvesine ev sahipliği yapacağız. Cumhuriyetimizin 100.yılı 2023'te Türkiye'yi kişi başına 25 bin dolar, toplamda 2 trilyon dolar gelire sahip 500 milyar dola ihracat yapan dünyanın sayılı deniz ve hava limanlarına sahip, 3 nükleer santral inşa etmiş bir ülke haline getirmeyi hedefliyoruz. Aynı şekilde bölünmüş yolların uzunluğunu 23 bin kilometreden 36 bin 500 kilometreye, 2 bin 25 kilometre olan otoyollarımızın uzunluğunu 7 bin 500 kilometreye, hızlı tren hatlarının uzunluğunu bin 200 kilometreden 13 bin kilometreye çıkarmayı kendimize hedef olarak belirlemiş durumdayız" açıklamasını yaptı.

Erdoğan konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Japonya ile birlikte hayata geçirmeyi ön gördüğümüz Sinop Nükleer Güç Santraline büyük önem veriyoruz. Bu proje stratejik ortaklığımız çerçevesinde uzun vadeye yayılan kapsamlı bir iş birliğini de beraberinde getirecektir. Başbakan Abe ile birlikte başlattığımız, Türkiye- Japonya Bilim ve Teknoloji Üniversitesi projesine verdiğimiz önemi de buradan özellikle vurgulamak istiyorum. Son iki gün içerisinde yetkili arkadaşlarımız burada da görüşmelerini yaptılar ve özellikle Türk ve Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi projesi ile ilgili İstanbul'umuzun nadidede semtlerinden bir tanesinde 10 dönümlük bir arazi tahsis ettik ve şimdide de yoğun bir şekilde proje safhasını aşıp ondan sonra da bu üniversitemizi hayata geçireceğiz. Ortak üniversite projemizin bilim ve teknoloji alanındaki iş birliğimizi yeni ve çok daha sağlam bir zemine taşıyacağına inanıyoruz. Mevcut gelişmiş siyasi ve hukuki alt yapıyı değerlendirecek siz değerli iş adamlarısınız. Ekonomik ve ticaret münasebetlerin karşılıklı yarar temelinde geliştirebilmesini bunun için de iş adamlarına gerekli kolaylığı sağlayacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Bugünkü temaslarının verimli geçeceğine, yeni iş bağlantıları kuracağınıza ve Türkiye-Japonya ekonomik ilişkilerine katkıda bulunacağınıza inanıyorum. Bu temenni ile bu toplantının Türkiye-Japonya iş adamları arasında başarılı ve verimli yeni ortaklıklara vesile olmasını diliyorum" - TOKYO