Davutoğlu: En Yakın Mesafeye 10 Ambulans ve 30 Sağlık Personeli Gönderildi Ama Gelen Kimse Olmadı...

"milletin YAZDIĞI BİR ANAYASAYA İLE YİNE BU MİLLETİN HUZURUNA GİDİP DESTEK İSTEYECEĞİZ"

Yeni anayasa çalışmalarına değinen Davutoğlu şu ifadeleri kullandı: "Milletin yazdığı bir anayasaya ile yine bu milletin huzuruna gidip destek isteyeceğiz. Kararlılığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu süreç bir uzlaşma süreci, uzlaşma noktalarını çoğaltma süreci olarak görülmelidir. Komisyonda yer alan diğer partilerin de uzlaşma ruhuna uygun, yapıcı, kapsayıcı ve ciddi katkılar vereceğine inanıyorum. Madem ki 'Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu' konusunda hepimizin ortak bir kanaati var, kompleksiz bir şekilde ve konuyu kişiselleştirmeden, partileştirmeden tartışmamız lazım.

CUMHURBAŞKANIMIZI HEDEF ALMAK ANAYASA YAPIM SÜRECİNE İHANETTİR

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılacak olan bir anayasa çalışması için Cumhurbaşkanımızı hedef almak Cumhurbaşkanımıza hakaretler yöneltmek, Cumhurbaşkanımızı bu tartışmanın merkezine yerleştirip bu tartışmayı şahsileşen bir tartışma haline dönüştürmeye çaba sarf etmek anayasa yapım sürecine ihanettir. Bu mesele hiçbirimizin şahsi meselesi değildir.

ANAYASA ÇALIŞMALARINI BİZZAT BENİM BAŞKANLIĞIMDA TOPLANACAK PARTİ İÇİNDEKİ HEYETLE TAKİP EDECEĞİZ

Ak Parti, dün aldığımız kararla hem parti içinde bir mutfak oluşturacak ve anayasa çalışmalarını bizzat benim başkanlığımda toplanacak parti içindeki heyetle takip edeceğiz hem bu parti içindeki mutfağımızdan oluşacak fikirlerle uzlaşma komisyonu üyesi arkadaşlarımız orada görüşlerimizi dile getirecekler hem de sivil toplum kuruluşlarıyla, anayasa profesörleriyle, aydınlarla sürekli temas halinde Türkiye'nin ihtiyacına cevap verecek, çağdaş, kendi geleneğimizden gelen ama çağdaş demokratik kurallara sahip ve bu kurallarla desteklenmiş bir anayasayı yazabilmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz."

"BİR TARAFTAN O ŞEYTANLARI TAŞLARKEN BİR TARAFTAN DA ANAYASA YAPACAĞIZ"

Terörle mücadele vurgusu yapan Davutoğlu, "Biz bu tür ihanetlerle nasıl mücadele edeceğimizi biliyoruz. Onlar şeytanca faaliyetlerine devam edecekleler biz bir taraftan o şeytanları taşlarken bir taraftan da anayasa başta olmak üzere olumlu hizmetlerimiz ile tabiri caizse tavaf etme görevi ile yolumuza devam edeceğiz" dedi.

"GÖNÜLDEN SEVDİĞİM AŞIK OLDUĞUM MARDİNLİLER İLE BULUŞACAĞIZ"

Davutoğlu, "Gönülden sevdiğim aşık olduğum Mardinliler ile buluşacağız. Her yerde biblo şehrimiz diye tanıtıyorum" dedi.

"DİYARBAKIR BİZİZ, BİZ DİYARBAKIRIZ"

Davutoğlu, "Bir gün Diyarbakır'ı, İstanbul'dan Konya'dan ayırt etmektense, son nefesimi vermeyi tercih ederim. Diyarbakır biziz, biz Diyarbakırız" dedi.

(TOLEDO TARTIŞMALARI) "BİZ ONLARA, O FAŞİST ZİHNİYETLERE FAŞİZMİN NE OLDUĞUNU DA ÖĞRETİRİZ, TARİHİN NE OLDUĞUNU DA ÖĞRETİRİZ"

Toledo tartışmalarına ilişkin Davutoğlu, "İstismar edecekler ya ben kültürel mimari özelliklerin korunması bağlamında Diyarbakır'ı Toledo ile ya da Dubrovnik ile karşılaştırdım diye birinin aklına Franco geliyor, diğerine de özerklik geliyor. Şartlanmış zihniyetlere ne derseniz deyin, 'benim oğlum bina okur, döner döner onu okur' misali başka bir şey bilmez bunlar. Biz onlara, o faşist zihniyetlere faşizmin ne olduğunu da öğretiriz, tarihin ne olduğunu da öğretiriz, Tuleytula'nın ne olduğunu da öğretiriz Allah'ın izniyle. Franco zihniyeti arayacaklarsa aynaya baksınlar. Franco zihniyetiyle Stalin zihniyetini Türkiye'de temsil edenler, kendilerinin olduğu yerde başka hiçbir siyasi harekete, farklı düşünceye izin vermeyecek şekilde terör uygulayanlardır" diye konuştu.

"MÜCADELEYİ VERİRKEN KILI KIRK YARIYOR, TERÖRİST İLE HALKI BİRBİRİNDEN ÖZENLE AYIRT EDİYORUZ"

Cizre'deki yaralılara ilişkin Davutoğlu şu ifadeleri kullandı: "Algı oluşturmak adına yürütülen faaliyetlerin de farkındayız. Yalan ve iftiralarla bu mücadeleyi lekelemeye çalışanların maksatları belli. Teröre karşı duramayan, teröristin dili ile konuşan hak ve hürriyetler konusunda bir inandırıcılığı yoktur. Canı pahasına teröristlerle mücadele veren yiğit vatan evlatlarının hakkını kimseye yedirmeyiz. Hukukun, insan haklarının teminatı biziz. Bu mücadeleyi verirken kılı 40 yarıyor, terörist ile halkı birbirinden özenle ayırt ediyoruz. Hukuk bakımından herhangi bir ihlal yaşandığına dair bilgi gelirse, o konuda hemen gereğini yapıyoruz. Cizre Devlet Hastanesi'ne o günlerde tam 20 roket düştü. Tek bir kınama cümlesi kurmadılar. Hiç kimseyi asla sağlık hizmetlerinden mahrum etmeyiz. Cizre'ye yönelik bazı iddialar dile getiriliyor. Sözü edilen yaralılarla ilgili olarak konu bize intikal ettiği zaman hem içişleri bakanlığımız, hem sağlık bakanımız hem de ben bizzat konunun takipçisi oldum. Gece yarılarına kadar konuyu takip ettim.

AMBULANSLAR BİNAYA DOĞRU HAREKET ETTİĞİNDE KESKİN NİŞANCILAR, ROKETLERLE AMBULANSLARA SALDIRI YAPILDI

Ambulanslarımızın olay mahaline ulaşması için her türlü çalışmayı gecikmeden yürüttük. Bu olayda söz edilen bölge öyle bir bölge ki olay yerine gitmeye çalışan görevlilerimiz ateş altında kalıyor. Cizre'de teröristlerin ambulanslara ateş açması, saldırıda bulunması nedeniyle olay mahaline ulaşmak mümkün olmadı. Buna rağmen Şırnak Valiliği, önceki gün iddia edilen yerden gelen bir telefon üzerine en yakın mesafeye 10 ambulans, 30 sağlık personeli gönderdi. O bölgeye yaklaştı. Ama gelen kimse olmadı. Şöyle dedik, ya ambulanslar gitsinler o binadan alsınlar. ya o binada kimler varsa ambulansların yanına bunları getirsinler. Ambulanslar binaya doğru hareket ettiğinde keskin nişancılar, roketlerle ambulanslara saldırı yapıldı. Siz getirin dediğimizde kimse bir şey getirmedi. Bir takım iftiralarla kamuoyunu ve uluslararası kamuoyunda Türkiye'yi lekelemeye çalışan sonra da Meclis'te nutuklar atanlara sesleniyorum nerede bu yaralılar?

SABAH 07.21 İLE 15.30 ARASINDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI YARALILAR EVDEN HİÇ ÇIKMADI

Neden ambulansların gitmesine izin verilmez ki. Cizre'de operasyonun son aşamasına geldik. Çok az bir bölge kaldı. Bu bölgede, terör faaliyetlerini yoğun bir şekilde yapan, yürüten kişilerin olduğunu da biliyoruz. Buna rağmen şunu bilsin herkes; biz terör ile sonuna kadar mücadele ederiz. Ama yaralı bir terörist de olsa tedavi eder adalete teslim ederiz. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Kim olursa olsun yaralı olduğu anda ulaşmaya çalıştık. Sabah 07.21 ile 15.30 arasında bütün sağlık ve güvenlik önlemleri alınmasına, her türlü işletişim sağlanmasına rağmen yaralıların tahliye olmaması için hiçbir gerekçe kalmamasına rağmen maalesef bu yaralılar bu evden hiç çıkmadılar. ya da böyle bir yaralı belki hiç yok. Muhtemelen hiç yok. Çıkmadılar. Ambulanslarımıza saldırı yapılıyor. Bu kadar süre beklenildi. İddia edilen yaralılardan ses seda çıkmadı.

10 AMBULANS, 30 SAĞLIK EKİBİ, BİR ADET HELİKOPTER AMBULANS, BİR UÇAK AMBULANS GÖREVLENDİRİLDİ

Olay yerine 10 ambulans, 30 sağlık ekibi, bir adet helikopter ambulans, bir uçak ambulans görevlendirilmesine rağmen yaralıların tahliye işlemi bu sebeplerle gerçekleşemedi. Varsa bir yaralı. Örgütün siyasi uzantısı olan partinin milletvekilleri günledir bu olay üzerinden meşgul ediyor.

KAMUOYUNU GALEYANA GETİRMEYİ AMAÇLAYAN AÇIKLAMALARA YAPIYORLAR

Kamuoyunu galeyana getirmeyi amaçlayan açıklamalara yapıyorlar. İşte hodri meydan hepsini yaptık yapmadı desinler.

3 GÜNLÜK MEVZUAT ÇIKINCA TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARI GELDİ CENAZELERİMİZİ ALACAĞIZ DEDİ

Cizre'de cenazelerin sokakta kaldığı, ailelerine teslim edilmediği gibi iddialar vardı. Arkadaşlarla görüştüm var mı böyle bir durum diye. 12, 13 cenaze var dediler. Cenazeleri morgda muhafaza ediyoruz. Ailelerine haber ettik alan olmadı. Terör örgütü tehdit ediyor cenazeleri almayın diye. sonra törenle alacağız diye. 15 günlük sınırlama olunca, mevzuatı değiştiriyoruz 3 güne indiriyoruz. 3 gün cenazeyi tutacaksınız. Aileye söyleyeceksiniz. 3 gün içinde almazsan biz cenazeyi şuraya defnettik diyeceksiniz. Sonra başka bir yere taşımak isterse kendisi bilir. Ama cenazeyi elimizde tutmayacağız. Mevzuat çıkınca, terör örgütü mensupları ertesi gün geldiler cenazelerimizi alacağız diye bir kısmı geldi.

CENAZELERİ MEZBAHANE KOYDULAR

Cenazeleri mezbahaneye koydular. Yalan desinler. Bu mu cenazeye saygı. Onun üzerine talimat verdim gidin o cenazeleri mezbahaneden alın defnedin. Bunun üzerine kendileri defnettiler. Tek hedefleri Türkiye Cumhuriyeti devletini küçük düşürmek ve Ak Parti'yi bizlerin halk nezdinde itibarını zedelemek. Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt kardeşlerim biliyor ki biz onlar için canımızı da ortaya koymuşuz, koyarız, koyacağız inşallah. Provokasyona gelmediklerini biliyoruz.

CİZRE'DEN HAMİLE BİR KADIN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI NEDENİYLE AİHM'E BAŞVURDU

Cizre'den hamile bir kadın sokağa çıkma yasağı nedeniyle sağlık hizmeti alamadığı gerekçesi ile AİHM'e başvurdu. AİHM bizden bilgi talep ediyor. Adalet Bakanlığımız…ben de takip ettim. Kendisine her türlü hizmetin verileceği ortaya çıkıyor. Elimizde hastane tutanakları var. Sezaryen yapılması gerekiyormuş, hayır ailemin yanında doğum yapmak istiyorum demiş. Tutanakları AİHM'e sunduk. AİHM talebi haksız buldu. Türkiye'ye iade etti.

ÇOK GURURLA SÖYLÜYORUM SİLOPİ'DE TEK BİR ÇUKUR, HENDEK YOKTUR CİZRE VE SUR'DA DA SONA DOĞRU YAKLAŞIYORUZ

Hamd olsun Silopi'de sona geldik. Çok gururla söylüyorum. Silopi'de artık tek bir çukur, hendek yoktur. Bütün Silopi, Silopi halkının emrindedir. Cizre ve Sur'da da sona doğru yaklaşıyoruz. Kısa bir süre içerinde bu ilçelerde inşallah hayat normale dönecek. Hiçbir terör örgütü, birliğimizi kardeşliğimiz bozamayacak. Türkiye'yi terör illetinden tamamen temizleyeceğiz."