Dbp 3. Olağanüstü Kongresi

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - DBP 3. Olağanüstü Kongresi- İnşaat Mühendisleri Odası Konferans Salonundan dış görünüş- Polislerin arama yapması- Salon içinde partililerin güvenlik araması- Toplantı salonundan detaylar - DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in konuşması- DTK Eş Başkanı Hatip Dicle konuşması- Eski HDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in konuşması DBP 3. Olağanüstü Kongresi- HDP Sözcüsü Bilgen: - "HDP seçim hükümetine girmek durumunda olursa, 'Bu tezkereyi nasıl geçiririz' telaşına düşenler, yangından mal kaçırırmış gibi süresi dolmamış tezkereyi yeniden birkaç gün içerisinde Meclis Genel Kuruluna getirecek olanlara 'Hodri meydan' diyoruz"- DBP Eş Genel Başkanı Yüksek: - "Kürtler, Türkler ve Anadolu halkları için bu rejim demokratikleştirilmelidir" Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, "HDP seçim hükümetine girmek durumunda olursa 'Bu tezkereyi nasıl geçiririz' telaşına düşenler, yangından mal kaçırırmış gibi süresi dolmamış tezkereyi yeniden birkaç gün içerisinde Meclis Genel Kuruluna getirecek olanlara, 'Hodri meydan' diyoruz" değerlendirmesinde bulundu.Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) 3. Olağanüstü Kongresi, İnşaat Mühendisleri Odası Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Kongre, divan eş başkanlığına delegelerin oy çokluğuyla Tuncer Bakırhan ve Halil Aksoy'ın seçilmesi ve divan başkanlığının oluşturulmasıyla başladı.Kongrenin açılışında konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, "Demokratik özerklik ve öz yönetim" konusunun, partileri açısından yeniden tartışılmayacak netlikte Türkiye'nin barışı için tarihi bir fırsat olduğunu belirtti.Türkiye toplumunun yeniden hizaya sokularak, tek tipleştirilerek, dilleri, inançları ve kimlikleri inkar edilerek birlikte yaşamasının imkanı ve şansının kalmadığını savunan Bilgen, demokratik özerklik ve öz yönetimi gündeme getirenlere savaş ve tehdit dili kullanmak yerine, bunun Türkiye barışı için son çare ve son umut olduğunun farkında olunması gerektiğini kaydetti."Savaş konusunda çok kararlı gözüküyorlar" iddiasında bulunan Bilgen, "Öyle ki bakanları şehit olma heveslerini paylaşıyorlar" dedi.Seçim hükümeti hakkında değerlendirmelerde bulunan Bilgen, şunları söyledi: "HDP seçim hükümetine girmek durumunda olursa 'Bu tezkereyi nasıl geçiririz' telaşına düşenler, yangından mal kaçırırmış gibi süresi dolmamış tezkereyi yeniden birkaç gün içerisinde Meclis Genel Kuruluna getirecek olanlara 'Hodri meydan' diyoruz. Bir ülkede şehit olmak da bir irade meseledir. Yaklaşık bir aydır yandaş gazeteler meydan okuyor. Diyorlarki 'Halk askerlik şubelerine gidiyor, askere gitmek için sıraya girmişler, büyük heyecan içerisindeler'. Cenaze törenlerinde asker ve polis ailelerinin feryadını duymazlıktan gelenler, isyana kulak tıkayanlar, halen böyle psikolojik harp tekniklerinden medet umuyor. Ama eğer halkın vatanseverliğinden şüphe etmiyorsanız, o zaman Halep ordaysa arşın burada. Meclis'e savaş tezkeresi değil, zorunlu askerliği kaldıran bir düzenleme getirin. Kaldı ki AİHM'in kararları çok net. Türkiye bunu oyalayarak ve erteleyerek sadece kendini kandırıyor."Bir Yunan atasözünde "Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz" ifadelerinin yer aldığını aktaran Bilgen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Hem nehir aynı nehir değildir hem de sen aynı sen değilsin. 'Kobani'nin ne ilgisi var' diyen Erdoğan 2002'deki Erdoğan değil hem de Kürt halkı 1990'lardaki Kürt halkı değil" diye konuştu.Konuşmasında, demokratik özerklik ve yerinden yönetimin önemine değinen Bilgen, valilerin halk tarafından seçilmesi gerektiğini savunarak, Ağrı halkının mevcut valiyi tercih etmeyeceğini öne sürdü.- "Ateşle oynamasınlar" Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle ise dünyanın egemen güçlerinin Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek istediğini savunarak, Anadolu ve Kürt halkının el birliğiyle devam eden kirli savaşa geçit vermeyeceğini söyledi.Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki çatışmaların sona ermesi için ateşkes çağrısında bulunan Dicle, "Öcalan'a özgürlük verilerek yeni bir süreç başlatılmalıdır. Aksi takdirde bu durum bu savaş konseptinin sahiplerini de boğacak" dedi.Dicle, "Kürt halkının, katliama maruz kalsa bile küllerinden doğacağını" öne sürdü.Eski HDP Milletvekili Sebahat Tuncel de zor bir dönemden geçildiğini belirterek, kongrenin Türk ve Kürt halklarıyla gelecek inşa etme noktasında önemli bir rol oynadığını savundu.Bölgedeki bazı belediye başkanlarının gözaltına alınması ve tutuklanmasına tepki gösteren Tuncel, "Bu tutuklamalar bizi korkutamaz. Kürdistan halkının onuruyla oynarsanız o zaman yaşanan çatışmanın derinleşeceği ortadadır. Ateşle oynamasınlar" ifadesini kullandı.HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım da Kürtlerin tarihsel geçmişini anlatarak, Selçuklu ve Osmanlı döneminde bölgedeki Kürt halkının kendilerini yönetmelerine izin verildiğini, ecdadını örnek alan mevcut yönetimin ise Kürt halkının kendini yönetme hakkını görmezden geldiğini iddia etti.- Diğer konuşmalarDBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Ortadoğu'da adeta üçüncü bir dünya savaşı yaşandığını, ulus devletlerin yıkıldığını savunarak, zamanın artık "kendi kendini yönetme zamanı ve halkların zamanı" olduğunu ifade etti.Yüksek, tüm uygarlıkların beşiği olan Ortadoğu'nun küllerinden yeniden doğarak şekillendiğini kaydederek, bu süreçte öncü rol oynayacak unsurun ise "tarih sayfalarında silinen ve yok sayılan Kürt halkı" olacağını, Kürtlerin hem Ortadoğu'yu hem Anadolu halklarını özgürleştireceğini öne sürdü.Ortadoğu'da ve Türkiye'de bir rejim değişikliğine ihtiyaç olduğunu savunan Yüksek, ulus devletlerin "sorunların kaynağı" olduğunu iddia etti.Halkların ve tüm inançları inkar eden ulus devletin toplumun gerçekliğine uygun olmadığını anlatan Yüksek, Türkiye'deki ulus devlet mantığının değişmek zorunda olduğunu ileri sürdü.Yüksek, toplumun "dönüşüm ve kendi yönetmeyi" istediğini savunarak, "Ortaya çıkan talepler doğru okunmazsa, Ortadoğu'da yaşananlara benzer gelişmelere gebeyiz. Yeni bir sistem geliştirilmesi gerekiyor. Adem-i merkeziyetçi bir sistem geliştirilmesi gerekiyor. Hiçbir güç halkının gücünün üzerinde olamaz. Bir halk özgürlük istiyorsa bunu mutlaka gerçekleştirecektir. Bu sadece Kürtlerin talebi değildir. 80 milyonluk ülke bir merkezden yönetilemez. 81 il, yüzlerce ilçe Ankara'dan yönetilmez. Kürtler, Türkler ve Anadolu halkları için bu rejim demokratikleştirilmelidir. Yerinden yönetim Diyarbakır için ne kadar gerekliyse İstanbul için de o kadar gereklidir" diye konuştu.Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde son dönemlerde yaşananlara değinen Yüksek, bölgede 98 yerin "Özel Güvenlik Bölgesi" ilan edildiğini ileri sürdü. Yüksek, şiddet ve baskı olmadan bu ülkenin rejiminin tartışılması gerektiğini belirterek, müzakerelerin bir üst aşamadan başlaması gerektiğini anlattı.Yüksek, Türkiye toplumu ve halkının savaş değil özgürlük istediğini söyledi.DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna ise bugün toplanan kongre ile Türkiye ve Kürdistan'ın gelecekteki yol haritasını çizeceklerini savundu."Türk toplumsal grubunun temel sorun olarak ortaya koyduğu sorunlar ile Kürt toplumsal grubunun ortaya koyduğu sorunlar aynı değildir" iddialarında bulunan Ayna, Türkiye'de onlarca siyasi parti olmasına rağmen, "egemen olan ya da egemenliğe direnenden olma" şeklinde iki seçenek bulunduğunu söyledi.Ayna, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği olmadığını ileri sürerek, "Erkek egemenliğini korurken, emek sömürüsü mücadelesi veremezsiniz. ya tüm egemenlik ilişkilerine karşı olur ve mücadele edersiniz ya da tüm egemenleri desteklersiniz" dedi. Ayna, kongrenin bu kapsamda "Ulusal, cinsel, sınıfsal sömürüye son" sloganı ile yapıldığını kaydetti. Divan Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ise son dönemlerde gözaltına alınan belediye başkanları ve siyasetçilerin bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Kürtlerin uzun süredir hak mücadelesi verdiğini ve son seçimlerde aldıkları oyun bunun bir göstergesi olduğunu ifade eden Bakırhan, barıştan yana olan Kürt halkının zamanı geldiğinde meşru müdafaa yaparak haklarını savunacağını öne sürdü.Konuşmaların ardından okunan faaliyet ve bütçe raporları, delegelerin oy çokluğuyla kabul edildi. Kongrede, verilen aranın ardından oylamaya geçilecek.- Kongreden notlarDBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in konuşması sırasında salondaki bir kişi tarafından "Barışın elçisi İmralı'dadır" sloganı atıldı. Salondakiler, sloganı uzun süre alkışladı.Kongrenin yapıldığı salonun duvarlarında Abdullah Öcalan'ın posterinin yanı sıra, "Öz yönetimlerle özgür yaşamı inşa ediyoruz", "Demokratik komünal belediyecilik ile özgür yaşamı inşa edelim, " Demokratik siyasetle ahlaki politik toplumu inşa ediyoruz" yazılı pankartlar asıldığı görüldü.Bu arada, kongrenin açılışı "Kürdistan ve özgürlük şehitleri" için yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşu sırasında salondaki bazı kişilerin zafer işareti yaptıkları gözlendi. Kongreye, HDP Şanlıurfa milletvekilleri Osman Baydemir ve Dilek Öcalan, Ağrı milletvekili Leyla Zana, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk de katıldı.