Çiçek: "Giderayak 'Şunun Ekmeğiyle Oynayayım' Gibi Bir Duruma Girmek İstemem" - Son Dakika
Güncel

Çiçek: "Giderayak 'Şunun Ekmeğiyle Oynayayım' Gibi Bir Duruma Girmek İstemem"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -TBMM Başkanı Cemil Çiçek TBMM Başkanı Çiçek: (5)- "Siyaset hayatımda benimle ilgili çok ağır yazılar yazıldı, iftira edildi.

17.04.2015 17:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -TBMM Başkanı Cemil Çiçek TBMM Başkanı Çiçek: (5)- "Siyaset hayatımda benimle ilgili çok ağır yazılar yazıldı, iftira edildi. 13-14 sene benim ve ailemin hayatını karartan meslektaşlarınız oldu. Ama ben bir tek kişi ile ilgili dava açmadım. Dava açsam kazanırdım"- "Görev süresi sona ermek üzere olan bir Meclis Başkanı olarak giderayak 'şunun ekmeğiyle oynayayım' gibi bir duruma girmek istemem"- "Pazar yerine çadır kurar gibi önemli günlerde Meclis'in arka bahçesi çadırlardan geçilmiyor. Nerede var burada böyle bir olay?" TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyaset hayatı boyunca kendisiyle ilgili çok ağır yazılar yazıldığını, iftira edildiğini belirterek, "13-14 sene benim ve ailemin hayatını karartan meslektaşlarınız oldu. Ama ben bir tek kişi ile ilgili dava açmadım. Dava açsam kazanırdım" dedi. Çiçek, TBMM Tören Salonu'nda düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarının önemine işaret eden Çiçek, komisyon çalışmaları sırasında dört siyasi partinin de hak ve özgürlükler konusunda ne düşündüğüne ilişkin metinler verdiklerini söyledi. Şeffaflık gereği komisyon çalışmalarının tamamını internet ortamında paylaştıklarını vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti: "Benim gördüğüm metinlerde üç siyasi parti 'Türk Milleti' veya 'Türk Ulusu' kavramlarını kullandı. AK Parti, CHP ve MHP komisyona verdikleri anayasa taslağında 'Türk Milleti' ifadesini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter devlet olduğu da üç partinin metinlerinde var. 'Türk Milleti' ifadesi yerine 'Türkiye halkları' ifadesi HDP'nin metninde o zaman gündeme geldi. Özerklik anlamına gelebilecek bir kısım teklifler orada da gündeme geldi. Ama buna karşılık üç parti de bu görüşlerini dile getirdi. Birisi diyelim ki verdiği anayasa uzlaşma taslağında iki yerde Türk Milleti ifadesini kullandı. Bazıları beş, bazıları yedi yerde demiş. Ama üç parti de kullanmış. 2015'e giderken, herkes farklı söylemler içerisindeyse onu şahsen bilmiyorum.Dil konusuyla ilgili tartışmalar da o zaman orada yapıldı. Bu konuyla ilgili keşke Türk Dil Kurumu bir açıklama yapsaydı. Ama hiçbir konuyu biz bugün önümüze geldiğinde tartışıyor değiliz. Bunu Türk Dil Kurumu'na sordum; bana verdikleri rapora göre şu anda dünyada yaşayan 6 bin 912 dil var. En fazla Brezilya'da var. Dil bir anlaşma aracıdır. Ama her konuşulan dil, resmi dil değil. Resmi dil sayısı 200 civarındadır. 500'den fazla dilin konuşulduğu bir yerdeki bir vatandaş topluluğu öbür taraftakini anlamıyor. Peki nasıl anlaşılacak? Onun için Portekizce resmi dil olmuş ama öbür taraftan herkes ana dilini konuşuyor."Çiçek, AİHM'in de resmi dil konusunda verdiği kararlar olduğunu anımsatarak, "Bazı sorunlar sadece bizde olmamış başka yerlerde de olmuş. Hak ve özgürlükler açısından AİHM'e kadar gitmiş" dedi. -"Meclis en çok kuralsızlığın olduğu yer haline geldi" TBMM Başkanı Çiçek, "TBMM Başkanlık Divanı'nda alınan karar doğrultusunda bir parlamento muhabirine yasama çalışmalarını izlemede yasak getirildiği" konusundaki soruya, şu cevabı verdi: "Kartı iptal edilen bir arkadaş da burada. Demek ki o konuda biz olabildiğince toleranslı davranıyoruz. Bir şeyi kısıtlama gibi bir niyetimiz yok. Hele hele görev süresi sona ermek üzere olan bir Meclis Başkanı olarak giderayak 'şunun ekmeğiyle oynayayım' gibi bir duruma girmek istemem. Hepimiz kuralsızlıktan şikayet ediyoruz, siz görevinizi yapın ama yaparken buranın kuralları çerçevesinde yapın. Değişiklik istiyorsanız yine oturarak, konuşarak yaparız. Bir kısım sıkıntılar, şikayetler oluyor. Bunun üzerine de bir düzenleme getiriliyor. Yeni bir düzenleme yok, birinci fıkradaki müeyyideyi ikinci fıkraya almak suretiyle... 'Bu olmasın' diyebilirsiniz. Ama bunu şu anda yapma imkanımız yok.Şu kadarlık siyaset hayatımda benimle ilgili çok ağır yazılar yazıldı, iftira edildi. 13-14 sene benim ve ailemin hayatını karartan meslektaşlarınız oldu. Ama ben bir tek kişi ile ilgili dava açmadım. O yazılar haksızdı, hukuksuzdu. İnsan onuru ve haysiyeti bakımından son derece yanlıştı. Dava açsam kazanırdım. Ama açmadım. Gerek de görmedim. O yazıyı yazanlara da 'sen niye yazdın' demedim. Halen görüşürüz, konuşuruz; ben onun yanlışını söylerim, o da benim yanlışımı söyler. Meclis en çok kuralsızlığın olduğu yer haline geldi. Burası bir çok art niyetli insanların hedefi olabilecek bir kurum haline geldi, güvenlik açısından, vesaire açısından... Sizi onlarla bir tutuyor değiliz ama bir kural koyduk, herkes herşeyi yapsın ama kuralına uygun yapsın. Kural yanlışsa onu yine birlikte değiştiririz. 'O kararı ben almadım. Filancalar aldı' diye de bir kolaycılığa kaçmıyorum. Meclis'in ilgili komisyonlarında olan bir durum. Ama bunun şu veya bu istikamete çekilmesi de doğru değil. Sizin arkadaşlarınız arasında da zaman zaman -sayısı azdır belki- kuralsızlık edenler de olmadı değil." Bir gazetecinin, "Biz buranın kurallarına riayet ediyoruz ama buranın kuralları son birkaç senedir yasaklar noktasına geldi. Meclis gazeteciler açısından çalışılamaz hale geldi. Biz, devamlı polisler ve Meclis Basın Bürosu'nda görevli arkadaşlar tarafından izlenen paranoyak insanlar haline getirildik. Bu durumu nasıl değiştirebiliriz?" sorusu üzerine Çiçek, "Orada yasak, burada yasak... Ama bu kurum içerisinde herkesin herşeyi yapma imkanı yok. Batı parlamentolarında da yok. Siz her türlü görevinizi usulüne uygun yapın, söylenen yerlerde yapın ama sıkıntı çıkıyorsa da bunlar konuşulur" dedi. - "Haberi başka yerde alırsın, biz orada bir iş yapıyoruz" Çiçek, şöyle devam etti: "Her türlü görevi yapıyorsunuz, kulislerde varsınız. Bunu tartışmaya açtığımdan değil, açmak da istemem. Ama kulisler sadece milletvekillerinin girdiği bir yer. Sizlerle beraber oturuyoruz. Kötü mü oluyor? 'İyi de oluyor, kötü de oluyor' diyenler var. Zaman oldu turnike konuldu ama milletvekillerinin kendisi o kuralı bozunca, 'basın niye gelmesin, basın niye gelmesin... Biz kulise haber kaynağı olmak için çıkmıyoruz ki. Haberi başka yerde alırsın, biz orada bir iş yapıyoruz tabiri caizse. Birilerine haber olmak, manşet olmak için kimse kulise çıkmıyor. Orada bulunuyoruz, herkes bulunuyor, sizler de bulunuyorsunuz. Ama 'doğru mu?' derseniz, doğru değil bunlar. Biz burada keyfi bir muamele yapmamaya gayret ediyoruz ama kural koymaya çalışıyoruz. Kurallara uyulmayınca da ne büyük sıkıntılar olduğunu gördük. Buna önce milletvekillerimiz uymadı. Siz mesela şunu görebilir misiniz batı parlamentolarında, pazar yerine çadır kurar gibi önemli günlerde Meclis'in arka bahçesi çadırlardan geçilmiyor. Nerede var burada böyle bir olay? Ben hiç bir yerde görmedim. Geçmişte vardı diye buna aynen devam mı edelim? Bu da doğru değil. Birisi bir gün evvelden geliyor, orasıdır, burasıdır. Bakıyorsunuz bir milletvekilini o oradan çekiyor, bu buradan çekiyor. Bu hoş bir görüntü değil. Haber alın ama ortak haber nasıl alınacaksa onun yol ve yöntemlerini uygulayın. Kişi, gelişi güzel bir yerde konuşacağına, basın odasına gitsin konuşsun. Ona bir itirazımız yok ki. ya da bizim haberimiz olsun odasında çekim yapacaksanız ona da bir şey demiyoruz. Ama bu böyle yapılırken öbür milletvekili de 'mahremimize kadar giriliyor' diye şikayet ediyor. Ben şimdi hangi milletvekili diye jurnalcilik yapamam, onun için birbirimizi iyi anlayalım. Ben görev süresi sona eren birisiyim. İbrahim Bey ile karşılaştığımda 'yasak getiren Meclis Başkanı' lafını yemek istemem. Bu memleket kuralsızlıktan çekiyor, kuralları koyalım." -"Davalarla ilgili konuşmamış tek kişi olduğumu söyleyebilirim" Çiçek, bugünkü yargının işleyişi konusunda ne düşündüğü sorusunu yanıtlarken de hazırlık tahkikatı gizli olan konularla ilgili yayın yapılmasını, görüş belirtilmesini, dosyaların yayınlanmasını hiçbir zaman doğru bulmadığını söyledi.Savcının bir kişinin ifadesini aldıktan yarım saat sonra o ifadenin basında yer aldığını anlatan Çiçek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bir şeyi ihlal etmeye başladığımızda bundan herkes zarar görür. Anayasa'nın 138. maddesi belli bir süreden beri ihlal ediliyor. 'Efendim bu gazeteciliktir, yaparız' bunu ben değerlendiremem ama o gün suçlanan insanlar belli bir süre sonra beraat etti. Fakat bu insanın ailesi, sevenleri, herkes perişan oldu, ruh sağlıkları bozuldu. Yaşadığımız sıkıntılarda, gerginliklerde yargı uygulamalarının çok büyük olumsuz katkısı olmuştur. İddianamede bir numara olan kişi adli kontrolle serbest. Haksızlığa, hukuksuzluğa kim maruz kalıyorsa, hangi düşüncede ve görüşte ise ben haksızlığı ve hukuksuzluğu savunamam. Haksızlık ve hukuksuzluk kime yapılıyorsa bizim buna karşı çıkmamız gerekiyor. Ama bu konuda Türkiye'de iyi bir sınav verdiğimizi söyleyemem. Geriye dönük son 4-5 yıllık uygulamalara bakın; kimler kimlere ne dedi, sonra kimler kimlerle ne oldu, bunlara bir bakın. Ben durduğum yerde duruyorum. Kanaatim ve düşüncem belli. Türkiye'de görülmekte olan davalarla ilgili belki hiç konuşmamış ya da yanlışlıkla konuştuysam o da benim hatamdır, konuşmamış tek kişi olduğumu söyleyebilirim." -"Herşeyin kararını Meclis Başkanı vermiyor" Meclis'in kurallarına uymadığı gerekçesiyle parlamento muhabiri kartı iptal edilen ve TBMM yerleşkesine girişi yasaklanan gazetecinin başından geçen süreci anlatması ve Meclis'te, toplantıya davet edilen temsilcisi adına bulunduğunu belirtmesi üzerine Çiçek, "Bunu bana söylediler, buyursun gelsin dedim. Bilgim var. Ben öyle bir anlayış içinde olsaydım girme imkanı olan başka birisi gelsin derdim" karşılığını verdi.Çiçek, kendilerine sayısız dilekçe geldiğini, kayıt numarası alınmış her dilekçeyi işleme koymaya mecbur olduklarını ifade ederek, "Gelen dilekçeleri nereye havale edilmesi gerekiyorsa oraya havale ederiz. Herşeyin kararını Meclis Başkanı vermiyor. Dilekçe vermek, şikayette bulunmak vatandaşın anayasal hakkıdır. Sade vatandaşın nasıl hakkıysa milletvekilinin de hakkıdır. Bu işin sorumluluğunu oraya yüklemek için söylemiyorum ama bu kararı veren Meclis'in bur kurulu. Kararı veren orası. Ben o kurulun amiri değilim. Ben karar vereceksem zaten ona gerek yok. Doğrudan kararı veririz, geçer gideriz. Kararın haklılığını, haksızlığını tartışabilirsiniz. İstiyorsanız yargı yoluna da başvurabilirsiniz, buna bir engel yok. Ben itiraz merciyi olsam itirazı bana yaparsınız, ben de onu kaldırırım. Ama yönetmelikleri incelemeden bir hak arayışına girerseniz, yanlış yerlerde aramış olursunuz. Burada bu kadar arkadaş çalışıyor; sizin çalışmanızdan ben neden rahatsız olacağım, ne mahsuru var? Ben bugüne kadar kimseye de akreditasyon uygulamadım" diye konuştu. İstiklal Mahkemeleri tutanaklarına ilişkin belgeler, harici bellek ile gazetecilere dağıtıldı. Toplantıya TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Kaya ile İstiklal Mahkemelerine ilişkin çalışmanın proje koordinatörlüğünü yürüten TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkan Yardımcısı Abdulhekim Koçin de katıldı. (Bitti)

Çiçek: "Giderayak \'Şunun Ekmeğiyle Oynayayım\' Gibi Bir Duruma Girmek İstemem"
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Çiçek: 'Giderayak 'Şunun Ekmeğiyle Oynayayım' Gibi Bir Duruma Girmek İstemem' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Beylikdüzü'nde Yağmurda Kaza: Sürücü Hayatını Kaybetti
    02:34 Beylikdüzü'nde Yağmurda Kaza: Sürücü Hayatını Kaybetti

    Beylikdüzü'nde yağmur sebebiyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybeden bir otomobil sürücüsü, aydınlatma direğine çarptı. Kazada sürücü hayatını kaybetti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kaza sebebiyle bölgede yoğun trafik oluştu.

  • Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı
    02:15 Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı

    Sakarya'nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı alan bir şahıs, benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe verdi. Olay sonucunda şahıs tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Şahsın adliyeye sevk edilirken gazeteciye yönelik tepkisi de dikkat çekti.

  • İzmir'de motosiklet ile otomobil çarpıştı: Sürücü ağır yaralandı
    02:03 İzmir'de motosiklet ile otomobil çarpıştı: Sürücü ağır yaralandı

    İzmir'in Konak ilçesinde, otomobil ile çarpışan motosikletin sürücüsü ağır yaralandı. Olayda motosiklet sürücüsü E.Ö. hayati tehlike altında olduğu için Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Otomobil sürücüsü ise ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.


Advertisement