Çavuşoğlu-Schetyna Ortak Basın Toplantısı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Musul'da DAEŞ ile mücadelede bölgesel ve ulusal sahiplenmenin çok önemli olduğunu belirterek "Her şeyden önce Bağdat ve Erbil arasında güç birliği lazım. Yani peşmergenin desteğinin alınması lazım. Aynı şekilde, başta Sünniler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin desteğinin alınması ve onların güveninin tekrar kazanılması gerekiyor" dedi.

Çavuşoğlu, resmi ziyaret için Türkiye'ye gelen Polonya Dışişleri Bakanı Grzegorz Schetyna ile Dışişleri Bakanlığında baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi ve soruları yanıtladı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani'nin Musul operasyonunda Türkiye'nin mutlaka yer alması gerektiğine ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Musul'daki mücadelede bölgesel ve ulusal sahiplenme çok önemli. Her şeyden önce Bağdat ve Erbil arasında güç birliği lazım. Yani peşmergenin desteğinin alınması lazım. Aynı şekilde, başta Sünniler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin desteğinin alınması ve onların güveninin tekrar kazanılması gerekiyor. Sadece şu andaki yapıyla mücadele bir mezhepsel çatışmaya dönüşebilir ve böyle bir algı oluşturabilir. Bunun bazı sinyallerini de görüyoruz. Biz başından beri peşmergeye destek veriyoruz. Özellikle onların eğitilip donatılması konusunda destek verilmesini de taahhüt ettik. Ama henüz bu yapılanmayı Irak maalesef tamamlayamadı."

Barzani'nin açıklamasından sonra Kuzey Irak yönetimiyle görüşmelerinin olmadığını da belirten Çavuşoğlu ancak gelecek dönemde bir araya geleceklerini ve bu detayları mutlaka ele alacaklarını ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, "Irak'a desteğimiz devam edecek. Ulusal sahiplenmeyle kapsamlı bir strateji ve kararlılıkla terörle mücadele edilebilir" diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Polonya vatandaşlarına vizeyi kaldırmasına ilişkin olarak, bu konuda hala sorunlar yaşandığının belirtilmesi üzerine, Polonya vatandaşlarına aralık ayında vizeyi kaldıracaklarını açıkladıklarını ve bunun çalışmalarının sürdüğünü hatırlattı. Şu anda Polonya vatandaşlarının Türkiye'ye gelebilmek için hiçbir şart olmadan kolayca vize alabildiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Buna karşılık olarak değil, aynı yaklaşımı Polonyalı dostlarımızdan da bekliyoruz. Schengen ülkesi olduğu için vizeleri kaldırmasını beklemiyoruz ama kolaylıklar bekliyoruz. Yani bu adımları her zaman kazan kazan formülüyle karşılıklı atmalıyız" dedi.

Bir gazetecinin Ukrayna'daki durum nedeniyle NATO'nun Polonya gibi doğu ülkelerine verdiği desteği hatırlatarak "Türkiye bu ülkelere daha fazla destek vermeyi düşünüyor mu" sorusunu yöneltmesi üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin Ukrayna'ya her zaman destek verdiğini vurguladı. Türkiye'nin bu ülkeye IMF kriterlerini şart koşmaksızın 50 milyon dolarlık kredi vereceğini açıkladığını kaydeden Çavuşoğlu, NATO'nun Baltık ülkelerindeki faaliyetlerine de destek verdiklerini anlattı.

Bakan Çavuşoğlu, "Kasım ayında NATO zirvesi ve ayrıca Galler'de, özellikle bu bölgeye yönelik alınan kararların da uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. NATO üyesi ve müttefik olarak bu konulardaki desteğimiz her zaman nettir, açıktır. Baltık ülkelerinde de NATO'nun faaliyetlerine desteğimiz zaten devam etmektedir" ifadesini kullandı.

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, dün Fransa'da düşen uçakta Türk vatandaşının olup olmadığına ilişkin bir soruya da ellerine yeni bilgi ulaşmadığı yanıtını verdi.

Konuya ilişkin değişik noktalarda takiplerinin sürdüğünü belirten Çavuşoğlu, "Bugüne kadar bize ulaşan isim listesinde 50 yaşındaki Muradiye Lohmann dışında bir Türk'ün olmadığını gördük ama çalışmalar devam ediyor. Nihai bilgiler gelmedi" diye konuştu. Çavuşoğlu, Almanya'da çifte vatandaşlıkla ilgili düzenlemelerin yeni yapılmaya başlandığını hatırlatarak Lohmann'ın bu çerçevede 2001 yılında izinle Türk vatandaşlığından çıktığının altını çizdi.

Konuk bakanla görüşmelerini de değerlendiren Çavuşoğlu, ekonomik ilişkileri daha iyi noktaya getirmek için potansiyelin bulunduğuna dikkati çekerek bunun için gerekli altyapı konusunda halihazırda anlaşmalar bulunduğunu ve yeni anlaşma taslakları üzerinde de çalışıldığını anlattı.

Vize anlaşmasının uygulanmasına bir an evvel geçmek istediklerini ifade eden Çavuşoğlu, iş adamları ve halklar arasındaki bağları güçlendirmek için havayollarının uçuş sayılarının da artırılması ve kara ulaşımının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, Polonya vatandaşlarına vizeyi kaldırma konusunda Türkiye'nin aralık ayında adım attığını, bu konuda Türkiye'ye kolaylık sağlanması noktasında da Polonya'dan destek beklediklerini sözlerine ekledi.

"Polonya'dan muhalefet temsilcilerini de davet ettim"

Polonya Dışişleri Bakanı Schetyna da çok iyi ilişkilere sahip oldukları Türkiye'ye iş adamları ve bilim adamlarının katıldığı 160 kişilik bir heyetle gelmelerinin bu ülkeye verilen önemin göstergesi olduğunu vurguladı.

Grzegorz Schetyna, Türkiye ile Polonya arasındaki ticaret hacmini yükseltmek ve Erasmus projesinden faydalanarak her iki ülkeye giden öğrenci sayısını artırmak istediklerini belirtti.

Görüşmelerde iki ülke arasındaki işbirliği imkanlarının çok olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Schetyna, bu ilişkileri güçlendirmek için ellerinden geleni yapmaları gerektiğinin altını çizdi. Schetyna, "Bu nedenle bu heyete Polonya'dan muhalefet temsilcilerini de davet ettim. Polonya'da bazı konularda anlaşamıyoruz ama burada dış politikayla ilgili konularda tek bir sesle konuştuğumuzu göstermek istiyorum" diye konuştu.

Her iki ülkede de yakında seçimler olduğuna işaret eden Schetyna, karşılıklı ilişkilerin seçimlere bakılmaksızın hasara uğramadan devam edeceğine inancını dile getirdi.

Schetyna, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin birçok engeli başarılı şekilde aşmasına her zaman destek vereceğiz. Savunma, sanayi, eğitim alanlarında işbirliklerimiz var ve zaten iki müttefik olarak NATO'ya ortak katkılarımız var.

Görüşmemizde Ukrayna'daki durumdan konuştuk, Avrupa-Rusya ilişkileri, Suriye, İran meselelerine de değindik. Dünyanın karşılaştığı sınavlarla ilgili değerlendirmeler yaptık. Bu konuda rasyonel politikadan bahsettik ve ortak bir cevap bulmamız gerektiğini vurguladık. Bu konuda Türk arkadaşlarımla hemfikir olduğumuzu fark ettik. Bundan dolayı mutluyum."