Çocuğun İhmal ve İstismarının Önlenmesi ile Koruyucu Ailelik Eğitici Eğitimi Programı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Müftümüz kendi gözü önünde 10-11 yaşında daha anne olma eş olma vasfını kazanmadan annesi babası tarafından bir kız çocuğu zorla evlendiriliyorsa, nikah akdinin ne olduğunu bilmeden nikah masasına oturtuluyorsa oradaki bir din gönüllüsü arkadaşımız bu benim konum değildir, bu sadece annesini babasını ilgilendirir diyemez" dedi.

Büyük Anadolu Otelde, Diyanet İşleri Başkanlığınca "Çocuğun İhmal ve İstismarının Önlenmesi ile Koruyucu Ailelik Eğitici Eğitimi Programı" düzenlendi.

Kur'an-ı Kerim Tilavetiyle başlayan programa, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Din Hizmetleri Genel Müdürü Yaşar Yiğit, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Temindar Aytekin katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, okunulan Kur-anı Kerim'de 3 önemli mesaj bulunduğunu belirterek, "Birinci mesaj, Allah ve Resulünden size  bir çağrı geldiği zaman ona icabet ediniz. İkincisi, yeryüzünde bir kötülük egemen olduğu, bir fitne yayıldığı zaman bunun cezası sadece zalimleri bulmaz hepinizi içine alır eğer siz engel olmazsanız. Üçüncü mesaj ise sizin yeryüzünde en önemli imtihan vesilelerinizden bir tanesi evlatlarınızdır, mallarınızdır, çocuklarınızdır" dedi.

Çocuklara yönelik istatistiklere değinen Görmez, çocuğun son yıllarda cinsel istismar malzemesi haline getirildiğini vurguladı.

-"Çocuk gözün nurudur"

Anne ve babaların çocuklarını ihmal etmemeleri gerektiğini belirten Görmez, çocuğun Allah'ın emaneti olduğu şuurunun evlenmeden önce kazanılmasının önemine dikkat çekti.

"Çocuk gözün nurudur. Göz nurunu kaybettiği zaman önünü göremez" diyen Görmez, çocuk ihmal ve istismar edilirse gözün ışık vermeyeceğini, insanlığın geleceğini göremeyeceğini dile getirdi.

Bugün insanlığın geleceği görememeye başladığını belirten Görmez, "Çocuk istismarı derken elbette çocuk işçiler akla gelmelidir. Çocuk istismarı denildiğinde zorla çocukken evlendirilen kız çocukları akıllara gelmelidir. Anne olmayı öğrenmeden, eş olmanın ne olduğunu bilmeden nikah akdinin ne olduğunu bilmeden, anlamadan annesi babası tarafından zorla evlendirilen kız çocuğu istismar edilen çocuktur. Çocuk istismarıyla hem fiziksel, hem ruhsal, hem de duygusal alanlarda çocuk istismarı akla gelmelidir" diye konuştu.

Çocuk hakları beyannamesi gibi bir metnin Diyanet İşleri Başkanlığının da olması gerektiğini, ellerinde çok daha büyük kaynaklar bulunduğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:

"Bizim de bu konularda bize ait metinleri oluşturmamız dünyada var olan bütün metinlerden haberdar olmamız gerekiyor. Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, buralarda çocuk işçiler hakkında yazılanlar, çocuklara yönelik cinsel istismara yönelik yazılanlar, çocukların ekonomik açıdan emeklerinin sömürülmesi, çocuk gelinler, çocukların zorla evlendirilmesi gibi bütün konular bizim konularımızdır. Bunlar din hizmetinin ayrılmaz parçaları olarak camilerde, vaazlarda hutbelerde insanlara anlatmamız gereken konulardır. Biz sadece namazı, orucu, hacı anlatmak üzere bu görevi ifa etmiyoruz. Biz yeryüzünde marufu egemen kılmak, kötü olan, çirkin olan her şeyi ortadan kaldırmakla mükellefiz. Biz her şeyden önce çocuklara iyi bir dünya hazırlamakla mükellefiz."

"Haklar cenin olduğu andan itibaren başlar. Çocuk anne karnında kalbi atmaya başladığı an hakları ve dokunulmazlığı başlar" diyen Görmez, kız erkek ayrımı yapmadan çocukların en güzel eğitimi almalarının en tabi hakları olduğunu söyledi.

Savaşlarda her türlü hakkı hukuku kaybedenini çocuklar olduğunu ifade eden Görmez, Irak savaşlarında Körfez Savaşlarında, milyonlarca çocuğun yetim kaldığını anımsattı.

Görmez, yüz sene önce, yüz sene sonra dünyaya gelecek Afrikalı çocukların nimetlerini sömürenlerin bugün çocuk hakları bildirgeleri yayınladığını, çocuk istismarı üzerinde çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

Görmez, "Her çocuğun aile sevgisi içerisinde gelişme hakkı var. Ama şimdi neredeyse evlenen her üç çiftten birisi boşanıyor. Bu şu demektir, evlenen her üç aileden birisinin çocukları aile sevgisinden mahrum olarak yetişecek demektir. Elbette devlet var, devlet yetimhane kurar ama yetim başı okşayamaz. İkisi birbirinden çok farklıdır" dedi.

Anneleriyle hapishanelerde büyüyen çocuklardan haberdar olunması gerektiğini ifade eden Görmez, çocukları cinsel istismar malzemesi olarak kullanmanın insanlığın tükendiği son nokta olduğunu dile getirdi.

Görmez, dünyadaki en kötü istismar çeşitlerinden birinin bazı şebekelerin çocukların organlarını alarak dilenciliğe mahkum etmeleri olduğunu, pedofilinin "sadece bir hastalıktır" diyip geçilmemesi gerektiğini söyledi.

"Eğer insanlık kendi kıyametini koparacaksa çocuklara karşı işlenen cinayetlerden dolayı kıyametler kopacaktır" diyen Görmez, şunları kaydetti:

"Eğer bir ilin, bir ilçenin müftüsü, vaizi, imamı, hatibi insanlığı kuşatan bu sorunlardan haberdar değilse vaazlarında, hutbelerinde, konuşmalarında, aydınlatmalarında bu konuları işlemiyorsa, vazifesini yapmıyor hatta kendi vazifesini istismar ediyor demektir. Bunlardan haberdar olmamız lazım. Her müftümüze şunu önce soruyorum, ilçenizde ilinizde kaç sokak çocuğu var haberdar mısınız? Kaç bölünmüş aile var? Uyuşturucuya müptela olmuş kaç çocuk, genç var, bunları biliyor musunuz? Bunları bilmeden bir insanın şehrin manevi hayatını ayağa kaldırması mümkün değildir."

Görmez, "Eğer müftümüz kendi kendi gözü önünde 10-11 yaşında daha anne olma, eş olma vasfını kazanmadan annesi babası tarafından bir kız çocuğu zorla evlendiriliyorsa, nikah akdinin ne olduğunu bilmeden nikah masasına oturtuluyorsa, oradaki bir din gönüllüsü arkadaşımız bu benim konum değildir, bu sadece annesini babasını ilgilendirir diyemez" diye konuştu.

-"Eğitimler, personellere farklı perspektifler kazandıracak"

Din Hizmetleri Genel Müdürü Yaşar Yiğit ise toplumda gayrı ahlaki durumların söz konusu olduğunu dile getirerek, sadece üzülmenin artık yetmediğini, kurumsal olarak da kendilerine görevler düştüğünü ifade etti.

Bireysel ve toplumsal sorumlulukların bulunduğunu anlatan Yiğit, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak toplumu bilgilendirme ve aydınlatma misyonunu üstlendiklerini söyledi.

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Temindar Aytekin, ihmal ve istismarın çok önemli konular olduğunu, bakanlıklarının Çocuk Destek Merkezlerinde ihmal ve istismara uğrayan çocukların iyileştirilmesi topluma kazandırılması için önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı.

ANKA Rehabilitasyon programına değinen Aytekin, buradan çok iyi geri dönüşler aldıklarını, değerler eğitimi modülünün Diyanet İşleri Başkanlığının desteğiyle yapılacağını kaydetti.