Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik iddialara ilişkin, "Bu çerçevede, bu sabah itibariyle, Dışişleri Bakanlığımız, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara'daki büyükelçisini, Dışişleri Bakanlığı'na davet ederek, bu konudaki endişelerimizi kendilerine iletmiştir" dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Suriye'deki iç savaşın dördüncü yılına girdiğini ve bundan en çok etkilenenin Suriye halkından sonra Türkiye olduğunu belirten Kalın, Türkiye'nin Suriye'deki sorunun barışçıl ve diplomatik yollarla çözülmesi için yaptığı girişimlerinin Esed rejiminin tavrı nedeniyle başarıya ulaşamadığını söyledi.

Suriye'deki iç savaşın BM rakamlarına göre 300 binin üzerinde insanın ölümüyle milyonlarca insanın da göçmen haline gelip ülkelerini terk etmek zorunda kalmasına neden olduğunu anlatan Kalın, "Son dönemde de sınırımızda yine bir hareketliliğin olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

Daha önceki dönemde Kobani'ye yapılan saldırı sırasında Türkiye kapılarını derhal açtığını kısa bir süre içerisinde 200 bine yakın Kobanilinin Türkiye'ye alındığını anımsatan Kalın, "Aynı şekilde yaklaşık iki hafta önce Tel Abyad'da yaşanan hadiseler neticesinde de Türkiye yine açık kapı politikası çerçevesinde çatışmalardan kaçan Arap, Türkmen, Kürt diğer Suriyeli vatandaşları ülkesine kabul etti" değerlendirmesinde bulundu.

Yaklaşık 24 bin Suriyelinin Türkiye'ye giriş yaptığını dile getiren Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada yaşanan hadiselere şöyle bir genel perspektiften baktığımız zaman Suriye'de öncelikle bizim sınırımızda hiçbir terör örgütünün yer tutmasına bizim olumlu bakmamız mümkün değil. DAEŞ konusundaki tavrımızın açık ve net olduğunu herkes biliyor zaten. Yaklaşık üç yıl önce biz DAEŞ'i terör örgütleri listesine almıştık. DAEŞ'le mücadele konusunda uluslararası  koalisyonla da Türkiye yakın bir işbirliği içerisinde çalışmaya devam ediyor. DAEŞ'in gerek Kobani'de, gerek Tel Abyad'da gerek başka yerlerde, Suriye'nin başka bölgelerinde Irak'ta, Musul'da, El Ambar'da, Ramadi'de veya başka yerlerde yaptığı terör saldırılarını en şiddetli şekilde kınadık, kınamaya da devam ediyoruz. Bu terör örgütünün mutlaka sona erdirilmesi ortadan kalkması şüphesiz bölge ülkeleri, bölge insanları, bölge istikrarı için büyük önem arz ediyor."

-"Kabul etmemiz mümkün değil"

"Esed rejimi var olmaya devam ettiği müddetçe DAEŞ gibi terör örgütleri de Suriye'de kendilerine bir yer bulmaya devam edecekler" ifadesini kullanan Kalın, şunları söyledi:

"Hatta son zamanlarda Esed rejimiyle DAEŞ arasında bir takım kirli ilişkilerin, ittifakların da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Suriye rejimi, terör örgütü olan DAEŞ'i ılımlı ve uluslararası topluluğun kabul ettiği Suriye muhalefetini ve hür Suriye ordusunu zayıflatmak, bölmek amacıyla kullanmaktadır. Bunun bir çok örneğini biz geçtiğimiz aylar içerisinde gördük. Fakat aynı zamanda DAEŞ'le mücadele adı altında Suriye'nin kuzeyinde veya başka bölgelerinde bir takım fiili durumlar yaratılması, demografik dengeyle oynanması, insanların adeta zorla göçe mecbur bırakılması şeklindeki hadiseleri de elbette kabul etmemiz mümkün değil. Bizim baştan beri ifade ettiğimiz bir uçuşa yasak bölge ve bir güvenli bölge oluşturulması konusundaki tavrımız ve kararlılığımız da aynen devam etmektedir. Bu çerçevede aslında son günlerde yaşanan hadiseler de bu konudaki tutumumuzun, tavrımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymuş bulunmaktadır."

Suriye'deki durumla ilgili bu konuyu uluslararası kurum, kuruluş ve müttefik ülkelerle istişare ederek bilgi paylaşımı yaptıklarını anlatan Kalın, "Bu çerçevede geçtiğimiz kısa süre zarfında Dışişleri Bakanlığımız aracılığıyla başta BM Genel Sekreteri olmak üzere ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya, Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Malezya, Avrupa Birliği, NATO ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile bu konularda istişareler yapılmış, görüşlerimiz kendilerine aktarılmış ve özellikle Suriye sınırında yaşanan hadiselerin sadece Türkiye'nin meselesi olmadığı aslında bütün bölgenin küresel terörizmle mücadele konusunda bir anlamda da bütün dünyanın bir sorunu olduğu ifade edilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

-"Endişe duyuyoruz"

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili de açıklamalarda bulunan Kalın, şunları söyledi:

"Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan bir takım hadiselerle ilgili bize ulaşan bilgiler çerçevesinde de burada özellikle ramazan ayı münasebetiyle bir takım kısıtlamalara gidildiği, zorla oruç tutturulmama gibi uygulamaların yapıldığı, oruç tutanların cezalandırıldığı ya da onlara müdahale edildiği şeklinde bir takım haberlerin geldiği malumdur. Bu çerçevede, bu sabah itibariyle, Dışişleri Bakanlığımız, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara'daki büyükelçisini, Dışişleri Bakanlığı'na davet ederek, bu konudaki endişelerimizi kendilerine iletmiştir.

Biz toprak bütünlüğüne, istikrarına, huzur ve güvenliğine önem atfettiğimiz ve iyi ilişkileri geliştirdiğimiz Çin Halk Cumhuriyeti'nden gelen bu tür haberler konusunda endişeli olduğumuzu bir defa daha ifade etmek istiyoruz. Bu çerçevede Çinli yetkililerin de gerekli olumlu adımları atacağını ümit ediyor ve bu adımları en kısa sürede de bekliyoruz."

Cumhurbaşkanlığı makamının ocak ayından itibaren Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne taşındığını ve bu süre içerisinde onlarca devlet töreni, merasim, iftar ve kabullerin gerçekleştirildiğini anımsatan Kalın, bu çerçevede binlerce farklı alanlardan vatandaşın da külliyeyi ziyaret ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin "milletin evi" olarak kurulduğunu bu çerçevede de fonksiyonunu devam ettirdiğini dile getiren Kalın, dün Cumhurbaşkanlığının içini sanal olarak gezmeyle ilgili internet sayfasında yeni bir uygulama başlattıklarını bildirdi.

Uygulamanın yeni birimleriyle daha da geliştirilerek kullanıcıların hizmetine sunulacağını vurgulayan Kalın, dün olağanüstü bir ilgiyle karşılaşıldığını, dünyanın farklı yerlerinden kullanıcıların uygulamayı kullanarak külliyenin içini sanal olarak gezdiklerini kaydetti.

Kalın, "Bunlar umarım birkaç aydır özellikle burayla ilgili yaratılmak istenen bir takım mitolojik hikayelerin gerçek olmadığını ortaya koyma noktasında yardımcı olacaktır" dedi.

-Külliye içindeki cami açılıyor

Cuma günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde yapımı devam eden caminin açılışının gerçekleştirileceğini belirten Kalın, "Cami de yine halkımıza açık herkesin istediği zaman gelip ziyaret edebileceği, ibadet edebileceği bir yer olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla bu cuma inşallah buranın açılışını da gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Caminin yanında bulunan çok amaçlı toplantı salonlarının ve kongre merkezinin de önümüzdeki birkaç ay içerisinde tamamlanarak kamunun hizmetine sunulacağını ifade eden Kalın, bu salon ve kongre merkezinin hem vatandaşlar hem de farklı kurumlar tarafından da kullanılabileceğini bildirdi.

-5 milyon kitaplı kütüphane

Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi projesinin fizibilite çalışmalarının devam ettiğini ve çalışmaların başlatılacağını anlatan Kalın, hedeflerinin beş milyon kitaplı bir kütüphane olduğunu, e-book, database ve matbu kitaplarla amaçlarının bu sayıyı daha da artırmak ve araştırmacıların hizmetine açmak olduğunu dile getirdi.

Kalın, şöyle konuştu:

"Bu çerçevede de Cumhurbaşkanlığı Külliyesiyle ilgili zaman zaman gündeme getirilen, tutar tarafı olmayan, asılsız, temelsiz iddiaların ne kadar boş olduğunu da bu süre içerisinde göreceğiz. Zaten şu ana kadar ortaya atılan iddiaların hiçbirinin gerçek olmadığı, bu iddiaları ortaya atan kişilerin niyetlerinin ne olduğu da açık bir şekilde ortaya kondu. Kendileri zor duruma düştüler, kendileri kamuoyunda mahcup oldular. Umarız bundan sonra bu tür çocukça açıklamalarla iddialarla ortaya çıkıp kendilerini kamuoyunun önünde, milletimizin önünde daha fazla mahcup etmezler. Milletin evi olarak, devletin başındaki cumhurbaşkanının makamı olarak inşa edilen bu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi inşallah milletimize güzel bir eser olarak hizmet etmeye bundan sonra devam edecektir."

(Bitti)