Eğitim Bir-sen Genel Başkanı Yalçın Açıklaması - Son Dakika
Yerel

Eğitim Bir-sen Genel Başkanı Yalçın Açıklaması

Eğitim Bir-sen Genel Başkanı Yalçın Açıklaması

Muğla Eğitim Bir Sen’in düzenlediği Genişletilmiş İl Divan Toplantısı Menteşe Öğretmenevinde yapıldı.

31.03.2015 10:20
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Muğla Eğitim Bir Sen'in düzenlediği Genişletilmiş İl Divan Toplantısı Menteşe Öğretmenevinde yapıldı. Toplantıya Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Milli Eğitim Bakanlığı Atama Daire Başkanı Fethi Fahri Kaya, Öğretim Atama Daire Başkan Vekili Bekir Erdoğan, Genel Başkan Yardımcısı Mitat Sevin, Yönetim Kurulu üyeleri, Muğla İl Milli Eğitim Müdürü, İl ve İlçe Yöneticileri, Aydın, İzmir, Denizli Eğitim Bir-Sen İl Başkanları katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Eğitim Bir-Sen Muğla İl Başkanı Önder Uçak, Eğitim Bir-Sen'in kutlu mücadelesinin kendi sorunlarının çözümü, kendi kazanımları için atılmış adım olduğunu anlayıncaya kadar mücadeleye durmaksızın devam edeceklerini açıkladı. Uçak, "Şu anda sendikamız 2 bin 600 üyeye ulaştı. Hedefimiz Mayıs ayı içinde 3 bin üye sayısını yakalamak" dedi.

"2010 YILINDA PARALEL YAPI MEMUR ADAYLARININ GELECEĞİNİ ÇALDI"

Genişletilmiş İl Divan toplantısında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, 2010 yılındaki KPSS sınavlarında paralel yapının memur adaylarının geleceğini çaldığını belirtti. Yalçın, "Bu yapı, bu ülkede ne yazık ki, aymazlıkları ortaya koyabildi. Bu ülkenin geçmişinde acıların, gözyaşlarının, zulmün altında imzası olan siyasal yapılarla şeytan birlikteliği gerçekleştirip bu ülkede bir daha camileri ahır yapma sürecine destek verir noktasına geldi. Kamu Personeli Seçme Sınavını 'Kamuya Paralel Sokma Sınavı'na dönüştürdüler bu ülkeyi. 2010 yılında memur adaylarının geleceğinin çalındığı olayın altından çıkan gerçek 350 kişi 120 tam puan alıyor, 70'i karı koca ve aynı apartmanda yaşıyor. Nasıl oluyor bu? Çalmadım çırpmadım diyen nasıl soruları çaldı çırptı? Bu garabet bir daha yaşanmamalı. Herkes birbirinin hukukuna saygı duymalı, herkes birbirine tahammül etmeli. Hiç kimse sadece ben dememeli, herkesi kucaklayacak, herkesi kollayacak bir ülke olmak ve çocuklarımızın geleceğinin teminat altına alınabilmesi için" dedi.

"BABALAR ÖRGÜTLÜ İSE HOCALAR NEDEN ÖRGÜTLÜ DEĞİL?"

Örgütlülüğün önemini dikkat çeken Yalçın, "Genel yetkili sendika olarak, Türkiye'nin en büyük ve en büyük konfederasyonu olarak Türkiye'de yeni bir çığır açtığımızı, ama geldiğimiz noktanın yeterli olmadığının önemli olduğunun altını çizerek alacağımız çok önemli mesafeler olduğunu bilerek yolumuza devam ettik. Genel kurulumuzu bir ay önce tamamladık ve genel kurulumuzda 'Zirveden yeni ufuklara' diye yeni dönemi kodladık. Sayımız kamu çalışanları içinde üçte birden fazla. Ama örgütlenme oranına baktığımız zaman bizim örgütlenme oranımız bu ülkede babalar kadar değil. Bu ülkede hükümet oluşturup, hükümet yıkan sermaye sahiplerinin tamamı örgütlü. Babalar örgütlü ise hocalar neden örgütlü değil? Neden biz yüzde 68 örgütlüyüz de yüzde 100 örgütlü değil? Çünkü çocukları örgütlülüğü öğreten biziz" dedi.

"KAVGA SENDİKACILIĞINDAN DURUŞ SENDİKACILIĞINA"

Geçmişte sendikacılığın kavga ve komitacılık üzerine yürütüldüğünü belirten Yalçın, "Biz Türkiye'de yapılan sendikacığın sendikacılık olmadığı, onun Türkiye'de bir komitacılık olduğunu bildiğimiz için 1992'de yola çıktık. Çünkü sendikacılık o zaman kavga zihniyetinde yürütülüyordu. Kavga zemininde rekabet. Sendikalar kavga zemininde birbiri ile rekabet ediyordu, bunun çalışanlara bir şey kazandırma imkanı yoktu. Onun için biz kavga zemininde rekabet değil, rekabet zemininde akademik hizmet sendikacılığı diye yeniden sendikacılığa bir anlam giydirmek için yola çıktık. Bugün geldiğimiz noktada çalışanlar olarak, eğitim çalışanları olarak aldığımız ne kadar kazanım varsa, tamamının altında yine bizim imzamız var. Onun için Türkiye'de öncelikle kuruş değil, duruş sendikacılığına ihtiyaç vardı. Eğitim Bir-Sen duruş sendikacılığını ortaya koydu" dedi.

"DARBE GİRİŞİMLERİNE KARŞI DİK DURDUK"

Son 12 yılda 7 defa darbe girişimi olduğunu ve bu darbe girişimlerinde Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen üyelerinin dik durarak ülkeyi tekrar korku tüneline sokulmasına izin vermediklerini açıklayan Yalçın, "54'üncü hükümet dönemi idi. Çalışanlar yüzde 100, yüzde 120 oranında zam almışlardı. Ama sokağı sendikalar ısıttı bu ülkede. Ne yazık ki sokağı sendikalar ısıttı. Neden? Çünkü bu ülkede en büyük sivil toplum örgütü Türk Silahlı Kuvvetleri'dir diyen sendikalar vardı. İsmail Hakkı Karadayı'nın, zamanın Genelkurmay Başkanının 'Biz silahlı kuvvetler olarak üzerimize düşen görevi yaptık, şimdi sıra sivil kuvvetlerde' deyip, görevi sivil ırgatlara tebliğ ettiği bir yüz karası dönemden bahsediyorum. Sonuç değişmedi, çünkü ipleri kendi ellerinde değildi. Milli Güvenlik Genel Sekreteri Erol Özkasnak'ın brifing adı altında talimat yağdırdığı bu ülkede sokakta cümle kuramıyorlardı. Postmodern diye tarihe geçen yüz karası dönem, onbinlerce öğretmenin mesleğini kaybettiği bir yığın insanın fişlendiği, bir yığın insanın stajyerlik dönemin ilişiğinin kesildiği o karanlık dönemin altında yatan temel neden, bu ülkede adı sivil ama belli üniformaların çakma sivil toplum örgütlerin üstlendiği taşeronluktur. Onun için Türkiye'de güçlü Eğitim Bir-Sen, güçlü Memur-Sen'e ihtiyaç vardır. Son 12 yıllık süreç içerisinde 7 defa darbe girişiminin olduğu bu ülkede sokağa çıkan, demeci ile karşı duran, diklenen ve asla bir daha bu ülkeyi korku tüneline sokturmayız deme cesaretini gösteren, erkekçe ve adam gibi duran sizlersiniz. 'Alışmış kudurmuştan beter' der atalarımız. Aynı alışkanlığı bu ülkede maalesef Cumhuriyet mitingleri sürecinde yapmaya kalktılar. ADD Başkanlığı yapmış, zamanın Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un 'Ay ışığı' darbe planında 'Sokağı karıştırmak için kullanılacak sendika: Irgat' diyerek kodladığı, nöbet değişimi yapılan o süreçte bir sendikanın genel merkezinde 41 çakma yapı bir araya geldi. Bu yeniden 28 Şubat provası idi" dedi. - MUĞLA

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Eğitim Bir-sen Genel Başkanı Yalçın Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Solana ve The Book of Meme (BOME) Piyasada Yükselişte
    18 Mar Solana ve The Book of Meme (BOME) Piyasada Yükselişte

    Solana'nın yerel kripto para birimi SOL ve meme tabanlı kripto para birimi The Book of Meme (BOME), kripto para piyasasında ve sosyal medyada dikkat çekici performanslar sergileyerek büyük ilgi görüyor. SOL'un fiyatı son yedi gün içinde yüzde 45 artarak 200 dolar seviyesini aşarken, BOME de piyasaya sürülmesinden bu yana yüzde 82 değer kazandı. Solana'nın yarattığı hareketlilik, DeFi ekosistemine olan ilginin artmasıyla da paralellik gösteriyor.

  • Gökhan Zan: TİP'in açıklamasının yasal karşılığı yok, adayım
    18 Mar Gökhan Zan: TİP'in açıklamasının yasal karşılığı yok, adayım

    Türkiye İşçi Partisi'nin Hatay adayı Gökhan Zan, partinin adaylığını geri çekmesiyle ilgili konuştu. Parti açıklamasının yasal ve siyasal karşılığı olmadığını belirten zan, şantaj ve tehditlere boyun eğmeyeceğini vurguladı.

  • TİP'in adaylığını çektiği Gökhan Zan ile ilgili bomba iddia: AK Parti'den 5 milyon dolar ve TRT'de spor yorumculuğu istemiş
    18 Mar TİP'in adaylığını çektiği Gökhan Zan ile ilgili bomba iddia: AK Parti'den 5 milyon dolar ve TRT'de spor yorumculuğu istemiş

    Türkiye İşçi Partisi'nin Hatay adaylığını geri çektiği Gökhan Zan "Tehdit ve şantaja maruz kaldım" ifadelerini kullanırken kamuoyu bomba bir iddiayla sarsıldı. Zan'ın bir aracı üzerinden adaylıktan çekilmemesi karşılığında AK Parti'den 5 milyon dolar talep ettiği, ikinci bir görüşmede ise TRT spor yorumculuğu talep ettiği öne sürüldü. Söz konusu iki pazarlığın kayıtlarına erişen TİP'in de Gökhan Zan ile ilgili böyle bir karar aldığı ifade ediliyor.

  • Güney Kore ve Japonya, Kuzey Kore'nin Japon Denizi'ne 3 balistik füze fırlattığını açıkladı
    18 Mar Güney Kore ve Japonya, Kuzey Kore'nin Japon Denizi'ne 3 balistik füze fırlattığını açıkladı

    Güney Kore ve Japonya, Kuzey Kore'nin Japon Denizi'ne üç balistik füze fırlattığını açıkladı. Füzelerin yaklaşık 300 kilometre mesafe katederek Japon Denizi'ne düştüğü belirtildi. Denemeler, Kore Yarımadası'nda barışı ve istikrarı tehdit ettiği gerekçesiyle şiddetle kınandı. Japonya Başbakanı, füze denemelerini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal olarak nitelendirdi.


Advertisement