Eğitim ve Ahlak Şurası

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, "Çalışma hayatımızın güncel problemlerin ardında  aslında insan yetiştirme modellerimizden uzaklaşmamız ve bu eksiklikten doğan ahlaki sorunlar yatmaktadır" dedi.

Eğitimciler Birliği Sendikası ve Türkiye Yazarlar Birliği tarafından, Ankara Bera Otel'de "Eğitim ve Ahlak Şurası" düzenlendi.

Etyemez, burada yaptığı konuşmada, modern eğitim ve okulların, toplumu şekillendirme, bireylerin yaşamını dönüştürme, yeni bir ahlak düzeninin inşası hususunda başarısız olduğunu söyledi.

Türkiye'nin zengin eğitim birikimine sahip olmasına rağmen, son iki yüzyıldır kendi medeniyet kodlarına dayalı, özgün eğitim ve okul modelleri geliştiremediğini ifade eden Etyemez, eğitimde bir istikamet ve gaye problemi olduğunu belirtti.

Okulların ve eğitimin yeniden düşünülmesi ve aynı zamanda "iyi ödev insanı yetiştirme" ülküsü etrafında yeniden analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Etyemez, eğitimin, erdem ve ahlaki donanımlardan oluşan insani değerler, bilgi, beceri ve teknik donanım olmak üzere iki boyutta değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Etyemez, şöyle devam etti:

"Çalışma hayatı da eğitim ve ahlak değerlerinin birlikte yaşatılması gereken bir alandır. Bir yandan rızk kazanacağımız geçerli bir mesleğin eğitimini alırken, bu dönemin devamında bu mesleği ahlaklı bir şekilde yürütmek vardır. Ahilik geleneğimizde iş ahlakı vardır, karın maksimizasyonu değil, helal rızk, namuslu kazanç vardır. Çalışma hayatımızın güncel problemlerinin ardında da aslında insan yetiştirme modellerimizden uzaklaşmamız ve bu eksiklikten doğan ahlaki sorunlar yatmaktadır. Soma ve Ermenek'teki maden kazaları, ahilik ahlakını, iş sağlığı ve güvenliğinin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu, hatta belki de bu sorunun çözümünü, yine kendi kültür ve medeniyet kodlarımız içinde aramamız gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur."

-"Kendi medeniyet kodlarımızla eğitim"

Türkiye'nin  son yıllarda önemli gelişmeler kaydettiğini anlatan Etyemez, 2040'lı yıllardan sonra nüfusun yaşlanacağı göz önünde bulundurularak, gelecek 25 yılın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Etyemez, "Gelecek 25 yıl içinde bu nesli kendi medeniyet kodlarımızdan hareketle iyi eğitir ve iyi ödev insanları olarak geleceğe hazırlarsak, yarınlarımızın bugünden daha iyi olacağı yönündeki iyimserliğimizi koruyabiliriz. Bu süreçte temel olarak her bir çocuğumuzu, ülkemizin ve milletimizin geleceği açısından bir potansiyel olarak görüp hiçbirinin sınavlarda elenmediği, sıraya dizilmediği ve onları stratejik bir varlık olarak göreceğimiz bir yapıyı kurmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

Etyemez, kendine ve ülkesine güvenen, medeniyeti yeniden inşa etme yolunda farklı bir nesil yetiştirmek gerektiğini sözlerine ekledi.

-"Test ile tost arası sıkışan öğrenciler"

Memur-Sen Konfederasyonu ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da dünyada ve Türkiye'de toplumsal düzeyde ahlaki yozlaşma riskinin arttığı bir süreçte, eğitim-ahlak ilişkisini merkeze almanın erdemli, ahlaklı, iyi insan ve ahlaklı toplum arayışlarına önemli katkı sağlayacağına inandığını söyledi.

Hangi derece ve türde olursa olsun eğitim-ahlak ilişkisinde en önemli unsurun, müfredatın, eğitim araçlarının, eğitim ortamının ahlaki duyarlılık içermesi olduğunu belirten Gündoğdu, bilgiye dayalı ahlakçılık yerine eyleme dayalı ahlakçılığın esas alınması gerektiğini vurguladı.

Son 1,5 yıldır bakanlığın gayretlerini takdir ettiklerini ancak bunun yeterli olmadığını belirten Gündoğdu, değerlere dayalı insan olmaya yönelik eğitimin çok önemli olduğuna ancak günümüzde, iyi bir meslek makam sahibi olma amacının daha çok önemsendiğini ifade etti.

"Esas olan insan olmak, iyi insan olmak" diyen Gündoğdu, bu anlamda gerçekten bir eğitim reformu yapılmak isteniyorsa, "iyi insan olmayı" 'iyi meslek sahibi olmanın" önüne koyan eğitim felsefesine dayalı bir sistemi kurmaya çabalaması gerektiğini kaydetti.

Evrensel ahlakın da önemini vurgulayan Gündoğdu, "Maalesef eğitim sistemimiz gençleri öğrenci sıfatına hapis ediyor. Onların insan sıfatını örtüyor. Öğrenci olup insan olamayınca da sadece eleyen test ile tost arasına sıkıştırılan sınavların amaç olduğu bir sistem ile karşı karşıyayız. İyi insan olmayı iyi mesleğin önüne koyamadığımız sürece ülke olarak kaybetmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

-Öğretmenlerin özlük hakları

Bu kurgunun en önemli öznesinin de öğretmenler olduğunu ifade eden Gündoğdu, öğretmenlerin toplumdaki saygınlığının ve itibarının, bu hedef doğrultusunda oluşması ve korunması gerektiğini dile getirdi.

Akademisyenlerin özlük haklarına ilişkin düzenleme yapıldığını anımsatan Gündoğdu, "Hak ettiği için astsubayına 3 bin 600'ü veren devlet, hak ettiği halde meslek erbabına, öğretmenine bunu hala vermiyor, sayısının çokluğunu bahane ediyorsa bu sadece öğretmene değil, eğitime ve eğitimin bu ülkenin inşasına bakıştaki eksikliği gösterir" dedi.

Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, eğitimin ana gayesinin ahlak olduğunu belirterek, günümüzde karakter eğitiminin ötelendiği, yerine kariyer merkezli bir anlayışın yaygınlaştığını söyledi.

Anaokuldan başlayarak, ortaöğretim, lise döneminde ahlaki eğitimin verilmesinin önemini vurgulayan Yılmaz, ancak  bunun ders gibi değil hayata yansıyacak şekilde verilmesi gerektiğini kaydetti.

- Twitter ve facebook nesli-

AK Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi de son 12 yıl içerisinde siyasi restorasyonda yarı yolu geçtiklerini ancak özellikle sosyal restorasyon alanında önemli sorunlarla karşı karşıya bulunduklarını belirterek, sosyal restorasyonun çekirdeğinde gençlik ve eğitim sorunları bulunduğunu söyledi.

Tanrıverdi, "Şüphesiz bu sorunların en can alıcı ve yakıcı olanı da idrak ve idealden yoksun, ahlaki ilkelere sahip olmayan, elinde akıllı cep telefonları, aklında twitter ve facebook olan bir neslin geliyor olmasıdır. Eski Türkiye'nin tek tip insan yetiştirme politikalarını reddediyoruz. Siyasete ve gençlerimize güveniyor, onlardan korkmuyoruz; tam tersine gençlik ve eğitim sorunlarının da yalnızca siyasetle çözülebileceğini düşünüyoruz" görüşüne yer verdi. - Ankara